• Sonuç bulunamadı

Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu‟da Türkmenlerin Durumu

2. SOSYAL VE EKONOMĠK ETKENLER

2.2. Doğu Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu‟da Türkmenlerin Durumu

Selçuklularda devleti kuran ve milleti oluĢturan esas unsur Türkmenler432 idi. Ancak, hem Büyük Selçuklu Devleti‟nde hem de Türkiye Selçuklu Devleti‟nde Türkmenlerin bir süre sonra ikinci plana atıldığı ve küstürüldüğü görülmektedir. Onların yerini ise Ġran kökenli ve devĢirme kiĢiler almıĢtır433.

Selçuklu devletlerinde Ģehzadeler taht mücadelesine giriĢtiklerinde Türkmenlerden destek alırlardı434. Bu sebeple, Selçuklu iktidarları kontrol edilmesi güç bir konumda bulunan Türkmenleri merkeze uzak bölgelere göndererek veya uçlarda fetih ile görevlendirerek onlardan gelebilecek zararlardan kurtulmaya çalıĢmıĢlardır435. Bununla birlikte, Türkmenlerin yoğun bulunduğu bölgelerde zaman zaman devlete karĢı baĢkaldırmalar olmuĢtur. Bu açıdan bakıldığında, Babaî isyanı (1240) ile Büyük Selçuklu Devleti‟nde Sultan Sancar zamanında vuku bulan 1153 Oyuz isyanı436 arasında benzerlikler olduğu görülür. Her iki isyan da devlete küstürülmüĢ Türkmenler tarafından çıkarılmıĢtır ve bu isyanlardan sonra her iki devlet de yıkılma sürecine girmiĢtir. Türkmenlerin hanedana karĢı bu küskünlüklerini

432 “Türkmen” tabiri, yerleĢik hayata geçmemiĢ veya yarı göçebe halde yaĢayan Türkleri ifade etmek

için kullanılmaktaydı. Bu sebeple yerleĢik hayata geçen bir Türkmene “Türk” denilmeye baĢlanıyordu. “Türk” adı aynı zamanda yerleĢikliği iĢaret edecek Ģekilde “köylü” manasına da geliyordu. Bkz.: Faruk Sümer, Tarihleri-Boy TeĢkilatı Destanları. Oğuzlar (Türkmenler), TDAV. Yay., Ġstanbul 1999, s. 158; V. M. Zaporozhets, The Seljuks, Trans.: K. A. Nazarévskaia, Hannover 2012, s. 251. ReĢidüddîn Fazlullah, Türkmen kelimesinin önceleri olmadığını ve Acem topraklarına gelen ve zaman içinde kısmen de olsa kendilerine benzeyen Türklere Ġranlılar tarafından “Türke benzer” anlamında Türkmen denildiğini ve zamanla bu kelimenin bütün Oğuz boyları için kullanıldığını yazar. Bkz.: ReĢidüddîn Fazlullah: YÇ., s. 43. Ġbn Kesir ise Türkmen kelimesinin (Türkman); “Türk” ve “iman” kelimelerinin birleĢiminden meydana geldiğini ve bu kelimenin Ġslamı kabul etmiĢ Türkleri ifade ettiğini söyler. Bkz.: Ġbn Kesîr: 2000, XII, s. 138.

433 Ahmet YaĢar Ocak, Babaîler Ġsyanı. Alevîliğin Tarihsel Alt Yapısı Yahut Anadolu’da Ġslâm-

Türk Heterodoksisinin TeĢekkülü, Dergah Yay., Ġstanbul 2000, s. 42; Turan: 2005, s. 440; Tufan

Gündüz, Anadolu’da Türkmen AĢiretleri, Ġstanbul 2007, s. 17.

434

Hanedan üyesi olduğunu iddia ederek ortaya çıkan ve tahtta hak iddia edenler dahi bu kan bağını ortaya koymaya çalıĢarak Türkmenlerden destek alıyorlardı. Bkz.: Simon: 2006, s. 59-60.

435 Tufan Gündüz, Bozkırın Efendileri, Yeditepe Yay., Ġstanbul 2009, s. 23. 436

XII. yüzyılda, Karlukların tazyiki ile Mâverâünnehr‟den Belh bölgesine gelen Oğuzlardan vergi almaya gelen hansalar, Oğuzlara hakâret edip hakkından fazlasını istemesi üzerine öldürülmüĢtür. Sultan Sancar‟ın emriyle üzerlerine Ģahne atanan Belh valisinin vergi talebini de reddeden Oğuzlar, valinin üzerlerine gelmesi üzerine onu da öldürmüĢlerdir. Sultan Sancar, emirinin öldürülmesine kızarak üzerlerine yürümüĢtür. Oğuzlar vali için diyet teklif etmiĢlerse de bu teklif Sultan Sancar tarafından kabul görmemiĢtir. Sultan, çıktığı bu seferde yenilerek esir düĢmüĢtür (Nisan 1153). Oğuzlar, sultana hürmet göstererek onu iki yıl ellerinde tutmuĢlar; sultan, bu esaretten kendi emirleri tarafından kurtarılmıĢtır. Bkz.: Ergin Ayan, Büyük Selçuklu Ġmparatorluğu’nda Oğuz Ġsyanı, Kitabevi Yay., Ġstanbul 2007, s. 22-23, 34.

Ebülgazi Bahadır Han; “Selçukîler Türkmen olup, kardeşiz diyip, il‟e ve halka faydası dokunmadı” Ģeklinde çok güzel ifade etmiĢtir437

.

Türkiye Selçuklu Devleti‟nde Türkmenlerin iktidara karĢı memnuniyetsizliklerinin arkasında yatan nedenler sadece devletin Türkmen politikası ve ikinci plana atılmıĢ olmanın verdiği küskünlük değildir. Bundan baĢka, yer darlığı ve zorlu yaĢam mücadelesi, devletin kendileriyle ilgilenmemesi ve iktidarın zayıf ve kifayetsiz oluĢu da onların memnuniyetsizliklerine ve harekete geçmelerine etki etmiĢtir438

.

Selçuklu döneminde Anadolu, iki büyük Türkmen göçüne maruz kalmıĢtı. Ġlk yoğun göç 1071 Malazgirt zaferinden sonra idi. Bu tarihten sonra baĢlayan göçler Anadolu‟nun TürkleĢmesini sağlamıĢtı. Ġkinci yoğun göç dönemi ise XIII. yüzyılda, Moğollar önünden kaçarak gelen Türkmenlerin Anadolu‟ya sığınması ile gerçekleĢmiĢti439. Ġlk göç döneminde Anadolu nüfusu, göç edenlere göre oldukça az olduğundan, Türkmenler bu geniĢ, verimli arazilere kolayca yerleĢtirilebiliyordu440

. Türkiye Selçuklu Devleti kurulduktan sonra da gelen Türkmenler belirli bir iskân siyaseti ile boĢ arazilere yerleĢtirilmekteydi. Ancak zaman içerisinde, boĢ olan Anadolu toprakları dolmuĢ, ikinci göç döneminde yer sıkıntısı çekilmeye baĢlanılmıĢtı441. Çünkü Moğol zulmünden kaçanlar, I. Alâeddîn Keykubâd‟ın güvenli topraklarına akın ediyor ve Anadolu nüfusunu giderek artırıyorlardı442. Dolayısıyla II. Gıyâseddîn Keyhüsrev dönemine gelindiğinde Türkmen nüfusu iyiden iyiye artmıĢ ve özellikle doğu Akdeniz ve güneydoğu Anadolu‟da bir yığılma meydana gelmiĢti443. Devlet ise, baĢarılı bir iskân siyaseti yürütmekten aciz kalmıĢtı. Bu durum hem iktidarın bu iĢle yeteri kadar ilgilenmemesinden hem de Anadolu

437 Ebülgazi Bahadır Han, (Ģecere-i Terakime). Türklerin Soy Kütüğü, Haz.: Muharrem Ergin,

Tercüman., s. 82.

438

Ocak: 2000, 37-41.

439 Ġkinci göç dalgası ile pek çok tasavvuf ve ilim adamı Anadolu‟ya gelmiĢ; bu sebeple Anadolu‟nun

ĠslamlaĢma süreci bu göçlerle birlikte hızlanmıĢtır. Bkz.: Kara: 2006, s. 167-168.

440

Faruk Sümer, “Anadoluya Yalnız Göçebe Türkler mi Geldi?” Belleten, XXIV/XCVI, 1960, s. 574- 575, 594.

441 Tufan: 2009, s. 59-65.

442 NeĢrî, Cihânnümâ [Osmanlı Tarihi (1288-1485)], Haz.: Necdet Öztürk, Çamlıca Yay., Ġstanbul

2008, s. 21; Paul Wittek, MenteĢe Beyliği. 13-15 inci Asırda Garbî Küçük Asya Tarihine Ait

Tetkik, Çev.: Orhan ġaik Gökyay, TTK. Yay., Ankara 1986, s. 16.

443 Gündüz: 2009, s. 63; Zaporozhets: 2012, s. 251; Salim Koca, “Dinî Ġnançların ve DüĢüncelerin

Politik Amaçlarda Kullanılmasına Dair Selçuklu Devrinden Ġbret Verici Bir Örnek: Babaîler Ayaklanması”, Gazi Türkiyat, XI, 2012, s. 16.

topraklarının önceki yıllara nazaran baĢarılı bir iskân siyasetine izin vermeyecek kadar dolmasından kaynaklanıyordu444. Üstelik Moğol istilâsı sebebiyle olması gerekenden fazla ve yoğun bir göç yaĢanmaktaydı445

.

Babaî isyanı, Türkmenlerin yoğun bulunduğu bölgelerde çıkmıĢtı. Bu bölgeler yeni gelen Türkmenlerle birlikte her an patlamaya hazır bir bomba haline gelmiĢti446

. Ayrıca, yerleĢik yaĢayan kentli nüfus ile geçimini hayvancılık ile temin eden yarı- göçebe Türkmenler arasında da büyük uçurumlar mevcuttu. Yerini yurdunu terk eden Türkmenler Anadolu‟ya geldiklerinde yer-yurt tutmakta zorlanmıĢ ve ekonomik sıkıntılar çekmeye baĢlamıĢlardı. Bölgeye yeni gelenler Ģehirlinin huzurunu kaçırıyor, bazen de yağmalarda bulunuyorlardı447. Üstelik bu bölgelere devletin, düzeni sağlamak adına müdahale etmesi, Türkmenlerdeki hoĢnutsuzluğu daha da artırıyordu448

.

Türkmenler, II. Gıyâseddîn Keyhüsrev iktidarının kendilerine yaklaĢımından memnun değillerdi449. II. Keyhüsrev, saltanatının baĢından itibaren Türkmenlere karĢı uzak ve karĢıt bir politika izlemiĢti. Onun Türkmen karĢıtı siyasetinin en açık kanıtı Eğirdir TaĢ Medrese‟nin kitabesinde kendisi için “bâğîleri ve haricileri ezen” ve “kâfirleri kahreden” sıfatlarının kullanılmasıdır450. Kitabede sözü edilen bâğîler ve hariciler kuĢkusuz Türkmenler idi. Zira Türkmenler bu saltanatı desteklemiyorlardı451

.

444

Ocak: 2000, s. 40; Osman Turan, Selçuklular ve Ġslâmiyet, Ötüken Yay., Ġstanbul 1999, s. 69.

445 Kara: 2006, s. 164. 446 Zaporozhets: 2012, s. 269.

447 Ocak: 2000, s. 39; Koca: 2012, s. 16; Zaporozhets: 2012, s. 269. 448 Zaporozhets: 2012, s. 269.

449

Liderleri Kayır Han‟ın ölümünden sonra Selçuklu hizmetinden ayrılan Harezmlileri geri döndürmek için ikna etmeye çalıĢan Harput ve Malatya sübaĢılarına haber gönderen Harezmli askerler, I. Alâeddîn Keykubâd‟ın kendilerine iyi davrandığını, ancak onun ölümünden sonra bu yaklaĢımın değiĢtiğini ifade etmiĢler ve canlarını kurtarmak için ayrıldıklarını söylemiĢlerdir. Bkz.:

Ġbn Bîbî: 1956, s. 469; 1996: II, s. 23-24.

450 Mikâil Bayram, bu medreseden Eğirdir Kervansarayı olarak bahsetmektedir. Selçuklular

zamanında han olarak yapılan daha sonra medreseye dönüĢtürülen yapı, bugün TaĢ Medrese veya Dündar Bey Medresesi olarak bilinmektedir. Kitabede Türkmen adı geçmemekle birlikte burada kastedilenin Türkmenler olduğu açıktır. Bkz.: Ġ. Hakkı UzunçarĢılı, Kitabeler, Devlet Matbaası, Ġstanbul 1929, s. 228; Mikâil Bayram, Türkiye Selçukluları Üzerine AraĢtırmalar, Kömen Yay., Konya 2005, s. 16.

451 Daha önce belirtildiği gibi, Harezm askerlerinin baĢında bulunan Kayır Han, II. Gıyâseddîn

Keyhüsrev tahta çıkarıldığında, onu desteklemeyen emirler içinde yer alıyordu. Emir Hüsameddîn Kaymeri, askerlerin kendileri ile birlikte olduğunu söyleyerek Keykubâdiye‟de bulunan Melik Ġzzeddîn‟i tahta çıkarmak konusunda onunla bir anlaĢma dahi yapmak istemiĢti. Bkz.: Ġbn Bîbî: 1956, s. 465; 1996: II, s. 20-21.

Babaî isyanında rol oynayan Türkmenler pek çok bakımdan patlama noktasına getirilmiĢlerdi. Zorlu yaĢam koĢulları, toprak azlığı veya yerleĢmiĢ halk ile yaĢanan çatıĢmalar ve iktidarın izlediği yanlıĢ Türkmen politikası sebebiyle, tutuĢturulmayı bekleyen çıralar gibi idiler452. Ancak, onları harekete geçmeye iten ve beklenen kıvılcımı ateĢleyen II. Gıyâseddîn Keyhüsrev‟in zayıf kiĢiliği ve yanlıĢ yaĢam tarzı olmuĢtur. Onun tepki toplayan yaĢayıĢı ve davranıĢları olmasaydı Baba Ġlyas‟ın geniĢ bir halk kitlesini iktidara karĢı doldurması bu kadar kolay olmazdı.

2.3. Baba Ġlyas Horasanî’nin Selçuklu Ġktidarını DeğiĢtirmek Ġçin