• Sonuç bulunamadı

3. VEDA HUTBESİ TABİRİNİN ORTAYA ÇIKIŞI VE KULLANIMI

1.1.2. Arefe Günü (9 Zilhicce) Hutbesi

1.1.2.10. Abdullah b Zübeyr Rivȃyeti

Taberȃnȋ→Muhammed b. Abdullah el-Hadramȋ→Ebû Kureyb→İbn Bükeyr→Muhammed b. İshȃk→Yahya b. Abbȃd b. Abdullah b. Zübeyr→babası İbn Zübeyr’den nakletmektedir:

‘‘Rabȋa b. Ümeyye b. Halef el-Cümhȋ, Arefe gününde Rasûlullah’ın bineğinin dibinde (Hz. Peygamber’in sözlerini) yüksek bir tonla seslendiren kişiydi. Rasûlullah (a.s.), ona; insanlara ‘Ey İnsanlar! Bu ay, hangi aydır?’ diye sor buyurdu, Rabȋ’a, yüksek sesli birisi idi. Rasûlullah’ın sorusunu yüksek sesle insanlara tekrarladı. İnsanlar: Evet, bu ay mukaddes aydır, dediler. Hz. Peygamber: Muhakkak ki Allah, Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu ayınızın mukaddes oluşu gibi kanlarınızı ve mallarınızı da mukaddes kılmıştır, buyurdu. Sonra (Rabȋa’ya) İnsanlara, bu beldenizin hangi belde olduğunu biliyor musunuz? diye sor, buyurdu. Rabȋa da bunu yüksek sesle tekrarladı. İnsanlar, evet mukaddes beldedir, diye karşılık verdi. Hz. Peygamber, sonra (Rabȋa’ya) Bu günün, hangi gün olduğunu biliyor musunuz? diye sor buyurdu. Rabȋ’a yüksek sesle bunu tekrarladı. İnsanlar, evet, mukaddes gündür, büyük hacc günüdür, diye karşılık verdiler. Bunun üzerine Hz. Peygamber; muhakkak ki kanlarınız ve mallarınız Rabbinize kavuşacağınız güne kadar, bu gününüzün mukaddes oluşu gibi mukaddestir, dokunulmazdır, buyurdu.’’355

354 İbn Nasıruddȋn Şemseddin Muhammed b. Abdullah ed-Dımeşkȋ, Tevdȋhü’l-Müştebih fȋ Zabtı

Esmȃi’r-Rüvȃt ve Ensȃbihim ve Elkȃbihim ve Künȃhüm,(thk.) Muhammed Nuaym, I-IX

Beyrut 1993, VI/236.

355

Taberȃnȋ’nin tahrȋç ettiği yukarıdaki rivȃyetin sened ağı ve rȃvȋlerinin cerh- tȃ’dȋl durumları şu şekildedir:

Abdullah b. Zübeyr (?-73):356

Abbȃd b. Abdullah b. Zübeyr el-Kureşȋ: Babasından hadis rivȃyet etmiştir.

Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında oğlu Yahyȃ yer almaktadır.357 Hadis münekkitleri, onu sikȃ olarak kabul etmektedirler.358

Yahyȃ b. Abbȃd b. Abdullah b. Zübeyr (?-?):Kendisinden hadis rivȃyet

edenler arasında Hafs b. Ömer, Mûsa b. Ukbe ve Muhammed b. İshȃk gibi isimler yer almaktadır.359Cerh-ta’dȋl ȃlimleri, Yahyȃ b. Abbȃd’ı sikȃ olarak kabul etmektedirler.360

Muhammed b. İshȃk: Hakkında daha önce bilgi verdiğimiz için burada

tekrar edilmeyecektir.

Yunus b. Bükeyr b. Vȃsıl Ebû Bekr eş-Şeybȃnȋ (?-199): Hişȃm b. Urve ve

Muhammed b. İshȃk gibi muhaddislerden hadis rivȃyetleri bulunmaktadır.

356

Buhȃrȋ, Tarȋh V/6; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XIV/508; İbn Abdilberr, el-İstiȃb, I/273; İbnü’l- Esȋr, Üsdü’l-Ğȃbe, I/609, 610;İbn Hacer, el-İsȃbe, IV/90.

357

Buhȃrȋ, Tarȋh VI/32; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XIV/136; İbn Hacer, Tehzȋb, V/85.

358İbn Hıbbȃn, Sikȃt, V/140; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XIV/137; İbn Hacer, Tehzȋb, V/85. 359

Buhȃrȋ, Tarȋh, VIII/291; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXXI/393; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/205.

360İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/173; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, VII/592; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XXXI/393; Zehebȋ, Kȃşif, II/368.

Abdullah b. Zübeyr Abbad b. Abdullah b. Zübeyr

Yahya b. Abbad İbn İshak İbn Bükeyr Ebu Kurayb

Kendisinden rivȃyet edenler arasında Ebû Hayseme ve Ebû Kurayb gibi isimler yer almaktadır.361 Hadis münekkitleri, onun hakkında sikȃ, sadûk, sıdk mahalinde gibi tadȋl ifadelerinin yanında362 la be’se bih, leyse bi’l-kaviyy, leyyȋn, daȋfü’l-hadȋs ve zayıf gibi bazı cerh ifadeleri363 kullanmışlardır. Ebû Dȃvûd, onun hüccet olmadığını belirtenler arasındadır.364 Mürcieden olduğuna dair bazı rivȃyetler ve garȋb hadislerinin bulunduğuna dair bazı değerlendirmeler bulunmaktadır.365 Yûnus b. Bükeyr’in, garȋb hadislerine ve cerh-ta’dȋl ȃlimlerinden bazılarının hakkındaki bazı cerh ifadelerine rağmen Ahmed b. Hanbel, İbn Mȃȋn, İbn Nümeyr gibi ȃlimler tarafından sikȃ bulunduğu ve hadislerinin rivȃyet edildiği ifade edilmektedir.366

Ebû Kureyb Muhammed b. A’lȃ el-Hemedȃnȋ (?-248): Kendisinden Ebû

Hȃtim, Ebû Zürȃ’ ve Muhammed b. Abdullah el-Hadramȋ gibi isimler hadis naklinde bulunmuşlardır.367Hadis münekkitleri onun sikȃ, hȃfız ve sadûk oldğunu ifade etmektedirler.368

Muhammed b. Abdullah (Mutayyin) Ebû Cafer el-Hadramȋ (202-297):

Kendisinden hadis rivȃyet edenler arasında Ebû Bekr Ahmed b. İbrahim ve Taberȃnȋ bulunmaktadır.369Hadis münekkitleri onun sikȃ, huffȃz ve sadûk olduğunu belirtmektedir.370 Bununla birlikte Muhammed b. Osman b. Ebȋ Şeybe’nin onu tenkȋd ettiği; kendisinin de Muhammed b. Osman’ı tenkȋd ettiği nakledilmektedir. Zehebȋ, bu duruma ‘Akranların birbirlerine olan tenkȋdlerine bazen iltifȃt etmemek

lazım. Mutayyin, mutlak sikȃdır. Muhammed b. Osman ise böyle

361

Buhȃrȋ, Tarȋh VIII/411; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXXII/494, 495; Zehebȋ, Kȃşif, II/402; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/382.

362İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, IX/236; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXXII/497; Zehebȋ, Mȋzȃn,

IV/477; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/384.

363

Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXXII/497; İclȋ, Sikȃt, II/377; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/238; İbn Hacer,

Tehzȋb, XI/384.

364

Zehebȋ, Tezkirȃ, I/238.

365İbn Adiyy, el-Kȃmil..., VII/176; Zehebȋ, Tezkirȃ, I/238; İbn Hacer, Tehzȋb, XI/384. 366İbn Adiyy, el-Kȃmil..., VII/176.

367

Buhȃrȋ, Tarȋh I/205; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl, XXVI/243-246; Zehebȋ, Tezkirȃ, II/63; İbn Hacer,

Tehzȋb, IX/342.

368İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VIII/52; İbn Hıbbȃn, Sikȃt, IX/105; Mizzȋ, Tehzȋbü’l-Kemȃl,

XXVI/247; Zehebȋ, Tezkirȃ, II/62.

369İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/298; Ebû Bekr, Muhammed b. Abdülğanȋ el-Bağdȃdȋ, et-

Takyȋd li Ma’rifeti Ruvȃti’s-Sünen ve’l-Mesȃnȋd, (thk.) Kemal Yûsuf el-Hût, Beyrut 1408; I/71;

Zehebȋ, Tezkirȃ, II/171; a.mlf. Siyer, XIV/41.

370İbn Ebȋ Hȃtim, el-Cerh ve’t-Tȃ’dȋl, VII/298; Zehebȋ, Tezkirȃ, II/171; Siyer, XIV/42; İbn Hacer,

değildir’değerlendirmesiyle yaklaşmaktadır.371 Kanatimizce de Zehebȋ’nin onun hakkındaki bu değerlendirmesi isabetli bir yaklaşımdır. Zira cerh-tȃ’dȋl alimlerinin değerlendirmesi kapsamında Mutayyin’in Muhammed b. Osman’a göre daha sikȃ olarak kabul edildiği ifade edilebilir.

Taberȃnȋ’nin, Abdullah b. Zübeyr’den tahrȋç ettiği bu rivȃyet, rȃvȋleri arasında kopukluk olmadığı için muttasıl bir isnȃd olarak değerlendirilebilir. Rȃvȋlerinin cerh-ta’dȋl durumları açısından baktığımızda ise Muhammed b. İshȃk ve İbn Bükeyr dışında cerhe maruz kalmış rȃvȋsi bulunmadığını söyleyebiliriz. Bununla beraber cerhe maruz kalmış her iki rȃvȋsinin de aynı zamanda bazı ȃlimler tarafından ta’dȋl edildiğini; her ikisinden de hadis ȃlimlerinin hadis tahrȋç ettiğini belirtebiliriz. Konuyla ilgili diğer rivȃyetler de göz önünde bulundurulduğunda hadisin hasen olarak değerlendirilebileceğini söyleyebiliriz.