• Sonuç bulunamadı

1.4. MODERN İSTİHBARAT’TA KULLANILACAK TOPLAMA TEKNİKLERİ

1.4.1. İnsan Kaynaklı İstihbarat Toplama (HUMINT)

“İstihbarata ihtiyaç duyan, bilgi toplayan, bilgiyi inceleyen, olayları gözlemleyen ve yine bundan haberdar olunmasını sağlayan “insan”, hem istihbaratın olmazsa olmazıdır, hem de ayrı bir paralelde istihbaratın bir aracıdır” (Tılısbık ve Akbal, 2006: 96).

İnsan kaynaklı istihbarat (HUMINT), insanlar aracılığı ile istihbarat amaçlı bilgilerin toplanmasıdır (Köseli, 2011: 65). Türk istihbarat tarihinde, İngilizce human intelligence’ın kısaltması olan insani istihbarat, insan eksenli, insana dayanan ve mevcut kaynaklar arasında en eski, en ucuz ve hiçbir zaman önemini yitirmeyen bir istihbarat toplama yöntemidir (Özdağ, 2011: 128; Köseli, 2011: 66).

İnsanların ihtiyaçları ve merakları doğrultusunda oluşan istihbarat, gelişen teknolojilerinde etkisiyle en gelişmiş araçlar ile yürütülebilmektedir. Ancak dünden bugüne değişmeyen insan faktörü her zaman başköşede yerini almıştır. İstihbarat faaliyetleri içerisinde insanın bir araç olarak kullanılması, en başarılı sonuçlara bu araç ile ulaşılabilmesi belki de istihbarat faaliyetlerindeki insan etmeninin giderek önemli bir hal almasını sağlamaktadır. Askerlikte her türlü gelişmiş ve güçlenmiş silah ve araçlara rağmen hala piyadenin süngüsünün ucunda bulunan zafer, istihbarat alanlarındaki tüm gelişmelere rağmen insan faktörünün bir araç olarak kullanılmadan zafer elde edilemeyeceğini vurgulamak açısından iyi bir örnektir. Haberi toplayan, kaynakla ve konuyla birebir muhatap olan insan, bu bilgilerin elde edilmesinde elbette teknolojik araç gereçlerden faydalanmıştır fakat burada dikkat edilmesi gereken husus insan unsurunun, zekâsı, davranışı, inisiyatifi, cesareti ve algılaması gibi faktörlerle asıl belirleyicinin kendisi olduğunu ortaya koymasıdır (Tılısbık ve Akbal, 2006: 96-97).

HUMINT, eğitilmiş personel aracılığı ile; insanlardan, görsel ve işitsel kaynaklardan, ilgi duyulan alanların, niyetlerin, mahiyetlerin, kapasitelerin, güçlerin, takdirlerin, mevcut techizatların ne olduklarının tespit edilip, öğrenilebilmesi için

toplanan bilgilerin analizinden elde edilen istihbarat olarak tanımlanabilen bu istihbarat toplama yöntemi, insan kaynağının bir araç olarak kullanılmasıdır. HUMINT diğer bir deyişle, kontrol altında olan veya olmayan insani istihbarat kaynağını, belge ve bilgileri ele geçirmek, araştırma ve gözlem yapmak gibi faaliyetler için kullanarak rakip ve/ya müttefikler hakkında ilgi duyulan bilgileri alabilmektir (Köseli, 2011: 65-66).

Çoğu zaman espiyonaj olarak da belirtilen, insan kaynaklı istihbarat toplama faaliyetleri, yabancı karar alma sistemlerine sızarak, sistemin güçlü ve zayıf yanları, amaç ve niyetleri gibi konularda bilgi edinilmesidir. Burada yabancı karar alma sistemlerine yönelik geliştirilen insani istihbarat aslında, stratejik istihbaratı işaret etmektedir (Köseli, 2011: 65; Özdağ, 2011: 129).

İstihbarat içerisinde vazgeçilmez bir yeri olan Humint, istihbaratın doğasından dolayı bazı tehlikeleri de barındırmaktadır. Bu istihbarat türü içerisinde yer alan kişilere, konumu ve durumu açısından casus, ajan, eleman gibi bazı isimler verilmektedir. Bazen insan faktörü tarafından yanıltıcı bilgiler verilebilmekte ve ikili oynama durumları olabilmektedir (Tılısbık ve Akbal, 2006: 100).

Diplomatların normal yollarla elde edemeyeceği bilgilere ulaşabilen HUMINT’ın da birçok değişik şekli bulunmaktadır. Kendi işleri için seyahat eden kişiler, sığınmacılar, gizli ajanlar, politik hasımlar, sürgünler, alternatif hükümetler, ihanet edenler gibi değişik durumdaki insanlar, ajanlar, örgütler içinden bilgi sağlayan insanlar, en ideal HUMINT kaynaklarıdırlar (Köseli, 2011: 66). Ajanların tespiti, devşirtilmesi, güvenilirliklerinin denetlenmesi zaman alan çalışmalardır.

Sınırlı iletişim ile ajan olduklarının her an deşifre olması gibi olumsuzlukları da vardır. Ayrıca tam anlamı ile kontrol altına alınamayan ajanların iki taraflı çalışıp çalışmadıkları hiçbir zaman bilinemez. Örneğin, “CIA’nın Castro’ya karşı kullandığı Kübalı ajanların çoğunun çift taraflı çalıştığı meydana çıkmıştır” (Özdağ, 2011: 129- 130). Bu gibi olumsuzluklara mahal verilmemesi için istihbarat birimlerine alınacak insan unsurlarının özenle ve çok titizlikle seçilmesi gerekmektedir (Tılısbık ve Akbal, 2006: 104).

Espiyonaj ya da casusluk olarak bilinen insani istihbarat, devlet memurları tarafından yapılabileceği gibi herhangi bir yurttaş tarafından da yapılabilir. Kendini beğenmiş, pasif ve özgüveni eksik olan ve kolayca etkilenebilen insanlar bu konuda

devşirtilebilirler. Bir başka ülke için casusluk yapmanın değişik nedenleri vardır bunların başında ise para gelmektedir. İntikam duygusu, ideoloji, fanatizm ve milliyetçilik de insani casusluk yapmaya iten diğer nedenlerdir. Örneğin, Soğuk savaş döneminde komünist ideolojileri nedeniyle birçok Amerikalı ve Avrupalı, SSCB istihbarat servisleri için casusluk eylemlerinde bulunmuşlardır (Özdağ, 2011: 130-131).

İnsan kaynaklı istihbaratın insan unsurunu oluşturan memur, ajan ya da casusta olması gereken özellikleri Allen Dulles şu şekilde sıralamıştır;

İnsanları anlama hassasına sahip olmak, Zor şartlar altında da başkalarıyla çalışabilmek, Hayal ile hakikati, doğru ile eğriyi ayırt edebilmek, Esas unsurlarla teferruatı ayırt edebilmek,

Merak, tecessüs sahibi olmak, Hüner, maharet sahibi olmak,

Teferruata, lüzumsuz görünen şeylere dahi dikkat edebilmek, herkesin görmediği şeyleri görebilmek,

Fikirlerini açıkça, kısaca, ilgi çekici surette ifade edebilmek, Ne zaman susulması gerektiğini bilmek,

Başkalarının görünüş, düşünüş, hareket ve hissedişine karşı anlayış göstermek, sert ve dar anlayışlı olmamak,

Şan, şeref; isim, servet düşkünü ve fazla haris olmamak,

Macerayı, vatanını, milletini, insanlığı sevmek, yapacağı işte dünya barışına, insanlığa hizmet edeceğine samimiyetle inanmak,

Bütün bunlara ilaveten iyi bir kültür ve tahsil sahibi olmak (Tılısbık ve Akbal, 2006: 105).

Bu maddelere ek olarak bir de iyi bir aileye mensup olunmalıdır, diyebiliriz (Tılısbık ve Akbal, 2006: 105).

Teknik istihbarattaki bütün ilerlemeler göz önünde bulundurulduğunda bütün zorluklarına rağmen insani istihbaratın vazgeçilmez olarak görülmesinin nedeni, teknik istihbarat ile elde edilen bilgilerin tek başına yetmediği, yorumlanmasında insan faktörünün de bulunması gerektiği görülmektedir. “Örneğin, ABD, El Kaide’ye karşı başkan Clinton döneminde geniş bir bütçe ve kadroya sahip bir özel istihbarat teşkilatı kurmuş olmasına rağmen, insani istihbarat eksikliğinden dolayı 11 Eylül saldırıları engellenememiştir veya engellenmesi engellenmiştir” (Özdağ, 2011: 130). Burada

sadece Humint kaynağının avantajlarından değil dezavantajlarından da bahsetmek gerekir. İnsan unsurunun doğru söyleyip söylemediği ya da kendi kendine deliller üretmediğinin bir garantisi olmadığı için bu istihbarat türü yavaş ilerlemektedir (Köseli, 2011: 66). Yani insani istihbaratta hem kaynakların korunmaya çalışılması hem de onların güvenilirliğinin ispatlanmaya çalışması, bu alanda yavaş ilerlenmesine sebep olmaktadır (Özdağ, 2011: 130) .

Suç örgütleri içerisinde bilgi sağlamak için bağlantıya geçilen ajanlarda da güvenilirlik bir soru işareti olarak kalmaktadır. Suça meyilleri doğrultusunda ve içerisinde bulunduğu suç örgütündeki konumundan dolayı her an bir suça karışabilecek olması, kanunsuz eylemlerde bulunması hem istihbarat teşkilatlarını hem de kolluk kuvvetlerini zor duruma sokacaktır. Bu tarz eylemlere karışan casuslar, onları yönetenleri deşifre etmeleri halinde kamuoyunda büyük tepkilere yol açarak kuruma ya da teşkilata olan güvenin sarsılmasına da neden olabilirler (Köseli, 2011: 66-67).

İstihbarat tarihinden çıkarılan casus / ajan/eleman profili:

- 21-35 yaş arası kadın veya erkek,

- Üniversiteden ortalama bir öğrenci olarak mezun, - Kısa süreli değişik işlerde çalışmak,

- Para sıkıntısı çeken düşük gelirli, - Askeri istihbarat deneyimi,

- Yalnız yaşayan adam veya kadın,

- Ehliyeti olan ama genelde deneyimsiz sürücü, - Romantik hobiler, yazarlık, fotoğrafçılık, dalgıçlık,

- Devlet güvenlik örgütlerinin riskli unsur olarak tanımlamadığı bir

şahsiyet,

- Paramiliter yazına ilgili, (gerilla savaşı, kent gerillası vs.) - Silahla ilgili ve genellikle silah taşıma talimi yapan tip,

- Satranç, müzik, matematiğe ilgi (Özdağ: 2011: 131),

duyması şeklinde sıralanabilir.

Yukarıdaki değerlendirme karşı istihbaratçıları araştırmaya başlamak için bir fikir oluşturulması açısından önemlidir. İnsani istihbarat sadece kimliğini gizleyerek düşman hakkında bilgi toplamak değildir. Örneğin, “Vietnam savaşı sırasında kurulan ve “Studies and Observation Group” adını alan özel bir operasyon birliğine verilen

görev, düşmanı yoğun bir şekilde taciz, siyasal baskı uygulama, esir alma, imha, istihbarat toplama, propaganda yapmaktır”. Yani insani istihbarat sadece casuslar, ajanlar tarafından değil; asker, diplomat, gazeteci, akademisyen, turist ve polis mensupları tarafından da toplanan bilgidir (Özdağ, 2011: 131-132).

HUMINT’ı Fitchbach’a göre iki alt grupta inceleyebiliriz; “Birincisi yabancı bir ülkeye seyahat eden vatandaşlar, ya da diplomatik temsilciliklerde çalışan askeri veya sivil tüm görevlilerden alınabilecek ‘açıktan yapılan insan kaynaklı istihbarat’ diğeri ise insan kaynakları kullanılarak gizli yollarla elde edilen bilgilerdir” (Köseli, 2011: 74). İnsani istihbarat hem açık hem kapalı/gizli bilgi toplamayı kapsayan; açık insani istihbarat denildiğinde akla diplomatların ve diğer devlet görevlilerinin geldiği, kapalı/gizli insani istihbarat denildiğinde ise casusluk faaliyetlerinin geldiği bir yapıdır (Özdağ, 2011:129). Günümüzde, Soğuk Savaş döneminde ki ajan tiplemesi yerine bilim adamı, iş adamı görünümlü, kendisine daha çok iş dünyası, araştırma merkezleri, sivil toplum örgütleri gibi kurumlar içerisinde yer bulan ajanlar yetiştirilmekte ve faaliyet göstermektedirler (Yılmaz, 2007: 125).

İnsan kaynaklı istihbarat; irtibat görevlileri üzerinden ev sahibi ülkeden bilgi alma, istenilen bilgilerin sızdırılması, müttefiklerden, sivillerden veya sığınmacılardan mülakat yöntemiyle bilgi almak, sorgulama ve dokümanların ve diğer kaynakların kullanılması gibi çeşitli yollarla yapılabilmektedir (Köseli, 2011: 67).

Etkin bir insani istihbarat toplanabilmesi, rakip devletin ya da kuruluşun bütün alanlarına sızan bir örgütlenme ile mümkün olacaktır. Yani istihbarat ağının rakip devletin ve toplumun örgütlü yapısına, askeri ve sivil bürokrasiye, partilere, öğrenci ve işçi kuruluşlarına sızmış olması gerekmektedir. Bankalar da istihbarat toplamak için kullanılabilecek alanlardandır (Özdağ, 2011: 132).

ABD Ordusu İnsan Kaynaklı İstihbarat Toplama Yönergesine göre; insan kaynaklı bilgi toplama operasyonları şu beş aşamadan meydana gelmektedir: planlama ve hazırlık, yaklaşma, sorgulama, neticelendirme, raporlama.

Planlama sürecinde HUMINT toplamada operasyonun gerçekleşebilmesi ve çok özel bir bilgi ihtiyacına cevap verebilmek için görevliler gerekli araştırmaları ve planlamaları yapar. Yaklaşma sürecinde; HUMINT kaynaklı istihbarat toplayıcısı şartları kontrol eder ve kaynağa yaklaşarak kontrol kazanmaya çalışır. Sorgulama sürecinde HUMINT toplayıcısı sorgulama, sızdırma, mülakat gibi teknikleri ihtiyaca ve duruma göre kullanarak kaynağa soru sorulmaktadır.

Neticelendirme sürecinde ise soruların sorulması tamamlanarak daha sonra olabilecek muhtemel bilgi toplama ihtiyaçları için gereken ortam oluşturulur. Raporlama kısmında ise; HUMINT kaynağından bilgi toplayan kişi elde edilen bilgileri yazılı olarak kayıt altına alınması ve sözlü ya da yazılı olarak gerekli makamlara arz edilmesi süreci vardır (Köseli, 2011: 68).

Birçok istihbarat teşkilatı, düşmana karşı başlattığı karşı istihbarat çalışmasında insani istihbaratı kullanmaktadır. Örneğin politik istihbarat, ekonomik istihbarat neredeyse tamamen insani istihbarat ile toplanıp analiz edilir. Öte yandan, foto istihbaratı da insani istihbaratın yorumuna yani değerlendirmesine ihtiyaç duyan bir istihbarat türüdür. İnsani istihbaratın dezavantajlarını genel başlıklar altında şöyle toplayabiliriz: “Çoğunlukla tehlikeli ve kanunsuz faaliyetle elde edilir; genellikle güvenilmez ve nihayet kolaylıkla yönlendirilebilir ve yavaştır”. Ancak, tüm bu dezavantajlar insani istihbaratın avantajlarını görmezden getiremez. İnsani istihbaratın avantajlarını: “Görece ucuzdur; niyetleri, davranışları ortaya çıkarabilir” şeklinde açıklayabiliriz (Özdağ, 2011: 133).

Teknolojinin gün geçtikçe farklı boyutlara ulaşması istihbarat alanındaki yeniliklere gidilmesine neden olmuş fakat insan istihbaratının yerinin doldurulamayacağı anlaşılmıştır. Çünkü elde edilen bilgilerin değerlendirilmesi, yorumlanması ve bir analize tabi tutulması ancak insan faktörü ile olur.