• Sonuç bulunamadı

Hz Hüseyin Nesli İle İlişkisi

B. Hz Hüseyin’in İsyanı Sürecinde Muhammed b.

V. Hz Hüseyin Nesli İle İlişkisi

Hz. Hüseyin’in de farklı eşlerinden yedisi erkek,205 üçü de kız206 olmak üzere 10 çocuğunun olduğu söylenmektedir. Erkek- lerden dördü, Kerbela’da öldürülmüştür.207 Ali b. Hüseyin el-Asgar ve o sırada daha anne kucağında olan Ömer adındaki çocukları ise kurtulmuşlardır.208 Dolayısıyla söz konusu savaştan sonra Hz. Hüseyin neslinden Muhammed b. Hanefiyye ile muhatap olabile- cek sadece Ali b. Hüseyin kalmıştır.

Bilindiği gibi Ali b. Hüseyin, Kerbela faciasından sonra Me- dine’ye yerleşmiş ve ömrünün sonuna kadar siyasetten uzak bir hayat geçirmiştir. Ali b. Hüseyin’in Muhammed b. Hanefiyye ile yakın bir ilişkileri vardı. Bu yakınlığın bir ifadesi olarak İbnü’l- Hanefiyye, kızı Ümmü Ebîhâ’yı onun oğlu Ali ile evlendirmişti.209 Her ne kadar aile olarak farklı yerlerde yaşasalar da onların, za- man zaman bir araya geldikleri görülmektedir. Mesela Ubeydul- lah b. Ziyâd Muhtâr es-Sekafî’nin askerleri tarafından öldürülüp başı İbnü’l-Hanefiyye’ye gönderildiğinde Ali b. Hüseyin’in o sırada onun yanında olduğunu ve beraber öğle yemeği yediklerini görü- yoruz.210

204 İbn İnebe, s. 76.

205 Hasîbî, s. 214.

206 Muhib et-Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 151. 207 Demircan, İktidar Mücadelesi, s. 288-289. 208 Dîneverî, s. 259.

209 Zübeyrî, s. 72. 210 İbn Asâkir, LIV, 343.

Bununla birlikte Hz. Hüseyin’in vefatından sonra aralarında bir nevi iktidar mücadelesinin yaşandığı iddia edilmektedir. Riva- yete göre Muhammed b. Hanefiyye, kardeşinin ölümünden sonra ailenin en yaşlı bireyi olması hasebiyle imâmet iddiasında bulun- muş ve bu konuda yeğeni ile mücadeleye girmiştir. Ali b. Hüseyin de amcasının bu çıkışı karşısında onu Hacer-i Esved’in hakemliği- ne davet etmiştir. Hakemliğine başvurulan siyah taşa kimin imâm olduğu sorulunca taş dile gelmiş ve Ali b. Hüseyin’in imâm oldu- ğunu gayet fasih bir dille ifade etmiş, İbnü’l-Hanefiyye de ona tabi olmak durumunda kalmıştır.211

Ali b. Hüseyin’in imâmetini teyid babından, Şîa’nın kendile- rince onun mucizelerinden saydıkları bu asılsız rivayet, konuyla ilgili hemen hemen bütün Şîa kaynaklarında yer almaktadır. As- lında bumerang kutusunun açılmış olduğu o ortamda aralarında böyle bir hadisenin cereyan ettiğine değil inanmak, böyle bir şeyi düşünmek bile abesle iştigaldir. Zira her ikisi de belaya bulaşma- mak için son derece dikkatliydiler. Hatta Ali b. Hüseyin, Hz. Hüse- yin’in katline duyulan tepkinin bir sonucu olarak ortaya çıkan hareketlere karşı Muhammed b. Hanefiyye’den daha mesafeli durmuştur.212

Diğer yandan İbnü’l-Hanefiyye’nin, Ali b. Hüseyin’in daha çocuk yaştaki oğlu Zeyd’e ilerde öldürüleceğini bildirdiği ve ona bu konuda dikkatli olmasını tenbih ettiği rivayet edilmektedir.213 Ancak Zeyd b. Ali’nin, 80 yılında doğduğu kabul edilecek olursa,214 böyle bir görüşmenin vukuu mümkün görünmemektedir.

211 Hasîbî, s. 220-221. Ayrıca bk. Tabersî, s. 254; İbn Şehraşûb, IV, 147; Meclisî, XCII, 160; Huî, III, 147; Hâşimî, s. 121; Atiyye, s. 146.

212 Bk. Mes’ûdî, III, 83; Neşşâr, II, 105. 213 İbn Tiktakâ, s. 234-235.

onun, kız kardeşiyle evli olduğu söylenen Abdullah b. Zübeyr’e biat ettiği204 ve muhtemelen onun yanında yer aldığı görülmekte- dir.

V. Hz. Hüseyin Nesli İle İlişkisi

Hz. Hüseyin’in de farklı eşlerinden yedisi erkek,205 üçü de kız206 olmak üzere 10 çocuğunun olduğu söylenmektedir. Erkek- lerden dördü, Kerbela’da öldürülmüştür.207 Ali b. Hüseyin el-Asgar ve o sırada daha anne kucağında olan Ömer adındaki çocukları ise kurtulmuşlardır.208 Dolayısıyla söz konusu savaştan sonra Hz. Hüseyin neslinden Muhammed b. Hanefiyye ile muhatap olabile- cek sadece Ali b. Hüseyin kalmıştır.

Bilindiği gibi Ali b. Hüseyin, Kerbela faciasından sonra Me- dine’ye yerleşmiş ve ömrünün sonuna kadar siyasetten uzak bir hayat geçirmiştir. Ali b. Hüseyin’in Muhammed b. Hanefiyye ile yakın bir ilişkileri vardı. Bu yakınlığın bir ifadesi olarak İbnü’l- Hanefiyye, kızı Ümmü Ebîhâ’yı onun oğlu Ali ile evlendirmişti.209 Her ne kadar aile olarak farklı yerlerde yaşasalar da onların, za- man zaman bir araya geldikleri görülmektedir. Mesela Ubeydul- lah b. Ziyâd Muhtâr es-Sekafî’nin askerleri tarafından öldürülüp başı İbnü’l-Hanefiyye’ye gönderildiğinde Ali b. Hüseyin’in o sırada onun yanında olduğunu ve beraber öğle yemeği yediklerini görü- yoruz.210

204 İbn İnebe, s. 76.

205 Hasîbî, s. 214.

206 Muhib et-Taberî, Zehâiru’l-Ukbâ, s. 151. 207 Demircan, İktidar Mücadelesi, s. 288-289. 208 Dîneverî, s. 259.

209 Zübeyrî, s. 72. 210 İbn Asâkir, LIV, 343.

Bununla birlikte Hz. Hüseyin’in vefatından sonra aralarında bir nevi iktidar mücadelesinin yaşandığı iddia edilmektedir. Riva- yete göre Muhammed b. Hanefiyye, kardeşinin ölümünden sonra ailenin en yaşlı bireyi olması hasebiyle imâmet iddiasında bulun- muş ve bu konuda yeğeni ile mücadeleye girmiştir. Ali b. Hüseyin de amcasının bu çıkışı karşısında onu Hacer-i Esved’in hakemliği- ne davet etmiştir. Hakemliğine başvurulan siyah taşa kimin imâm olduğu sorulunca taş dile gelmiş ve Ali b. Hüseyin’in imâm oldu- ğunu gayet fasih bir dille ifade etmiş, İbnü’l-Hanefiyye de ona tabi olmak durumunda kalmıştır.211

Ali b. Hüseyin’in imâmetini teyid babından, Şîa’nın kendile- rince onun mucizelerinden saydıkları bu asılsız rivayet, konuyla ilgili hemen hemen bütün Şîa kaynaklarında yer almaktadır. As- lında bumerang kutusunun açılmış olduğu o ortamda aralarında böyle bir hadisenin cereyan ettiğine değil inanmak, böyle bir şeyi düşünmek bile abesle iştigaldir. Zira her ikisi de belaya bulaşma- mak için son derece dikkatliydiler. Hatta Ali b. Hüseyin, Hz. Hüse- yin’in katline duyulan tepkinin bir sonucu olarak ortaya çıkan hareketlere karşı Muhammed b. Hanefiyye’den daha mesafeli durmuştur.212

Diğer yandan İbnü’l-Hanefiyye’nin, Ali b. Hüseyin’in daha çocuk yaştaki oğlu Zeyd’e ilerde öldürüleceğini bildirdiği ve ona bu konuda dikkatli olmasını tenbih ettiği rivayet edilmektedir.213 Ancak Zeyd b. Ali’nin, 80 yılında doğduğu kabul edilecek olursa,214 böyle bir görüşmenin vukuu mümkün görünmemektedir.

211 Hasîbî, s. 220-221. Ayrıca bk. Tabersî, s. 254; İbn Şehraşûb, IV, 147; Meclisî, XCII, 160; Huî, III, 147; Hâşimî, s. 121; Atiyye, s. 146.

212 Bk. Mes’ûdî, III, 83; Neşşâr, II, 105. 213 İbn Tiktakâ, s. 234-235.