• Sonuç bulunamadı

Hollanda’ya Göç

VI. Kaynakların Değerlendirilmesi

3. Alman Doğu Misyonu (The East Mission of the Germans)

1.5. Göç Süreci

1.5.3. Hollanda’ya Göç

53

3. Yararlı sanatsal ve tarımsal projeler geliştirmek,

4. Yeni kuruluşlar oluşturmak (Hastane, huzurevi, çoçukevi vb.).209

Avrupa’ya göç eden Süryaniler, Hristiyan dindaşları tarafından sevinçle karşılanacaklarını ve kendilerine kolaylıkla vatandaşlık verileceğini umarken; dini kimlikleriyle ilgilenmeyen Batı toplumunu görünce, büyük bir hayal kırıklığı yaşamış olmalıdır. Dini kimlikten ziyade etnik kimliğin revaçta olduğu Batı toplumlarında Süryaniler de etnik kimliklerine ve kültürlerine vurgu yapmışlardır. 210 Süryanileri Avrupa’ya çeken nedenlerin başında “Hristiyan Avrupa” algısının olduğu iddia edilmiştir:

Avrupalının bizim gibi Hristiyan olup bizi din kardeşi olarak alıkoyacağına (Zaten en çok bu fikir Batı Avrupa’ya göç etmemize sebep oldu) düşündüğümüz gibi asla çıkmadı.211

Aslında buna benzer birçok yazıda memleket özlemini ve Avrupa’nın her açıdan eleştirildiğini görmek mümkündür. İklimin farklılığı, doğal olmayan ürünler, sürekli solunan zehirli gazlar vb. birçok meselede “memleketimiz başkaydı” vurgusu öne çıkmaktadır.

54

bunların etrafındaki köylerden gitmişlerdi. İlk gidenlerin birçoğu esnaf yahut çiftçiydi.

Yetiştirdikleri ekin ve meyveleri satmakta, terzilik, kuyumculuk, ayakkabıcılık vb.

zanaatları icra etmekteydiler.213

Sözgelimi Midyat’ta terzilik yapan ve misafir işçi olarak Hollanda’ya giden ilk Süryani gençlerinden birisi olan İsa Sümer, bu ülkeye 31 Ağustos 1965 tarihinde gitmiştir. Kendisinin göç süreci ve sonrasına dair anlattıkları şöyledir:

Diyarbakır’dan 36 kişilik bir grupla geldik. Farklı insanlar vardı; Türk, Arap, Süryani, Kürt… Bir sene Amsterdam’da otelde kaldık, yemek içmek falan hepsi onlara aitti. Sonra dedim ben çıkıyorum, kendim ev tutacağım. Az çok Hollandaca öğrenmiştik ama tercüman vardı, o bize yardımcı oluyordu. O zaman ayda 30 guldene oda tuttum. 1969'da, yani dört sene sonra, eşimi getirdim. Her yaz memlekete gidiyordum, fabrika uçak bileti parasını veriyordu.

Bir ev tuttum, bodrumdu, on iki merdiven basamağı aşağıdaydı, başka yer yoktu çünkü. Bir gün ekmek poşetini masaya bırakmıştım, fare gelip yedi. Aldım poşeti gittim belediyeye, bak dedim halimize. Çocukları getir sana ev verelim dediler. O zamanlar Fikri okuyordu, diğer iki çocuğu getirdim. (İ. Sümer)

İsa Sümer’le aynı kafilede yer alan ve kendisi de bir terzi olan A. Akbaş, aradan geçen neredeyse elli yıla rağmen birçok ayrıntısını hatırladığı ilk izlenimlerini şöyle aktarmıştır:

Diyarbakır’da İş ve İşçi bulma kurumu vardı, duyduk ki Hollanda’daki tekstil fabrikaları Türkiye ile antlaşma yapmış. Bende terziydim, başvurduk buraya geldik. 32 yaşındaydım, evliydim, dört sene sonra da çocukları getirdim.

Diyarbakır’a altı kişi gittik, imtihana girmek için. Üzerindeki takım elbiseyi sen mi diktin dediler, evet dedim, ben diktim. Pasaportları çıkardık, Diyarbakır’dan uçağa bineceğiz. Daha önce hayatımızda uçak görmemişiz. Uçağa bindik, uçağımız biraz yükseldi, tuhaf sesler gelmeye başladı. Pilot duyuru yaptı, bir motorumuz bozuldu dedi. Başka arkadaşlar da var uçakta; Diyarbakırlı, Karslı, Mardinli, Midyatlı vs. Motor bozulmuş, ellerimizi açtık dua ediyoruz, insan korkuyor tabi. Amsterdam’a geldik, şimdiki büyük havaalanı yoktu, tek bir binaydı. Bizi otele götürdüler, aynı günde fabrikaya, oradan nüfus dairesine, polis bürosuna falan götürüldük. 1 Eylül günü (ertesi gün) terzi olarak iş başı yaptık. Ne dil biliyoruz ne bir şey, kolay değildi tabi. (A. Akbaş)

Almanya, İsveç gibi Süryaniler tarafından daha çok tercih edilen ülkeler olmasına rağmen özellikle Hollanda’nın tercih edilme nedeni kişiden kişiye farklılık göstermektedir. Bazıları tavsiye üzerine veya akrabaları nedeniyle bu ülkeyi tercih ederken, bazıları da vize istememesi veya vize alımında sağladığı kolaylıklar nedeniyle buraya yönelmiştir.

Neden Hollanda? Daha önce gelenler burayı tavsiye ettiği için. Midyat’ta iş de yoktu, ben de buraya geldim. Midyat’ta terziydim. Burada bir sene terzilik

213 Sümer, De Syrisch Orthodoxe Gemeenschap, p. 129.

55

yaptım sonra jilet fabrikasında çalışmaya başladım, 20 sene orada çalıştım.(A.

Jano)

Hollanda’ya göçler çoğalınca, oturum vizesi almak da güçleşmiştir. Oturum vizesi verilmeyip sınır dışı edilen Süryaniler de olmuştur. Fikri Üstüner, Turabdin bölgesinde doğup büyümüş ve 1990’ların çalkantılı yıllarında çareyi yurt dışına kaçmakta bulmuştur. Önce İstanbul’a geçmiş, oradan da bir yolunu bularak Almanya’ya mülteci olarak sığınmıştır. Aradan bir yıl geçtikten sonra Almanya hükümetinin iltica başvurusunu reddetmesi üzerine Üstüner, bu defa Hollanda’da şansını denemiştir.

Ancak Hollanda tarafından da iltica başvurusu reddedilince bir süre kaçak bir şekilde yaşamıştır. Bir polis kontrolünde kaçak olduğu anlaşılınca tutuklanmış ve Hengelo şehrinde birkaç gün gözaltında tutulmuştur. Hollanda polisinin kendisine Türkiye’ye iade edileceğini söylemesi üzerine Üstüner intihar etmiştir. Bu olay Hollanda’daki Süryaniler arasında derin bir infiale yol açmış ve farklı platformlarda tepkilerini dile getirmişlerdir. Shoeshoto Suryoyo dergisi onu şehit olarak değerlendirmiştir. Yaklaşık üç bin Süryaninin katıldığı cenaze töreninden sonra cenazesi Mor Efrem manastır mezarlığına gömülmüştür.214

Uzun süredir oturum alamayan ve sınır dışı edilme tehlikesi yaşayan bazı Süryani, çareyi kilise işgalinde bulmuştur. Yaklaşık iki yüz 13 Nisan 1979’da Den Bosh şehrindeki St. Jan Kilisesi’ni işgal etmiştir. Seslerini duyurmak ve oturum izni alabilmek için yaptıkları bu eylem, basında da geniş yankı bulmuştur. Kilisede yatıp kalkan mültecilerin ihtiyaçları kilise civarındaki halk ve diğer Süryaniler tarafından karşılanmıştır. Net bir çözüme kavuşamasalar da, 101 gün süren eylemin ardından kiliseyi terk etmek zorunda kalmışlardır.215

Günümüzde dünya genelindeki Süryani nüfusunun tam olarak tespiti neredeyse imkânsızdır. Süryani ismi altında hangi cemaatlerin, toplulukların (Asuri, Keldani, Maruni vb) kabul edileceği tartışmasının yanında, çoğu zaman verilen rakamlar nesnel verilere dayanmamaktadır. Örneğin “www.atour.com” sitesinde bütün Süryanilere ait sayılar şu şekildedir:

214 Shoeshoto Suryoyo, 1994/44, s. 17.

215 Kolo Suryoyo, 1979/10, s. 12.

56

Irak 1,928,000 Hollanda 12,000

Suriye 815,000 Danimarka 10,000

USA 490,000 İngiltere 9,000

Ermenistan 206,000 Avusturya 8,000

Brezilya 98,000 Yunanistan 8,000

İran 74,000 Belçika 5,000

Lübnan 68,000 İsviçre 5,000

Almanya 60,000 Yeni Zelanda 4,000

Rusya 52,000 Dubai (BAE) 3,000

İsveç 48,000 İtalya 3,000

Avustralya 38,000 Arjantin 2,000

Türkiye 24,000 Meksika 2,000

Kanada 23,000 Polonya 2,000

Fransa 18,000 İspanya 1,000

Ürdün 15,000 Kazakistan 250

Gürcistan 15,000 TOPLAM 4,036,250

Yukarıdaki tabloda “Assyrian” adı altında, Süryani Ortodoks, Keldani, Nesturi, Süryani Ortodoks vb. bütün kilise mensuplarının sayısı verilmiştir, toplam nüfusun dört milyonu aşıyor gözükmesi de bu yüzdendir. Ancak bu verilerin güvenirliliği şüphelidir, sadece Hollanda örneğinde bile verilen sayıdaki abartı dikkate alındığında durum daha iyi anlaşılacaktır. Hollanda Süryani diasporası, Süryani Ortodoks Kilisesi’ndeki vaftiz ve kilise üyeliği verilerine göre yaklaşık 14 bin kişiden oluşmaktadır. Bir şekilde kilisede kaydı olmayanlar da dâhil edildiğinde, ki bu sayı fazla değildir, 15 bin civarı olduğu tahmin edilmektedir.

Hollanda’daki Süryanilerin ülke genelindeki dağılımına ait elimizde resmi bir veri olmamasına rağmen, alan çalışması boyunca yapılan gözlemlere ve cemaatteki genel kanıya göre %90’ı Twente bölgesinde, geriye kalanı başta Amsterdam olmak üzere ülkenin farklı yerlerinde yaşamaktadır. Yine bu genel kanıya göre Süryanilerin

%70-80’i Türkiye kökenlidir denilebilir.

57

2. HOLLANDA SÜRYANİ ORTODOKS KİLİSESİ VE DİNİ