• Sonuç bulunamadı

3. BÖLÜM: KÜLTÜR ENDÜSTRİSİ

3.3. Kültürün Endüstriyelleşmesi

İlk kültürel dalgalanmalar Sanayi devriminin gerçekleşmesinin akabinde köyden kent’ e göçen kitleler ile yaşanmıştır. Bir yanda köyünden daha önce çıkmamış olan köylü halk diğer tarafta ise sanayi devrimi etkisiyle az da olsa kendini entelektüel olarak adlandırmış burjuva topluluğu. Devrim öncesi dönemde ürettiğini yakın çevresi ile alışverişe sokan köylü kesim, şehir hayatıyla beraber ürettiği malı başka bir sirkülasyon sonrası kullanmaya başlamıştır. Örneğin; otomotiv sektöründe çalışan bir işçi üretim sürecinde yer aldığı ürünün kullanma şansını uzun yıllar sonra bulmuştur. Bunun da etkisiyle zaten metaya ulaşma arzusu aşılanan bireyler, sanatsal ve siyasal noktada bir rahatlama unsurunu da arzular hale gelmiştir. Burada ki arzudan kastımız sadece görsel ya da işitsel manadaki bir sanat ve siyasal eylem aktivistliği değil; giyim, beslenme, yaşam tarzı, sosyal aktivite, yaşam standardı bazlı olup, bireyin toplum nazarında kabul edilmiş olma arzusunu çevreler. Taban

mantığını kapitalist doktrinden alan kültür endüstrisi, bu arzuyu yaşamak isteyen topluluklara dönem itibariyle revaçta olan ideolojileri kurtuluş umudu olarak sunar.

1917 Ekim Devrimin getirdiği özgürlükçü söylemler, bu kitleler arasında günden güne yaygınlaşır ve sempati kazanır. İşçi hakları, grevler, sendikalar, proletarya; vurgusunun hâkim olduğu dönemde, kapitalist sistem kendi yarattığı sözde kültürlere ulaşma umudunun ancak sosyalist devrimin gerçekleşmesi ile sağlanacağını kitlelere aşılar. Bu haliyle toplum içinde zaten kendi öz kültürünü yitirme noktasına gelen işçi sınıfını yeni kültürler içinde kaybolmaya başlar. Bir yandan Amerikan menşeli kültür varken bir yandan SSCB ve onun pazarladığı Sovyet kültürü, şarkıları, özgürlük savaşı hikâyeleri yerini alır. Klasik sanat eserleri minimal alanı ne olursa olsun niteliksizleştirilir. Sözlü eserler üzerinde manipülâsyonlar oluşturulur.

İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde ise bu politikalar en kapsamlı hallerini alır. Oluşturulan Popüler kültürler sayesinde hangi millet olursa olsun, başka milletlerin kültürlerini kendi yaşayış tarzları içerisine yerleştirir. Bu sistemli bir şekilde oluşturulurken; müzik, sinema, folklor, tiyatro, moda, alışveriş, spor, eğitim sistemi v.b. gibi tüm öğelerden yararlanılır. Örneğin; geçmiş yüzyıllarda gerçekleşen sanat akımı değişimleri 150 ila 200 yıllık zaman dilimlerini kapsarken, endüstri çağında yaratılan sanatın eskimesi 10 ila 20, hatta günümüzde 1 yılı dahi bulmayan sürelere inmiş durumdadır. Burada başka bir sorunsal da zihnimizi zorlamaktadır. Niteliksiz olsa dahi adına sanat denilen ya da yaşam olarak sunulan olgular kültür müdür ? Hiç şüphe yok ki sanatsal tabandan beslenen her şey nihayetinde sanata varmaz. Toplum içinde talep görüp, yaşama imkânı bulan olgular o toplumun temellerinden beslenmediğinden uzun ömürlü olamaz. Aksi bir örnek olan, Türk Halk Müziği ve Geleneksel Arap Müziği temelinden beslenerek 1960’lı yıllarda popüler olan arabesk müzik, günümüzdeki yaşayışını o müziğin temelinden yatan Türk ezgilerine borçludur. Milletin öz kültüründe yer alan enstrümanlardan ve hâkim kültür öğelerinin de yer aldığı bu müzik türü, yoğun olarak yapıldığı yıllarda ve

kısmen günümüzde her ne kadar endüstriyelleşmiş bir hâl alsa da, insanların hayatlarına dokunan bir hal aldığından Türk kültürü içerisinde yer almaktadır. Ancak girizgâh aşamalarında da belirttiğimiz üzere herhangi bir kültür öğesinin endüstriyelleşmesi istendiğinde tıpkı sanayi devrimi Avrupası’nda olduğu gibi halkın iki ya da daha fazla kültür arasında sıkışmışlığından faydalanılır.

Günümüzdeki uygulamalara bakıldığında ise özellikle insanların nirengi noktalarından yararlanılarak bu sistem uygulanır. Siyasi, politik, taraftarlık, kadim kültür öğelerinden yararlanılarak yaratılan endüstriyel kültür, nihai amacı olan tüketime ve tekrar tüketime varana dek donelerini bulmakta zorlanmaz. Eğer televizyon dizilerinde tarihi bir olay ya da dönem anlatılıyorsa, hemen o dizide yer alan karakterlerin giydiği kostümler tasarlanır ve kitlelere pazarlanır (Bkz. Görsel 38, 39, 40, 41, 42 ve 43). Türk kültürünün öğelerinin fazlaca geçtiği bir yapım var ise o kültür öğelerinin yer aldığı çeşitli ürünler piyasalarda yerini alır. Popüler bir siyasi isim bir söylem gerçekleştirmiş ise televizyonlara ve internette bu söylemlerin yer aldığı haberler, görseller yer alır. İnternet üzerinde yer alan viral bir videonun ana teması tüm topluma sirayet ettirilir, benzer yapımlar başkaları tarafından da yapılır ve bu döngü hiçbir zaman son bulmaz. Bir dönem, kıta Avrupası hâkim popüler kültür öğeleri dünyanın tamamında ilgi görürken, başka bir dönem 1950’ li yılların giyim kültürü, pazarlayıcı güçler sayesinde Retro kültüre dönüştürülerek yeniden pazarlanır. Eski müzik eserleri ( yeni ve nitelikli üretim olmamasından mütevellit) tekrardan farklı müzik anlayışları ile düzenlenerek piyasaya sürülür. Yaşamının son dönemlerinde kitlesi genişlemiş sanatçının yaşamı, ölümü sonrası sinema filmi ya da televizyon dizisi olarak üretilir. Tüm bu süreçlerin tamamında olayın merkezinde yer alan her ne ise o niteliksizleştirilir. Kültür örüntüleri sonu gelmez bir üretimin ve tüketimin parçası haline gelmiş olur.

Görsel 38 Göktürkçe Türk Yazılı Şapka59 Görsel 39 Göktürkçe Kayı Yazılı Yüzük60

Görsel 40 Söz Dizisi Yazılı Giysi61 Görsel 41 Game Of Thrones Dizisi Tişörtü62

Görsel 42 Sünger Bob Tişört63 Görsel 43 Süperman Tişört64

59 https://www.siparisverelim.com/gokturkce-turk-yazili-sapkalar 60 https://www.vavgumus.com/osmanli-armali-kayi-yuzuk 61 https://www.gittigidiyor.com/arama/?k=s%C3%B6z+dizisi 62 https://www.gittigidiyor.com/arama/?k=game+of+thrones+ti%C5%9F%C3%B6rt 63 https://www.gittigidiyor.com/arama/?k=s%C3%BCnger+bob+ti%C5%9F%C3%B6rt 64 https://urun.n11.com/tisort-atlet/lisansli-orijinal-superman/