• Sonuç bulunamadı

6.5. İngiltere’de Yaşlılara Yönelik Bakım Sisteminde Yaşanan Temel

6.5.1. İngiltere’deki Bakımevlerinde Yaşanan Sorunlar

Birleşik Krallıktaki mevcut uygulama ve mevzuata göre, en önemli sorun alanı finansal sürdürülebilirlik ve fon sağlamadır. Laing ve Buisson (2015) tarafından gerçekleştirilen araştırmaya göre, 2014 yılında, İngiltere’de bakım kurumlarında kalan her bir yaşlı için haftalık 500 Sterlinden fazla ödeme yapıldığı halde, 40 Sterlinlik bir açık bulunmaktadır. Bakım gören 400 bin yaşlı olduğu düşünüldüğünde, ortaya çıkan bu açık, kurumlar üzerinde ciddi bir baskı yaratmakta ve onları fon bulmaya itmektedir (UK Home Care Assc., 2015).

1 Nisan 2016 tarihinde zorunlu hale gelen Asgari Geçim Maaşı (Living Wage) ile bakımevlerinin üzerindeki ekonomik baskılar artmaya başlamıştır. Asgari

Geçim Maaşı, kısaca, bir bireyin temel ihtiyaçlarını karşılaması ve yaşadığı çevreye katkıda bulunabilmesi için gerekli minimum gelirdir. Bu durumla birlikte bakımevlerinin, istihdam ettikleri bireylere aylık verebilecekleri tutar arttığından personel giderleri artmaya başlamıştır. Artan giderlere ek olarak kurumlardaki yetersiz kaynaklardan dolayı iyi bir hizmet için gerekli koşulları sağlayamama ve gittikçe karmaşıklaşan hizmet sunumundan dolayı, çalışanlar da olumsuz etkilenmiştir. Buna ek olarak özellikle kar amacı güden kuruluşların artan beslenme ve hasta bezi maliyetleri ile ilgili sorunlarının olduğu belirtilmektedir (Greener, 2011). Bakımevlerinin fonlamalarına gelen kısıtlamalarla ve “Asgari Geçim Maaşı” düzenlemesiyle birlikte, bakımevlerinin bazı işlevsel ve ekonomik risklerle karşı karşıya kaldığı düşünülmektedir.

İngiltere’de yaşlı bakım alanında var olan bir başka sorun, bu alana özgü yeterli sayıda eğitim programı ve araştırma eksikliğinin olmasıdır. Bir bakımevi, farklı disiplinlerden bir araya gelen profesyonel meslek elemanlarını istihdam etmek durumundadır

Uzun süreli bakım (kronik hastalıklar) ya da kısa süreli bakım (akut hastalıklar) sağlayarak, bakım gören bireylerin insan hakları çerçevesinde (sağlıklı ve onurlu yaşama hakkı bağlamında), yaşamlarını sürdürmeleri bakımevlerinin sorumluluğundadır. Burada çalışan hemşirelerin de, yeterli düzeyde tıbbi bilgisinin olması, iletişim becerilerinin yüksek olması, diyet, fizyoterapi, iltihap kontrolü, palyatif bakım bilgisinin olması gerekmektedir (Spilsbury ve Diğr., 2015).

Bakım sektöründe çalışanların genelinin, kariyer planlaması bu tür kurumlarda devam ettirme düşüncesinin olmaması ve bu tarz kurumlarda işlerin görece zor olması, İngiltere özelinde çalışanların bu sektörden ayrılmalarına sebep olmaktadır. İngiltere’deki hemşirelik eğitiminde, öğrencilerin yaşlı bakım alanına yönlendirilmemesi, bu alanda kariyer yapmaları için teşvik edilmemelerinden ötürü yaşlı bakımevlerinde çalıştıracak personel konusunda sıkıntılar yaşanmaktadır. Hemşirelik fakültelerinin müfredatında yaşlı bakımı alanına özgü çok fazla ders olmaması da daha az hemşirenin bu kurumlara yönelmesine sebep olmaktadır. Hemşirelerin ve bakım veren çalışanların, eğitimlerinde palyatif bakım, yatak yarası

tedavisi, fizyoterapi gibi spesifik konulara yönelmesinin, bakımın kalitesini artıracağı kesindir (Spilsbury ve Diğr., 2015).

İngiltere’deki tüm huzurevleri ve bakımevlerinin bağlı olduğu Bakım Kalite Komisyonu (Care Quality Comission) tarafından oluşturulan yeni standartlar ve bu standartların yakalanıp yakalanmadığını denetleyecek olan teftiş mekanizması, bakımevleri için bazı alanlarda sorun oluşturabilmektedir. Teftiş komisyonu tarafından gerçekleştirilen denetimler sırasında yetersiz görülen ya da geliştirilmesi gerektiği düşünülen kurumlara kapatma ya da daha farklı cezalar verilebilmekte, çoğu zaman sonuç ilan edilmeden kurumlara ek süre verilmeyebilir. Böylesi cezalar, kurumlara itibarlarını kaybettirmekte, bakım hizmeti almak isteyen yaşlı bulamama gibi tehditlerle karşılaşmalarına sebebiyet vermektedir.

Bakım sektöründe temel sorun sayılabilecek şeylerden biri diğer husus da, yönetim ekibinin, çalışanların ve süreçlerin uyumlu hale getirilebilmesidir. Kuşkusuz bu uyum hem performansın iyileştirecek hem de bakım alanların memnuniyetini arttıracaktır. Ne var ki bu durum, önemli bir konu olmakla birlikte, kolay elde edilebilecek bir sonuç değildir.

İngiltere’deki bakımevleri ve huzurevlerinin sorunlarından sonuncusu da bakım veren çalışanları işe almak ve onları kaybetmemektir. Bu durum üzerinde ciddiyetle durulması gereken bir konudur. Daha önce de vurgulandığı gibi, bakım sektöründen ayrılma oranı çok yüksektir. Hâlihazırda yetersiz sayıda çalışanları olan bakımevlerinin kendi çalışanlarını da kaybetmesi hem bakım kalitesini düşürecek hem de bakım hizmetinin sürdürülebilirliğini olumsuz etkileyecektir.

Çalışanların sektörden ayrılması, bakım gören bireylerin güvenliğini tehdit ederken, kalan çalışanların da tükenmişlik seviyelerini artırabilmektedir. Bakım hizmeti, kolay bir iş alanı olmamakla birlikte, kalifiye olmayı gerektirmektedir. Bireylerin klinik ihtiyaçlarını, psikososyal ihtiyaçlarını, sosyal geçmişlerini ve hastalıkla ilgili olası sorunları bilmek hem zaman hem de beceri gerektirmektedir. Bu becerilere ve bilgilere sahip çalışanların işten ayrılmasının vereceği zarar, hem bakım hizmeti alan yaşlı birey için hem bakımevi için hem de makro anlamda İngiltere bakım sistemi için ciddi tehdit oluşturmaktadır (Spilsbury ve Diğr., 2015).

Tezin Yedinci Bölümünde; Türkiye ve İngiltere yaşlı bakım modellerinin ve

uygulamalarının karşılaştırılması yer almaktadır. Tezin sentez olarak

tanımlayabileceğimiz bu bölümleri; Türkiye’nin ve İngiltere’nin yönetim yapısı ve sosyal devlet anlayışı, Türkiye ve İngiltere’nin bakım hizmeti sunucularının sunduğu hizmetler açısından karşılaştırılması ve Türkiye ve İngiltere’nin yaşlılara yönelik bakım sisteminde yaşanan temel sorunlar açısından karşılaştırılması şeklinde analiz edilmiştir.

YEDİNCİ BÖLÜM

TÜRKİYE VE İNGİLTERE YAŞLI BAKIM MODELLERİ VE UYGULAMALARININ KARŞILAŞTIRILMASI

Çalışmanın en önemli amacı, iki ülkenin yaşlı bakım modellerinin ve uygulamalarının karşılaştırılarak ülkemiz için çıkarılabilecek bazı önemli sonuçlara ulaşmaktır. Aşağıda belirlenen konular kapsamında karşılaştırılma yapılmaya çalışılmıştır.

- Türkiye ve İngiltere’nin yönetim yapısı ve sosyal devlet anlayışının