• Sonuç bulunamadı

II Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in ġahsından Kaynaklanan Otorite Zafiyeti

1. SĠYASÎ ETKENLER

1.1. II Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in ġahsından Kaynaklanan Otorite Zafiyeti

II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in Moğol tehlikesinin ortaya çıktığı ve önemli kararlar alınması gereken bir dönemde baĢarısız olmasındaki sebeplerden biri, onun Ģahsından kaynaklanan bir takım zafiyetleridir. Bu zafiyetler; savaĢ tecrübe ve cesaretinden yoksun bulunuĢu, ordu ve ümera üzerinde otorite kuramamıĢ olması, çevresindeki liyakatsiz devlet adamlarına fazlaca itibar etmesi ve halk tarafından onaylanmayan bir yaĢam sürmesi idi374

.

II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in Ģahsından kaynaklanan ilk zafiyeti, savaĢ tecrübe ve cesaretinden yoksun bulunuĢudur. II. Keyhüsrev, devlet adamlarının kararı ve onayı ile tahta çıkmıĢtır375. Ancak, onun tahta çıkıĢı kendisinden önceki Türkiye Selçuklu hükümdarlarından farklıdır. Çünkü I. Alâeddîn Keykubâd onu değil kardeĢi Melik Ġzzeddîn Kılıç Arslan‟ı veliaht olarak seçmiĢti376. Buna rağmen Emir Sadeddîn Köpek‟in baĢını çektiği ve Atabeg ġemseddîn Altun-aba377, Taceddîn Pervâne, Lala Cemâleddîn Ferruh378

ve Gürcü oğlu Zâhirü‟d-devle gibi kiĢilerin de içinde olduğu

373 Ġbn Bîbî: 1956, s. 470-471; 1996: II, s. 25.

374 Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi III: 1952, s. 31; Cenâbî Mustafa Efendi: 1994, s. 22. 375 Ġbn Bîbî: 1956, s. 464-465; 1996: II, s. 20; Koca: 2007, s. 12.

376

Ġbn Bîbî: 1956, s. 459; 1996: I, s. 454.

377 ġemseddîn Altun-aba, II. Ġzzeddîn Kılıç Arslan ve II. Rükneddîn SüleymanĢah‟ın

sipehsâlârlarından, I. Alâeddîn Keykubâd devrinin önemli devlet adamlarındandır. Sipehsâlârlık, çaĢnigirlik ve atabeklik görevlerinde bulunmuĢtur. I. Alâeddîn Keykubâd, oğlu II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟i Erzincan meliki olarak atadığında, atabeg olarak onun yanında görevlendirilmiĢtir. Bkz.: Osman Turan, “ġemseddin Altun-Aba Vakfiyesi ve Hayatı”, Makaleler., Haz.: Altan Çetin-Bilal Koç, Kurtuba Yay., Ankara 2010, s. 131-134.

378 II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in tahta çıkmasına taraftar emirler içinde olduğunu gördüğümüz

Cemâleddîn Ferruh‟un Çankırı‟da birtakım vakıfları vardır. I. Alâeddîn Keykubâd tarafından Çankırı‟ya tayin edilmiĢ ve ondan burada bir daru‟Ģ-Ģifa yaptırması istenmiĢti. 1242‟de ölünce Çankırı‟da kendi yaptırdığı TaĢmescid‟e gömülmüĢtür. Bkz.: Ahmet Cahit Haksever, “Çankırı‟da Mevlevîler ve Mesnevîhanlar”, HĠÜ. ĠFD., XI/XXII, 2012, s. 30.

bazı devlet adamları tarafından II. Gıyâseddîn Keyhüsrev tahta çıkarılmıĢtır379 . I. Alâeddîn Keykubâd‟ın Melik Ġzzeddîn Kılıç Arslan‟ı veliaht olarak belirlemesinde siyasî bir amaç varsa da bu kararına Ģüphesiz en büyük oğlunun hükümdarlığa uygun olmayıĢı, tecrübe ve cesaret bakımından yetersiz oluĢu da etki etmiĢ olmalıdır. Nitekim, II. Keyhüsrev‟in Kösedağ SavaĢı öncesindeki ve savaĢ sırasındaki acemice karar ve davranıĢları, savaĢ alanını korkuyla terk etmesi, onun tecrübesizliğini ve cesaretsizliğini göstermektedir. Baybars Mansurî, II. Keyhüsrev‟in, askerleri kaçarken Kösedağ‟ın en yüksek yerinde habersiz bir Ģekilde öylece beklediğini, mağlubiyet haberi gelince de hızla savaĢ alanını terk ettiğini söyler380

. Onun, askerleri geri döndürmek ve müdafaya devam etmek gibi bir düĢüncesi olmamıĢtır.

II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in ikinci zafiyeti, ordu ve ümera üzerinde otorite kuramamıĢ olmasıdır. Ġleride anlatılacağı üzere, II. Keyhüsrev, iktidarına Emir Sadeddîn Köpek‟in vesayeti381

altında baĢlamıĢtı. Emir Sadeddîn Köpek‟in ortadan kaldırılmasından sonra da II. Keyhüsrev, diğer devlet adamları üzerinde bir otorite kuramamıĢtı. Bu durum, Kösedağ SavaĢı‟nın hazırlık aĢamasında ve savaĢ sırasında açıkça görülmektedir. Kösedağ eteğinde gelecek yardımlar için beklenirken,

379 Bu yönüyle II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in tahta çıkıĢı sıra dıĢı bir geliĢmedir ve Türkiye Selçuklu

hükümdarları içinde, ortada kendisine biat edilmiĢ bir veliaht varken tahta çıkmıĢ ilk hükümdardır. Kaderin bir cilvesi olsa gerek, babasının veliaht kararına uymayarak baĢa geçen II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in kendisi de oğulları içinde büyük olanı değil en küçük oğlu II. Alâeddîn Keykubâd‟ı veliaht olarak seçmiĢ, ancak ölümünden sonra devlet adamları en büyük oğul II. Ġzzeddîn Keykâvus‟u tahta çıkarmıĢlardır. IV. Rükneddîn Kılıç Arslan, Moğol yarlığı ile döndüğünde II. Ġzzeddîn Keykâvus, yanında bulunan Celâleddîn Karatay‟a, “Daha önce babam saltanatı, küçük kardeşimize verdi. Emirlerin ona uymalarını buyurdu. O konuda hepsinden sağlam belgeler ve ağır yeminler aldı. Fakat Hakkın desteği benim yanımda olduğu için babamın tedbirinin aksine semavi takdirin hükmüyle tahtın köşesi benim ışığımla aydınlandı.” demiĢtir. Bu ifadeden II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in en küçük oğul olan II. Alâeddîn Keykubâd‟ı veliaht tayin ederek devlet adamlarına kararına uyulması için yemin ettirdiğini anlıyoruz. Baybars Mansurî de II. Keyhüsrev‟in, oğlu II. Alâeddîn Keykubâd‟ı veliaht tayin ettiğini söyleyerek bu düĢünceyi destekler. Bkz.: Ġbn Bîbî: 1956, s. 464, 591; 1996: II, s. 19-20, 123; Yazıcızâde: 2009, s. 724; Baybars Mansurî, Zubdat al-Fikra fî Ta’rîkh al-Hijra, NeĢr.: Donald S. Richards, Beyrut 1998, s. 22; Huseynî: 1383, s. 22.

380 Baybars Mansurî: 1998, s. 21.

381 Vesâyet (ةیاصو); “vasilik, velayet, velilik” anlamlarına gelen Arapça bir kelimedir. Bkz.: Serdar

Mutçalı, Arapça-Türkçe Sözlük, Dağarcık Yay., Ġstanbul, s. 988. Türk devletlerinde genellikle, hükümdarlar küçük yaĢta tahta çıktıklarında henüz karar verme ve değerlendirme yapamayacaklarından, bir baĢka kiĢi tarafından yönlendirilirlerdi veya karar verme iĢi, bir süre o kiĢi tarafından üstlenilirdi. Ayrıca, hükümdarlar kolay etki altına alınabilecek zayıf karakterde iseler, yakınlarından biri bunu kullanarak hükümdarı etkilemekte ve onu kendi vesayeti altına alabilmekteydi. Moğollarda, II. Gıyâseddîn Keyhüsrev gibi vesâyet altında kalmıĢ en bilinen örnek Ebu Said Bahadır Han‟dır. O da hükümdarlığının ilk yıllarında Emir Çoban‟ın vesâyeti altında kalmıĢtı. Bkz.: Hâfız Ebrû, Zeyl-i Câmiu’t-Tevarih-i ReĢîdî, NeĢr.: Hanbaba Beyanî, Tahran 1317, s. 117.

hükümdar ve devlet adamları istiĢarede bulunmuĢlardı. Bu istiĢare sırasında, devlet adamları ortak bir görüĢ öne süremedikleri gibi birbirlerini korkaklıkla ve iĢ bilmezlikle suçlamıĢlar, Muzaffereddîn oğlu Nizameddîn Suhrâb ise sarhoĢ halde küfürler etmiĢti382. Dahası, Moğollara karĢı öncü birlikler yenilerek kaçmaya baĢladığında, hazırlıklar esnasında Suriye‟den iki bin süvariyi getirmiĢ olan Nâsihüddîn Fâris, II. Keyhüsrev‟in yüzüne karĢı ağır sözler sarfetmiĢti. O, her ne kadar saygısızca davranmıĢ olsa da söylediklerinde haklıdır. Nâsihüddîn Fâris, II. Keyhüsrev‟e; “Böyle bir görüş ve önlemle, böyle uğursuz çalışma arkadaşlarıyla nasıl cihangirlikten dem vurur, düşmanın karşısına çıkarsın? Ülkeyi, milleti ve devleti yok edip, Müslümanları ve bütün insanları acılara boğdun” diyerek adamlarını yanına almıĢ ve Halep‟e doğru savaĢ alanından uzaklaĢmıĢtır383. Bütün bunlardan baĢka, savaĢ sırasında, kaçan komutan ve askerleri engellemek için II. Keyhüsrev‟in elinden hiçbir Ģey gelmemiĢtir. SavaĢtan sonra ise Vezir Mühezzibüddîn Ali‟nin ve Amasya Kadısı Fahreddîn‟in hükümdara haber vermeye veya onunla istiĢare etmeye bile gerek duymadan barıĢı tesis etmek üzere Baycu Noyan‟ın yanına gitmesi, hükümdarın devlet adamları üzerinde güçlü bir otorite kuramadığını gösterir örneklerdendir384. Bu örneklerden, devlet adamlarının II. Keyhüsrev‟e olan saygılarının son derece az olduğu, onun huzurunda iken çok rahat hareket edebildikleri ve birbirlerine hakaret edebildikleri görülmektedir. Bu durum, orduyu komuta eden devlet adamları üzerinde saygı ve korku uyandıramayan bir hükümdarın, ordu üzerinde de otoritesinin olmadığını ortaya koyar.

II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in üçüncü zafiyeti, çevresindeki liyakatsiz devlet adamlarına fazlaca itibar etmesidir. II. Keyhüsrev tahta çıktığında yaĢ itibariyle kardeĢlerinin en büyüğü idi385. Ancak, etrafında olup biteni kavrayamayacak kadar siyasî görüĢten uzaktı ve küçük bir çocuk gibi her duyduğuna inanıyordu. Gerek Emir Sadeddîn Köpek‟in sözlerine ve ithamlarına kanması gerekse Kösedağ SavaĢı öncesinde yapılan istiĢarede tecrübesiz devlet adamlarının sözlerine kolayca itimat etmesi bu durumu açıkça göstermektedir386

. Kösedağ SavaĢı‟ndan sonra Vezir

382 Ġbn Bîbî: 1956: 523; 1996: II, s. 69. 383

Ġbn Bîbî: 1956, s. 525; 1996: II, s. 70.

384 Ġbn Bîbî: 1956: 532; 1996: II, s. 76.

385 Abû’l-Farac: 1999, II, s. 537; Turan: 2005, s. 423.

Mühezzibüddîn Ali‟nin Amasya Kadısı Fahreddîn‟e bu konuda söylediği sözler baĢarısızlığın asıl sebeplerini açıklamaktaydı:

“Memleketin işi ve saltanatın ahvali, genç, bilgisiz ve tecrübesiz Sultan‟ın sefiller ve ayak takımıyla düşüp kalkması yüzünden bu hale geldi. Onun eğlenceye aşırı düşkünlüğünden işin sonu musibete ve felakete uğradı”387

.

II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in dördüncü zafiyeti, halk tarafından onaylanmayan bir yaĢam sürmesi idi388. Babaî isyanı da bu durumu iĢaret etmekte idi. Onun içki ve eğlenceye düĢkünlüğü ve devlet iĢlerinden uzak durması Babaî isyanında propaganda olarak kullanılmıĢtır389

.

1.2. Emir Sâdeddîn Köpek’in Selçuklu Ġdaresi ve Devlet Adamları