• Sonuç bulunamadı

Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır

2. 112 ACĠL SAĞLIK HĠZMETLERĠNDE YÖNETĠM VE ORGANĠZASYON YAPISI

D. Ġstasyon Nöbetçi Hekiminin Görevleri

4. Herkesin çıkarını korumak için sendika kurma veya sendikaya üye olma hakkı vardır

Toplumun refah, huzur ve mutluluğunu sağlamak, önce kiĢilerin temel hak ve hürriyetlerini, sağlık ve güvenliklerini sağlamakla gerçekleĢtirilir. ÇalıĢanların iĢ sağlığı ve güvenliğinin sağlanması, tüme varım ilkesi ıĢığından hareketle özelden genele doğru bir açılım yaparak önce kiĢiyi yani çalıĢanı, sonra ailesini ve yakınlarını ve en son ise tüm toplumun huzurunu, moralini ve sağlığını yakından ilgilendirmekte ve etkilemektedir. Aslında bu durum bireysel değil toplumsal bir meseledir.

Sosyal ve ekonomik yönden engellerin kaldırılması hususu, sözleĢmeli personel adına tam anlamıyla uygulanmamakta ve iĢ barıĢını tehdit eden statü farklılaĢması, eĢit iĢe eĢit ücret uygulamasının olmaması, görevde yükselme hakkından sözleĢmeli sağlık personellerinin yoksun olması ve iĢ güvencesinin olmaması sıkıntı oluĢturmaktadır. Özellikle sözleĢmeli sağlık personellerine görevde yükselme hakkının verilmemesi, T.C Anayasasının kanun önünde eĢitlik, sosyal hukuk devleti, devletin çalıĢanları koruması ve kiĢilerin kendilerini geliĢtirmesi ilkeleri ile çeliĢmektedir. Bu konuda sivil toplum kuruluĢları tarafından yapılan giriĢimler bulunmaktadır. Türk Sağlık Sen Genel Merkezi, Sağlık Bakanlığı ile 24 Nisan 2009 tarihinde gerçekleĢtirdiği kurum idari kurul toplantısında görevde yükselme sınavının sözleĢmeli personeli de kapsayacak Ģekilde bir an önce yapılması gerektiği yönünde karar aldırmıĢtır. Buna ek olarak aynı sendika 17 Eylül 2009 tarihinde Sağlık Bakanlığına bir yazı yazarak sözleĢmeli personelin görevde yükselme sınavına katılması için gerekli yasal değiĢikliğin yapılmasını talep etmiĢ ve aksi bir durumun anayasa‟ya aykırılığını belirtmiĢtir. Fakat bu giriĢimlere rağmen Sağlık Bakanlığı 2009 yılında yapılan görevde yükselme sınavında sözleĢmeli personelleri kapsam dıĢında bırakmıĢtır.

Sağlık personelinin iĢ tanımlarının yapılarak belirlenmesi hususunda, iĢ tanımları ve standartlarının 112 ASH teĢkilatı içerisinde belirlenmesi yönünde, „‟Ġl

„‟ÇalıĢma Usul ve Esaslarına Yönelik Tebliğ‟‟de iĢ tanımları ve sorumlulukları ile bunların ülke genelinde aynı prosedüre göre uygulanması hedeflenmiĢtir. Bu iĢ tanımlarına göre iĢlerin yürütülmesi ve kanunların tatbiki ayrı bir önem kazanmıĢ olup usulüne uygun olarak yerine getirilmesi, aynı iĢi yapan personeller arasında kadro farklılığının ve mevzuat farklılığının giderilmesi ve tek mevzuata tabii tutularak günümüz Ģartlarında kabul edilebilir eĢit ücret dağılımının sağlanması sıkıntıların aĢılmasında dinamo etkisi yaratacaktır. Aynı zamanda devlet tarafından sendikal faaliyetlerin desteklenmesi ve bunların dıĢında faaliyet gösteren meslek odalarında, hekim dıĢı sağlık personellerine de (Paramedik, ATT, HemĢire, Ebe v.b) oda kurma hakkının verilmesi ya da mesleki sivil toplum kuruluĢlarına oda statüsü kazandırılması bu süreci olumlu destekleyen itici bir güç ve politika oluĢturacağı algılanmaktadır.

Yine Ġnsan Hakları Bildirisinin 22. maddesinde; Herkesin, toplumun bir üyesi olarak, sosyal güvenliğe hakkı vardır. Ulusal çabalarla ve uluslararası iĢbirliği yoluyla ve her devletin örgütlenmesine ve kaynaklarına göre, herkes onur ve kiĢiliğinin serbestçe geliĢim için gerekli olan ekonomik, sosyal ve kültürel haklarının gerçekleĢtirilmesi hakkına sahiptir. Fakat bu hakkı kullanımdan kaynaklanan bir farklılaĢma ve ayrıĢma yaĢanmamalı ve herkese eĢit hak ve korunum sağlanmalıdır. Sağlık çalıĢanlarının mesleki alanda korunmasının sağlanması hususunda 2009 yılında hükümet ve memur sendikaları arasındaki toplu görüĢmelerde, „‟EK-2; Taraflarca Üzerinde ÇalıĢılarak Sonucuna Göre Hareket Edilmesi Öngörülen Hususlar‟‟ bölümünde, kamuya ait sağlık kuruluĢları ile okullarda güvenlik tedbirlerinin alınmasına yönelik gerekli çalıĢmaların yapılması yönünde karar alınmıĢtır(Türkiye Kamu-Sen Gazetesi, 2009).

Nitekim 4924‟e tabi sözleĢmeli sağlık personeli, en büyük sosyal hakkı olan sosyal güvencesini bile 15 Ocak 2010 tarihine kadar tam anlamıyla kullanamamaktaydı. Günümüzde 4/B‟li sözleĢmeli sağlık personelleri, tedavileri sonrası istedikleri eczaneden ilaçlarını alabilirken, 4924‟e tabii sözleĢmeli personel ise sağlık karnelerinin ve emekli sicil numaralarının, emekli sandığı veri tabanında kayıtlı olmamasından dolayı her eczaneden ilaçlarını alamamaktaydı ve bu durum iĢ sağlığı açısından personel üzerinde ek bir yük yüklemekte ve psikolojikman olumsuz etkiler bırakmaktaydı. Ayrıca 657 ve 4924‟e tabi personeller sağlık karneleri dıĢında

sevk kağıdı alma zorunlulukları bulunduğundan dolayı bürokrasiden doğan ayrıca bir zaman ve kaynak israfı ortaya çıkmaktaydı. Bu durum anayasanın, kaynakların etkin ve tasarruflu kullanımı ilkesiyle çeliĢmekteydi. Diğer taraftan 4/B‟li personel ise SSK‟ya tabi olduğundan dolayı sevk kağıdı almadan sadece sağlık karnesi ile istediği sağlık kuruluĢuna ve eczaneye gidebilme hakkını kazanmıĢtı. Nitekim bu bahsedilen sıkıntılar devrim niteliğinde bir çalıĢma neticesinde ortadan kaldırılmıĢtır. Tüm sosyal güvenlik (Emekli Sandığı, Bağ-kur ve SSK) kuruluĢlarının tek çatı altında toplanarak Sosyal Güvenlik Kurumu (SGK) bünyesinde birleĢtirilmesi ile 15 Ocak 2010 tarihinden itibaren tüm çalıĢanların SGK bünyesine alınması sonucu, 657 ve 4924‟lü sağlık personellerinin muayene için sevk kağıdı alma zorunluluğuna son verilmiĢ, 4924‟lü sağlık personelleri baĢta olmak üzere tüm sağlık personellerine istedikleri eczanelerden ilaç alma kolaylığı sağlanmıĢ ve sağlık karnesi kullanımına son verilerek sadece T.C kimlik numaraları ile Türkiye‟nin her yerinde muayene olmalarının yolu açılmıĢtır.

Bu olumlu geliĢmelerin yanında sözleĢmeli sağlık personelleri, amirlerince sürekli sözleĢme fesih tehdidi ile korkutularak, huzursuz ve verimi düĢük bir Ģekilde mesleğini icra etmektedir. Sosyal ve ekonomik engellerin bulunduğu, geliĢim kısıtlandığı böyle bir ortam da bir insanın maddi ve manevi varlığını geliĢtirmesi oldukça güç olmaktadır.

Anayasa 56.maddesinde Ģöyle der; „‟- Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaĢama hakkına sahiptir. Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, iĢbirliğini gerçekleĢtirmek amacıyla sağlık kuruluĢlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler. Devlet, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getirir. Sağlık hizmetlerinin yaygın bir Ģekilde yerine getirilmesi için kanunla genel sağlık sigortası kurulabilir.‟‟ Buradan hareketle gerek 4924‟lü, gerek 4/B‟li sözleĢmeli personeller ile 657‟ye tabi personelleri kapsayacak yasal bir düzenleme ile birlikte tedavi usullerin de kolaylıklara ve eĢitliğe gidilmesi yönünde adım adım tüm halkı kapsayan ve tek mevzuata bağlı genel sağlık sigortası hayata geçirilebilir. Genel sağlık sigortası,

gelirlilerin özel kesim sağlık kuruluĢlarından daha fazla yararlandırılmasıyla sağlık kuruluĢlarında 1982 Anayasasının öngördüğü gibi insan ve madde gücünde tasarruf ve verimin artırılması ve uygulamada yeknesaklık gibi sebeplerle tercih edilmelidir (ÜçıĢık, 2008, s.12). Diğer taraftan sözleĢmeli personellerin kolaylıkla iĢten çıkarılma tehlikesine karĢı, iĢ güveliği adına daha düzenli ve bağlayıcılığı yüksek mevzuat değiĢiklikleri beklenmektedir.

181 Sayılı Sağlık Bakanlığının TeĢkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnameye göre Sağlık Bakanlığının görevleri bölümünün a fıkrasında „‟ Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teĢkilatı kurmak ve kurdurmak.‟‟ b fıkrasında, „‟ BulaĢıcı, salgın ve sosyal hastalıklarla savaĢarak koruyucu, tedavi edici hekimlik ve rehabilitasyon hizmetlerini yapmak‟‟ Ģeklinde görevlerinin bir kısmını belirtebiliriz (m.2). Özellikle b fıkrasındaki hizmetleri sunan birinci derecedeki sağlık kuruluĢlarından bir tanesi de 112 ASH ve burada görev yapan sağlık personelleridir. Sağlık personelleri, böylesine riskli ve bulaĢıcı hastalıklarla sıkça karĢılaĢmaları ve müdahalede bulunmaları münasebeti ile ayrıca ele alınıp özel koruma modelleri ve önlemleri etkin bir Ģekilde alınmalı ve uygulanmalıdır. Umumi Hıfzıssıhha Kanununda, Sağlık Bakanlığı çalıĢanların sağlığı ile ilgili hizmetleri de yürütür, denilmektedir (m.3/8). Nitekim Sağlık Bakanlığının görevleri ile ilgili ayrıntılı düzenlemeler, 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanununun 1.2.3. ve 4.maddelerinde, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanununun 3.maddesinde bulunmaktadır.

BulaĢıcı ve salgın hastalıklara karĢı Sağlık Bakanlığı tarafından koruyucu tedbirlerin alınması Umumi Hıfzıssıhha Kanununda etraflıca düzenlenmiĢtir. Malum günümüz dünyasında global hastalıklar gün geçtikçe artmakta ve çeĢitliğini artırmaktadır. KuĢ Gribi, AIDS ve Domuz Gribi (H1N1) bunların baĢlıca olanlarını teĢkil etmektedir. ÇalıĢan güvenliği açısından Bakanlık bu hassas konularda mevzuat ve lojistik desteğini personelinin üzerinden esirgememeli ve toplum sağlığının korunmasında ve tedavisinde etkin görev yapan sağlık personeli desteklenmelidir.

Bayan personelin iĢ sağlığı açısından gebelik dönemlerinde de uygulanacak ve uyulacak bir takım hususlar bulunmaktadır. Kendisi ve çocuğunun sağlığı için bir sakınca olmadığı bir tabip tarafından yazılı olarak onaylanmadıkça kadınların doğumlarından önceki ve sonraki üçer hafta boyunca fabrika, imalathane ve diğer iĢ yerlerinde çalıĢması ve çalıĢtırılması yasaktır(Umumi Hıfzıssıhha Kanunu, m.155). Gebe kadınlar doğumlarından önceki 3 ay çocuğunun ve kendisinin sağlığına zarar veren ağır hizmetlerde çalıĢtırılamaz (m.177).

Bu duruma ek olarak gebelik hali bulunan sağlık personellerine, 21.07.2004 tarihli ve 25529 sayılı Resmi Gazete‟de yayımlanan 14.07.2004 tarihli ve 5223 sayılı Kanun ile 657 sayılı DMK‟nın 104.maddesinin A bendi; Memura doğum yapmasından önce 8 hafta ve doğum yaptığı tarihten itibaren 8 hafta olmak üzere toplam 16 hafta süre ile aylıklı izin verilir. Çoğul gebelik halinde, doğumdan önceki 8 haftalık süreye 2 hafta süre eklenir. Ancak sağlık durumu uygun olduğu takdirde, tabibin onayı ile memur isterse doğumdan önceki 3 haftaya kadar iĢ yerinde çalıĢabilir. Bu durumda, memurun çalıĢtığı süreler, doğum sonrası sürelere eklenir. Yukarıda öngörülen süreler memurun sağlık durumuna göre tabip raporunda belirlenecek miktarda uzatılabilir. Memurlara, bir yaĢından küçük çocuklarını emzirmeleri için günde toplam bir buçuk saat süt izni verilir. Süt izninin kullanımında annenin saat seçimi hakkı vardır. 108.Maddenin üçüncü paragrafında, doğum yapan memurlara istekleri halinde 104.maddenin A bendinde belirtilen sürelerin bitiminden itibaren 12 aya kadar aylıksız izin verilir, Ģeklinde değiĢtirilmiĢtir (Devlet Memurları ile ilgili Kanuni Düzenleme, Anonim, b.t.).

Tıbbi Deontoloji Nizamnamesine göre, hastaya bakmak üzere bir aile nezdine veya herhangi bir müesseseye çağrılan tabip, korunmayı da sağlamaya çalıĢır. Tabip, hastalara ve onlarla birlikte yaĢayanlara, kendilerine ve çevrelerine karĢı mesuliyetlerini bildirir. Tabip gerektiğinde, tedaviye devamı reddetmek pahasına da olsa, hijyen ve korunma kurallarına uyulmasını sağlamak için çaba sarf eder (m.15). Bu maddenin uygulanması sadece tabiplere yönelik değil, hastalarla ilk temas halinde olan tüm sağlık personelleri için de geçerli olmalıdır.

giren personele 01.01.1981 tarihinden itibaren 657, 926 ve 1765 sayılı Kanunlara göre hak edilen aylık, yakacak yardımı, iĢ riski, iĢ güçlüğü, teminindeki güçlük zammı ve mahrumiyet yeri ödeneği ödenir. 112 TeĢkilatında görev yapan sağlık personelleri, çalıĢtıkları kurumlarının riskli görevler kapsamında olmadığı için iĢ riski tazminatından mahrum oldukları ve hastane acil servislerinde görev yapan sağlık personelleri dahi acil servis farkı olarak ek ödenek alırken, asıl meslekleri acil müdahaleler olan 112 personeli bu haktan mahrum bırakılmaktadır.

112 Personelinin görev esnasında giymiĢ olduğu üniformaları, 24.09.2003 tarihli ve 25239 sayılı Giyim Yönetmeliğine dayanılarak, 17.12.2003 tarihinde yayınlanan Genelge ile 112 ASH‟da görevli personelin kıyafet standartları yurt genelinde aynı olacak Ģekilde belirlenmiĢtir. Fakat bu üniformaların gerekli Ģartları ve standartları karĢılaması personel güvenliği adına önem taĢımaktadır. Genel itibarı ile üniforma üretimleri ülkenin dört bir yanında farklı firmalarca, Sağlık Bakanlığının mevzuatla belirlemiĢ olduğu standartlara uygun bir Ģekilde yapılmaktadır. Fakat her firmanın üretim tarzında ve kullandıkları malzeme kalitesinde farklılıkların bulunduğu gözlenmiĢtir. Bu firmalarca üretimi yapılan üniformaların standartları ne ölçüde karĢıladığı etkin bir denetim mekanizması tarafından gerçekleĢtirilemediği gözlenmiĢtir. Personel açısından önemi büyük olan üniformaların üretiminde, etkin denetim mekanizmaları iĢlemeli ve özellikle de yağmura, yüksek ve düĢük ısıya dayanıklı olan, aynı zamanda personelin manevra kabiliyetini kısıtlamayan tarzda üretimine özen gösterilmelidir.

Sağlık Bakanlığı Performans Yönetimi ve Kalite GeliĢtirme Daire BaĢkanlığı 2008 yılında 112 Hizmet Kalite Standartları Rehberini yayınlamıĢ ve tüm illerdeki 112 teĢkilatına bir yol gösterici olmuĢtur. 112 ASH‟da kalite standartlarını geliĢtirme çalıĢmaları kapsamında çalıĢan güvenliğine yönelik bir takım uygulamalarda söz konusudur. Bu uygulamalara göz atacak olursak öncelikle;

1. Ġl Ambulans Servisinde çalıĢan güvenliğine iliĢkin uygulamaları ve alınacak