• Sonuç bulunamadı

3. VEDA HUTBESİ TABİRİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KULLANIMI

1.1.3. Kurban Bayramının Birinci Günü (10 Zilhicce Cumartesi) Hutbesi

1.1.3.2. Hirmȃs b Ziyȃd Rivȃyeti

İbn Ebȋ Şeybe→Hȃşim b. Kȃsım→İkrime b. Ammȃr→Hirmȃs b. Ziyȃd:

403

Buhȃrȋ, Tarȋh, VIII/49; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/375; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/188; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXIX/184; İbn Hacer, Tehzȋb, X/342.

404İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/188; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/375; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-

Kemȃl, XXIX/184; İbn Hacer, Tehzȋb, X/342.

405

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXIX/185; İbn Hacer, Tehzȋb, X/342.

406

Zehebȋ, Mȋzȃn, IV/229.

407

‘‘Ben, kurban bayramı günü babamın bineğinin terikesinde bulunuyordum. Rasûlullah (a.s.), Mȋnȃ’da bineğinin üzerinde hutbe ȋrȃd ediyordu.’’408

Ahmed b. Hanbel; eserinde hadisi, Behz, Yahyȃ b. Saȋd ve Abdussamed aracılığı ile İkrime’den üç farklı yerde nakletmektedir. Anlam yönüyle her üç rivȃyette de ortak vurgulanan husus; ‘‘Hz. Peygamber’in, nahr günü Mȋnȃ’da bineğinin üzerinde hutbe ȋrȃd ettiği’’ bilgisidir. Lafız olarak da birbirine benzeyen bu rivȃyetlerden Behz aracılığı ile nakledilen rivȃyetin metni şu şekildedir:

‘‘Rasûlullah’ı, babam onun arkasında eşiğin üzerinde idi, Mȋnȃ’da kesik kulaklı bineğinin üzerinde hutbe ȋrȃd ederken gördüm.’’409

İbn Hanbel’in, Abdussamed aracılığı ile İkrime’den tahrȋç ettiği rivȃyet410 ile Yahyȃ b. Saȋd aracılığı ile naklettiği rivȃyet anlam olarak bir önceki rivȃyet ile benzerdir.411

Ebû Dȃvûd; hadisin benzerini, Hȃrun b. Abdullah→Hişȃm b. Abdülmelik; Nesȃȋ ise İbrahim b. Yakûb→Ebû Nûh Abdurrahman b. Ğazvȃn aracılığı ile İkrime’den rivȃyet etmektedir.412

Hirmȃs b. Ziyȃd’dan tahrȋç edilen rivȃyetleri böylece aktarmış olduk. Şimdi de bu rivȃyetlerin sened ağını vermeye ve rȃvȋlerin cerh-tȃ’dȋl durumlarını inceleyerek hadisin sıhhat derecesini ortaya koymaya çalışacağız

408 İbn Ebȋ Şeybe, Musannef, II/189. 409

Ahmed b. Hanbel,Müsned, XXXIII/264.

410

Ahmed b. Hanbel,Müsned, XXXIII/263.

411

Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXV/339.

412

Ebû Dȃvûd Menȃsik 71 (II/489); Nesȃȋ, Sünen-i Kübrȃ,, II/443.

Hirmâs b. Ziyâd İkrime b. Âmmâr Hâşim b. Kâsım İbn Ebî Şeybe Behz Yahyâ el-Kattân İbn Hanbel Abdussâmed Hişâm b. Abdulmelik Hârûn b. Abdullah Ebû Dâvûd Abdurrahman b. Ğazvân İbrahim b. Yâkûb Nesâî

Hirmȃs b. Ziyȃd’dan nakledilen rivȃyetin İbn Ebȋ Şeybe, Ahmed b. Hanbel, Ebû Dȃvûd ve Nesȃȋ tarafından tahrȋç edildiği görülmektedir. Öncelikle hadisin ortak rȃvȋlerini; daha sonra da her bir müellifin ayrıştığı rȃvȋleri ele alacağımızı belirtebiliriz. İsnȃdın ortak rȃvileri şunlardır:

Hirmȃs b. Ziyȃd b. Mȃlik Ebû Hadȋr el-Bȃhilȋ(?-?):413

İkrime b. Ammȃr Ebû Ammȃr el-İclȋ (?-159): Hirmȃs b. Ziyȃd’dan hadis

rivȃyetleri bulunmaktadır. Kendisinden hadis nakledenler arasında Sevrȋ, Ebu’l-Velid Hişȃm b. Abdülmelik, Şû’be, Abdurrahmȃn b. Ğazvȃn, Abdussamed b. Abdülvȃris, Yahyȃ b. Saȋd el-Kattȃn gibi muhaddisler yer almaktadır.414 Cerh-ta’dȋl ȃlimlerinden İbn Mȃȋn, İclȋ, Darȃkutnȋ ve Yakûb b. Şeybe İkrime b. Ammȃr’ın sikȃ olduğunu söylemekte415; Ebû Hȃtim ve İbn Mȃȋn’den aktarılan ikinci bir görüşe göre sadûk olduğu ifade edilmektedir.416 Nesȃȋ onun hakkında leyse bihi be’s değerlendirmesinde bulunmakta417; İbn Hanbel İyȃs b. Sȃlih dışındaki rivȃyetlerinde muzdarȋb olduğunu belirtmektedir.418 İkrime b. Ammȃr’ın en fazla cerhe maruz kaldığı rivȃyetleri ise Yahyȃ b. Ebȋ Kesȋr’den yaptığı rivȃyetlerdir. Hadis münekkitleri onun Yahyȃ b. Ebȋ Kesȋr’den yaptığı rivȃyetleri zayıf419 ve muzdarȋb420 olarak kabul etmişlerdir. Ebû Hȃtim, bazı hadislerinde vehminin bulunduğuna işaret etmektedir.421 Sevrȋ, Şû’be, Vekȋ’ gibi ȃlimlerin kendisinden rivȃyet almaktan çekinmediklerini belirten İbn Adiyye’ göre sikȃların ondan yaptığı rivȃyetler, müstakȋmü’l-hadȋs değerindedir.422 Bütün bu değerlendirmeler ışığında İkrime b. Ammȃr hakkında bazı cerh ifadeleri bulunmakla beraber rivȃyetlerinin genel olarak hüccet sayıldığını ifade edebiliriz.

413İbn Hıbbȃn, Sikȃt, III/437; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXX/163; İbn Abdilberr, el-İstiȃb, I/490;

İbnü’l-Esȋr, Üsdü’l-Ğȃbe, I/1087; Zehebȋ, Kȃşif, II/334; Siyer, III/450; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/27.

414

Buhȃrȋ, Tarȋh VII/70; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/10; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, V/233; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XX/256; Zehebȋ, Siyer, VII/134; İbn Hacer, Tehzȋb, VII/232.

415İbn Hacer, Tehzȋb, VII/233, 234. 416

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XX/261; Zehebȋ, Mȋzȃn, III/91.

417

Zehebȋ, Siyer, VII/136; Mȋzȃn, III/91.

418

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XX/258; İbn Hacer, Tehzȋb, VII/234.

419İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/10.

420İbn Hıbbȃn, Sikȃt, V/233; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XX/261; Zehebȋ, Mȋzȃn, III/91. 421

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XX/261; Zehebȋ, Mȋzȃn, III/91.

İbn Ebȋ Şeybe’nin Rȃvȋleri

Hȃşim b. Kȃsım b. Müslim Ebu’n-Nadr el-Bağdȃdȋ (?-207): İkrime, Şû’be

ve Züheyr b. Muȃviye’den hadis rivȃyet etmiş; kendisinden ise Ahmed b. Hanbel, İbn Rahûye, İbn Ebȋ Şeybe gibi muhaddisler hadis nakletmişlerdir.423

Hadis münekkitleri, onun sikȃ, sadûk ve sebt olduğunu belirtmektedir.424 Nesȃȋ’nin ise kendisi hakkında la be’se bih ifadesini kullandığı nakledilmektedir.425

Ahmed b. Hanbel’in Rȃvȋleri

Behz (?-?): Ahmed b. Hanbel’in bu rivȃyetinde adını zikrettiği Behz’in hangi

Behz olduğunu kesin bir şeklde tespit edemedik. Bununla beraber Cerh-tȃ’dȋl kaynakları, İbn Hanbel’in Behz b. Esed ismindeki rȃvȋden hadis aldığını nakletmektedir. Sikȃ ve hüccet olarak kabul edilen bu rȃvȋnin ismi, İkrime’den hadis alanlar arasında bulunmamaktadır. Fakat her ikisinin vefat tarihi düşünüldüğünde birbirlerinden hadis alma ihtimalinin bulunduğunu söylemek mümkündür. Nitekim İkrime’nin 159 yılında vefat ettiği bilgisi yukarıda nakledilmişti. Behz’in ise 200 yıllarında vefat ettiği bilgisi nakledilmektedir.426

Yahyȃ b. Saȋd b. Ferrûh Ebû Saȋd el-Kattȃn (120-198): A’meş, Hişȃm b.

Urve, Ubeydullah b. Ömer, Abdülmelik b. Ebȋ Süleyman, İkrime b. Ammȃr gibi isimlerin de bulunduğu birçok muhaddisten hadis rivȃyet etmiştir. Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında İbn Mehdȋ, Müsedded, Ebu’l-Velȋd, İbn Ebȋ Şeybe ve Ahmed b. Hanbel gibi hadis ȃlimleri bulunmaktadır.427 Sikȃ, sebt, huffȃz ve hüccet olduğu belirtilmektedir.428

Abdussamed b. Abdülvȃris b. Zekvȃn Ebû Sehl el-Basrȋ: Kendisinden

hadis rivȃyet edenler arasında oğlu Abdülvȃris, Ebû Hayseme, İbrahim b. Yakûb,

423

Buhȃrȋ, Tarȋh VIII/235; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/105; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/243; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXX/130; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/263; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/18.

424İclȋ, Sikȃt, II/323; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/105, 106; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/243;

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXX/135; Zehebȋ, Kȃşif, II/332; Tezkirȃ, I/263; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/18.

425

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXX/135; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/18.

426

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, IV/257; Zehebȋ, Kȃşif, I/276.

427İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VII/293; Buhȃrȋ, TarȋhVIII/276; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/150;

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXXI/329, 335; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/218; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/190.

428İclȋ, Sikȃt, II/353; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/150; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/611, 612;

Hȃrûn b. Abdullah ve Ahmed b. Hanbel yer almaktadır.429

Hadis münekkitleri onun sikȃ, sadûk, me’mûn ve hüccet olduğunu söylemektedir.430

Ebû Dȃvûd’un Rȃvȋleri

Hişȃm b. Abdülmelik Ebu’l-Velȋd et-Tayȃlisȋ (133-227): Şû’be, Mȃlik b.

Enes ve İkrime b. Ammȃr gibi muhaddislerden hadis rivȃyet ettiği belirtilmektedir. Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında Buhȃrȋ ve Ebû Dȃvûd gibi hadis ȃlimleri yer almaktadır.431Hadis münekkitleri onun sikȃ, mutkȋn, sebt, hüccet ve me’mûn olduğunu söylemektedir.432

Hȃrûn b. Abdullah b. Mervȃn el-Hammȃl el-Bağdȃdȋ (171-243): Hişȃm b.

Abdülmelik’ten hadis rivȃyet etmiştir. Kendisinden Müslim ve Ebû Dȃvûd gibi muhaddisler hadis rivȃyetinde bulunmuşlardır.433 Hadis münekkitleri tarafından hȃfız, imam, sikȃ ve sadûk olarak kabul edilmektedir.434

Nesȃȋ’nin Rȃvȋleri

Ebû Nuh (Kurȃd) Abdurrahman b. Ğazvȃn el-Hizȃȋ ed-Dabbȋ (?-207):

İkrime b. Ammȃr’dan hadis rivȃyet etmiştir. Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında Ahmed b. Hanbel, İbrahim b. Ya’kûb, Züheyr b. Harb ve Yahyȃ b. Saȋd el- Kattȃn gibi muhaddisler bulunmaktadır.435Hadis münekkitleri onun hakkında sikȃ ve sadûk gibi ta’dȋl ifadeleri kullanmışlardır.436 Cerh-ta’dȋl ȃlimlerinden olan Nesȃȋ ve İbn Mȃȋn ise onun leyse bihi be’s olduğunu söylemektedir.437

Zehebȋ, onun hadis

429İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VII/300; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/99-102; Zehebȋ, Kȃşif, I/653; İbn

Hacer, Tehzȋb, VI/291.

430İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VII/300; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/102; Zehebȋ, Kȃşif, I/653.

431İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/571; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXX/226; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/280; İbn

Hacer, Tehzȋb, XI/42.

432İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/571; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/65; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XXX/240, 243; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/280; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/43.

433İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/239; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/92; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XXX/96; Zehebȋ, Kȃşif, II/330; Tezkirȃ, II/49; Siyer, XII/115; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/9.

434İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/92; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/239; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XXX/99; Zehebȋ, Tezkirȃ, II/49; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/9.

435

Buhȃrȋ, Tarȋh VII/202; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/274; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/375; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVII/335; Zehebȋ, Kȃşif, I/639; İbn Hacer, Tehzȋb, VI/223.

436İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/274; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/375; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XVII/336; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/248; İbn Hacer, Tehzȋb, VI/224.

437

ȃlimi olduğunu fakat menȃkiri bulunduğunu ifade etmektedir.438

Özellikle Leys aracılığıyla Mȃlik’ten naklettiği rivȃyetler eleştirilmiş ve bu rivȃyetlerinin münker olduğu belirtilmiştir.439 İbn Hıbbȃn, onun hatalarının bulunduğunu440; İbn Adiyy ise hadis uydurmakla itham edilmiş biri olduğunu söylemektedir.441 Onun hakkında yapılan bu değerlendirmeler ışığında Ebû Nuh’un hadislerinin zayıf olduğunu ve hüccet olarak kabul edilemeyeceğini belirtebiliriz.

İbrahim b. Ya’kûb b. İshȃk Ebû İshȃk es-Sa’dȋ (?-259): Abdussamed b.

Abdülvȃris’ten hadis rivȃyet ettiği belirtilmektedir. Kendisinden hadis alan isimler arasında Ebû Dȃvûd ve Tirmizȋ’yi zikretmek mümkündür.442Hadis münekkitleri; onun sikȃ ve hȃfız olduğunu söylemektedir.443

Hirmȃs b. Ziyȃd’dan nakledilen rivȃyetlere genel olarak baktığımızda İbn Ebȋ Şeybe, Ahmed b. Hanbel, Ebû Dȃvûd ve Nesȃȋ tarafından tahrȋç edildiği görülmektedir. Her dört musannifin verdiği isnȃdlarda müşterek rȃvimiz İkrime b. Ammȃr’dır. Dolayısıyla İkrime’nin ta’dȋli hadisleri kuvvetlendirecek, cerhi ise bütün isnȃdların derecesini zayıflatacaktır. İkrime b. Ammȃr hakkında cerh-ta’dȋl ȃlimlerince kullanılan ta’dȋl ifadelerinin yanında cerh ifadelerinin de bulunduğuna yukarıda işaret edilmiştir. Sikȃ olduğunu söyleyenlerin yanında hadislerinde ızdırab, vehim ve zayıflık bulunduğunu söyleyenler de vardır. Bununla beraber sikȃ rȃvȋlerin ondan yaptığı rivȃyetlerin müstakȋm olduğu belirtilmektedir.

İkrime’den dört musannifin naklettiği isnȃdlar arasında İbn Ebȋ Şeybe, Ahmed b. Hanbel’in Yahyȃ ve Abdussamed aracılığıyla verdiği isnȃdları ve Ebû Dȃvûd’un isnadında İkrime’den rivȃyet edenlerin sikȃ olduğu ve bu rivȃyetlerde herhangi bir kopukluğun bulunmadığı görülmektedir. Her dört rivȃyetin birbirini ve hutbe ile ilgili diğer hadislerin bu dört rivȃyeti desteklemesi de düşünüldüğünde; bu rivȃyetlerin makbul ve ihticȃc edilebilecek sahih rivȃyetler olduğunu söylemek mümkündür. Ahmed b. Hanbel’in Behz aracılığıyla yaptığı rivȃyette hangi Behz’in

438

Zehebȋ, Tezkirȃ, I/248; Siyer, IX/518.

439İbn Adiyy, el-Kȃmil..., VI/289, 290; Zehebȋ, Mȋzȃn, II/581; İbn Hacer, Tehzȋb, VI/223. 440İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/375.

441İbn Adiyy, el-Kȃmil..., VI/290.

442İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/81; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, II/244; Zehebȋ, Mȋzȃn, I/75; İbn Hacer,

Tehzȋb, I/158.

443

kastedildiğini tespit edemedik. Bununla beraber burada kastedilen Behz’in, bize göre, sikȃ ve hüccet olarak kabul edilen Behz b. Esed olma ihtimali yüksektir. Konuyla ilgili diğer rivȃyetlerin şȃhid olarak kabul edilmesi de düşünüldüğünde bu rivȃyetin de isnȃd açısından sahȋh olarak kabul edilebileceğini söyleyebiliriz.

Nesȃȋ’nin konuyla ilgili rivȃyetinin, isnȃdında bulunan Abdurrahman b. Ğazvȃn’ın cerhi sebebiyle zayıf olduğunu, bununla beraber konuyla ilgili şahidlerinin bulunması göz önünde bulundurularak hasen li ğayrihi olarak kullanılabileceğini söyleyebiliriz.