• Sonuç bulunamadı

3. VEDA HUTBESİ TABİRİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KULLANIMI

1.1.3. Kurban Bayramının Birinci Günü (10 Zilhicce Cumartesi) Hutbesi

1.1.3.4. Ammȃr b Yȃsir Rivȃyeti

Ebû Ya’lȃ→Muhammed→Abdurrahman b. Cebele→Amr b. Numan→Kesîr Ebu’l Fadl→Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şahîr→Ammâr b. Yâsir:

453İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/411; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/501; Zehebȋ, Kȃşif, I/674; İbn Hacer,

Tehzȋb, VI/397.

454

Zehebȋ, Kȃşif, I/674.

455İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/411.

456İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/381; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVI/495; Zehebȋ, Kȃşif, I/619; a.mlf.

Tezkirȃ, II/50; İbn Hacer, Tehzȋb, VI/119.

457İclȋ, Sikȃt, II/72; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/381; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVI/499; Zehebȋ,

Ammâr b. Yâsir Mutarrif b. Abdullah

Kesîr Ebu'l Fadl Amr b. Numân Abdurrahman b. Cebele

Ebu Ya'lâ Taberânî

‘‘Rasûlullah (a.s.) bize hitap etti ve: Bu gün hangi gündür? diye sordu. Nahr günüdür, diye cevapladık. Bu ay, hangi aydır? diye sordu. Zilhicce ayıdır, haram aydır, diyerek cevap verdik. Bu belde, hangi beldedir? diye sordu. Mukaddes beldedir, diye karşılık verdik. Bunun üzerine o: Muhakkak ki bu gününüz, bu ayınızda ve bu beldenizde nasıl mukaddes ise kanlarınız, mallarınız ve ırzlarınız da aynı şekilde mukaddestir. Dikkat ediniz! Burada bulunanlarınız, burada bulunmayanlarınıza ulaştırabilir mi?’’458

Tȃberȃnȋ; hadisi, Muhammed b. Abdullah el-Hadramî→Abdurrahman b. Amr b. Cebele el-Bahilî→Amr b. en-Numan→Kesîr Ebu’l Fadl→Mutarrif b. Abdullah b. eş-Şahîr→Ammâr b. Yâsir isnȃdı ile benzer lafızlarla rivȃyet etmektedir.459

Ammȃr b. Yȃsir’den tahrȋç edilen yukarıdaki rivȃyetlerin sened ağı ve rȃvȋlerinin cerh-tȃ’dȋl durumları şu şekildedir:

Ammâr b. Yâsir Ebu’l-Yakazȃn (?-37):460

Mutarrif b Abdulah b. eş-Şahîr Ebû Abdullah el-Basrȋ (?-87): Ammâr b.

Yâsir’den rivâyetlerinin bulunduğu nakledilmektedir.461 Hadis münekkitleri, onun sikâ olduğunu ifade etmektedir.462

458

Ebû Ya’lȃ, Müsned, III/193.

459

Tȃberȃnȋ, Evsȃt, VI/70.

460İbn Sa’d, Tabȃkȃt, III/246; İbn Hıbbân,Sikȃt, III/301; İbnü’l-Esîr, Üsdü’l-Ğȃbe, I/808; İbn Hacer,

Kesîr b. Yesȃr Ebu’l-Fadl el-Basrȋ (?-?): Kendisinden hadis rivâyet eden

isimler arasında Amr en-Numan’ın yer aldığı belirtilmektedir.463 İbn Ebî Hâtim, iki farklı Kesîr’in bulunduğunu söyleyenler olduğunu; fakat her ikisinin aynı kişi olduğunu ifade etmekte ve onun sikâ olduğunu ifade etmektedir.464 İbn Hacer de onun marûf olduğunu ve hayırla anıldığını söylemektedir.465

Amr b. en-Numan el-Basrȋ (?-?): Kendisinden Abdurrahman b. Cebele’nin

hadis rivâyetinde bulunduğu nakledilmektedir.466 Cerh-ta’dîl âlimlerinden Ebû Hâtim, onun hakkında la be’se bih ve sadûk ifadelerini kullanmaktadır.467 Bezzâr, onun sikâ olduğunu söylemekte ve ondan bir hadis tahrîç etmektedir.468 İbn Adiyy, onun zayıf râvîlerden münker hadislerinin bulunduğunu ifade etmekte ve

‘Hadislerdeki zayıflık ondan mıdır, onun kendilerinden rivâyet ettiği zayıflardan mıdır bilmiyorum’ demektedir. Ayrıca o, Amr en-Numan’ın hadiste leyse bi’l-kaviyy

derecesinde olduğunu belirtmektedir.469

Abdurrahman b. Cebele b. Hȃlid (?-?): Kendisinden ise Ebû Zürâ’nın

rivâyette bulunduğu ifade edilmektedir.470 Yaptığımız araştırmada Abdurrahman b. Cebele hakkında cerh ya da ta’dîl yönünden yapılan herhangi bir değerlendirmeye ulaşamadık.

Muhammed b. Abdullah el-Hadramî: Hakkında daha önce bilgi verildiği

için burada tekrar edilmeyecektir.

Ebû Ya’lȃ ve Taberȃnȋ’nin Ammȃr b. Yȃsir’den tahrȋç ettikleri her iki rivȃyetin senedinde yer alan Ebu’l-Fadl’ın, Mutarrif’ten hadis alıp almadığı konusunda net bir bilgi bulunmamaktadır. Bununla beraber her ikisinin Basra

461

Buhârî,Tarîh, VII/396; İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/312; İbn Hıbbân, Sikȃt, V/430; Mizzî, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVIII/67; Zehebî, Tezkîra, I/51; a.mlf. Kâşif II/269; İbn Hacer,

Tehzîb, X/157.

462 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/312; İbn Hıbbân, Sikȃt, V/430; Mizzî, Tehzȋbü’l-

Kemȃl, XXVIII/67; Zehebî, Tezkîra, I/51; İbn Hacer, Tehzîb, X/157.

463 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VI/265; İbn Hacer, Tehzîb, VIII/385. 464 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/158.

465 İbn Hacer, Lisân, IV/485; Tehzîb, VIII/385.

466 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VI/265; İbn Hıbbân, Sikȃt, VIII/482; Mizzî, Tehzȋbü’l-

Kemȃl,XXII/267; Zehebî, Kâşif, II/89; Mizân III/290; İbn Hacer, Tehzîb, VIII/97.

467 İbn Ebî Hâtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VI/265. 468 İbn Hacer, Tehzîb, VIII/97.

469İbn Adiyy, el-Kȃmil..., V/120.

ehlinden oluşu ve vefat durumları göz önünde bulundurulduğunda birbirleriyle karşılaşma ihtimalleri kuvvetlidir. Zirȃ Mutarrif’in vefat tarihi 87 veya 95 olarak nakledilmekte; Ebu’l-Fadl’ın ise 110 yılında vefat eden Hasan-ı Basrȋ’den hadis aldığı belirtilmektedir. Dolayısıyla onun, Mutarrif’ten da hadis almış olabileceği mümkün görünmektedir. Her iki isnȃdda yer alan müşterek rȃvȋ Amr b. en-Numȃn, leyse bi’l-kaviyy olarak cerhedilmiştir. Bu nedenle iki rivȃyetin de zayıf olduğunu söylemek mümkündür.

1.1.3.5. Cȃbir b. Abdullah Rivȃyeti

Cȃbir b. Abdullah’tan nakledilen kurban bayramının birinci günü hutbesiyle ilgili bütün rivȃyetlerde; Hz. Peygamber’in hutbesinin, kurban bayramının birinci gününde (nahr günü) ȋrȃd edildiği tasrih edilmemiş olsa bile söz konusu rivȃyetlerin metin ve lafızlarından, kurban bayramının birinci gününde ȋrȃd edilen hutbe olduğu anlaşılmaktadır.

İbn Ebȋ Şeybe→Ebû Muȃviye→A’meş→Ebû Sȃlih→Cȃbir:

‘‘Hz. Peygamber, Veda Haccı’nda şöyle buyurdu: Hangi günün en fazla hürmet edilmesi gereken gün olduğunu biliyor musunuz? ‘Bu günümüz’, diye cevap verdik. Hz. Peygamber: Hangi beldenin en fazla hürmet edilmesi gereken belde olduğunu biliyor musunuz? diye sordu. ‘Bu beldemiz’, diye cevap verdik. Hz. Peygamber: Hangi ayın en fazla hürmet edilmesi gereken ay olduğunu biliyor musunuz? diye sordu. ‘Bu ayımızdır’, diyerek cevap verdik. Bunun üzerine Rasûlullah (a.s.): ‘Şüphesiz ki kanlarınız ve mallarınızın hürmeti de bu gününüzün, bu ayınızda ve bu beldenizdeki hürmeti gibidir’ buyurdu.’’471

Ahmed b. Hanbel; hadisi, İbn Ebȋ Şeybe ile aynı isnȃd ve aynı metinle rivȃyet etmektedir.472 Onun, benzer lafızlarla naklettiği diğer bir rivȃyeti ise Muhammed b. Ubeyd→A’meş→Ebû Sȃlih→Cȃbir isnȃdıyla naklettiği iki rivȃyettir.473

471 İbn Ebȋ Şeybe, Musannef, XV/27. 472

Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXII/264.

473

Cȃbir’den bu tarȋkle nakledilen diğer bir rivȃyet, Ebû Yȃ’la’nın eserinde bulunmaktadır. Ebû Yȃ’la, hadisi Müsned’inde Ahmed b. İbrahim→A’meş→Ebû Sȃlih ve Ebû Süfyan veya her ikisinden biri→Cȃbir isnȃdıyla tahrȋç etmektedir.474

Ahmed b. Hanbel’in; Cȃbir’den, kurban bayramının birinci gününde ȋrȃd edilen hutbe ile ilgili olarak naklettiği rivȃyetlerden bazıları ise Ebu’z-Zübeyr kanalıyla gelen rivȃyetlerdir. İbn Hanbel’in buradaki isnȃd ve metni şu şekildedir:

Muhammed b. Bekr→İbn Cüreyc→Ebu’z-Zübeyr→Cȃbir b. Abdullah’ın şöyle dediğini rivȃyet etti: ‘‘Hz. Peygamber’in, nahr günü bineğinin üzerinde şeytanı taşlarken; ‘(Hacc) Menȃsikinizi benden alınız, bilmiyorum belki bu haccımdan sonra bir daha hacc yapamayacağım.’’ buyurduğunu işittim.475 İbn Hanbel’in aynı metinle naklettiği bir diğer rivȃyetin isnȃdı; Hasan b. Mûsȃ→İbn Lehȋȃ→Ebü’z- Zübeyr→Cȃbir şeklindedir.476 Onun; Yahya→İbn Cüreyc aracılığı ile Ebu’z- Zübeyr’den rivȃyet ettiği hadiste de aynı metnin yer aldığı görülmektedir.477

Cȃbir’den tahrȋç edilen rivȃyetleri böylece aktarmış olduk. Şimdi de bu rivȃyetlerin sened ağını verecek ve rȃvȋlerinin cerh-tȃ’dȋl durumlarını inceleyeceğiz.

474

Ebû Yȃ’la, Müsned, IV/87.

475

Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXIII/286.

476

Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXII/460.

477

Ahmed b. Hanbel, Müsned, XXII/312.

Câbir b. Abdullah Ebû Salih A'meş Ahmed b. İbrahim Ebû Ya'lâ Ebû Muaviye İbn Ebî Şeybe Muhammed b. Ubeyd Ebu'z Zübeyr İbn Cüreye Yahya Muhammed b. Bekr İbn Lehîa Hasan b. Mûsâ Ahmed b. Hanbel

Ortak Rȃvȋler: Cȃbir b. Abdullah: Hakkında daha önce bilgi verildiği için

burada tekrar edilmeyecektir.

Ebû Sȃlih Zekvȃn ez-Zeyyȃt es-Simȃn (?-101): Cȃbir b. Abdullah’dan

hadis rivȃyet ettiği naklettiği ifade edilmektedir. Kendisinden hadis rivȃyet eden isimlerin başında Atȃ, Abdullah b. Dȋnȃr, Zeyd b. Eslem, Yahyȃ b. saȋd el-Ensȃrȋ ve A’meş gibi muhaddisler gelmektedir.478Cerh-ta’dȋl ȃlimleri, Ebû Sȃlih’in sikȃ, sȃlihu’l-hadȋs ve müstakȋmu’l-hadȋs olduğunu söylemektedir.479

Hadis münekkitleri onun hadisleriyle ihticȃc edilebileceğini belirtmişlerdir.480

A’meş Süleyman b. Mihrȃn Ebû Muhammed (?-147): Kendisinden hadis

rivȃyet edenler arasında Şû’be, Cerȋr b. Hȃzım, Ebû Muȃviye, Muhammed b. Ubeyd ve Ahmed b. İbrahim gibi rȃvȋler yer almaktadır.481Hadis münekkitleri onun hakkında sikȃ, sebt, hȃfız, muhaddislerin seyyidi gibi kavramlar kullanmaktadır.482 Bununla beraber onun tedlȋs yaptığı gerekçesiyle cerhedildiği görülmektedir. İbn Hanbel, İbn Hıbbȃn, Darȃkutnȋ gibi hadis ȃlimleri, onu tedlȋs yönüyle tenkid eden ȃlimlerden bazılarıdır.483 İbn Hıbbȃn’ın, onu tabȋinin sikȃları arasında saydığı ve

‘Müdellistir, onu burada zikretmemin sebebi hıfzı ve yakȋnidir’ dediği

görülmektedir.484 Ahmed b. Hanbel’in, onun hadislerinde ızdırab olduğunu; Ebû Dȃvûd’un, Enes’ten olan rivȃyetleri zayıftır dediğini, İbnü’l-Medȋnȋ’nin A’meş’in zayıflardan olan rivȃyetlerinde vehminin bulunduğunu söylediği belirtilmektedir.485 A’meş hakkında yapılan cerh ifadelerine rağmen hadis ȃlimlerinin, kendisini hüccet kabul ettiklerini ve hadisleriyle ihticȃc edildiğini görmekteyiz.486

478

Buhȃrȋ, Tarȋh III/260; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, III/450; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/221; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, VIII/513; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/69; a.mlf. Kȃşif, I/386İbn Hacer, Tehzȋb, III/189.

479İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/221; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, III/450; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

VIII/516.

480İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, III/450; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, VIII/516. 481

Buhȃrȋ, Tarȋh IV/37; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/302; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XII/76; İbn Hacer,

Tehzȋb,IV/195.

482İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IV/146; İclȋ, Sikȃt, I/432; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/302; Mizzȋ,

Tehzȋbü’l-Kemȃl, XII/86, 87; Zehebȋ, Mȋzȃn, II/224; İbn Hacer, Tehzȋb, IV/196; Takrȋb, I/254.

483İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/302; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XII/87, 88; Zehebȋ, Mȋzȃn,II/224; İbn Hacer

el-Askȃlȃnȋ, Tabȃkȃtü’l-Müdellisȋn,(thk.) Âsım b. Abdullah, Ürdün ts. I/33; Takrȋb, I/254.

484 İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IV/302. 485

Zehebȋ, Mȋzȃn, II/224.

İbn Ebȋ Şeybe’nin Rȃvȋleri

Ebû Muȃviye Muhammed b. Hȃzım ed-Darȋr el-Kûfȋ (113-195):

A’meş’den hadis rivȃyet ettiği belirtilmektedir. Kendisinden hadis rivȃyet eden isimler arasında İbn Hanbel ve İbn Ebȋ Şeybe gibi muhaddisleri saymak mümkündür.487 Cerh-ta’dȋl ȃlimlerinden İbn Hıbbȃn, onun hȃfız ve mutkin; fakat mürcie itikadına sahip biri olduğunu söylemektedir.488 İbn Sa’d, sikȃ olduğunu ve rivȃyet ettiği hadislerin çok olduğunu belirtmektedir.489 Nesȃȋ’nin, onu sikȃ olarak değerlendirdiği görülmektedir.490 Ebû Muȃviye’nin, A’meş’ten naklettiği rivȃyetlerde sebt, bunun dışındaki rivȃyetlerinde muzdarib olduğu; hıfzının iyi olmadığı ifade edilmektedir.491 Ebû Muȃviye’nin, tenkid edildiği noktalardan bir tanesi de onun tedlȋs yaptığı yönündeki cerh ifadeleridir. Cerh-ta’dȋl kaynaklarının hemen hemen tamamı onun tedlȋs yaptığına işaret etmektedir.492 Onun hakkında yapılan bu cerh ifadeleriyle beraber önde gelen muhaddislerin kendisinden hadis rivȃyet ettikleri görülmektedir.493

Ahmed b. Hanbel’in Rȃvȋleri

Muhammed b. Ubeyd b. Ebȋ Ümeyye Ebû Abdullah (124-204):494Hadis münekkitleri, onun sikȃ, sadûk ve mutkȋn biri olduğunu ifade etmektedir.495 İbn Hanbel, onun bazen hata yaptığını ve yaptığı hatalardan geri dönmediğini söylemektedir.496

Ebu’z-Zübeyr Muhammed b. Müslim el-Mekkȋ (?-128):. Cȃbir ve İbn

Abbȃs gibi sahabilerden hadis rivȃyet etmektedir. Kendisinden Yahyȃ b. Saȋd, Şû’be ve İbn Cüreyc gibi muhaddisler hadis nakletmektedir.497Hadis ȃlimlerinden İbn

487

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXV/123-127; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/215; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/120.

488İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/441. 489İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VI/392. 490

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXV/132.

491İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/246; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXV/129.

492İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VI/392; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXV/132; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/121. 493

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXV/125-127.

494

Buhȃrȋ, Tarȋh I/173; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/441; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/54; Zehebȋ,

Tezkirȃ, I/243; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/291.

495İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/441; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/59; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/243. 496İbn Hacer, Tehzȋb, IX/292.

497

Buhȃrȋ, Tarȋh I/221; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, V/351; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/402;Zehebȋ,

Mȃȋn, İbnü’l-Medȋnȋ, İclȋ ve Nesȃȋ gibi ȃlimler, onun sikȃ olduğunu498

; Sȃcȋ, onun sadûk olduğunu ve nakȋl ehlinin onunla ihticȃc ettiğini söylemektedir.499 Ebû Hȃtim ve Ebû Zürȃ’ ise onunla ihticȃc edilemeyeceğini ifade etmekte500; İbn Sa’d, Şû’be’nin ondan rivȃyet etmeyi terk ettiğini söylemektedir.501 İbn Adiyy ise Mȃlik’in kendisinden rivȃyet ettiğini ve bunun Ebu’z-Zübeyr’in sıdkını ortaya koyduğunu belirtmektedir. Zira ona göre Mȃlik, sikȃ olmayanlardan rivȃyet etmeyen bir ȃlimdir.502 İbn Adiyy’in onunla ilgili ortaya koyduğu diğer bir görüşü ise; Ebu’z- Zübeyr’in sikȃ olduğu, fakat ondan zayıf olan rȃvȋlerin rivȃyet ettiği, rivȃyetlerindeki zayıflığın kendisinden değil, ondan hadis nakleden zayıf rȃvȋlerden kaynaklandığı şeklindeki görüşüdür.503

Zehebȋ; Ebu’z-Zübeyr’in tedlȋsinin bulunduğunu, bu nedenle semȃyı açıkça tasrȋh ettiği rivȃyetlerinin hüccet olduğunu ifade etmektedir.504 Bütün bu değerlendirmeler ışığında kanaatimizce Ebu’z-Zübeyr’in hadislerinin tamamını kabul etmek veya reddetmek mümkün değildir. Onun rivȃyetlerinde özellikle semȃyı tasrȋh edip etmediği, kendisinden hadisi nakleden rȃvȋlerin sikȃ olup olmadığına bakılmalıdır. Ahmed b. Hanbel’in bu rivȃyetine baktığımızda onun semȃyı açıkça tasrȋh ettiği ve kendisinden hadisi nakleden rȃvȋlerin de sikȃ olduğunu belirtebiliriz. Dolayısıyla onun bu hadisi kanaatimizce sahȋh olarak değerlendirilmelidir.

İbn Cüreyc Abdülmelik b. Abdülaziz Ebu’l-Velid (80-147):505

Hadis münekkitleri onun hakkında sikȃ, sebt, mutkȋn, sȃlih gibi ta’dȋl ifadelerini kullanmışlardır.506 İbn Cüreyc’in cerh-ta’dȋl ȃlimlerince bazı yönlerden cerhedildiği de görülmektedir. Onun cerhedildiği noktalardan biri tedlȋs yaptığı yönündeki cerh ifadesidir. Darȃkutnȋ, İbn Cüreyc hakkında; onun tedlȋsinden kaçın, zira o

498İbn Hıbbȃn, Sikȃt, V/351; İclȋ, Sikȃt, II/253; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/408, 409; Zehebȋ,

Mȋzȃn, IV/38; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/392.

499İbn Hacer, Tehzȋb, IX/392.

500İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/75; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/403, 404; Zehebȋ,

Mȋzȃn, IV/38.

501İbn Sa’d, Tabȃkȃt, V/481. 502İbn Hacer, Tehzȋb, IX/392. 503

Zehebȋ, Mȋzȃn, IV/38.

504

Zehebȋ, Tezkirȃ, I/95.

505

Buhȃrȋ, Tarȋh V/422; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/356; İclȋ, Sikȃt, II/103; Mizzȋ,

Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/339-341; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/128; İbn Hacer, Tehzȋb, VI/357.

506

Buhȃrȋ, Tarȋh V/422; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/93; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/356; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/348, 350; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/128.

cerhedilmiş rȃvȋlerden tedlȋs yapıyor, demektedir.507 İbn Cüreyc hakkında yapılan diğer bir tenkid ise İbn Mȃȋn tarafından yapılmıştır. İbn Mȃȋn, onun kitaptan rivȃyet edince sikȃ, Zührȋ’den yaptığı rivȃyetlerde ise leyse bi şey’ olduğunu ifade etmektedir.508 Kanaatimizce İbn Cüreyc’in genel olarak sikȃ olarak kabul edilmesi ve bu rivȃyetinde semȃyı tasrȋh etmiş olması sebebiyle onun bu hadisini hüccet olarak değerlendirmek gerekmektedir. Nitekim İbnü’s-Salȃh ve Nevevȋ gibi ȃlimler de müdellis rȃvȋnin rivȃyette kullandığı sȋgalara bakmak gerektiğini söylemiş ve sikȃ bir rȃvȋnin hadisi işittiğine kesin biçimde delȃlet eden rivȃyet lafızları kullandığı durumlarda bu tür rivȃyetlerin delil olarak kullanılabileceğini söylemişlerdir.509

Muhammed b. Bekr b. Osman el-Basrȋ (?-204): İbn Cüreyc’den hadis

aldığı belirtilmektedir. Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında İbn Ebȋ Şeybe ve İbn Hanbel gibi muhaddisler yer almaktadır.510

Hadis münekkitleri, onun sikȃ, mahalluhu’s-sıdk ve sȃlihu’l-hadȋs olduğunu söylemektedir.511 Nesȃȋ’nin ise onun hakkında leyse bi’l-kaviyy dediği nakledilmektedir.512 Nesȃȋ’nin bu cerhiyle beraber Kütüb-i sitte müelliflerinin Muhammed b. Bekr’in hadislerini tahrȋç ettiği görülmektedir.513 Bizce bu durum onun hakkındaki genel kanaat olan sikȃ bir rȃvȋ olduğu görüşünü desteklemektedir.

Yahyȃ b. Saȋd el-Kattȃn: Hakkında daha önce bilgi verildiği için burada

tekrar edilmeyecektir.

Abdullah b. Lehȋa b. Ukbe Ebû Abdurrahman el-Hadramȋ (96-175): Atȃ

ve Ebu’z-Zübeyr’den hadis aldığı; Sevrȋ ve Şû’be gibi muhaddislerin ondan hadis rivȃyet ettiği belritilmektedir.514Hadis münekkitleri, Abdullah b. Lehȋa’nın zayıf, muzdarib, daȋfü’l-hadȋs, leyse bi’l-kaviyy olduğunu; hadisinin yazılabileceğini fakat

507İbn Hacer, Tehzȋb, VI/359. 508

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XVIII/350.

509

Bünyamin Erul, ‘‘Tedlȋs’’, DİA, İstanbul 2011, c. 40, s. 262-264.

510

Buhȃrȋ, Tarȋh I/48; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/38; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXIV/530-532; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/67.

511İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/38; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXIV/532; İbn Hacer, Tehzȋb, IX/68. 512İbn Hacer, Tehzȋb, IX/67.

513

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXIV/533.

514

Buhȃrȋ, Tarȋh V/182; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/145; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XV/487; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/174; a.mlf. Mȋzȃn, II/477; İbn Hacer, Tehzȋb, V/327.

bunlarla ihticȃc edilemeyeceğini söylemektedir.515 Ahmed b. Hanbel, onunla ilgili olarak; ‘İbn Lehȋa’nın hadisi hüccet değildir. Ben ondan yazdıklarımın çoğunu

i’tibȃr için, bazısı bazısını kuvvetlendirsin diye yazdım’ demektedir.516 İbn Hıbbȃn,

onun tedlȋs yaptığını; sened zincirinden sikȃlar arasındaki zayıfları düşürdüğünü ve onunla ihticȃc edilemeyeceğini belirtmektedir.517 İbn Adiyy ise İbn Lehȋa’nın hadisinin yazılabileceğini ve hasen derecesinde olduğunu söylemektedir.518 Bununla beraber onun hakkında vȃrid olan genel değerlendirmeler, İbn Lehȋa’nın hadislerinin hüccet olmadığını ortaya koymaktadır.

Hasan b. Mûsȃ Ebû Ali el-Bağdȃdȋ el-Eşyeb (?-209): Hadis aldığı hocaları

arasında Şû’be ve İbn Lehȋa’yı zikretmek mümkündür. Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında İbn Hanbel bulunmaktadır.519 Hadis münekkitleri onun sikȃ ve sadûk olduğunu söylemektedir.520

Ebû Ya’lȃ’nın Rȃvȋleri

Ahmed b. İbrahim b. Hȃlid Ebû Ali el-Mevsilȋ (?-236): Hammȃd b. Zeyd

ve A’meş gibi muhaddislerden hadis rivȃyet ettiği belirtilmektedir. Ebû Ya’lȃ, ondan hadis nakledenler arasında bulunmaktadır.521Hadis münekkitleri onun sikȃ ve sadûk olduğunu söylemektedir.522 İbn Mȃȋn’den kendisi ile ilgili nakledilen değerlendirmelerden biri sikȃ523; bir diğeri la be’se bih şeklindedir.524

İbn Ebȋ Şeybe ve İbn Hanbel’in senedinde yer alan Ebû Muȃviye’nin, tedlȋs yaptığı gerekçesiyle cerhedildiği ifade ediliyorsa da; onun Â’meş’in rivȃyetlerinde

515İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, V/145; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XV/492, 493; Zehebȋ,

Mȋzȃn, II/475, 477; İbn Hacer, Tehzȋb, V/331.

516

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XV/493; Zehebȋ, Mȋzȃn, II/477.

517

Zehebȋ, Mȋzȃn, II/475; İbn Hacer, Tehzȋb, V/331.

518İbn Adiyy, el-Kȃmil..., IV/144. 519

Buhȃrȋ, Tarȋh II/306; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, III/37; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/170; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, VI/328, 329; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/270, 271; a.mlf. Kȃşif, I/330; İbn Hacer, Tehzȋb, II/279.

520İbn Sa’d, Tabȃkȃt, VII/337; İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, III/38; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

VI/330, 331;İbn Hacer, Tehzȋb, II/279.

521İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/25; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, I/245; Zehebȋ, Kȃşif, I/189; İbn Hacer,

Tehzȋb, I/8.

522İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VIII/25; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, I/246; Zehebȋ, Kȃşif, I/189; İbn Hacer,

Tehzȋb, I/8.

523İbn Hacer, Tehzȋb,, I/8.

sebt olduğu belirtilmektedir. Ebû Ya’lȃ’nın senedinde yer alan rȃvȋlerin hepsi ise güvenilir ve hüccettir. Dolayısıyla İbn Ebȋ Şeybe, Ahmed b. Hanbel ve Ebû Ya’lȃ’nın, Cȃbir b. Abdullah’dan, Ebû Sȃlih tarȋkiyle tahrȋç ettikleri hadislerin isnȃd açısından sahȋh ve muttasıl olduğunu söyleyebiliriz.

İbn Hanbel’in, Ebu’z-Zübeyr tarȋkiyle tahrȋç ettiği rivȃyetlere gelince; Yahyȃ b. Saȋd ve Muhammed b. Bekr aracılığıyla İbn Cüreyc’den naklettiği her iki rivȃyeti de isnȃd açısından sahȋh olarak değerlendirebiliriz. Zira her iki isnȃdda da rȃvȋler arasında kopukluk bulunmamakta ve her iki rivȃyetin rȃvȋleri ile hadis ȃlimleri ihticȃc etmektedir. Onun, Hasan b. Mûsȃ aracılığı ile İbn Lehȋa’dan naklettiği rivȃyet ise İbn Lehȋa’nın cerhi sebebiyle zayıf bir hadistir.