• Sonuç bulunamadı

Hadisi ve Hadis Ehlini Savunma Düşüncesi

F. HADİS İLİMLERİYLE ALAKALI ÇOK ESER YAZMAYA GÖTÜREN

1. Hadisi ve Hadis Ehlini Savunma Düşüncesi

İnsan yaşamış olduğu sosyal hayattan bağımsız bir varlık değildir. Çevre ve meydana gelen olaylar onun düşünce sistemini etkileyen en önemli amillerden birisidir. Bu sebepten dolayı hem bir şahsın ortaya koyduğu fikir hem de bir doktrin incelenmek istendiğinde tarihsellik olgusu göz önünde bulundurulmalıdır.

566 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 120–137. 567 el-Uş, a.g.e., s. 152.

568 Bağdâdî’nin eserlerinin hangilerinin tam olarak hadîs usûlü konusuna dâhil edileceğine dair farlı

değerlendirmeler olduğundan biz de burada kesin bir sayı vermekteden kaçındık.

569 Her ne kadar da Bağdâdî’nin hıfzının tasnîfâtı kadar mükemmel olmadığı söylense de aksi görüşte

olanlar da vardır. Krş. Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-edîb), I, 390; İbn Hallikân, Vefeyâtü’l- ayân, I, 93.

109

Hatîb’in yaşamış olduğu asrı ve bu asrın öncesi ve sonrası için meydana gelen siyasi ve sosyal olaylara temas etmenin, onun eserlerini kaleme almadaki fikrî alt yapıyı anlamamıza ışık tutacağı görüşündeyiz. Konumuzun başında da zikrettiğimiz gibi Hatîb’in hayatına giriş niteliğinde değindiğimiz siyasi ve sosyal ahvâli kısaca özetleyecek olursak; Hatîb’in siyasi çalkantılar, taht kavgaları ve mezhep ayrılıklarının baş gösterdiği bir asırda doğduğu ve yetiştiği görülmektedir. IV. ve V. Hicrî asrın Bağdâd’ı ve Şam’ı571 Arab, Fars, Türk ve diğer unsurların birbirleriyle

giriştikleri siyasi ve fikrî mücadelenin bir sahnesi durumuna gelmişti.572 Söz konusu

olaylardan sadece siyasi mücadele içerisindeki yöneticiler değil aynı zamanda birçok âlim etkilenmiş, bu ise zaman zaman kaleme alınan eserlere yansımıştır.

Ehl-i sünnet ve Şiî gibi farklı mezhepler arasında görülen huzursuzluklar ve ilmî cedelleşmeler kimi zaman aynı ekol içerisinde gösterilen farklı mezhepler arasında da meydana gelebilmektediydi.573 Bunun yanına Hadis ehli olarak bilinen ve

Ehl-i sünnet çizgisinde yer alan anlayışa karşı öteden beri Ehl-i rey, Mu’tezile ve Kelam ehli olarak bilinen ekoller tarafından yöneltilen çeşitli tenkîtlerin varlığı bilinen bir gerçektir. Rivâyetlerin zâhirî manasıyla yetindikleri, aklî yorumlara gitmedikleri gibi belli başlı eleştiriler Ehl-i hadise yöneltilen tenkîtlerin başında gelmektedir. Hadis ve hadis usûlüne dair yazmış olduğu eserlerinin çokluğu itibariyle de düşünelecek olursa Hatîb’in, kendi şahsını da içerisinde görmüş olduğu Ehl-i hadise karşı yapılan bütün bu eleştirilere574 sessiz kalacağı düşünülemezdi.575

Hatîb’in bazı kitaplarını kaleme alma düşüncesindeki fikrî alt yapısında sünnet ve

571Bağdâd ve Şam daha önceleri de bahsettiğimiz gibi Hatîb’in hayatının büyük bir bölümünü yaşadığı

iki önemli şehirdir.

572 Söz konusu tarihte yaşanmış önemli olaylar hakkındaki geniş bilgi için bkz. İbnu’l-Esîr, el- Kâmil,

VII, 156-VIII, 147.

573 Mesela Ehl-i sünnet içerisindeki Şafiî ve Hanbelîler arasında baş gösteren kelâmî tartışmışmalar ve

bazı ilmî münakaşların olduğu bilinen bir gerçektir. Hatîb’in zamanındanki bu tartışmalar hakkında daha geniş bilgi için bkz. Hatîb el-Bağdâdî, Şerefu Ashâbi’l-Hadîs (Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları), Muhakkikin açıklaması, s. 10-11.

574 Hatîb, bidatçi ve itikadı bozuk diye vasıflandırdırdığı bu kimselerin hadis ve hadis ehlini

eleştirdiklerini belirmektedir. Bkz. Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 19.

575 Bağdâdî’ye gelinceye kadar hadisçiler aleyhine ortaya konan tavırlara karşı çeşitli eserler kaleme

alınmıştır. Bunların başında bu konuda ilk edebi mahsul sayılan İbn Kuteybe (ö. 276/889)’nin Te’vîlü

muhtelifi’l-hadîs adlı eseri gelmektedir. Bağdâdî, İbn Kuteybe’nin bu eserinin hadîs ehlinin tenkît

edilmesine karşı bidʻat ehline cevaben yazıldığını belirtmektedir. bkz. Hatîb el-Bağdâdî, Şerefu

110

hadisin savunulması gerçeğinin öğrenilebilmesi için eserlerinin içeriğiyle birlikte mukaddimelerinin ve bazı bab başlıklarının da tetkîk edilmesi gerekmektedir.

Biz de burada öcelikle onun bazı eselerindeki mukaddimesinde sunduğu görüşleri vererek başlamak istiyoruz:

Hatîb’e göre cehalet ve dâlâletten kurtulmak, konuşan kitap Kur’an’a ve Hz. Peygaber’in sünnetine sarılmakla mümkün olur. Hatîb’e göre kendilerini bu yolun erbabı gören bazı kimseler, itikâdı bozuk kimselerden nakli câiz, bunların rivâyetiyle de amel etmeyi vâcib görmektedirler. Bu tür bidatçiler ve itikadı bozuk kimseler bir takım bozuk fetvalar çıkararak hadisi ve hadis ehlini eleştirmelerine rağmen kendileri hadisin sahîhiyle zayıfını birbirine karıştırmaktalar, hadisin illetlerini bilmemektedirler. Oysa bidâtçiler tarafından eleştirilen Hadis ehli, Hz.Peygamber’in sünnetini takip edip, onun üzerinde düşünen ve öğrendikleri hadislerin manalarını araştıran kimselerdir.576 Hatîb, Rey Ehli’nin sünnet düşmanları olduğunu belirten bir

nakli verdikten sonra tenkîd ettiği Ehl-i Rey’i Râsûlüllah’ın sünnetini takip etmediklerini, muhaddis ve fukâhânın izinden gitmediklerini bunun aksine kendi görüşlerinin peşine düştüklerini iddia etmiştir.577 Buna ilâveten Alî b. Medînî

kanalıyla gelen bir hadiste, Mu’tezile, Râfiziye, Cehmiyye, Mürcie ve Ehl-i rey’in hadisleri bilmedikleri rivâyetiyle de Ehl-i hadis karşıtlarının kimler olduğuna açıklık getirmiştir.

Hadisi/sünneti ve Hadis ehli’ni dikkate almayan gruplara karşı Hatîb hadislerin şumûlünün; tevhîd usûlü bilgisiyle birlikte, el-va’d ve’l-vaîd, Allah’ın sıfatları, cennet ve cehhemle ilgili haberler, müttâkileri ve günahkarları..vs birçok meseleyi, yine târihle ilgili olarak, enbiyaların, zâhitler ve evliyânın, önceki birçok milletin haberlerini, Allah Râsûlü’nün gazalarını ve onun yaşantısıyla alakalı kesitleri, buna ilaveten yine tefsîrle ilgili birçok meseleyi de kapsadığını belirterek İslamî ilimlerin hadise ve Hadis Ehli’ne olan ihtiyacını göstermek istemiştir. Hadisin bu geniş kapsamından bahsettikten sonra ise hadis ehlinin bütün bidʻat ehlini bertaraf ettiğini de söylemekte, bunu da hadis ehlinin dini koruyuculuğuna bağlamaktadır.

576 Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 18-21. 577 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., s. 7.

111

Hatîb’e göre Ehl-i Hadis aynı zamanda ilmi koruyan adalet sahibi kimseler olarak, hadisle ilgili bir ihtilaf çıkması durumunda müracaat merciîdir. 578

Sünnet ve hadisleri savunma merkezli bir düşünceden hareketle bunun belirli bir sistem içerisinde sunulmasının bir yansıması olarak Hatîb’in hadis usûlü konularını parçalara bölerek ayrı ayrı kitaplarda müstakil olarak incelemesi de onun belirlemiş olduğu bir yöntemdir diyebiliriz. Böylece ele alınan usûl konusu daha derinlemesine incelenecek, konulardaki var olan ihtilaflar daha müşahhas bir şekilde ortaya konularak bunu gidermenin yolları aranacaktır. Oluşturulan bu usûl anlayışıyla da İslami ilimler içerisindeki hadisin yeri ve konumu sağlam bir temele oturtulacak, hadis ve Hadis ehline yöneltilen eleştirilere daha net ve isabetli cevaplar verilecektir.

Hatîb’in bazı eserlerini kaleme alma düşüncesinde sünneti/hadisi savunma anlayışının yattığını, kitaplarının mukaddimesiyle birlikte eserlerindeki bab başlıklarından da öğrenmekteyiz. Mesela el-Kifâye’ye bakıldığında “Sünnetin ve Kitab’ın teşrî açıdan birbirine eşit olması babı”nın ilk bab olarak verildiği görülür.579

İkinci sırada ise “Sünnetin, Kitâb’ın umûmî hükümlerini tahsîs, mücmelini tefsîr ve beyân etmesi babı” yer almaktadır.580 El-Fakîh’de “Bâbu beyâni’l-fıkh” başlığı

altında zikredilen diğer bablarda usûl-i fıkhı oluşturan birinci esasın Kur’an olduğu,581 ikincisinin Rasûlüllah’ın sünneti olduğu zikredilmektedir.582 Yine bir bab

sonra, “ Allah’ın Kitab’ıyla Rasûlüllah’ın sünneti arasında bir fark olmadığıyla ilgili haberin zikri” ele alınmaktadır.583 Hatîb bunlara ilaveten “Sünneti ta’zîm, ona sarılıp

teslim olmak ve boyun eğmeğe teşvik ve zıt olan şeyleri de terk etmek babı” altında birçok rivâyetle sünnetin/hadisin gerekliliğini vurgulamaktadır.584 Bunun yanında müellifin Şerefu Ashâbi’l-Hadîs’ine bakıldığında söz konusu eseri daha ilk babtan sonuna kadar hadis ve Hadis ehli için kaleme aldığı açıkça görülmektedir. Hatîb’in zikrettiğimiz bazı eserlerinde hadisin ve Hadis Ehli’nin savunulmasıyla ilgili bab

578 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., s. 8-10 579 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., s. 23. 580 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., s. 28. 581 Hatîb el-Bağdâdî, el-Fakîh, I, 190. 582 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., I, 257. 583 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., I, 274. 584 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., I, 374-390.

112

başlıkları; özellikle de el-Kifâye gibi bir hadis usûlü kitabının daha ilk bab başlığının sünnetin konumuna dair olması, müellifin yaşadığı asırda hadise ve hadisçilere karşı takınılan menfî tavırlarına bir cevap olarak düşünülebilir. Ayrıca el-Kifâye’nin daha önce zikrettiğimiz ilk iki babında Hatîb’in, toplam 13 hadîsi hiçbir yorum yapmadan nakletmesi de Ehl-i Rey ve diğer gruplara karşı hadise ve sünnete olan bağlılığının bir göstergesidir denilebilir.