3. DEĞERLENDİRME
1.2. Allah’a Uzuv Nispeti
1.2.4. Kadem, Ricl, Sâk
Allah Teâlâ’ya uzuv nispetine konu olan bir başka ifade, onun için kullanılan
kadem ve ricl kelimeleridir. Bu kelimelerle ilgili Dârimî ve İbn Mende eserlerinde,
Allah’ın cehenneme ayağını koyması rivayetini ele almışlardır. Söz konusu rivayet şöyledir:
Enes (r.a.) Rasûlullah (a.s.)’ın şöyle buyurduğunu nakletmiştir: “İnsanlar
cehenneme atılırken, o ‘Daha var mı daha var mı’ der. Allah Teâlâ kademini
450 Dârimî, Nakz, II, 708-709. 451 İnsân, 76/9.
452 Enʻâm, 6/52.
cehenneme koyunca kapanır ve ‘İzzetin için yeter’ der. Cennette fazla yer kalmıştır.
Allah cennet için yeni bir topluluk yaratır ve onları cennete yerleştirir.”454
Dârimî bu rivayetin Kâf sûresindeki “O gün cehenneme ‘Doldun mu’ deriz. O
da, ‘Daha var mı’ der”455 ayeti ile birlikte anlaşılması gerektiğini düşünmektedir.456
Ayette kadem kelimesi geçmese de rivayettekine benzer bir şekilde cehennemin Allah’la konuşması söz konusudur.
Dârimî’nin naklettiği bu rivayette Allah’a nispet edilen ayak, Arapça aslında
kadem şeklinde kullanılmıştır. İbn Mende, eserinde Enes rivayetinin dışında Ebû
Hureyre kanalıyla benzer bir hadis daha aktarmaktadır. Onun naklettiği rivayette “ ُهَل ْج ِر اَهيِف ُالله ُعَضَي ىَّتَح” (Allah ayağını ona koyunca) şeklindeki cümlede ayak kelimesi
ricl şeklinde kullanılmıştır.457
Cehmiyye’nin fikirlerini sistemleştirdiği iddia edilen Bişr el-Merîsî bu rivayeti kabul etmektedir. Fakat buradaki kadem ifadesini “Cehenneme gideceği belli olan şekavet ehli kişiler” şeklinde yorumlamaktadır. Yani rivayeti “Allah Teâlâ son olarak bu şekavet ehli yani kötü ameller işlemiş kişileri cehenneme koyunca onun ağzı kapanır” şeklinde anlamaktadır. Bu izahını temellendirmek için İbn Abbâs’ın َو ْمِهِ ب َر َدْنِع قْد ِص َمَدَق ْمُهَل َّنَأ اوُنَما َنيِذَّلا ِرِ شَب (İman edenleri Rableri katında olan bir kademe
sıdk ile müjdele) ayetiyle458 ilgili yorumunu öne sürmektedir. İbn Abbas bu ayette
geçen kademe sıdk ifadesini, önden gönderdikleri -salih- amelleri olarak te’vil etmektedir. Fakat Dârimî’ye göre bu rivayet batıldır.459 O, muhalifinin meşhur olan
rivayetleri bırakıp kendi görüşünü desteklemek için fazla bilinmeyen ve birçok manaya muhtemel rivayetlere sarıldığını söyler.460
454 Dârimî, Nakz, II, 405-406. Rivayetin kaynakları için bk. Ahmed, el-Müsned, XIX, 373;
Buhârî,“Tefsîr”, 7, 288; Müslim, “Cennet”, 38; İbn Huzeyme, et-Tevhîd, I, 218.
455 Kâf, 50/30.
456 Dârimî, Nakz, II, 402.
457 İbn Mende, er-Red, s. 41. Ayrıca bk. Ebû Avâne, Ya‘kûb b. İshâk b. İbrâhim el-İsferâyînî, el-
Müstahrec, thk., Eymen b. Arif ed-Dımaşkî, Dârü'l-Marife, Beyrût, 1998, I, 160; Beyhakî, el-Esmâ ve’s-sıfât, II. 190; Beğavî, Şerhu’s-sünne, XV, 257.
458 Yûnus, 10/2. 459 Dârimî, Nakz, I, 395. 460 Dârimî, Nakz, II, 401.
Dârimî, İbn Abbâs’tan bu te’vilin aksini ispat eden daha meşhur bir rivayetin olduğunu haber verir ve İbn Abbas’tan “ َّلِْا ُه ُرِ دَقُي َلْ ُش ْرَعْلا َو ِنْيَمَدَقْلا ُع ِض ْوَم يِس ْرُكْلَاالله (Kürsî
kademeynin yeridir, arş ise onu Allah’tan başka kimse takdir edemez)”461 şeklindeki
bir haberi aktarır. Muhalifinin yorumuna göre, Allah cehenneme birilerini koymuştur, cehennem dolmak bilmeyince de şekavet ehli kötü insanları koymuştur. Dârimî şu soruyu sorar “Allah’ın ilk koyduğu insanlar kimdir sana göre, önce iyi insanları koymuştur da dolmayınca kötü insanları mı doldurmuştur cehenneme?”. Dârimî muhalifinin önce kabul ettiği bu hadisi daha sonra reddettiğini belirtmektedir. O muhaliflerinin, kadem kelimesini gerçek anlamda anlayanın müşebbiheden olduğu iddiasında olduğunu söylemektedir.462
Dârimî ile muhalifinin konuyla ilgili tartışmaları uzamaktadır. Biz kadem-ricl kullanımı ile reddiye kitaplarında geçen ilgili iki rivayete daha yer vererek konuyu tamamlamak istiyoruz.
Râşid b. Saʻd’den; Rasûlullah (a.s.) şöyle buyurdu: “Allah kıyamet günü
haksızlıkları dürer ve iki ayağının altına alır, ancak işçinin ücretini vermeyen,
hayvanları kısırlaştıran ve kadınlara tecavüz eden kişiler hariçtir.”463
Sevbân (r.a.)’dan nakledildiğine göre Rasûlullah (a.s.) şöyle buyurdu: “Cebbâr Teâlâ kıyamet günü gelir, bacağını köprünün üzerinde katlar ve şöyle der:
İzzetim ve celalime yemin olsun ki hiçbir zalim -bu köprüden- beni geçemez. (İşte o zaman) Mahlûkât arasında adalet (kısas) gerçekleştirilir. Öyle ki boynuzsuz koyun
boynuzlu koyundan boynuzuyla kendisine vurmasının hakkını bile alır.”464
461 Dârimî, Nakz, II, 400 (Bu rivayet kürsî konusunda ayrıntılı incelenecektir). 462 Dârimî, Nakz, II, 401.
463 Dârimî, Nakz, II, 409, İbn Mende, er-Red, s. 44. Rivayetin kaynakları için bk. Ebû Ya‘lâ el-Ferrâ,
Ebû Ya‘lâ Muhammed b. el-Hüseyn, İbtâlü't-te’vîlât li-ahbâri's-sıfât, I, 301; İbn Fûrek, Ebû Bekr Muhammed b. Hasen, Müşkilü’l-hadîs ve beyânühû, Âlemü’l-Kütüb, Beyrût, 1985, I, 232
464 İbn Mende, er-Red, s. 44. Rivayetin kaynakları için bk. Taberânî, Ebü'l-Kâsım Süleyman b.
Ahmed, el-Muʻcemu'l-kebîr, thk. Hamdî b. Abdulmecîd es-Selefî, Kâhire, 1994, II, 95; İbn Arrâk, Ebü'l-Hasen Nûrüddîn Alî b. Muhammed, Tenzîhü'ş-şerî‘ati'l-merfû‘a ani'l-ahbâri'ş-şenî‘ati'l-
mevzû‘a, thk., Abdülvehhâb Abdüllatif–Abdullah Muhammed Sıddîk el-Gumârî, Dârü'l-Kütübi'l-
İlmiyye, Beyrût, 1981, I, 146; Elbânî, Ebû Abdurrahman Muhammed Nâsırüddîn, Silsiletü'l-
Dârimî, Râşid b. Saʻd rivayetini naklettikten sonra eserinde yer verdiği diğer rivayetleri göz önünde bulundurarak, ricl-kadem ifadelerinin Merîsî’nin yorumladığı şekilde anlaşılmasının mümkün olmadığını belirtmiştir.465 İbn Mende ise Râşid b.
Saʻd rivayetini sadece nakletmekle yetinmiştir.
Görüldüğü üzere, Cehmiyye Allah için kullanılan kadem-ricl ifadesini te’vil yoluna gitmiştir. Dârimî ise Cehmiyye’nin yaptığı te’vilin doğru olmadığını düşünmektedir.
Bir diğer tartışma قاَس ْنَع ُفَشْكُي َم ْوَي (O gün sâk açılır) 466 ayetinde geçen sâk
kelimesinin nasıl anlaşılacağına dair ortaya çıkmıştır. Sâk Arapça bir kelime olup
“bacak, baldır” anlamlarına gelmektedir.
İbn Mende قاَس ْنَع ُفَشْكُي َم ْوَي ifadesinin manası hususunda ihtilafın bulunduğunu söylemektedir. Bu ifade ile ilgili “âhiretin şiddeti”, “o andaki işin şiddeti”, “kıyamet günü gerçekleşen en zor vakit” ve “Allah azze ve celle’nin iki
sâkının görülmesi” gibi yorumlar yapıldığını belirtir.467
İbn Mende’nin aktardığına göre İbn Abbâs قاَس ىَلَع ُب ْرَحْلا ِتَماَق ْدَق ifadesindeki
sâk kelimesi cümleye nasıl “harb şiddetlendi” manası katmışsa ayette de “o gün işin
zor olacağı” anlatılmaktadır izahını yapar. İbn Mesûd’un ise, “Allah’ın sâkı ortaya çıkınca her bir mümin secdeye kapanır, kâfirler ise kaskatı kesilir yani secde etmek isterler ama edemezler” dediği nakledilmektedir.468
İbn Mende var olan rivayetleri ve yorumları ard arda sıralamış, fakat kendisi doğrudan bir kanaat belirtmemiştir. Eserini Cehmiyye’ye reddiye olarak yazması, kitabında kullandığı diğer rivayetlerin de çoğunlukla Allah’a uzuv nispetine delalet eden rivayetler olması, te’vil metoduna sıcak bakmaması ve rü’yetullah hadisiyle birlikte meseleyi ele alması gibi durumlar birlikte değerlendirildiğinde ayetteki sâk ifadesini hakîkî manaya yorumlama ihtimalinin kuvvetli olduğu görülmektedir.
465 Dârimî, Nakz, II, 409. 466 Kalem, 68/42.
467 İbn Mende, er-Red, s. 35-37. 468 İbn Mende, er-Red, s. 38