• Sonuç bulunamadı

Hz Ali’nin Halife Seçilmesi

A. Hz Ali’nin Siyasî Mücadelesinde Muhammed b.

1. Hz Ali’nin Halife Seçilmesi

Hz. Ali, babası Ebû Tâlib’in maddi sıkıntı içinde olması ne- deniyle daha küçük yaşlarda Rasulullah tarafından himaye edil- miş ve onun yanında yetişmiştir. On bir yaşında Müslüman olmuş, Rasulullah hicret ettiğinde emanetleri sahiplerine vermek üzere Mekke’de kalmış, üç gün sonra o da yola çıkmıştır. Tebük seferi hariç Rasulullah’ın katıldığı bütün savaşlara katılmıştır.1

Hz. Ali, ilk üç halife döneminde Medine’de kaldı. Bu süre zarfında gerçekleşen savaşlara katılmadı ve herhangi bir idari görevde bulunmadı. Sadece Hz. Ömer’in Filistin ve Suriye seyahati esnasında Medine’de onun yerine vekil olarak kaldı.2 Bununla birlikte zaman zaman görüşüne baş vurulan, kendisine danışılan ve sözüne değer verilen saygın bir şahsiyetti.3

1 Belâzürî, II, 346.

2 Taberî, s. 656.

İKİNCİ BÖLÜM

MUHAMMED B. HANEFİYYE’NİN EHLİ BEYT FERTLERİYLE İLİŞKİLERİ I. Hz. Ali ile İlişkisi

A. Hz. Ali’nin Siyasî Mücadelesinde Muhammed b. Hanefiy- ye’nin Yeri

1. Hz. Ali’nin Halife Seçilmesi

Hz. Ali, babası Ebû Tâlib’in maddi sıkıntı içinde olması ne- deniyle daha küçük yaşlarda Rasulullah tarafından himaye edil- miş ve onun yanında yetişmiştir. On bir yaşında Müslüman olmuş, Rasulullah hicret ettiğinde emanetleri sahiplerine vermek üzere Mekke’de kalmış, üç gün sonra o da yola çıkmıştır. Tebük seferi hariç Rasulullah’ın katıldığı bütün savaşlara katılmıştır.1

Hz. Ali, ilk üç halife döneminde Medine’de kaldı. Bu süre zarfında gerçekleşen savaşlara katılmadı ve herhangi bir idari görevde bulunmadı. Sadece Hz. Ömer’in Filistin ve Suriye seyahati esnasında Medine’de onun yerine vekil olarak kaldı.2 Bununla birlikte zaman zaman görüşüne baş vurulan, kendisine danışılan ve sözüne değer verilen saygın bir şahsiyetti.3

1 Belâzürî, II, 346.

2 Taberî, s. 656.

Hz. Ali’nin, Hz. Peygamber dönemindeki askerî, siyasî ve diplomatik tüm faaliyetlerde aktif olarak görev almış olmasına rağmen ilk üç halife döneminde askerî ve siyasî bir görev almayışı dikkat çekicidir. Kimisi bu durumu Hz. Ali’nin yetersizliğine bağ- larken,4 kimisi de iktidarın onu muhalif bir şahsiyet olarak gör- mesine bağlamıştır.5

Hz. Ali, Hz. Osman’ın birtakım icraatlarını gerekçe göstere- rek muhaliflerince kuşatılması ve ardından katledilmesiyle birlik- te aktif olarak kendisini siyaset sahnesinde bulmuştur. Hz. Ali, bir yandan isyancılarla halife arasında arabuluculuk etmeye çalışır- ken diğer yandan isyancıların halifeyi öldürme teşebbüsüne engel olmaya çalışmış ve halifeyi korumak üzere oğulları Hasan ve Hü- seyin’i görevlendirmiştir. Ancak bütün gayretlerine rağmen hali- fenin öldürülmesine engel olamamıştır.6

Kaynaklarda, halifeyi korumak üzere kapısında nöbet tutan kişiler arasında kardeşleri Hasan ve Hüseyin’in isimleri geçmekle birlikte Muhammed b. Hanefiyye’nin ismine rastlamıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki bu süreçte o, aşağıda verdiğimiz örneklerde görül- düğü gibi sürekli babasının yanında hazır bulunarak onunla bir- likte hareket etmiş ve gelişen olaylar karşısında zaman zaman öfkelenen babasını teskin etmeye çalışmıştır.

Hz. Osman’ın bir cinayete kurban gitmemesi için büyük bir çaba sarf eden Hz. Ali’nin karşısına sık sık Hz. Osman’ın kâtibi Mervân b. Hakem çıkıyor, onu isyancılarla işbirliği yapmak ve onları kışkırtmakla suçluyor ve aralarında zaman zaman itiş ka- kışlar yaşanıyordu. İbn Sa’d’ın anlattığına göre İbnü’l-Hanefiyye,

4 Dermenghem, Emile, Hazreti Muhammed’in Hayatı, İstanbul 2006, s. 201.

5 Apak, Adem, “Hz. Ali’nin Siyasi Kişiliği”, Hz. Ali Sempozyumu, İl Müftülüğü, Bursa 2005, s. 30-31.

6 Bk. Taberî, s. 770, vd.

bir seferinde babasının üzerine yürüyen Mervân’ı yakasından tutup ona engel olmuştur.7

Babasının yanından ayrılmayan İbnü’l-Hanefiyye, Hz. Os- man’ın öldürüldüğü günü şöyle tasvir ediyor: “Dâr günü Osman,

Ali’ye haber göndermiş, yanına gelmesini istiyordu. Ali de onun yanına gitmek istedi. Ancak peşine takılıp ona engel oldular. O da sinirinden başındaki siyah sarığı yere fırlattı ve üç defa: ‘Allah’ım ben, onun öldü- rülmesine ne rıza gösteririm ne de böyle bir şeyi emrederim.’ diye hay- kırdı.”8

Hz. Osman’ın evine isyancıların girdiğini görüp korkuyla camiye sığınan Ebû Cafer el-Ensârî, Hz. Ali’nin bu sırada on civa- rında adamla birlikte camide oturduğunu anlatıyor. Kendisine gelişmeleri soran Hz. Ali’ye, Hz. Osman’ın öldürüldüğü haberini verince Hz. Ali, katillere lanet okuyarak tepki göstermiştir.9 O sırada camide bulunan İbnü’l-Hanefiyye, bu haber karşısında ba- basının göstermiş olduğu tepkiyi şöyle dile getiriyor: “Osman,

kuşatıldığı sırada bir adam Ali’nin yanına geldi ve ‘Emirülmüminin öldü- rüldü’ dedi. Sonra bir başkası daha geldi ve o da: ‘Şu anda emirülmümi- nin öldürülmüş durumdadır” dedi. Bunun üzerine Ali, ayağa kalktı. Ben, onun başına bir iş gelmesinden korkarak gitmesine engel olmak için onu belinden tuttum. Bana, ‘Bırak beni, anasız kalasıca!’ dedi ve direk Os- man’ın evine gitti. Adam öldürülmüştü. O da kalkıp evine gitti ve içeri girerek üzerine evin kapısını kilitledi.”10

Hz. Osman’ın öldürüldüğünü gören Hz. Ali, evine kapanmış- tı. Fakat İslâm dünyasının içine düştüğü bu zor durumdan çıka- rılması gerekiyordu. İnsanlar, bunun üstesinden gelebileceğini

7 İbn Sa’d, V, 112.

8 İbn Ebî Bekir, s. 344. Bk. Belâzürî, III, 111. 9 Ebü'l-Kâsım el-İsbahânî, I, 173-174.

Hz. Ali’nin, Hz. Peygamber dönemindeki askerî, siyasî ve diplomatik tüm faaliyetlerde aktif olarak görev almış olmasına rağmen ilk üç halife döneminde askerî ve siyasî bir görev almayışı dikkat çekicidir. Kimisi bu durumu Hz. Ali’nin yetersizliğine bağ- larken,4 kimisi de iktidarın onu muhalif bir şahsiyet olarak gör- mesine bağlamıştır.5

Hz. Ali, Hz. Osman’ın birtakım icraatlarını gerekçe göstere- rek muhaliflerince kuşatılması ve ardından katledilmesiyle birlik- te aktif olarak kendisini siyaset sahnesinde bulmuştur. Hz. Ali, bir yandan isyancılarla halife arasında arabuluculuk etmeye çalışır- ken diğer yandan isyancıların halifeyi öldürme teşebbüsüne engel olmaya çalışmış ve halifeyi korumak üzere oğulları Hasan ve Hü- seyin’i görevlendirmiştir. Ancak bütün gayretlerine rağmen hali- fenin öldürülmesine engel olamamıştır.6

Kaynaklarda, halifeyi korumak üzere kapısında nöbet tutan kişiler arasında kardeşleri Hasan ve Hüseyin’in isimleri geçmekle birlikte Muhammed b. Hanefiyye’nin ismine rastlamıyoruz. Öyle anlaşılıyor ki bu süreçte o, aşağıda verdiğimiz örneklerde görül- düğü gibi sürekli babasının yanında hazır bulunarak onunla bir- likte hareket etmiş ve gelişen olaylar karşısında zaman zaman öfkelenen babasını teskin etmeye çalışmıştır.

Hz. Osman’ın bir cinayete kurban gitmemesi için büyük bir çaba sarf eden Hz. Ali’nin karşısına sık sık Hz. Osman’ın kâtibi Mervân b. Hakem çıkıyor, onu isyancılarla işbirliği yapmak ve onları kışkırtmakla suçluyor ve aralarında zaman zaman itiş ka- kışlar yaşanıyordu. İbn Sa’d’ın anlattığına göre İbnü’l-Hanefiyye,

4 Dermenghem, Emile, Hazreti Muhammed’in Hayatı, İstanbul 2006, s. 201.

5 Apak, Adem, “Hz. Ali’nin Siyasi Kişiliği”, Hz. Ali Sempozyumu, İl Müftülüğü, Bursa 2005, s. 30-31.

6 Bk. Taberî, s. 770, vd.

bir seferinde babasının üzerine yürüyen Mervân’ı yakasından tutup ona engel olmuştur.7

Babasının yanından ayrılmayan İbnü’l-Hanefiyye, Hz. Os- man’ın öldürüldüğü günü şöyle tasvir ediyor: “Dâr günü Osman,

Ali’ye haber göndermiş, yanına gelmesini istiyordu. Ali de onun yanına gitmek istedi. Ancak peşine takılıp ona engel oldular. O da sinirinden başındaki siyah sarığı yere fırlattı ve üç defa: ‘Allah’ım ben, onun öldü- rülmesine ne rıza gösteririm ne de böyle bir şeyi emrederim.’ diye hay- kırdı.”8

Hz. Osman’ın evine isyancıların girdiğini görüp korkuyla camiye sığınan Ebû Cafer el-Ensârî, Hz. Ali’nin bu sırada on civa- rında adamla birlikte camide oturduğunu anlatıyor. Kendisine gelişmeleri soran Hz. Ali’ye, Hz. Osman’ın öldürüldüğü haberini verince Hz. Ali, katillere lanet okuyarak tepki göstermiştir.9 O sırada camide bulunan İbnü’l-Hanefiyye, bu haber karşısında ba- basının göstermiş olduğu tepkiyi şöyle dile getiriyor: “Osman,

kuşatıldığı sırada bir adam Ali’nin yanına geldi ve ‘Emirülmüminin öldü- rüldü’ dedi. Sonra bir başkası daha geldi ve o da: ‘Şu anda emirülmümi- nin öldürülmüş durumdadır” dedi. Bunun üzerine Ali, ayağa kalktı. Ben, onun başına bir iş gelmesinden korkarak gitmesine engel olmak için onu belinden tuttum. Bana, ‘Bırak beni, anasız kalasıca!’ dedi ve direk Os- man’ın evine gitti. Adam öldürülmüştü. O da kalkıp evine gitti ve içeri girerek üzerine evin kapısını kilitledi.”10

Hz. Osman’ın öldürüldüğünü gören Hz. Ali, evine kapanmış- tı. Fakat İslâm dünyasının içine düştüğü bu zor durumdan çıka- rılması gerekiyordu. İnsanlar, bunun üstesinden gelebileceğini

7 İbn Sa’d, V, 112.

8 İbn Ebî Bekir, s. 344. Bk. Belâzürî, III, 111. 9 Ebü'l-Kâsım el-İsbahânî, I, 173-174.

düşündükleri Ali’nin kapısında bekliyor, ondan hilâfet görevini üstlenmesini istiyorlardı. İbnü’l-Hanefiyye, bu süreci şöyle anlatı- yor: “Osman öldürüldüğü zaman babamla birlikteydim. Kalkıp evine

girdi. Rasulullah’ın ashabı yanına gelip: ‘Şu adam öldürüldü. İnsanların bir imâma ihtiyacı var. Gerek geçmişteki hizmetleri açısından, gerekse Rasulullah’a yakınlığı açısından bu işe senden daha layık birisini bula- mıyoruz.’ dediler. O da: ‘Yapmayın. Benim vezir olmam, emir olmamdan daha hayırlıdır.’ dedi. Onlar: ‘Hayır vallahi sana biat etmedikçe hiçbir şey yapmayacağız.’ deyince, Ali: ‘O zaman mescitte olsun. Zira benim biatım, ne gizli olur ne de insanların rızası alınmadan olur.’ dedi.”11

Mescide geçen Hz. Ali’ye öncelikle Muhâcir ve Ensâr biat etti, ardından da diğer insanlar ona biat ettiler.12 İbnü’l- Hanefiyye’nin de ailenin bir ferdi olarak babasına biat edenler arasında olduğu görülmektedir.13

Muhammed b. Hanefiyye, Hz. Ali’nin halife seçilmesi süre- cinde yaşanan bu olaylar sırasında onun yanında bulunduğu gibi Cemel, Sıffin ve Nehrevân savaşlarında da onun yanından ayrıl- mamıştır. O, daha sonraki dönemlerde Müslümanlar arası çatışma ve fitne hareketlerinden uzak durmasına rağmen söz konusu sa- vaşlarda babasının yanında yer almış olmaktan pişmanlık da duymamıştır. Nitekim bir gün İbnü’l-Hanefiyye, çevresindekilere Ebû Hureyre’nin, “Bir Müslümanın kanını dökmekten daha büyük bir

günah yoktur.” dediğine şahit olduğunu ifade edince Münzir es-

Sevrî, “Ebû Hureyre, babana dokunduruyor” demişti. O da “Hayır, ona

işin ehli olanlar biat ettiler. Ancak hainler, verdikleri sözü bozunca onlar- la savaştı.”14 diyerek babasına olan desteğini sürdürmüştü.

11 Taberî, s. 790. Bk. Belâzürî, III, 11. 12 Taberî, s. 790.

13 Bk. Şeyh Müfîd, el-Cemel, s. 107. 14 Zehebî, Siyeru A’lâm, IV, 122.