• Sonuç bulunamadı

Lisans Anlaşmaları

Belgede BOSNA HERSEK ÖRNEĞİ (sayfa 172-176)

TÜRKİYE KÖKENLİ FİRMALARIN DOĞRUDAN DIŞ YATIRIM ALANI OLARAK ESKİ YUGOSLAVYA CUMHURİYETLERİ

2.2. GENEL OLARAK ULUSLARARASILAŞMA

2.2.3. Uluslararası Faaliyet Şekilleri

2.2.3.2. Uluslararası Pazarlara Açılmada Ortaklıklar

2.2.3.2.2. Lisans Anlaşmaları

Lisans anlaşması ile bir firma (lisansör), diğer bir ülkedeki firmaya (lisansiye) kendi ürünlerinin satışını veya üretim iznini verir.300Lisansörün, lisansiyeye verdiği bir nevi kaynaktır. Bu kaynak teknoloji, yönetsel yetenek, patent veya lisansiyenin üretim yapacağı ticari markayı içerebilir.301Yapılan anlaşmayla lisansı alan firma

298 Richard M.Hodgetts, Yönetim Teori Süreç ve Uygulama, Çev.Canan Çetin ve Esin Can Mutlu, Der Yayınları, İstanbul-1997, s.428-429.

299 Richard L.Daft, a.g.e., s.612.

300 Ömer Dinçer, a.g.e., s.289.

301 Richard L.Daft, a.g.e., s.612.

lisansı verenin ürettiği ya da sattığı malın ya da hizmetin aynısını diğer bir ülkede üretme ya da pazarlama imtiyazına kavuşur.

Yabancı piyasalara lisans anlaşması yoluyla girmenin çok çeşitli nedenleri vardır. Farklı kaynaklarda, lisans anlaşması ile ilgili çok çeşitli sebep ve açıklamalara rastlamak olasıdır. Bunlardan birinde; yabancı piyasalarda faaliyete başlamak için (yabancı piyasalara giriş usulleri olarak) öncelikle faaliyetler işletmelerin net varlığa (equity) ihtiyaç duyup duymamalarına göre sınıflandırılmıştır. Lisans anlaşması uluslararası piyasaya açılmada net varlık gerektirmeyen bir usuldür. Sözleşmeye dayanan bir anlaşmadır (contractual agreement).302

Lisans anlaşmasının doğrudan yatırımın imkânsız olduğu durumlarda işletmeler açısından çekici olduğu belirtilmektedir. İşletmelerin lisans anlaşmasını seçmelerinin nedenleri: birinci olarak, riski az olan bir yöntemdir. İkincisi, işletmeler çeşitli kaynaklarını (sermaye) riske atmamaktadırlar. Üçüncüsü, yabancı pazarlara girebilme net varlık kullanımı gerektiren usullerden biri ile mümkün olmayabilir. Bu durumda lisans anlaşması yoluyla yabancı ülkeye girmek firmaların tercih ettiği yöntemlerden biri olmaktadır.303 Lisans anlaşmaları ile lisansörün kendisine rakip oluşturması, pazarının bir kısmını kaybetmesi, istemediği bazı üretim ve yönetim özelliklerini yitirmesi vb. olumsuz yönleri de bulunmaktadır.

2.2.3.2.3. Konsorsiyum

Konsorsiyum ortaklık şeklinde piyasaya giriş şekillerinden biri olarak değerlendirilebilir. Bir amacı gerçekleştirmek için kurulan ortaklık olarak tanımlanmaktadır.304Ortaklık yapılacak işin bitmesiyle birlikte, oluşturulan ortaklık da sonlanmaktadır. Konsorsiyumu oluşturan firmalar, kimi zaman sermaye avantajını elde etmek, kimi zaman yönetim bilgilerini pazarlamak, kimi zaman da teknik bilgilerini kullanmak suretiyle faaliyette bulunmaktadırlar. Konsorsiyumlar, hem finansal hem de entellektüel sermayenin birleştirilmesi ve risklerin azaltılması amacıyla oluşturulmaktadırlar.305 Doğrudan dış yatırımların yerel ekonomiler

302 Yigan Pan ve David K.Tse, a.g.e., s.537-538.

303 İnan Özalp, Çokuluslu İşletmeler…,s.76.

304 Ömer Dinçer, a.g.e., s.289.

305 A.Kazım Kirtiş, Pazarlama İlkeleri Global Yönetimsel Yaklaşım, Evin Ofset, 2.Baskı, Malatya-2001, s.20.

üzerindeki etkilerine yoğunlaşan lüteratürün bir bölümü, üretim fazlalığının ölçülmesi üzerine odaklanırken, doğrudan dıp yatırım akışının oluşturduğu konsorsiyumlar da bu arada belirmeye başlamaktadır.306

İşletmeler, uluslararası finans kuruluşları veya devletler belirli bir amaç için bir araya gelirler. Genellikle büyük çaplı taahhüt işlerinde ihaleyi kazanabilmek için aynı veya farklı ülkelerden, aynı dalda veya farklı ihtisas dallarındaki işletmeler finansal olanaklarını veya teknolojik ya da diğer üstünlüklerini birleştirip, işbirliği yaparlar. Özellikle çeşitli sanayi projelerinde finansman sağlayan kuruluşlar olarak yatırım bankaları, uluslararası finans çevreleri (IMF, Dünya Bankası, Avrupa Yatırım Bankası gibi) konsorsiyum oluşturma yoluna giderler. Finansal amaçlı, üretim veya satış amaçlı olan konsorsiyum anlaşmalarında ilgili işletmelerin bağımsız kalarak, sadece belirli işi almak ve bitirmek için işbirliği yapmaları söz konusudur.307

2.2.3.2.4. Franchising

Franchising, franchiser ile franchisee arasındaki bir sözleşme ile yönetilen ve Franchising’i alan şirketin Franchising’i veren şirketin ticari markasıyla hareket edebilmesini sağlayan örgütsel bir yapıdır. Sürekliliğe dayanan bir ilişki kurar.

Franchising sözleşmesi, franchiser ile franchisee’yi yasal ve ekonomik olarak birbirine bağlar. Franchising’i alan firma, veren firma adına belli bir ürünün, belli bir bölgede ve belli şartlar altında her türlü sonuçlarından ve getirilerinden yararlanma hakkını elde eder; karşılığında da ana firmaya “belli özellikler”308 dikkate alınarak ortaya çıkarılan bir bedel öder.309 Franchise ilişkisinin üç temel özelliği vardır:310

306 Matthew A.Cole, Robert J.R.Elliott ve Eric Strobl, The Environmental Performance of Firms:

The Role of Foreign Ownership, Training and Experience, Ecological Economics, Article in Press, 2007, s.1.

307 İsmet Mucuk, Modern İşletmecilik, Türkmen Kitabevi, 6.Baskı, İstanbul-1996, s.49.

308 Josef Windsperger, The Fee Structure In Franchising: A Property Rights View, Economics Letters, No.73, 2001, s.220-221.

309 Steven C.Michael, Why Some Operators Short Themselves On Advertising, Cornell Hotel and Restaurant Administration Quarterly, April 2002, s.65.

310 John Stanworth ve James Curan, Colas, Burger, Shakes, And Shirkers: Toward A Sociological Model of Franchising In The Market Economy, Journal of Business Venturing, No.14, 1999, s.324.

* Her iki tarafın yükümlülükleri ve sorumluluklarının resmini çizen bir kontrattır.

* Taraflar arasında devam eden güçlü bir birlikte davranma ilişkisi vardır.

* Franchisee faaliyetlerini büyük ölçüde franchiser ticari adı ve pazarlama planı çerçevesinde gerçekleştirir.

Tür olarak iki tür Franchising bulunduğu belirtilmektedir. Bunlardan birincisi, ürün ve ticari isim verme; ikincisi de işletme formatı vermedir. Ürün ve ticari isim vermede bir firma diğer bir firmaya bir ürün dizisini, ana firmanın ismini ve ticaret unvanını promosyonel amaçlarla kullanarak satma yetkisini verir. Bu tür Franchising işleminde odak noktası “satılan şey” üzerindedir. Daha çok otomobil ve petrol endüstrisinde egemen olan bir şekil olduğu belirtilmektedir. İşletme formatı verme de ise; tüm bir firmanın işletmesi üzerinde durulmaktadır. Başarılı bir işletme, aynı işin başka bir yerde işletilme hakkını isim ve unvanla birlikte diğer bir firmaya satar. Burada odak noktası “işletmenin nasıl işletildiği” üzerindedir. Bu yöntemde franchising'i veren firma (Franchiser) alan firmaya (Franchisee) işletmeye konu olan malları da verir. Bazı durumlarda toptancılara malların verildiği de görülmektedir.

Bu durumda daha çok yönetim ve pazarlama yardımı yapılmaktadır.311

Franchise alan firmanın avantajlarından söz etmek gerekirse öncelikle hiç bilmedikleri bir işte kısa süre içinde uygulamaya geçecek kadar bilgi sahibi olunmaktadır. Buna ek olarak, müşterisi hazır bir markaya sahip olmaktadırlar.

Reklâm harcamaları konusunda avantaja sahip olmaktadırlar. Franchising’in en belirgin ayrıcalığı “isim hakkının satın alınmasıdır”. İsim hakkını satın almakla genellikle kalite, uluslararası standart ve teknolojiyi de beraberinde satın almaktadırlar. Her türlü eğitim, reklam, bölge tahsisi, tanıtım, malzeme gibi destek hizmetler de verilmektedir.312 Avrupa’daki havayollarında firmalara sağlanan

311 Lesley Pender, European Aviation: The Emergence Of Franchised Airline Operations, Tourism Management, No.20, 1999, s.566.

312 Hüseyin Altay, a.g.e., s.86.

avantajlar olarak da marka gücü, daha sık uçma programı, satış ve dağıtım sistemi, trafikte artış, gelir artışı vb.den bahsedilmektedir.313

Franchise verenin avantajları ise şöyle belirtilebilir: Öncelikle, ana firma yerel firmanın sermaye ve yönetim becerilerinden yararlanarak genişler. İkinci olarak klasik dağıtım kanallarından satılması zor bazı ihtisaslaşmış ürünleri daha kolay satar. İşle en az kendileri gibi sanılan ortaklarla çalışırlar. Marka oluşturmak ve pekiştirmek için gereken saygınlık hızla kazanılmaktadır. Piyasaya çıkacak taklitlerin önüne geçilmiş olur. Franchising daha çok geleneksel sektörlerin dışında yeni gelişen hizmet, telekomünikasyon, finansal planlama, firma danışmanlıkları, medikal ve dental ürün ve hizmetler, taşıma ve seyahat hizmetleri ile internet gibi konulara bakılarak daha kolay anlaşılabilir.314

Franchising'de alan ve veren açısından bir takım dezavantajlar da söz konusudur. Alanlar açısından yerel koşullara uyma zorunluluğu ana firma tarafından kısıtlanmaktadır. Ana firma tarafından sürekli denetlenmek başarı konusunda problem oluşturabilir. Karşılaşılabilecek bölgesel kısıtlamalar yerel firmanın satış potansiyelini azaltabilir. Verenler açısından dezavantajlar ise ana firmanın çeşitli işletmecilik faaliyetleri konusunda kontrolü kaybetmesidir. Yerel firmalardan herhangi birinin yapacağı yanlış uygulamalar bütün sisteme zarar verebilir.315

Belgede BOSNA HERSEK ÖRNEĞİ (sayfa 172-176)