• Sonuç bulunamadı

6. Arguvan’ın Tarihi, Coğrafi ve Sosyal Yapısı

3.3. İkrar Alma/Verme

Alevilikte ikrar vermek, tarikata girmek için verilen söze denilmektedir. İkrar almak ise dede huzurunda bulunan kişinin tarikata girmek için yapılan sözlü açıklamayı dinlemesine denilmektedir.561 Ayrıca ikrarla ilgili Hacı Bektaş-ı Veli, “Tarikat ikrar

vermektir.” demektedir. Alevilikte Tarikat kapısının makamları, Mürşidin işleğine

uymak, temiz giyinmek, iyilik yolunda savaşmak, hizmetli olmak, haksızlıktan korkmak, Tövbe etmek, ibret almak, nimet dağıtmak, özünü fakir görmek ve umutsuzluğa düşmemek şeklinde ifade edilmektedir.562 Diğer taraftan Yörede Alevilik

inancının esaslarına bağlılığı bildirmek, eline, diline, beline sahip olmak, Alevilikteki sırları başkaları ile paylaşmamak amacı ile ikrar alındığına ve verildiğine inanılmaktadır. (KK: 1, 2, 8, 15, 23, 41, 42, 67, 74)

Genelde on beş veya yirmili yaşlardan sonra ikrar verilmektedir. İkrar verecek kimselerin toplumda herkesle barış içinde olması ve birbirleri arasında sorun olmaması gerekmektedir. Fakat Morhamam köyünde ergenlik çağının girmesi ile birlikte ikrar verilmesi gerektiğine inanılmaktadır. (KK: 8, 43, 59, 74)

Yöredeki Alevilerde hem kadın hem erkek ikrar vermektedir. Fakat bazı köylerde kadın ikrar vermek zorunda değildir. Kadınlar ikrar töreninde eşlerinin yanında olmaları ikrar vermeleri için yeterli kabul edilmektedir. Yapılan ikrarda eşinin ikrarına bağlı kalma zorunluluğu bulunmaktadır. Evlenmeden önce ise babasının

557 Kemal Polat, a. g. e., s. 123. 558 Yılmaz Yeşil, a. g. e., s. 143. 559 Ekrem Özbay, a. g. e., s. 59.

560 Harun Güngör-Bekir Köylü, a. g. e., s. 80.

561 Esat Korkmaz, Ansiklopedik Alevilik Bektaşilik Terimleri Sözlüğü, s. 181.

562 Hüseyin Orhan (Dede), a. g. e., s. 34; Mürteza Aksüt, Deryayı Ummana Giden Yol, Rektur

133

ikrarına bağlı olmaları gerekmektedir. (KK: 2, 8, 34, 40) Ayrıca Alevilikte ikrar vermek babadan oğula geçmektedir. Çünkü kişinin babası On İki İmam’a bağlı olmaya ve emrinden çıkmamaya söz vermişse, o kimsenin çocuğunun ikrarı vermesine gerek olmadığına inanılmaktadır. (KK: 15, 25, 74)

Alevilik yoluna girecek olan iki kişi biz kardeş olmak istiyoruz, diye dedeye başvururlar. (KK: 15, 41, 42) Cemde Pir taliplere hitaben: “Ey talip, pir huzurunda

erenler meydanında mürşidine teslimi rıza oldun mu? Yalan söyleme, haram yeme, zina yapma, elinle koymadığını alma, gözünle görmediğini söyleme. Emanete hıyanet etme. Kimsenin sınırına tecavüz etme, kimseye iftira atma, yalan yere yemin etme, yalancı şahitlik etme, kimseyi aleyhte çekiştirme, sebepsiz yere adam öldürme, memleketine ve milletine hainlik etme, cemiyete faydalı olmaya çalış. Böylece Allah Muhammed Ali On İki İmam Hanedan-ı Ehlibeyt’e ikrar ettin mi? Allah Muhammed Ali’yi mürşidin vasıtası ile bir bildin mi? Tarık-i Naciye’den olup İmam Cafer-i Sadık’ın içtihadı üzere Hak dediğimize Hak, Batıl dediğimize batıl dedin mi? Suret-i Hak’tan görünüp münafık olan kimsenin sözüne aldanıp yolundan dönersen, Ali divanında yüzün kara olsun mu? Rehberin Ali, mürşidin Muhammed’i hak bildin mi? Hz. Muhammed’in sevdiğini sevip tevella (kabul etme), sevmediğini sevmeyip teberra (reddetme) ettin mi? Eğer bu ikrardan dönersen iki cihanda yüzün kara olsun mu?” der. Talip bilinçli olarak eyvallah

derse, ikrar almış olmaktadır.563 (KK: 8, 15, 41, 42, 74)

Yörede ve tüm Alevi inancına göre ikrardan dönmek suç sayılmaktadır. İkrarından dönen düşkün sayılır. İkrarı alınmayan kişilere düşkünlük cezası verilemez. İkrar almak demek peygamber soyundan birine bağlanmak anlamına gelmektedir. (KK: 1, 12, 14, 15, 23, 28, 33, 40, 41, 42, 47, 49, 55,58, 63, 65, 69, 71, 74)

Yörede İkrar vermenin öneminin ortaya konulması bakımından aşağıdaki deyiş önem arz etmektedir:

Ta kalu Bela’den ikrar verdik Kün deyince var oldu kevnu mekân Alevi’yiz İslam’ız Mürşit’imiz Ali’dir. Elindedir levhi kelem ulu yaradan Tarik-i müstakim yolun yolcusuyuz Yüz yirmi dört bin nebinin carına ceren Alevi’yiz, İslam’ız pirimiz Ali’dir. Alevi’yiz, İslam’ız pirimiz Ali’dir.

Yol gösterici güzel şahımız Zahiren Muhammed’le dünyaya gelen Secdegahımız kıblegahımız Evvel ahir zaman batın donuna giren

Hünkâr Bektaş-i Veli ulumuz Hak Muhammed aşkına Zülfikar çalan Alevi’yiz, İslam’ız pirimiz Ali’dir. Alevi’yiz, İslam’ız pirimiz Ali’dir.

Men İrfan Ali bendei Ali Resul Pençe-i aba yolu, ezel kadim yol Gafil gezme serseri Ali’yi tanı bil Alevi’yiz, İslam’ız pirimiz Ali’dir.564

3.3.1. İkrar Alma/Verme Ritüeli’nin Değerlendirilmesi

Eski Türklerde hakanlar seçilirken ant içirilirdi. Yapılan bu ant içme töreni Bektaşi ikrar ritüeline benzetilmektedir. Bu törende Kağan seçilecek olan Bey bir post üzerinde oturtulurdu. Daha sonra etrafında bulunan dokuz boy beyi hakanın oturduğu postun kenarlarından tutarak onu dokuz defa kaldırıp tekrar yere indirdikleri belirtilmektedir. En son devlet işlerini doğru yapması için yemin ettirilirdi.565

Anadolu Aleviliği’nde bir kişinin yola girebilmesi için öncelikle “Tanrı’dan

başka ilah olmadığına, Hz. Muhammed’in Tanrı’nın elçisi olduğuna ve Hz. Ali’nin de Tanrı’nın velisi olduğuna inanması ve inandığını söylemesi gerekmektedir.” Yola

girmek ancak ikrar Cemi ile olmaktadır. Bu kişinin dede huzurunda söz vermesine ikrar denmektedir.566 Tasavvufta ikrar ise tasavvuf yoluna giren bir kişinin şeyhi huzurunda

Allah yolundan dönmeyeceğine dair söz vermesidir.567 Bu yönüyle bakıldığında

Alevilik Bektaşilikteki ikrar ile Sünni inanışındaki ikrarın benzer olduğu görülmektedir. Buyrukta erkek ve kızların ikrar alma uygulamasından bahsedilmiştir. Arguvan yöresinde genel olarak bu bağlamda ikrar verme törenleri yapılmaktadır. Fakat Anadolu Aleviliği’nde ve yörede Buyruk’ta belirtilen Cebrail kurbanı yerine koyun kurbanı yaygındır. Ayrıca yörede eline, beline, diline sahip olma ilkesi kabul edilmektedir. Genel olarak Alevilikte kullanılan bu üç prensibin Zerdüştlük ve Maniheizm yoluyla Anadolu Aleviliği’ne girmiş olabileceği düşünülmektedir. Maniheizm’in “ağzın mührü,

elin mührü ve kalbin mührü” şeklindeki üç mühür kuralı vardır.568 Osmanlı döneminde

Ahiler ve Bektaşiler’de “şedd ya da kuşağın üç düğümlü bağlanması ahde, beyate ve

vasiyete” işaret sayılırdı. Yapılan bu üç düğümün Bektaşilikte olduğu Ahilikte de

564 Ali İrfan, Aleviliğin Kuralları, Can Yay., İsatnbul 2014, s. 9. 565 Bedri Noyan, a. g. e., s. 121.

566 Mustafa Cemil Kılıç, Kur’an’daki Alevilik, s. 28.

567 Yasin İpek-Ender Atalay-Murat Serdar- Harun Işık, a. g. e., s. 275. 568 Ali Selçuk, Tahtacılar, s. 171-172.

135

“eline, beline, diline sahip” olmak anlamında belirtilmiştir. Bu durumu İslam dininin

temel kaynaklarında görebiliriz.569

Yeryüzündeki çoğu dinlerde ikrar vermenin Anadolu Aleviliği’ndeki benzer şekilleri görülmüştür. Örneğin Hıristiyanlık ve Sabiilikte vaftiz, Yahudilikte sünnet, İslam’da kelime-i şehadet dine ilk girişlerde yapılan bir nevi ikrar törenleridir.570 Kuran-

ı Kerim’de “Hani Allah, peygamberlerden ben size kitap ve hikmet verdikten sonra

nezdinizdekileri tasdik eden bir peygamber geldiğinde ona mutlaka inanıp yardım edeceksiniz, diye söz almış. Kabul ettiniz ve bu ahdimi yüklendiniz mi, dediğinde kabul ettik cevabını vermişlerdi. Bunun üzerine Allah, o hâlde şahit olun; ben de sizinle birlikte şahitlik edenlerdenim.” diye buyurmuştu.”571 Bu ayetle insanların ikrarlarını dil

ve kalp ile yapması gerektiğine vurgu yapılmaktadır. İlk insan Adem’in de Hibil ziva tarafından vaftiz edildiği Sabiilik mitolojilerinde yer almaktadır. Ayrıca Sabiilikteki vaftiz törenlerinde de din adamlarının çeşitli dualar okuyarak ayin düzenledikleri belirtilmiştir.572 Hıristiyanlardaki vaftizde ise dine giriş olarak kabul edilmiş ve yapılan vaftizle insanların günahlarından temizlendiği belirtilmektedir.573 Yahudilikte Hz.

İbrahim ve Allah arasındaki ahitleşme (ikrar) Tevrat’ta şu şekilde geçmiştir: “Tanrı

İbrahim’e, sen ve soyun kuşaklar boyu antlaşmama bağlı kalmalısınız, dedi. Seninle ve soyunla yaptığım antlaşmanın koşulu budur: Aranızdaki erkeklerin hepsi sünnet edilecek. Sünnet olmalısınız. Sünnet aramızdaki antlaşmanın belirtisi olacak. Evinizde doğmuş ya da soyunuzdan olmayan bir yabancıdan satın alınmış köleler dâhil sekiz günlük her çocuk sünnet edilecek. Sünnet edilmemiş her erkek halkının arasından atılacak çünkü o kişiler antlaşmayı bozmuş, demektir.”574