• Sonuç bulunamadı

Abdülmelik’e Biat etmesi

Abdülmelik b. Mervân, Mus’ab b. Zübeyr’i öldürerek Irak bölgesini ele geçirdikten sonra,153 Abdullah b. Zübeyr’i etkisiz hale getirmek için Haccâc b. Yusuf’u Hicaz bölgesine gönderdi.154 Haccâc, yedi ay süren bir kuşatmadan sonra 13 Cemaziyelahir 73 (30 Eylül 692) tarihinde Abdullah b. Zübeyr’i öldürdü ve bölgedeki hâkimiyetine son verdi.155 Kuşatma ile birlikte Muhammed b. Ha- nefiyye’nin, Taif’ten ayrılarak Mekke’ye geri döndüğü ve gidip mahallesine yerleştiği görülmektedir.156

Abdülmelik’in, Haccâc’ı Hicaz bölgesine gönderirken Mu- hammed b. Hanefiyye’ye iletilmek üzere bir mektup yazdığı söy- lenmektedir. Abdülmelik, mektubunda İbnü’l-Hanefiyye’ye hita- ben: “Sana mektubum ulaştığında âmilim Haccâc’ın yanına git ve ona

biat et.” diyerek ondan biat etmesini istiyordu. İbnü’l-Hanefiyye

de onun bu mektubuna karşı: “İnsanlar, senin üzerinde birleşmedikçe

biat etmeyeceğim. Ne zaman birleşirlerse, ilk biat eden ben olurum.”

şeklinde bir cevap vererek onun biat çağrısını geri çevirdi.157

152 İbn Sa’d, V, 103;Taberî, s. 1123. 153 Taberî, s. 1129; İbnü’l-Esîr, s. 589. 154 Taberî, s. 1137.

155 Taberî, 1143; İbn A’sem, II, 411-412; İbnü’l-Esîr, s. 597. 156 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293. 157 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293.

Belâzürî’nin, bu şekilde kısaca işaret ettiği mektuplara İbn A’sem daha geniş yer vermektedir. Buna göre Abdülmelik, olduk- ça sert bir üslup kullanarak İbnü’l-Hanefiyye’ye şöyle yazmıştır:

“Mektubum sana ulaşıp elçim durumu izah ettiğinde âmilim Haccâc b. Yusuf’un yanına git ve ona biat et, doğru yola gir. Zira insanlar biat ettiler ve doğru yolu buldular. Eğer bunu yaparsan malını, yakınlarını ve evlatlarını benden korumuş olursun. Aksi takdirde, kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki eğer yüz çevirir, bir hinlik peşinde koşar, bir düzenbazlık eder ve sonunda kendi başına kalırsan İbn Zübeyr’in kadehini sana da içireceğim ve kendini içine düşürdüğün durumda seni bırakırım.” 158

İbnü’l-Hanefiyye de bu tehdit kokan mektuba aynı sertlikle şu karşılığı vermiştir: “Mektubun bana ulaştı. Bana parlamış, esip

gürlemişsin. İnsanların biat ederek doğru yolu bulduğunu ifade ediyor- sun. Ancak ister sen ol, isterse bir başkası; insanlar, bir kişi üzerinde ittifak etmedikçe herhangi bir kimseye biat etmem söz konusu olamaz. Ne zaman insanlar, bir araya gelir ve bir kişiyi uygun görürse ben de ona biat ederim. Aksi takdirde Allah, benimle bana kötülükle mukabele et- mek isteyenlere karşı hükmünü verinceye kadar benim konumum budur. O, en güzel hükmü verendir. Bir de eğer biat etmez ve yola girmezsem bana İbn Zübeyr’in kadehini içireceğinden söz etmişsin. Bu, ne sana kalmış bir şeydir, ne de senin elinden gelir. Allah’ın her gün için üç yüz nazarı vardır; diriltir öldürür, aziz eder rezil eder, yüceltir alçaltır, her dilediğini yapar ve istediği hükmü verir. Ben de onun, bu nazarlarından biriyle sana tecelli etmesini ve bize kuracağın düzen, azgınlık ve zulme karşı bizi korumasını ümit ediyorum. Vesselâm.”159

İbn A’sem’in iddiasına göre, Muhammed b. Hanefiyye’nin mektubu Abdülmelik’e ulaştığında çok kızmış ve onu öldürmeye

158 İbn A’sem, II, 414. 159 İbn A’sem, II, 414.

nü’l-Hanefiyye’nin yanında geçiren İbn Cübyer, en sakin gurubun onun gurubu olduğunu ifade etmektedir. 152

Burada İbnü’l-Hanefiyye’nin, İbn Zübeyr ve Haricilere karşı çekincelerini dile getirdiği halde Benî Ümeyye ile ilgili bir endişe taşımadığı görülmektedir.

C. Abdülmelik’e Biat etmesi

Abdülmelik b. Mervân, Mus’ab b. Zübeyr’i öldürerek Irak bölgesini ele geçirdikten sonra,153 Abdullah b. Zübeyr’i etkisiz hale getirmek için Haccâc b. Yusuf’u Hicaz bölgesine gönderdi.154 Haccâc, yedi ay süren bir kuşatmadan sonra 13 Cemaziyelahir 73 (30 Eylül 692) tarihinde Abdullah b. Zübeyr’i öldürdü ve bölgedeki hâkimiyetine son verdi.155 Kuşatma ile birlikte Muhammed b. Ha- nefiyye’nin, Taif’ten ayrılarak Mekke’ye geri döndüğü ve gidip mahallesine yerleştiği görülmektedir.156

Abdülmelik’in, Haccâc’ı Hicaz bölgesine gönderirken Mu- hammed b. Hanefiyye’ye iletilmek üzere bir mektup yazdığı söy- lenmektedir. Abdülmelik, mektubunda İbnü’l-Hanefiyye’ye hita- ben: “Sana mektubum ulaştığında âmilim Haccâc’ın yanına git ve ona

biat et.” diyerek ondan biat etmesini istiyordu. İbnü’l-Hanefiyye

de onun bu mektubuna karşı: “İnsanlar, senin üzerinde birleşmedikçe

biat etmeyeceğim. Ne zaman birleşirlerse, ilk biat eden ben olurum.”

şeklinde bir cevap vererek onun biat çağrısını geri çevirdi.157

152 İbn Sa’d, V, 103;Taberî, s. 1123. 153 Taberî, s. 1129; İbnü’l-Esîr, s. 589. 154 Taberî, s. 1137.

155 Taberî, 1143; İbn A’sem, II, 411-412; İbnü’l-Esîr, s. 597. 156 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293. 157 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293.

Belâzürî’nin, bu şekilde kısaca işaret ettiği mektuplara İbn A’sem daha geniş yer vermektedir. Buna göre Abdülmelik, olduk- ça sert bir üslup kullanarak İbnü’l-Hanefiyye’ye şöyle yazmıştır:

“Mektubum sana ulaşıp elçim durumu izah ettiğinde âmilim Haccâc b. Yusuf’un yanına git ve ona biat et, doğru yola gir. Zira insanlar biat ettiler ve doğru yolu buldular. Eğer bunu yaparsan malını, yakınlarını ve evlatlarını benden korumuş olursun. Aksi takdirde, kendisinden başka ilah olmayana yemin ederim ki eğer yüz çevirir, bir hinlik peşinde koşar, bir düzenbazlık eder ve sonunda kendi başına kalırsan İbn Zübeyr’in kadehini sana da içireceğim ve kendini içine düşürdüğün durumda seni bırakırım.” 158

İbnü’l-Hanefiyye de bu tehdit kokan mektuba aynı sertlikle şu karşılığı vermiştir: “Mektubun bana ulaştı. Bana parlamış, esip

gürlemişsin. İnsanların biat ederek doğru yolu bulduğunu ifade ediyor- sun. Ancak ister sen ol, isterse bir başkası; insanlar, bir kişi üzerinde ittifak etmedikçe herhangi bir kimseye biat etmem söz konusu olamaz. Ne zaman insanlar, bir araya gelir ve bir kişiyi uygun görürse ben de ona biat ederim. Aksi takdirde Allah, benimle bana kötülükle mukabele et- mek isteyenlere karşı hükmünü verinceye kadar benim konumum budur. O, en güzel hükmü verendir. Bir de eğer biat etmez ve yola girmezsem bana İbn Zübeyr’in kadehini içireceğinden söz etmişsin. Bu, ne sana kalmış bir şeydir, ne de senin elinden gelir. Allah’ın her gün için üç yüz nazarı vardır; diriltir öldürür, aziz eder rezil eder, yüceltir alçaltır, her dilediğini yapar ve istediği hükmü verir. Ben de onun, bu nazarlarından biriyle sana tecelli etmesini ve bize kuracağın düzen, azgınlık ve zulme karşı bizi korumasını ümit ediyorum. Vesselâm.”159

İbn A’sem’in iddiasına göre, Muhammed b. Hanefiyye’nin mektubu Abdülmelik’e ulaştığında çok kızmış ve onu öldürmeye

158 İbn A’sem, II, 414. 159 İbn A’sem, II, 414.

karar vermiştir.160 Ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz. Her ikisinin, yukarıda aktardığımız mektuplardaki sert üslupla birbirlerine hitap ettiklerine ihtimal vermiyoruz. Zira bu üslup, Muhammed b. Hanefiyye’nin şimdiye kadar sergilediği yumuşak başlı görüntüsüyle bağdaşmadığı gibi, Abdülmelik’in de desteğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda hareket tarzını bildiği İbnü’l-Hanefiyye’yi ürkütecek böyle bir davranışta bulunması mümkün görünmemektedir.

Abdullah b. Zübeyr öldürüldüğünde Muhammed b. Hane- fiyye, Mekke’de kendi mahallesinde ikamet ediyordu. Haccâc, ona haber göndererek yanına gelip biat etmesini istedi. Fakat o, Ab- dülmelik’e bir mektup yazdığını ve cevabı gelinceye kadar biat etmeyeceğini söyleyerek onun bu teklifini reddetti. Haccâc ise

“Sen, Emirülmüminine şart mı koşuyorsun? İstesen de istemesen de biat edeceksin!” diyerek onu sıkıştırmaya çalışıyordu. Haccâc,

baskılarını artırınca Abdullah b. Ömer, aralarına girer ve “Şu za-

manda bir benzerini daha bulamadığımız bu adamdan ne istiyorsun? Amcaoğlunun mektubu gelinceye kadar onu rahat bırak!” der. Bunun

üzerine Haccâc, İbnü’l-Hanefiyye’nin beklediği cevap gelinceye kadar onu serbest bırakır.161

Aslında Abdülmelik, daha Abdullah b. Zübeyr öldürülme- den önce Haccâc’a bir mektup yazmış ve ondan İbnü’l- Hanefiyye’ye iyi davranmasını ve ona ilişmemesini istemişti.162 Hatta İbnü’l-Hanefiyye’nin rahatsız edildiği haberini alan Abdül- melik’in, Haccâc’a bir mektup yazarak: “Allah’a yemin ederim. Eğer

Muhammed b. Hanefiyye’yi incitecek bir harekette bulunursan kesinlikle senin boynunu vuracağım.” dediği söylenmektedir.163

160 İbn A’sem, II, 414.

161 Belâzürî, III, 483; İbn A’sem, II, 415-416; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293. 162 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293.

163 Ebü’l-Arab et-Temimî, s. 335.

Bununla birlikte Haccâc’ın, hem bölgede uyguladığı şiddete dayalı genel politikası hem de gözünü korkutmak için İbnü’l- Hanefiyye’ye baskı uyguladığı ve onu öldürmekle tehdit ettiği bir gerçektir. Öyle ki birçok eserde yer alan bazı rivayetlerde, arala- rındaki bu çekişme abartılarak hadiseye bazı masalımsı öğelerin eklendiği görülmektedir. Bu rivayetlerde İbnü’l-Hanefiyye’nin, kendisini tehdit eden Haccâc’a, “Bilmez misin ki Allah’ın, her gün için

üç yüz atmış lahzası var? Onun, bu lahzalarından biri ile senin hakkın- dan geleceğini ve seni üzerimize musallat etmeyeceğini ümit ediyorum.”

şeklinde bir cevap verdiği, Haccâc’ın da onun bu cevabını çok beğendiği ve onu Abdülmelik’e yazdığı, Abdülmelik’in de bunu kendisini sürekli tehdit eden Rum İmparatoruna yazdığı, Rum İmparatorunun da Abdülmelik’e cevap olarak: “Vallahi bu ifadeler,

senden veya ailenden tezahür etmiş olamaz; bu ancak bir peygamber ailesinden çıkmış olmalıdır.” dediği iddia edilmektedir.164 Ancak aynı rivayetlerin, Ali b. Hüseyin hakkında da imâmetini teyit babından zikredildiğini göz önünde bulundurursak,165 bunların söz konusu kişilerin imâmetine inanan kişiler tarafından uydurulduğu sonu- cu ortaya çıkmaktadır.

Muhammed b. Hanefiyye, İbn Zübeyr’in öldürülmesinden sonra Ebû Abdullah el-Cedelî’yle birlikte Abdülmelik’e bir mektup göndererek, ondan kendisi, ailesi ve ashabı için güvence istedi.166 İbnü’l-Hanefiyye’nin oğlu Hasan’a dayandırılan bir rivayete göre mektup, şu şekilde yazılmıştı: “Bismillahirrahmanirrahim. Emi-

rülmiminin Abdülmelik’e, Muhammed b. Ali’den. Amma ba’d: Ben, Üm- metin ihtilafa düştüğünü görünce onlardan ayrıldım. Bu iş, sana dayanıp insanlar sana biat edince ben de onlardan biri gibi onların girmiş olduğu

164 Bk. İbn Sa’d, V, 111; Mes’ûdî, III, 123; Şeyh Sadûk, et-Tevhîd, s. 128; Ebû Nuaym el- İsbahânî, III, 176; Ebü'l-Kâsım el-İsbahânî, III, 912; İbn Asâkir, LIV, 332; İbnü’l-Cevzî, el-

Muntazam, VI, 229; Mecdüddin İbnü’l-Esîr, IV, 419; Zehebî, Siyeru A’lâm, IV, 127.

165 İbn Şehraşûb, IV, 161.

karar vermiştir.160 Ancak bu iddiaların gerçeği yansıtmadığını düşünüyoruz. Her ikisinin, yukarıda aktardığımız mektuplardaki sert üslupla birbirlerine hitap ettiklerine ihtimal vermiyoruz. Zira bu üslup, Muhammed b. Hanefiyye’nin şimdiye kadar sergilediği yumuşak başlı görüntüsüyle bağdaşmadığı gibi, Abdülmelik’in de desteğine ihtiyaç duyduğu bir zamanda hareket tarzını bildiği İbnü’l-Hanefiyye’yi ürkütecek böyle bir davranışta bulunması mümkün görünmemektedir.

Abdullah b. Zübeyr öldürüldüğünde Muhammed b. Hane- fiyye, Mekke’de kendi mahallesinde ikamet ediyordu. Haccâc, ona haber göndererek yanına gelip biat etmesini istedi. Fakat o, Ab- dülmelik’e bir mektup yazdığını ve cevabı gelinceye kadar biat etmeyeceğini söyleyerek onun bu teklifini reddetti. Haccâc ise

“Sen, Emirülmüminine şart mı koşuyorsun? İstesen de istemesen de biat edeceksin!” diyerek onu sıkıştırmaya çalışıyordu. Haccâc,

baskılarını artırınca Abdullah b. Ömer, aralarına girer ve “Şu za-

manda bir benzerini daha bulamadığımız bu adamdan ne istiyorsun? Amcaoğlunun mektubu gelinceye kadar onu rahat bırak!” der. Bunun

üzerine Haccâc, İbnü’l-Hanefiyye’nin beklediği cevap gelinceye kadar onu serbest bırakır.161

Aslında Abdülmelik, daha Abdullah b. Zübeyr öldürülme- den önce Haccâc’a bir mektup yazmış ve ondan İbnü’l- Hanefiyye’ye iyi davranmasını ve ona ilişmemesini istemişti.162 Hatta İbnü’l-Hanefiyye’nin rahatsız edildiği haberini alan Abdül- melik’in, Haccâc’a bir mektup yazarak: “Allah’a yemin ederim. Eğer

Muhammed b. Hanefiyye’yi incitecek bir harekette bulunursan kesinlikle senin boynunu vuracağım.” dediği söylenmektedir.163

160 İbn A’sem, II, 414.

161 Belâzürî, III, 483; İbn A’sem, II, 415-416; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293. 162 Belâzürî, III, 483; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293.

163 Ebü’l-Arab et-Temimî, s. 335.

Bununla birlikte Haccâc’ın, hem bölgede uyguladığı şiddete dayalı genel politikası hem de gözünü korkutmak için İbnü’l- Hanefiyye’ye baskı uyguladığı ve onu öldürmekle tehdit ettiği bir gerçektir. Öyle ki birçok eserde yer alan bazı rivayetlerde, arala- rındaki bu çekişme abartılarak hadiseye bazı masalımsı öğelerin eklendiği görülmektedir. Bu rivayetlerde İbnü’l-Hanefiyye’nin, kendisini tehdit eden Haccâc’a, “Bilmez misin ki Allah’ın, her gün için

üç yüz atmış lahzası var? Onun, bu lahzalarından biri ile senin hakkın- dan geleceğini ve seni üzerimize musallat etmeyeceğini ümit ediyorum.”

şeklinde bir cevap verdiği, Haccâc’ın da onun bu cevabını çok beğendiği ve onu Abdülmelik’e yazdığı, Abdülmelik’in de bunu kendisini sürekli tehdit eden Rum İmparatoruna yazdığı, Rum İmparatorunun da Abdülmelik’e cevap olarak: “Vallahi bu ifadeler,

senden veya ailenden tezahür etmiş olamaz; bu ancak bir peygamber ailesinden çıkmış olmalıdır.” dediği iddia edilmektedir.164 Ancak aynı rivayetlerin, Ali b. Hüseyin hakkında da imâmetini teyit babından zikredildiğini göz önünde bulundurursak,165 bunların söz konusu kişilerin imâmetine inanan kişiler tarafından uydurulduğu sonu- cu ortaya çıkmaktadır.

Muhammed b. Hanefiyye, İbn Zübeyr’in öldürülmesinden sonra Ebû Abdullah el-Cedelî’yle birlikte Abdülmelik’e bir mektup göndererek, ondan kendisi, ailesi ve ashabı için güvence istedi.166 İbnü’l-Hanefiyye’nin oğlu Hasan’a dayandırılan bir rivayete göre mektup, şu şekilde yazılmıştı: “Bismillahirrahmanirrahim. Emi-

rülmiminin Abdülmelik’e, Muhammed b. Ali’den. Amma ba’d: Ben, Üm- metin ihtilafa düştüğünü görünce onlardan ayrıldım. Bu iş, sana dayanıp insanlar sana biat edince ben de onlardan biri gibi onların girmiş olduğu

164 Bk. İbn Sa’d, V, 111; Mes’ûdî, III, 123; Şeyh Sadûk, et-Tevhîd, s. 128; Ebû Nuaym el- İsbahânî, III, 176; Ebü'l-Kâsım el-İsbahânî, III, 912; İbn Asâkir, LIV, 332; İbnü’l-Cevzî, el-

Muntazam, VI, 229; Mecdüddin İbnü’l-Esîr, IV, 419; Zehebî, Siyeru A’lâm, IV, 127.

165 İbn Şehraşûb, IV, 161.

sulh ortamına girecektim. Artık insanların senin üzerinde ittifak ettikle- rini görüyorum, bu nedenle ben de sana biat etmiş bulunuyorum; senin adına Haccâc’a da biat ediyorum ve bu biatimi sana gönderiyorum. Bize emân vermeni ve sadakate dayalı bir söz vermeni istiyoruz. Zira, ihanet- ten hiç bir hayır gelmez. Yok eğer kabul etmezsen, Allah’ın arzı geniş- tir.”167

Özenle yazıldığı anlaşılan bu mektup, Abdülmelik’e ulaştı- ğında konuyu çevresindekilere danışır, onlar da emân vermesinin uygun olacağı yönünde görüş serdedince,168 Abdülmelik, şu mek- tubu yazar: “Kendin ve yanındakiler için emân talep ettiğin mektubun

bana ulaştı. Sana Allah adına söz veriyorum; ne sen, ne de ashabından herhangi biri, verilen biate sadık kaldığı sürece otoritem dâhilinde gizli veya açık hiçbir şekilde rahatsız edilmeyecektir. Eğer Hicaz’da ikamet etmek istiyorsan orda kal, seninle bağımızı ve iyi ilişkilerimizi koparma- yacak, yardımlarımızı kesmeyeceğiz. Yok eğer bizim yanımızda ikamet etmek istiyorsan, buyur yanımıza gel, sana desteğimizi eksik etmeyece- ğiz. Yemin ederim eğer korkutarak seni terk-i diyar etmeye zorlarsak sana zulmetmiş olur ve akrabalık bağımızı koparmış oluruz. Artık Haccâc’ın yanına git ve ona biat et. Zira sen, hem inancı hem de görüşü itibariyle nezdimizde beğenilen ve İbn Zübeyr’den daha hayırlı, güvenilir ve sevdiğimiz birisin.”169

Abdülmelik, İbnü’l-Hanefiyye’ye yazdığı bu mektupla bir- likte Haccâc’a da ayrı bir mektup yazarak İbnü’l-Hanefiyye ve onun etrafındaki kişilere dokunmamasını istedi.170 Abdülmelik’in, mektubunda: “Abdülmuttalib oğullarının kanını benden uzak tut. Çün-

167 İbn Sa’d, V, 111; İbn Asâkir, LIV, 351. Ayrıca bk. İbn A’sem, II, 415; İbn Abdirabbih, IV, 400.

168 İbn Sa’d, V, 111.

169 İbn Abdirabbih, IV, 400. Bk. İbn Sa’d, V, 111; Belâzürî, III, 483; İbn A’sem, II, 415; İbn Asâkir, LIV, 351; Zehebî, Siyeru A’lâm, IV, 128; Makrîzî, el-Mukaffâ, VI, 293.

170 İbn Sa’d, V, 111; İbn Asâkir, LIV, 351; Zehebî, Siyeru A’lâm, IV, 128.

kü bunun, Harb ailesine bir faydası olmamıştır. Ben, Hüseyin b. Ali’nin öldürülmesi üzerine Harb oğullarının, saltanatlarını kaybettiklerini gör- düm.” dediği ve bu nedenle Haccâc’ın, artık bu aileden hiç kimse-

ye dokunmadığı söylenmektedir.171

Muhammed b. Hanefiyye de Abdülmelik’in gönderdiği mek- tubu aldıktan sonra Haccâc’ın yanına giderek biat etti.172