• Sonuç bulunamadı

Babaî Ġsyanı‟nın Patlak Vermesi

2. SOSYAL VE EKONOMĠK ETKENLER

2.4. Babaî Ġsyanı‟nın Patlak Vermesi

Baba Ġlyas Horasanî, ikamet ettiği Adıyaman‟ın Kefersud bölgesindeki Türkmenleri ve müritleri vasıtasıyla civardaki Türk topluluklarını uzun süre boyunca

465 Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi III: 1952, s. 31; Cenâbî Mustafa Efendi: 1994, s. 22;

Akropolites: 2008, s. 75.

466

Ġbn Bîbî: 1956, s. 475; 1996: II, s. 29; Selçuknâme: 2007, s. 158; Yazıcızâde: 2009, s. 628.

467 Ġbn Bîbî: 1956, s. 499-500; 1996: II, s. 50.

468 Salim Koca, isyanın siyasî yönüne dikkat çekerek Baba Ġlyas Horasanî‟nin bu isyan ile Ģeyhlikten

iktidara karĢı kıĢkırtmıĢ ve onları, ileride planladığı isyan için hazırlamıĢtır469. Ancak, Baba Ġlyas isyan için bu kadarını yeterli görmemiĢtir. Kimseye haber vermeden, isyan fikrinin tohumlarını ekmek üzere Amasya‟ya gitmiĢ ve Çat Köyü‟ne470

yerleĢmiĢtir471. Kısa zamanda, zühd ve takvasıyla buradaki halkı da kendisine bağlayan ve inandıran Baba Ġlyas, isyan iĢaretini buradayken vermiĢtir472. Oruç Bey, Baba Ġlyas‟ın bu iĢareti vermesine fırsat tanımadan Türkiye Selçuklu iktidarının Baba Ġlyas‟ın üzerine yürüdüğü ve bunun üzerine baĢ müridi Baba Ġshak‟ın ayaklanmayı baĢlattığını söyler473. Elvan Çelebi ise Baba Ġlyas‟ın suçsuz olduğunu, ona Çat Kadısı Köre tarafından iftira atıldığını söyleyerek onu aklamaya çalıĢır474. Ġbn Bîbî Baba Ġlyas‟ın, yakın bir müridini Kefersud ve MaraĢ bölgesine, isyanı baĢlatmak üzere gönderdiğini anlatır ve II. Keyhüsrev ile Baba Ġlyas arasında meydana gelen bu tür bir olaydan bahsetmez475. Babaî isyanı, uzun bir hazırlık aĢaması geçirmiĢtir. Fitili ateĢlendikten sonra da hızla ve anîden büyümüĢtür. Fitilinin kimin tarafından ve ne Ģekilde ateĢlendiği konusunda çeĢitli görüĢ ve iddialar varsa da isyanın hazırlık aĢamasına bakarak zaten isyan etmek niyetinde olduklarını söyleyebiliriz.

Ġsyan iĢareti, daha önce isyan hazırlığında rol oynamıĢ müritler vasıtasıyla dört bir yana duyurulmuĢtur. Hatta, isyana katılanların elde edilecek ganimet ve maldan pay sahibi olacakları, karĢı gelenlerin ise tereddüt edilmeden öldürüleceği ve yakılacağı ilan edilerek çağrılarına kulak asmayanlar tehdit edilmiĢtir.476

.

Ġsyan, kısa sürede geniĢ bir coğrafyaya yayılmıĢ ve büyük bir halk kitlesi üzerinde etkili olmuĢtur477. Bunun altında isyana katılanların ve destek verenlerin Baba Ġlyas‟ı bir kurtarıcı olarak görmeleri yatar. Onlar, çektikleri sıkıntılardan

469 Ġbn Bîbî: 1956, s. 500; 1996: II, s. 50. 470 Bugün köyün adı Ġlyas‟tır.

471 Elvan Çelebi: 1995, s. 32; Ġbn Bîbî: 1956, s. 499; 1996: II, s. 49; Koca: 2012, s. 20. 472

Câmiu’d-Düvel: 2001, II, s. 86; Ġbn Bîbî: 1956, s. 500; 1996: II, s. 50.

473 Oruç Bey, Oruç Bey Tarihi [Osmanlı Tarihi-1288-1502], Haz.: Nejdet Öztürk, Çamlıca Yay.,

Ġstanbul 2008, s. 86.

474

Buna göre, Baba Ġlyas‟ın çok güzel ve beyaz bir atı vardı. II. Keyhüsrev‟e, bu atı ondan istemesini öğütleyen Kadı Köre, böylece Baba Ġlyas ile hükümdarın arasını açmıĢ ve ardından hükümdara, Baba Ġlyas‟ın ayaklanacağını söylemiĢtir. Bunun üzerine, hükümdar Çat‟a asker sevk etmiĢtir. Askerlerin geldiğini duyan Baba Ġlyas, HaraĢna (HarĢena) adı verilen kaleye (Amasya Kalesi) kaçmıĢtır. Bkz.:

Elvan Çelebi: 1995, s. 32-46. Baba Ġlyas, Elvan Çelebi‟nin atasıdır. Bu sebeple o, eserinde Baba

Ġlyas‟ın suçsuz olduğunu ispata çalıĢır.

475 Ġbn Bîbî: 1956, s. 500; 1996: II, s. 50; Selçuknâme: 2007, s. 169; Yazıcızâde: 2009, s. 652. 476 Ġbn Bîbî: 1956, s. 500; 1996: II, s. 50; Selçuknâme: 2007, s. 169; Yazıcızâde: 2009, s. 652. 477 Simon, isyanın yaklaĢık iki buçuk ay boyunca devam ettiğini söyler. Bkz.: Simon: 2006, s. 43.

kendilerini ancak Baba Ġlyas gibi birinin kurtarabileceğine inanıyorlardı. Baba Ġlyas, bir kurtarıcı olarak gönderilmiĢti. Bu sebeple de ona “Baba Resul” diyorlardı478

. Ona olan inançları o derece idi ki, Amasya‟da SübaĢısı Hacı ArmağanĢah tarafından öldürülerek kalenin burcuna asılmasından sonra bile, isyancılar onun ölmediğini ve yardım bulmak için göğe yükseldiğini iddia etmiĢlerdir479. Malya Ovası‟nda Selçuklu askerleri tarafından ortadan kaldırılmalarına kadar geçen süre içinde, önlerine gelen Selçuklu güçlerini mağlup ettiklerinden güven de kazanmıĢlardı. Onlar karĢısında baĢarı gösteremeyen Selçuklu askerlerinin ise maneviyatları bozulmuĢtu. Kaynakların ifadesine göre, Babaî isyanına katılanlar en az üç bin atlıdan oluĢuyordu480. Ġsyanı bastıran Türkiye Selçuklu ordusunun öncü kuvvetlerinin Frenk askerlerinden oluĢtuğu, onların bile haç çıkararak savaĢtıkları düĢünülürse isyanın ne derece yayılarak tesir etmiĢ bulunduğu daha iyi anlaĢılabilir481.

Babaî isyanını bir köylü ayaklanması olarak gören Gordlevski “Köy, kentin üzerine yürüdü.” diyerek bir sınıfsal savaĢa iĢaret eder482. Ġsyan için Türkmenlerin yaĢam koĢulları oldukça müsaitti. Ancak, onları harekete geçiren Ģey iktidarın kendisi idi. Dolayısıyla, isyanın hedef noktasında kentliler değil iktidar vardı. Halk iktidara yürümüĢ ve beğenmedikleri iktidarı değiĢtirmek istemiĢlerdi.

Babaî isyanına katılan Türkmen derviĢlerinin uçlarda fetih gücü olarak faaliyetlerde bulunduğu ve Geyikli Baba, Kumral Abdal, Abdal Musa gibi Abdalân-ı Rum taifesinden derviĢlerin birer Babaî Ģeyhi oldukları bilinmektedir483. Babaî isyanı, dönemini aĢan bir etkiye sahip olmuĢtur. Sonraki dönemlerde, özellikle

478 Câmiu’d-Düvel: 2001, II, s. 86; Abû’l-Farac: 1999, II, s. 539-540. 479 Ġbn Bîbî: 1956, s. 502; 1996: II, s. 51.

480 Abû‟l-Farac, 60 bin Selçuklu askerine karĢı 6 bin isyancının bulunduğunu söyler. Selçuk-Nâme‟de

isyancıların yayadan baĢka 6 bin atlıdan oluĢtuğunu ifade edilir. Ġbn Bîbî, isyana katılanların sayısını vermez. Ancak, Selçuklu ordusu tarafından 4 bin kadarının bir çarpıĢma sırasında öldürüldüğünü anlatır. Simon ise Baba Ġshak‟ın, 3 bin kiĢi ile isyanı baĢlattığını ve kısa sürede isyancıların 12 bin mızraklıya kadar çıktığını anlatır. Bu sayıların abartılı olduğu göz önüne alınsa bile, en azından isyancıların Selçuklu ordusu karĢısında sayıca ne kadar az olduklarını anlamamıza yardım eder. Bkz.:

Abû’l-Farac: 1999, II, s. 540; Selçuk-Nâme: 1977, II, s. 153; Ġbn Bîbî: 1956, s. 503; 1996: II, s. 52; Simon: 2006, s. 44.

481 Abû’l-Farac: 1999, II, s. 540. Simon, isyan karĢısında Türkiye Selçuklu Devleti‟nin aciz kaldığını

ve barıĢ için Kayseri‟yi isyancılara vermeyi düĢündüğünü yazar. Bkz. Simon: 2006, s. 44.

482 V. Gordlevski, Anadolu Selçuklu Devleti, Çev.: Azer Yaran, Onur Yay., Ankara 1988, s. 180. 483 Muhittin Bağçeci, Selçuklular Dönemi Babaî Ġsyanının Mezhepler Tarihi Yönüyle

Osmanlı Devleti‟nin kuruluĢ aĢamasında bu kiĢiler bir süre daha kendilerinden söz ettirmiĢlerdir484

.