• Sonuç bulunamadı

Beyliklerin Ortaya ÇıkıĢı

1. MOĞOLLARA YÖNELĠK TEPKĠLER

1.1. Beyliklerin Ortaya ÇıkıĢı

Anadolu‟da I. Alâeddîn Keykubâd zamanında sağlanan siyasî birlik, Kösedağ mağlubiyetinden sonra yavaĢ yavaĢ dağılmaya yüz tutmuĢtur. Bir yandan Türkiye Selçuklu Devleti‟ne tabiyet bağı ile bağlı olan devletler bu bağlılığı bırakırken bir yandan da Türkmenler tarafından çeĢitli bölgelerde beylikler kurulmaya baĢlanmıĢtır. Ömerî, Moğol hâkimiyeti altında, Anadolu‟da kurulan beylikleri anlatırken, “Selçukluların hükmettiği yerlerin ova kısımlarını Hülagu ailesi, dağ kısımlarını da bu Türk beyleri zaptetmişlerdir” demekte idi792. Bu beylikler; Karaman, EĢref, MenteĢe, Aydın, Saruhan, Germiyan, Karasi ve Osman oğulları gibi beylikler idi793

. Beylikler, siyasî ve sosyal düzenin bozulmasının bir sonucu olarak ortaya çıkmıĢ olsa da aynı zamanda bütün bunlara sebep olan Anadolu‟daki Moğol varlığına karĢı da bir isyan ve tepki niteliği taĢıyordu. Onlar, Moğollara karĢı hareket etmekte hiçbir fırsatı kaçırmıyorlardı. Ayrıca, Moğolların Anadolu‟daki zorlayıcı varlığı ve Türkiye Selçuklu hükümetinin de etkisiz kalması neticesinde oluĢan boĢluk ve doğan kaosu kullanarak kendi hükümetlerini oluĢturmaya baĢlamıĢlardı. Onların bu hareketi Moğollarca kabul görmemiĢ ve Moğollar beyliklere karĢı da savaĢ açmıĢlardır794

. Beylikler, kimi zaman Türkiye Selçuklu hükümdarına veya Moğol hanına itaatini arz

789 Abaka Han onu gönderdiği elçilerle tehdit ettiğinde ve “Sen Sivas‟ta satılmış bir kölesin. Nasıl

olur da yeryüzü hükümdarına muhalefet edersin?” dediğinde, Sultan Baybars elçilere Ģöyle demiĢtir: “Ona bildirin ki; halifeden aldığı arazileri ve diğer İslâm topraklarını elinden alıncaya kadar hep peşinde olacak ve onu takip edeceğim!”. Bkz.: Ġbn Kesîr: 2000, XIII, s. 438.

790 Bereke Han, Hülagu Han ile amca çocuklarıdır. Ancak, Bereke Han Müslüman olduktan sonra

Ġlhanlı zalimliğine karĢı Müslümanlardan yana olmuĢ ve onlar ile ittifak giriĢimlerinde bulunmuĢtur. Memlük Sultanı Baybars ile de bu amaç doğrultusunda karĢılıklı elçiler gönderilmiĢtir. Bkz.: Ġbn

Kesîr: 2000, XIII, s. 431. Yunînî, Bereke Han‟ın makamını ve dıĢ görünümünü uzun uzadıya

anlatmıĢtır. Buna göre Bereke Han, seyrek sakallı, büyük yüzlü, ten rengi sarı ve saçları kulağını kapatacak kadar uzundu. Bir kulağında ise değerli taĢlı bir küpesi vardı. Bereke Han, gelen elçileri, içine beyaz elbiseler giyen 500 adamın sığabileceği geniĢlikte bir odada karĢılamaktaydı. Han ile birlikte odada elli altmıĢ kadar emiri de olurdu. Bkz.: Yunînî: 1954, I, s. 541.

791 Ġbn Kesîr: 2000, XIII, s. 410.

792 Ömerî, “Mesalikü‟l-ebsâr‟a Göre Anadolu Beylikleri”, Anadolu Beylikleri Hakkında

AraĢtırmalar. Çoban-Oğulları Candar-Oğulları Mesalikü’l- Ebsar’a Göre Anadolu Beylikleri, I,

Haz.: F. Taeschner, Çev.: YaĢar Yücel, TTK. Yay., Ankara 1991, s. 189.

793 Ömerî: 1991, s. 184-186; Cenâbî Mustafa Efendi: 1994, s. 25; NeĢrî: 2008, s. 27-28; Nakracas:

2005, s. 41.

ediyor, kimi zaman da Moğollara ve Selçuklulara karĢı istiklâl mücadelesi veriyordu795. Bundan baĢka, batı uçlarında bulunan Türkmenler Bizans topraklarına karĢı da ilerlemeye çalıĢıyordu796

.

Beyliklerin alt yapısı I. Alâeddîn Keykubâd zamanına kadar uzanır. I. Keykubâd döneminde Ermenek ve civarı alındığında buraya bir kısım Türkmenler yerleĢtirilmiĢti797. Daha sonra bölgeye yeni gelen Türkmenlerle birlikte Karaman Bey‟in etrafında bir beylik kurulmuĢtur798. Denizli, Honas ve Dalaman bölgesinde yurt tutan Türkmenler de Mehmet Bey‟in etrafında toplanarak Mehmet Bey‟in torunu Ġnanç (Yınanç) Bey‟e atfen Yınanç oğulları adıyla anılacak olan beyliği kurmuĢlardı799. Aksarayî, IV. Rükneddin Kılıç Arslan‟a boyun eğmeyerek asilik yapan Türkmen beylerinden bahsederken “uç Türkmenlerinin emiri Mehmet Bey”800 ile birlikte Ġlyas Bey ve Salur Beylerden bahsetmiĢ, II. Ġzzeddin Keykâvus‟un bir daha dönmemek üzere Ġstanbul‟a gitmesinden sonra bu beylerin yakalandığını anlatmıĢtır801. Bununla birlikte; Söğüt, Domaniç ve Ermeni Beli‟nde I. Alâeddîn Keykubâd döneminden beri giderek büyüyen Osmanlı Beyliği vardı ve daha çok Bizans sınırlarında mücadele veriyordu802

.

Kurulan beyliklerden Ġnanç oğulları, Mehmet Bey zamanında Moğollara önce tabiyetlerini bildirmiĢ, ardından huzura gelmesini isteyen Hülagu Han‟a karĢı çıkarak Dalaman Ovası‟nda savaĢmıĢtır. Damadı Ali Bey‟in ihaneti ile savaĢı kaybeden Mehmet Bey öldürülmüĢtür803

. Beylik, 1262-1277 arasında Selçuklulara tabi olmuĢsa da Karamanlıların Konya‟yı iĢgalleri sırasında tekrar istiklâllerini ilan etmiĢlerdir804

. Ancak, Moğolların Türkmenler üzerine yürümesi sebebiyle tekrar bağlılıklarını

795

Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi III: 1952, s. 47-49.

796 Pachymèrès, Bizans sınırında ilerlemeye çalıĢan Türkler için, “Düşmanların kıyıdaki kalelere

saldırmadığı ya da esirler ele geçirip öldürmedikleri bir gün dahi yoktu. Biz ise bu anlarda merhametli Tanrı‟ya sığınıyorduk.” demiĢtir. Bkz.: Pachymèrès: 2009, s. 80.

797

NeĢrî: 2008, s. 24-25; Ġbrahim Hakkı Konyalı, Abideleri ve Kitabeleri ile Karaman Tarihi:

Ermenek ve Mut Abideleri, Baha Matbaası, Ġstanbul 1967, s. 44.

798 Ġbn Bîbî: 1956, s. 687-688; 1996: II, s. 202. 799

Aksarayî: 2000, s. 50, 53; Turan: 2005, s. 533-534.

800

Aksarayî: 2000, s. 50. Mikâil Bayram‟ın tespitleri ile burada adı geçen Mehmet Bey‟in, I. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in kayınpederi olan ve uç bölgelere melik olarak gönderilen Emir Komnenos Mavrazemos‟un torunu olduğu belirlenmiĢtir. Bkz.: Mikâil Bayram, “Türkiye Selçukluları Uç Beyi Denizlili Mehmet Bey”, Türkler, VI, YTY., Ankara 2002, s. 294-298.

801

Aksarayî: 2000, s. 53.

802 Pachymèrès: 2009, s. 109; ÂĢıkpaĢaoğlu: 1985, s. 15; NeĢrî: 2008, s. 33. 803 Turan: 2005, s. 533.

sunmak zorunda kalmıĢlardır805. Karamanoğulları ise Moğollara karĢı mücadele veren en önemli beyliktir. Kaynaklarda bu beyliğin adı sık sık Moğollarla ve Moğol- Selçuklu güçlerine karĢı mücadeleleri anlatılırken geçer806

.

Anadolu‟da Ġnaçoğulları ve Karamanoğullarından baĢka Germiyan Türkleri tarafından kurulmuĢ baĢka bir beylik daha vardır. Germiyan Beyliği adıyla anılan söz konusu beyliğe bağlı Türkmenler, Karamanoğlu Mehmet Bey‟in Cimri lakâplı SiyâvuĢ‟u tahta çıkarmasından sonra, Fahreddîn Ali‟nin oğulları ile birlikte Karaman oğullarına karĢı AkĢehir‟in AltuntaĢ Köyü‟nde mücadele etmiĢlerdir807. Fahreddîn Ali‟nin oğulları, Germiyan Türklerinin desteğini alabilmek ve onları kendi tarafına çekebilmek için onlara 50 bin dirhem dağıtmıĢtır808. Dolayısıyla, Germiyan Türkleri bu desteği Moğollara duydukları hayranlıktan ötürü vermemiĢtir. Ancak, Türkmenlerin her fırsatta Konya‟yı ya da bir baĢka bölgeyi iĢgal etmesi ya da yağmada bulunmaları yerleĢik halk tarafından hoĢ karĢılanmıyor olsa gerektir. Çünkü Anadolu‟da Moğol baskısının artması savaĢın ve yoksulluğun artmasından baĢka bir Ģey değildi. Üstelik düzen ve istikrar, beyliklerin mücadeleleri ile de iyiden iyiye kaybolmaya baĢlamıĢtı. Beylikler Anadolu‟daki siyasî boĢluğun sebep olduğu bir olayın destekçisi olabildikleri gibi, o olayın faillerinin sığınağı da olabiliyorlardı. Nitekim, II. Ġzzeddin Keykâvus‟un oğlu II. Gıyâseddîn Mesud‟un Argun Han‟ın809 yanına gitmesini fırsat bilerek Konya‟da zulüm yapan ve para toplayan emîr-i iĢraf ve emîr-i dad810, daha sonra EĢrefoğullarına ve Karamanoğullarına kaçmıĢlardı (1286)811.

805 Turan: 2005, s. 533 vd. 806

Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi III: 1952, s. 39, 40, 42, 45 vd.; Ġbn Bîbî: 1956, s. 686; 1996: II, s. 201; Aksarayî: 2000, s. 85, 96.

807 Ġbn Bîbî: 1956, s. 698; 1996: II, s. 210-211; Selçuknâme: 2007, s. 247; Yazıcızâde: 2009, s. 835. 808 Ġbn Bîbî: 1956, s. 698; 1996: II, s. 210-211; Selçuknâme: 2007, s. 246; Yazıcızâde: 2009, s. 834. 809

Argun Han Abaka Han‟ın oğludur. Amcası Ahmed Teküdar‟dan sonra tahta çıkmıĢtır. Bkz.:

ReĢidüddîn Fazlullah: YÇ., s. 23.

810 Dâd, Pehlevice kökenli bir kelime olup Farsça‟da “kanun; adalet; insaf; feryat, figan”

kelimelerine karĢılık gelir. Bkz.: Mehmet Kanar, Büyük Sözlük Farsça Türkçe, Birim Yay., Ġstanbul 1998, s. 273. Erdoğan Merçil emîr-i dâd müessesesinin varlığından bahsederken, emîr-i dâdın görevi hakkında kesin bir hüküm verilemediğini; ancak Türkiye Selçuklu Devleti‟nde emîr-i dâdların bir suç duyurusu yapıldığında olayı soruĢturduklarını ve hükümdar tarafından verilen emirleri yerine getirdiklerini söyler. Bkz.: Erdoğan Merçil, “Selçuklularda Emîr-i Dâd Müessesesi”, Selçuklular –

Makaleler-, BKS. Yay., Ġstanbul 2011, s. 228. Emir-i İşraf ise devletin mâli iĢlerinden ve

kontrolünden sorumlu idi. Bkz.: Mehmet Altay Köymen, “Selçuklu Devri Türk Tarihi AraĢtırmaları II”, TAD., II/II, Ankara 1964, s. 327.

Karamanoğulları ve EĢrefoğulları Anadolu‟daki geliĢmeleri yakından takip ederek Moğollara ve Selçuklulara karĢı hareket etmede veya hâkimiyet alanlarını geniĢletmede hiç bir fırsatı kaçırmıyorlardı. Özellikle Karamanoğulları, Ermeni topraklarına karĢı devamlı istilâ ve iĢgal siyaseti yürütmüĢtür812. Hatta, Moğolların uçlardaki Türkmenler ile uğraĢmasını fırsat bilerek Tarsus bölgesini iĢgal etmiĢlerdir. Ermeni kralının, bu durumu Moğol Hanı Geyhatu‟ya (1292-1295)813

Ģikâyet etmesi üzerine Selçuklu ve Moğol askerleri 1288 senesi baĢlarında Karamanlılara karĢı harekete geçmiĢlerdir814. Bu dönemde EĢref oğulları da Ilgın‟a akın yapmıĢtı815

. Ancak, daha sonra her iki beylik, Selçuklu Hükümdarı II. Gıyâseddîn Mesud‟dan özür dileyerek bağlılıklarını bildirmiĢlerdir. Bağlılıklarını bildiren beylikler arasında Germiyan Beyliği de vardır816

.

Türkiye Selçuklu Devleti, bir yandan Moğollara karĢı bir yaĢam mücadelesi verirken bir yandan da Karaman, EĢref ve Germiyan Türklerinin hareketlerini bastırmak ile uğraĢmıĢtır817. Bu durum devletin hızla çökmesine zemin hazırlamıĢtır. Nitekim, Vezir Fahreddîn Ali‟nin ölümünden sonra devletin, Moğolların Anadolu‟ya gönderdiği Fahreddîn Kazvînî ile Mücîrüddin Emîr-Ģâh arasında iki idarî ve malî bölgeye ayrılması ile birlikte818

Türkiye Selçuklu Devleti‟nin fiilî bir varlığı dahi kalmamıĢtı. Fahreddîn Kazvînî, yaptığı zulümler sebebiyle Moğollar eliyle öldürüldükten sonraki dönemde de devlet Karaman oğullarının ve EĢref oğullarını tenkil etmek ile uğraĢmıĢtır819. Bundan baĢka, Geyhatu‟nun Argun Han dönemindeki Anadolu genel valiliği döneminde, III. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in geride kalan iki oğlunun annesi, memleketin II. Gıyâseddîn Mesud ve oğulları arasında paylaĢtırılmasını istemiĢtir. Bunun için Karamanoğulları ve EĢrefoğullarını

812 ġikârî, Karamannâme [Zamanın Kahramanı Karamanîler’in Tarihi], Haz.: Metin Sözen-

Necdet Sakaoğlu, Karaman Valiliği ve Karaman Belediyesi Yayını, Ġstanbul 2005, s. 103.

813

Geyhatu Han, Abaka Han‟ın (1265-1282) oğludur. KardeĢi Argun Han‟dan (1284-1291) sonra tahta çıkmıĢtır. Bkz.: ReĢidüddîn Fazlullah: YÇ., s. 23.

814 Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi III: 1952, s. 47-48. 815

Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi III: 1952, s. 48.

816

Beyliklere bağlı Türkmenler, itaatlerini sunmak ve özür beyan etmek üzere Konya‟ya doğru harekete geçtiklerinde II. Gıyâseddîn Mesud ve devlet adamları tedbiri elden bırakmayarak, onları Ģehrin dıĢında bir çadır kurdurarak karĢılamıĢtır. Hatta emirler, herhangi bir taarruz olur diye silahlarını elbiselerinin altlarında gizlemiĢlerdir. Bkz.: Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi III: 1952, s. 49; Turan: 2005, s. 606.

817 Anadolu Selçuklu Devleti Tarihi III: 1952, s. 45, 47 vd. 818 Aksarayî: 2000, s. 122.

Konya‟ya davet etmiĢtir. Ġki oğul, Konya‟da tahta çıkarılmıĢsa da Geyhatu ve Selçuklu askerlerinin gelmesi ile birlikte Karamanlı ve EĢrefoğlu Türkmenleri kaçmıĢ, iki oğulun baĢları kesilerek Türkmenlere gönderilmiĢtir820. Geyhatu Han‟ın Moğol tahtına çıktığı dönemde de batı, güney ve kuzeydeki Türkmenler tenkil edilmiĢtir821. Anonim Selçukname‟ye göre, öyle bir temizliğe giriĢilmiĢ, o kadar çok Türkmen öldürülmüĢtü ki Konya‟dan Denizli‟ye kadar kuĢ bile uçmaz olmuĢtu822

. Karaman oğulları, EĢref oğulları ve MenteĢe oğulları üzerine asker sevk edilmiĢ, geniĢ çapta bir temizliğe giriĢilmiĢtir823. Bu tenkiller sırasında Karamanoğullarının, Selçuklu askerlerinin Türkmenler üzerine yürümek amacıyla kuzey topraklarına gitmesini fırsat bilerek Konya‟ya tekrar taarruzda bulunması, Halep Türkmenlerinin Sivas‟a kadar ilerlemesi dolayısıyla, artık Anadolu‟nun dört bucağındaki Türkmenlerin sindirilmesi ve uzun süre sessiz kalmalarının sağlanması imkânsız hale geldiği ortaya çıkmaktadır824. Bundan baĢka, Çoban oğulları Beyliği vardır ki Kastamonu ve civarındaki bu Türkmenler de ileride görüleceği üzere, baĢlarında Çobanoğlu Yavlak Arslan825

ile birlikte II. Gıyâseddîn Mesud‟un kardeĢlerinin Selçuklu ve Moğol güçlerine karĢı verdiği mücadeleye destek olmuĢlardır826

.