• Sonuç bulunamadı

A. Hz Hasan’ın Siyasî Mücadelesinde Muhammed b.

1. Hz Hasan’a Biat

Hz. Ali’nin vefatından iki gün sonra Hz. Hasan’a biat edil- di.99 Rivayete göre ona ilk biat eden Kays b. Sa’d b. Ubade olmuş- tur. Kays, Hz. Hasan’ın yanına gelerek: “Uzat elini! Allah’ın Kitabı,

Peygamberinin sünneti ve isyancılarla savaşmak üzere sana biat ede- yim” deyince Hz. Hasan, “Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti üzerine biat et. Çünkü bunlar, her şarttan önce gelir.”100 şeklinde cevap vermiş ve bir nevi barışçıl tavrını daha hilâfete getirileceği sırada ortaya koymuştur. Aynı şekilde bazı Kûfeliler de “İsyancı Şam eh-

96 İbn Sa’d, III, 39-40; Mes’ûdî, II, 426; Diyarbekirî, II, 283. 97 Muhib et-Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 116; Diyarbekirî, II, 282. 98 Meclisî, XLII, 297; Huî, V, 134.

99 Mes’ûdî, III, 4; Nüveyrî, XX, 224. 100 Taberî, s. 899; İbnü’l-Esîr, s. 464.

liyle savaşmak” şartıyla ona biat etmek istemiş; fakat o, “Savaş ya- pacağı kişilerle savaşmak, barış yapacağı kişilerle barış yapmak” şartıy-

la biat etmelerini istemişti. Onun bu yaklaşımını beğenmeyen Kûfeliler, Hz. Hüseyin’in yanına gitmiş ve ona biat etme teklifinde bulunmuşlardı. Ancak Hz. Hüseyin, onların bu teklifini kabul et- meyince tekrar Hz. Hasan’a dönerek ona biat etmek durumunda kalmışlardı.101

Her ne kadar Hz. Hasan’a biat edildiği sırada Kûfeliler, Şam- lılarla savaşmaya istekli görünse de işin iç yüzü aslında öyle de- ğildi.102 Nitekim daha sonraları savaş durumu ortaya çıktığında Hz. Hasan’a çıkardıkları zorluklar bu tezi doğrulamaktadır.

Hz. Hasan, göreve geldikten sonra yönetim konusunda her- hangi bir değişiklikte bulunmadı; babasının atamış olduğu âmille- ri yerinde bıraktı. Yaklaşık üç ay herhangi bir hareketlilik yaşan- madı.103 Fakat Muâviye, Hz. Ali’nin vefatından sonra onun yerine Hasan’ın geçtiğini öğrenince onun tecrübesizliğini bir fırsat ola- rak değerlendirdi ve savaş hazırlıklarına başladı. Hz. Hasan ise biat etmesi için Muâviye’ye yazdığı mektubu götüren elçi söz konusu hazırlıkları görüp durumu ona bildirdiği halde Muâviye harekete geçip kendilerine yaklaştığı haberini alıncaya kadar herhangi bir girişimde bulunmadı.104 Bu haberin ardından hareke- te geçen Hz. Hasan, askerlerini toplayıp onlara hemen savaş ha- zırlıklarını tamamlayıp yola çıkmalarını emretti. Fakat onlardan olumlu bir tepki almadı.105 Ordu, ancak Adî b. Hatem’in gayretle- riyle harekete geçebildi.106

101 el-İmâme ve’s-Siyâse, I, 84-85.

102 Demircan, İktidar Mücadelesi, s. 42. 103 Belâzürî, III, 279.

104 Belâzürî, III, 280. 105 Belâzürî, III, 280.

Cafer, “Onu bana bırakın hıncımı alayım!” deyip onun ellerini ve ayaklarını kesmiş ve vücuduna çiviler çakmıştır. Sonra halk, onu alıp bir hasıra sarmış ve üzerine yağ dökerek yakmışlardır.96 Fakat Rasulullah’ın emrine ve Hz. Ali’nin açık vasiyetine rağmen böyle bir hadisenin yaşanmış olma ihtimali düşüktür. Aslında Abdullah b. Cafer’in, “Onu bana bırakın ondan hıncımı alayım!” dediği doğru- dur. Hatta Hz. Hüseyin ve Muhammed b. Hanefiyye de bu lafı söylemiş ve onu parçalayıp yakma teşebbüsünde bulunmuşlardır. Ancak Hz. Hasan, onlara engel olmuş ve böyle bir şeye müsaade etmemiştir.97 Diğer yandan İbnü’l-Hanefiyye’nin, katilin hedef tahtasına oturtulup ok yağmuruna tutulmasını teklif ettiği de söyleniyor.98 Ancak onun bu teklifi de kabul görmemiştir.

II. Hz. Hasan İle İlişkisi

A. Hz. Hasan’ın Siyasî Mücadelesinde Muhammed b. Hane- fiyye’nin Yeri

1. Hz. Hasan’a Biat

Hz. Ali’nin vefatından iki gün sonra Hz. Hasan’a biat edil- di.99 Rivayete göre ona ilk biat eden Kays b. Sa’d b. Ubade olmuş- tur. Kays, Hz. Hasan’ın yanına gelerek: “Uzat elini! Allah’ın Kitabı,

Peygamberinin sünneti ve isyancılarla savaşmak üzere sana biat ede- yim” deyince Hz. Hasan, “Allah’ın Kitabı ve Peygamberinin sünneti üzerine biat et. Çünkü bunlar, her şarttan önce gelir.”100 şeklinde cevap vermiş ve bir nevi barışçıl tavrını daha hilâfete getirileceği sırada ortaya koymuştur. Aynı şekilde bazı Kûfeliler de “İsyancı Şam eh-

96 İbn Sa’d, III, 39-40; Mes’ûdî, II, 426; Diyarbekirî, II, 283. 97 Muhib et-Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 116; Diyarbekirî, II, 282. 98 Meclisî, XLII, 297; Huî, V, 134.

99 Mes’ûdî, III, 4; Nüveyrî, XX, 224. 100 Taberî, s. 899; İbnü’l-Esîr, s. 464.

liyle savaşmak” şartıyla ona biat etmek istemiş; fakat o, “Savaş ya- pacağı kişilerle savaşmak, barış yapacağı kişilerle barış yapmak” şartıy-

la biat etmelerini istemişti. Onun bu yaklaşımını beğenmeyen Kûfeliler, Hz. Hüseyin’in yanına gitmiş ve ona biat etme teklifinde bulunmuşlardı. Ancak Hz. Hüseyin, onların bu teklifini kabul et- meyince tekrar Hz. Hasan’a dönerek ona biat etmek durumunda kalmışlardı.101

Her ne kadar Hz. Hasan’a biat edildiği sırada Kûfeliler, Şam- lılarla savaşmaya istekli görünse de işin iç yüzü aslında öyle de- ğildi.102 Nitekim daha sonraları savaş durumu ortaya çıktığında Hz. Hasan’a çıkardıkları zorluklar bu tezi doğrulamaktadır.

Hz. Hasan, göreve geldikten sonra yönetim konusunda her- hangi bir değişiklikte bulunmadı; babasının atamış olduğu âmille- ri yerinde bıraktı. Yaklaşık üç ay herhangi bir hareketlilik yaşan- madı.103 Fakat Muâviye, Hz. Ali’nin vefatından sonra onun yerine Hasan’ın geçtiğini öğrenince onun tecrübesizliğini bir fırsat ola- rak değerlendirdi ve savaş hazırlıklarına başladı. Hz. Hasan ise biat etmesi için Muâviye’ye yazdığı mektubu götüren elçi söz konusu hazırlıkları görüp durumu ona bildirdiği halde Muâviye harekete geçip kendilerine yaklaştığı haberini alıncaya kadar herhangi bir girişimde bulunmadı.104 Bu haberin ardından hareke- te geçen Hz. Hasan, askerlerini toplayıp onlara hemen savaş ha- zırlıklarını tamamlayıp yola çıkmalarını emretti. Fakat onlardan olumlu bir tepki almadı.105 Ordu, ancak Adî b. Hatem’in gayretle- riyle harekete geçebildi.106

101 el-İmâme ve’s-Siyâse, I, 84-85.

102 Demircan, İktidar Mücadelesi, s. 42. 103 Belâzürî, III, 279.

104 Belâzürî, III, 280. 105 Belâzürî, III, 280.

Hz. Hasan, öncelikle Ubeydullah b. Abbâs’ın emrine verdiği on bin kişilik bir süvari gurubunu önden gönderdi. Kendisi de büyük bir orduyla Kûfe’den ayrılarak yola çıktı. Yolda Medâin bölgesinin Sâbât mevkiinde konakladı ve askerlerine bir konuşma yaptı. Konuşmasında kimsenin kanını haksız yere akıtma peşinde olmadığını, birlik ve beraberlikte hayır olduğunu ve onların hay- rını düşündüğünü ifade ederek emirlerine karşı gelmemelerini tavsiye etti. Bu konuşmasını onun Muâviye ile anlaşma yapmak arzusunda olduğu şeklinde yorumlayan askerler, çadırına saldırıp yağmaladılar. Hatta bu saldırıda üstündeki cübbe ile altındaki seccadesi bile çekilerek alınmış ve kötü bir şekilde hırpalanmış- tı.107 Bu infiale ordu komutanlarından Kays b. Sa’d’ın öldürüldüğü yönündeki şayianın da sebep olduğu söyleniyor.108

Bu hadisenin ardından yola devam eden Hz. Hasan, bu sefer yolda suikasta uğradı. Haricî görüşlü olduğu söylenen Cerrâh b. Sinan, yolda pusu kurmuştu. Hz. Hasan, onun önünden geçtiği sırada ona saldırmış ve “Baban gibi sen de kafir oldun!” diyerek ba- cağına hançeri saplamış; hançer, neredeyse kemiğe kadar ulaş- mıştı.109 Ağır bir şekilde yaralanan Hz. Hasan, tedavi edilmek üze- re Medâin şehrine taşındı. Bu şehrin başında Muhtâr b. Ebî Ubeyd es-Sekafî’nin amcası Sa’d b. Mes’ûd vardı. Hz. Ali tarafından bura- ya atanmıştı. Hz. Hasan, bu sefer başka bir ihanetle karşı karşıya kaldı. Muhtâr, amcasına yaralı durumdaki Hz. Hasan’ı Muâviye’ye teslim etme teklifinde bulunmuş, fakat o bu teklifi reddetmiş ve sert bir şekilde onu kınamıştı.110

107 Belâzürî, III, 282. Bk. Dîneverî, s. 200; İbn A’sem, II, 7; İsfahânî, s. 71-72; İbn Ebi'l-Hadîd, XVI, 211-212.

108 Bk. İbnü’l-Esîr, s. 465; Nüveyrî, XX, 225-226; İbn Kesîr, V, 497; Diyarbekirî, II, 289. 109 Belâzürî, III, 282

110 Belâzürî, III, 283.

Muhammed b. Hanefiyye’nin, “iki veya üç ay içinde”111 ger- çekleşen bu olaylar sırasında nasıl bir yol izlediği konusunda kay- naklarda herhangi bir kayda rastlamadık. Fakat, ailenin bir ferdi olarak onun, Hz. Ali’nin vefatından sonra başa geçeceği beklenen Hz. Hasan’a biat ettiğini tahmin etmek zor değildir. Hz. Hasan’a yönelik söz konusu saldırılar sırasında da Muhammed b. Hanefiy- ye, Hz. Hüseyin ile birlikte onun yanında olmalıdırlar.