• Sonuç bulunamadı

6. Arguvan’ın Tarihi, Coğrafi ve Sosyal Yapısı

3.1. Doğum

3.1.1. Doğum Öncesi İnanış ve Uygulamalar

Doğum öncesi inanış ve uygulamaların birçoğu, kısırlığı gidermek ve hamilelik dönemi ile ilgilidir. Yörede, kısırlığı giderme noktasında yapılan uygulamaların çoğunluğu halk hekimliği bağlamında yapılmaktadır. Bu uygulamalardan sonuç

494 Sedat Veyis Örnek, Türk Halk Bilimi, Kültür Bakanlığı Yay., Ankara 2000, s. 131; Serkina Galina,

“Geçiş Ritüellerindeki Benzerlikler”, http://turkoloji.cu.edu.tr/HALKBILIM/galina.pdf (15/11/2015)

495 Yahya Mustafa Keskin, “Kırsal Kesimde Yaşayan Alevilerde Doğum Geleneğine İlişkin İnanç ve

Uygulamalar”, F.Ü.İ.F Dergisi, S: 6, Elazığ 2001, s. 41.

113

alınamadığı takdirde tıbbi tedavi yöntemlerine müracaat edilmektedir. Hamilelik dönemi inanış ve uygulamaları ise genel olarak sakınma ve tavsiyeler niteliğindedir.

3.1.1.1. Kısırlığı Giderme

Türkiye’nin birçok yerinde olduğu gibi yörede de yeni evlenen çiftlerin bir an önce çocuk sahibi olmaları istenmektedir. Hamilelik döneminin uzaması durumunda aileler, tıbbi tedavi yöntemlerinin dışında, dinsel-büyüsel ve halk hekimliği bağlamında bazı uygulamalar yapmaktadır. Anadolu’nun birçok yerinde olduğu Arguvan yöresinde de kusur genel olarak kadında arandığından, yukarıda bahsettiğimiz uygulamalar genel olarak kadın etrafında kümelenmektedir.

3.1.1.1.1. Dinsel-Büyüsel Nitelikte Olanlar

Yörede çocuğu olmayan kadınların başvurdukları dinsel-büyüsel nitelikte olan uygulamalar arasında, muska yaptırmak ve ilgili türbeleri ziyaret etmek gelmektedir.

3.1.1.1.1.1. Muska İle İlgili İnanışlar

Yörede eskiye nazaran sık olmamakla birlikte günümüzde çocuğu olmayan kadınların başvurduğu uygulamalardan birisi muska yaptırmaktır. Bu manada yapılan uygulamalar arasında kutsal olduğuna inanılan yerdeki ağacın dalının kesildikten sonra dedeye veya hocaya okutulmasıdır. Okutulan bu ağaç parçası eşik altına konulmakta veya çocuğu olmayan kadın boynunda taşımaktadır. (KK: 5, 6, 9) Eskiden Akören ve Eymir köylerinde muska için Niyazi Hoca’ya başvurulmaktaydı. (KK: 5, 9) Gökağaç köyünde ise çocuğu olmayanların başvurdukları eskiden Şeyh Hasan muska yaptığı ve gelenlerin bu sayede dileklerine kavuştukları ifade edilmektedir. (KK: 15)

3.1.1.1.1.2. Ziyaret Yerleri İle İlgili Uygulamalar

Yörede çocuğu olmayan kadınlar, her köyün bağlı olduğu ziyaretlere ve ocaklara gidip, dua yapmaktadır. Bu manada Arguvan’ın Fırat Nehri’ne doğru olan köylerinde Abdulvahap Gazi’ye ve Sıddı Zeynep’e, İsaköyünde Gani Baba Ziyareti’ne, Bozan köyünde Şah Sultan’a, Battalgazi’de Zeynel Abidin’e ve Hasan Basri’ye, Gürgede bulunan Karataş’a, Aşağı Sülmenli’de bulunan Kösender Baba’ya gidilmektedir. (KK: 58, 59, 63, 70, 67, 74) Arguvan yöresinde ve Hekiman’a yakın olan köylerde ise Mezirmedeki Vayloğ Dede ziyaretine gidildiği ifade edilmektedir. (KK: 53, 54)

Yörede çocuk sahibi olmak için gidilen ziyaret yerlerinden birisi de Gürge’deki Karataştır. Buraya gelen çocuğu olmayan kadın Karataş’ın etrafında üç defa dönerek

“Benim bir kısrağım var. Alan var mı?” diye sorar. Ayrıca bu esnada orada

bulunanların doğacak olan çocuk için pazarlıkla bir fiyat belirlenir. Orada bulunanlardan birisi çocuğu satın alması ile uygulama sona erer. Daha sonra çocuğu olmayan kadın orada bulunanlara lokma dağıtır. Ziyaret bitiminde çocuğu olmayan kadın, Karataş’ın yanında bir avuç toprak veya Karataş’tan bir parça alıp, bunu çocuk doğuncaya kadar saklamaktadır. (KK: 41, 48, 50)

Herhangi bir ziyaretten alınmış “cöher” ismi verilen ziyaret toprağının içirilmesi veya ziyaretteki yeşil bezlerden kesilerek kadının boynuna ya da koluna bağlanması uygulamaları da kullanılan yöntemler arasındadır. 497

Gürgedeki uygulamanın bir benzeri Eymir köyünde bulunan Yumru taşın etrafında yapılmaktadır. Yumru taşı ziyaret edilmeden önce kısır olan kadın evinde sac ekmeğini yağlayıp komşularını çağırmaktadır. Komşuları ile birlikte Yumru taşa gidip orada bulunan taşa çivi çakmaktadır. Şayet taşa çaktığı çivi düşmeyecek olursa ve bu çiviyi bilezik şeklinde burdurup koluna takmaktadır. Yapılan bu uygulama ile çocuğunun olacağına inanmaktadır. (KK: 9, 10)

Çavuş köyünde ise çocuğu olmayan kadınlar, Kıratlı Ziyareti’ne gitmektedir. Ayrıca köyün üst tarafında bulunan Payamlı Ziyaretinin bulunduğu dağın ağacına bez bağlanıp çocuğun olması için adaklar adanmakta, kurban kesilmektedir. (KK: 36, 39)

Bazı kadınların bahsedilen ziyaret yerlerinde bir gece yattığı olmaktadır. Bu işlemlerin sonrasında kurban kesilir veya lokma dağıtılır. Ayrıca çocuğu olmayan kadınlar dedeye de müracaat etmektedir. Dedenin kısır kadınların sırtını üç kez “Ya

Allah, Ya Muhammed, Ya Ali” diye sıvazladığında çocuğunun olacağına inanılmaktadır.

(KK: 8, 9, 41)

3.1.1.1.2. Halk Hekimliği Kapsamına Giren Uygulamalar

Yörede çocuğu olmayan kadınlara halk hekimliği bağlamında karnına testi vurulması veya bastırılması, su ısıtılmış bir kazanın içine oturtulması, bitkilerden

497 Hüseyin Şahin, “Morhamam Köyü Doğum Folkloru”, Hamle Gazetesi, Sayı: 662-679, 6-22.3.1989,

115

yapılan karışımların çocuğu olmayan kadına içirilmesi, kadının karnının üzerine sıcak bir şeylerin konulması gibi uygulamalar yapılmaktadır.498

3.1.1.1.3. Hamilelik Dönemi

Yörede hamile olan kadına “gebe, hamile, ağırayak, gümenli, ayağı ağır ve

guzlacı” isimleri verilmektedir.499 Doğum yapacak bayanın tarlada, bahçede

çalıştırılmaması doğuma iki ay kala ağır işler yaptırılmaması ve kadının yalnız bir yere gönderilmemesi gibi uygulamalar bulunmaktadır. (KK: 2, 11, 14, 15, 17, 21, 27, 33, 38, 41, 42, 45, 46, 53, 58, 59, 62, 64, 67, 68, 69, 71, 72, 74) Diğer taraftan Morhamam köyünde kadınlar, gece vakti hamile kadının yolunu kesmemeye dikkat etmektedirler. Buna “uğurunun kesilmemesi” denilmektedir.500 Bu uygulamanın, hamile kadının karnındaki bebeğin erkek olabileceği düşüncesinden kaynaklandığını söylemek mümkündür. Zira Anadolu kırsalında kadınların erkeklerin yolunu kesmedikleri bilinen bir gerçektir.

3.1.1.1.3.1. Hamile Kadının Kaçınmaları

Halk arasında hamile kadının yapmış olduğu eylemleri ile karnındaki bebek arasında bağ olduğuna inanıldığından bazı sakınmalar ortaya çıkmıştır. Gebe kadın, çirkine bakarsa çocuğunun çirkin, köre bakarsa kör, tavşana bakarsa kulakları tavşan gibi uzun olacağına, yılana veya balığa bakarsa yılan ve balık gibi elinden kayıp gideceğine inanılmaktadır. Ayrıca hamile kadın, fiziksel olarak sakat olan biri ile şaka yaparsa çocuğunun sakat doğacağına; baykuşa, kirpiye bakarsa bu hayvanlara benzeyeceğine inanılması yöre genelinde yaygındır. (KK: 5, 6, 9, 34, 37, 54, 72) Diğer taraftan hamile kadının güzel ve hoş olan şeylere bakması, birisi ile dalga geçmemesi tavsiye edilmektedir. (KK: 5, 6, 34, 48)

Gebe kadının kaçınması gereken durumlardan biri de cenazeye bakmaması ve cenaze törenlerinden uzak durmasıdır. Eğer bulunduğu evden biri ölürse evinden yedi adım çıkması ve cenaze götürüldükten sonra eve geri gelmesi gerekmektedir.501 (KK: 50, 72, 73)

498 Hüseyin Şahin, “Morhamam Köyü Doğum Folkloru”, 6-22.3.1989. 499 Hüseyin Şahin, “Morhamam Köyü Doğum Folkloru”, 6-22.3.1989. 500 Hüseyin Şahin, “Morhamam Köyü Doğum Folkloru”, 6-22.3.1989. 501 Hüseyin Şahin, “Morhamam Köyü Doğum Folkloru”, 6-22.3.1989.

Yörede görülen uygulamalardan biri de uğur alma âdetidir. Bu uygulama ve inanışa göre hamile kadın ile karşılaşıldığında hemen durulup beklenilmektedir. Bekleyen kişilerin omuzunda bir yük olsa bile bu kural değişmemektedir. Hamile kadın önlerinden geçtikten sonra bekleyenler yollarına devam etmektedir. Eskiden yörede uygulanan bu inanışa “uğur alma veya uğurun kesilmemesi” denilmektedir. Eğer hamile kadının uğuru alınırsa yani beklemeden geçilirse bunun büyük bir günah olacağına inanılmaktadır. Doğuracağı çocuğun erkek olması istediği dikkate alınarak uğurun kesilmemesine özen gösterilmektedir. Uğur alma veya uğurda durma inanışının başka bir şekli de; erkekler yoldan geçerken kadınların onların geçmesini beklemesi veya erkek geçerken kadının ayağa kalkmasıdır.502 (KK: 2, 11, 14, 15, 17, 21, 27, 33,

58, 59, 62, 64, 67, 68, 69, 71, 72, 74)

3.1.1.1.3.2. Aşerme

Yörede, hamile kadının bazı yiyecek ve içecekleri aşırı istemesi haline

“aşyerme, aşerme, yerik yerme” gibi isimler kullanılmaktadır. Aşyeren kadının istediği

şeyi alıp yemediğinde “umma” olacağına inanılmaktadır. Umma olan kadının göğüslerinin şiştiği ve bu şişkinliğin de büyük ağrılara sebep olduğu ifade edilmektedir. Böyle bir durumla karşılaşıldığında, hangi mevsimde olursa olsun hamile kadının istediği yiyeceğin temin edilmesi gerekmektedir. Bu dönemde ortaya çıkan uygulamalardan biri de aşyeren kadına Hacı Bektaş Veli Dergâhı’ndan getirilen buğdayın yedirilmesidir. Yedirilen buğdayın doğacak çocuğun vücudunun herhangi bir yerinde ben oluşturacağına inanılmaktadır. Aşeren kadınlara bazen de doğacak çocuklarının sağlıklı ve yanaklarının kımızı olması için kırmızı elma yedirilmektedir.503

3.1.1.1.3.3. Çocuğun Cinsiyetinin Tespiti İçin Yapılan Uygulamalar

Hamilelik dönemi boyunca aile fertlerinin ve akrabalarının merak ettiği konulardan en önemlisi çocuğun cinsiyetidir. Bunu öğrenmek için yörede, hamile kadının canının çektiği yiyecekler ve fizyolojik özelliklerine bakılarak bazı tahminlerde bulunulmaktadır. Hamile kadının bebeği karnında yukarı doğru ve yavaş hareket ediyorsa erkek, aşağı doğru ve hızlı hareket ediyorsa kız olacağına inanılmaktadır. Annenin hamilelik döneminde yüzü güzelse erkek, çirkinse kız çocuk olacağına;

502 Hüseyin Şahin, “Arguvan Köylerinde Uğur Alma Âdeti”, Milli Folklor Dergisi, Geleneksel Yay.,

S:3, Ankara 1989, s. 30.

117

annenin canı tatlı çekerse erkek, ekşi canı çekerse kız çocuğunun olacağı düşünülür. Diğer taraftan hamile kadının kalçası darsa erkek çocuk olacağına, genişse kız olacağına, hamile kadın yere sırt üstü uzandığı zaman karnı ikiye ayrılıyorsa ikiz olacağına inanılmaktadır. Ayrıca eskiden yörede kesilen bir hayvanın kafası ağız bölümünden iki elle tutularak ayrılır, ağzı ayrılan kellenin dişlerinin arka kısmı gürüs çıkarsa (düz, etsiz çıkarsa) çocuğun erkek, püsküllü çıkarsa kız olacağına inanılmaktadır. Yörede çocuğun cinsiyetini tespit etmek için diğer bir uygulama da Abdulvahap Türbesinde yapılmaktadır. Mağaradaki kısmet kapısı denilen küçük kapının içinde hayvan kemikleri bulunmaktadır. Hamile kadın çocuğunun cinsiyetine niyet ederek gözlerini kapatıp ellerini kemiklere dokundurur. Eğer hamile kadının eli önce ayak kemiğine değerse doğacak çocuğun erkek, kaburga veya bel kemiğine ise çocuğun kız olacağına inanılmaktadır. Annenin rüyasında altın bilezik görmesi kız çocuk doğuracağına, altınların çok olması ve sıra sıra dizilmesi de erkek çocuk doğuracağına yorumlanmaktadır.504 (KK: 9, 27, 36, 37, 48, 54, 72, 73)