• Sonuç bulunamadı

HADİS RİCÂLİ VE TENKİDİYLE İLGİLİ ESERLERİ

Müellifin hadis ricâli ve tenkidine yönelik belli başlı eserleri şunlardır:

1. el-Esmâi’l- mübheme fi’l-enbâi’l- muhkeme

İbn Kâdî Şehbe’nin bir cüz olarak zikrettiği belirtilen bu eseri el-Mâlikî’nin fihristinde kaydettiği söylenmektedir.267 Eserin Zâhiriyye Kütüphanesinde mevcut

yazma nüshasıyla268 birlikte Feyzullâh Efendi Kütüphanesi (nr. 497) ile Veliyyüddîn

Efendi Kütüphanesinde de (nr. 812) kayıtlı iki el yazma nüshansının bulunduğu

264 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 126. Ayrıca eserin zikredildiği diğer kaynaklar için bkz. İbnu’l-

Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130; Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-

edîb), I, 387; Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223; es-Safedî, el-Vâfî bi’l-vefeyât, VII, 131; Kâtib

Çelebi, Mustafa b. Abdillah (ö. 1067/1656), Keşfu’z-zunûn an esâmîi’l-kütübi ve’l-funûn, (I-VI), thk. Muhammed Şerafuddin Yalıtkaya, Dâru ihyâi türâsi’l-arabî, 1941, II, 1447; el-Elbânî, Fihrist, s. 365.

265 Kılıç, el- Hatîbu'l-Bağdâdî ve Yararlandığı İlim Otoriteleri ve Hadis Râvîleri, s. 84-85. 266 Ayrıntılı bilgi için bkz. Kılıç, a.g.e., s. 91-373.

267 el-Uş, a.g.e., s. 129. Bu eser için Ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, a.g.e., XVI, 130;

Yâkût el-Hamevî, a.g.e., I, 387; Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223; es-Safedî, a.g.e., VII, 131; el- Elbânî, Fihrist, s. 361.

55

belirtilmektedir.269 Buna ilaveten Brockelmann da bu kitabın Berlin ve Kahire’de yazma nüshasının olduğunu kaydetmiştir.270 Fakat bunlardan birisinin İstanbul’da

Esad Efendi Kütüphanesindeki, diğerinin ise Feyzullah Efendi Kütüphanesindeki esere ait sûretler olduğu söylenmektedir.271

Kitapta müphem kişilerin bulunduğu hadisler, onların kimliklerinin açıklanmış şekillerinin geçtiği (muhkem) hadislerle bir araya toplanmıştır. Konuların önce müphem kişinin geçtiği rivâyet, peşinden de onun açıklandığı rivâyet verilmek suretiyle işlendiği kitap müphem isimlerin alfabetik sıralanmasına göre tertib edilmiştir. Hatîb kitabını dört ana bölüme ayırmıştır:

a.Tek müphem kişi bulunan hadisler. Bu kişiler, isimlerinin ilk harflerine göre alfabetik sıraya göre verilerek toplam 169 hadis zikredilmiştir.

b. Künye ve nisbeleriyle meşhur olduğu halde isimlerinde ihtilaf edilen müphem kişilerin geçtiği toplam 8 hadis sözkonusu edilmiştir.

c. Çeşitli kıssaların geçtiği rivâyetler. Bu kıssalarda geçen müphem şahıslar hakkında alimlerin söylediği farklı isimlere göre 22 kıssa halinde toplanmıştır.

d. Her biri iki veya daha fazla müphem isim ihtiva eden kıssalara dair, o müphem isimlerin baş tarafa konulması suretiyle toplam 39 rivâyet. Bunların çoğunda müphem kişi sayısı ikidir.272

Böylece Hatîb mübhemâta dair toplam 238 asıl haberi ve onların açıklamalarını ihtiva eden birçok rivâyeti bu kitabında bir araya getirmiş olmaktadır. Müellifin bölümlerde konuyu işleyiş metodu ise şu şekildedir: İlk bölümde müphem ismin geçtiği rivayeti ilk kaynağına ulaşıncaya kadar kendi isnadıyla naklettikten sonra

hâza’r-racül hüve… diyerek onun ismini belirtir. Sonra el-hücce fî zâlike diyerek

aynı olayın anlatıldığı ve müphem kişinin isminin açık olarak geçtiği bir veya birkaç rivâyeti aktarır. İkinci bölümde bunlara ilave olarak müphemin ismini tayinde ihtilafa

269 Kılıç, el- Hatîbu'l-Bağdâdî ve Yararlandığı İlim Otoriteleri ve Hadis Râvîleri, s. 51. 270 Brockelmann, Târîhu’l-edebi’l-arabî, VI, 62.

271 et-Tahhân, el-Hâfız el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 149.

56

sebep olan rivayetlere de yer verir. Onlardan birini tercih etmez. Aynı şekilde üçüncü bölümde de ihtilaf edilen isimlerle ilgili rivayetleri nakletmekle yetinerek tercihini belirtmez. Hadis metinlerinde geçen müphemler hakkında önemli ve hacimli bir kaynak olan bu eserde Hatîb’in kendisinden naklettiği hocaların sayısı 138’dir. Fakat eserin tertibinin, müphem şahısların isimlerine göre olması ondan istifadeyi zorlaştıran bir husus olarak görülmüştür.273

en-Nevevî (676/1277) Hatîb’in kitabını el-İşârât ilâ beyâni’l- esmâi’l-

mübhemât adıyla ihtisâr etmiştir.274 Nevevî’nin muhtasarına ait bir nüshanın Madrid Escurial Library’de (nr. 1957) bulunduğu kaydedilmektedir.275 Hatîb’in söz konusu

eseri bazı kaynaklarda Mübhemü’l-merâsîl veya et-Tafsîl li mübhemi’l-merâsîl ismiyle de geçmektedir.276

2. el-Esmâʼü’l-mütevâtie ve’l-ensâbü’l-mütekâfie

Kaynaklarda hakkında fazla bilgi bulamadığımız bu eseri el-Mâlikî’nin fihristinde zikrettiği söylenmektedir.277 Fakat eserin isminden anlaşıldığına göre,

hadislerin senedinde yer alan birbirine benzer isim ve nisbeleri konu edinen bir eser olduğu anlaşılmaktadır.

3. Beyânü ehli’d-derecâti’l-ulâ

Kaynaklarda sadece el-Mâlikî’nin fihristinde gösterilse de278 biz bu eserle ilgili başka bir kayda rastlayamadık.

4. Tâli’t-Telhîs

Ricâlü’l-hadîs ilminde râvîlerin birbiriyle karıştırılmaması ya da karışmışsa bunu ortaya çıkarma gayesiyle kaleme alınan önemli ilim dallarından bir tanesi de “mü’telif ve muhtelif” ismiyle zikredilmektedir. Mu’telif ve muhtelif yazılış itibariyle

273 Eren, Hadis İlminde Ricâl Kitapları ve İlmî Değerleri, s. 185.

274 Bu kitap Hatîb’in el-Esmâi’l- mübheme’sinin sonuna eklenmiştir. bkz. en-Nevevî, el-İşârât ilâ beyâni’l- esmâi’l-mübhemât (Hatîb’in el-Esmâü’l-mübheme’si ile) Kahire, 1992.

275 Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA., XVI, 457.

276 Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223. Ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130. 277 el-Uş, a.g.e., s. 129.

57

aynı veya birbirine yakın (mu’telif), ancak telaffuz bakımından birbirinden farklı (muhtelif) olan isim, künye, lakab ve nisbeleri ifade eder.279 Tıpkı bu zikrettiğimiz ilim dalı gibi Ricâlü’l-hadîs ilminin bir kolu olan müttefik ve müfterik râvîlerin şahıslarının farklı (müfterik), adları, baba adları, bazen dede adları yahut künyeleri veya nisbelerinin hem yazılışı hem okunuşunun aynı (müttefik) olmasıdır ki daha önce anlattığımız “mü’telif ve muhtelif” konusuyla iç içedir.280 İşte Hatîb’in Tâli’t-

Telhîs adlı kitabı da bu konularla ilgili meydana gelen müteşâbih meseleleri ele alan Telhîsü’l-müteşâbih fi’r-resm ve himâyetü mâ eşkele minhü an bevâdiru’t-tashîf ve’l- vehm adlı eserinin bir zeylidir. Hatîb Tâli’t-Telhîs adlı eserinin daha önceki çalışması

olan Telhîsü’l-müteşâbih’in bir zeyli olduğunu söz konusu eserinde kendisi belirmekte ve bu çalışmayı iki fasla ayırdığını birinci fasılda; oğul râvi isminde var olan harf fazlalıklarını ele aldığını belirtmektedir.281 Mesela ريبج نب دايز ile ريبج نب ديز

gibi.282 İkinci fasılda ise baba olan râvi ismindeki harf fazlalıklarını ele aldığını söylemektedir. Mesela لضف نب يدعile ليضف نب يدعgibi.283 Hatîb’in bu kitabındaki tercemesini verdiği râviler için kullandığı metod Telhîsü’l-müteşâbih’de kullanmış olduğu metodla aynıdır. Tâli’t-Telhîs’i el-Mâlikî’nin dört cüz olarak kaydettiği söylenmektedir.284 Hatîb’in bu çalışmasının eksik bir nüshasının Dâru’l-kütübi’l- Mısriyye’de bulunduğu belirtilmiştir.285 Eser kimi kaynaklarda Bâki’t-Telhîs olarak

da zikredilmektedir.286 Tâli’t-Telhîs, Meşhûr b. Âl Selmân ve Ahmed b. Şakîrât tarafından neşredilmiştir. (Riyâd 1997)

5. et-Tebyîn li-esmâi’l-müdellisîn

Hatîb’in rivâyetlerinde tedlîs yapan râvileri tespit amacıyla kaleme aldığı bir eseridir. Hatîb el-Kifâye’sinde tedlîs ile ilgili konuyu ele alırken tedlîs yapan birçok

279 Bu konu hakkında daha geniş bilgi için bkz. Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA.,

XXXII, 191.

280 Bu konu hakkında daha geniş bilgi için bkz. Durmuş, İsmail, “Müttefik ve Müfterik”, DİA.,

XXXII, 225.

281 Hatîb el-Bağdâdî, Tâli’t-Telhîs, II, 6. 282 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., I, 43. 283 Hatîb el-Bağdâdî, a.g.e., II, 612. 284 el-Uş, a.g.e., s. 129.

285 Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA., XVI, 457. 286 İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130.

58

kimsenin ismini bu kitabında zikrettiğini belirtmektedir.287 el-Mâlikî’nin fihristinde

iki cüz olarak zikrettiği belirtilen eseri Şehbe’nin dört cüz olarak kaydettiği nakledilmektedir.288 Hatîb’in bu çalışması bazı kaynaklarda Esmâü’l-müdellisîn ismiyle de kaydedilmektedir.289

6. Telhîsü’l-müteşâbih fi’r-resm ve himâyetü mâ eşkele minhü an bevâdiru’t-

tashîf ve’l-vehm

Hatîb bu eserinde muhaddislerin, yazılışları birbirine benzemekle beraber okunuşları farklı olan veya birbirlerine karıştırılması muhtemel bulunan isim, künye ve nisbeleri incelemiştir. Bu kitabın içeriği de tıpkı daha önce ele aldığımız Hatîb’in

Tâli’t-Telhîs290 eserindeki gibi hadis usûlünün iki önemli türü olan “el-mü’telif ve’l- muhtelif” ile “el-müttefik ve’l-müfterik” bahislerinden meydana gelen müteşâbih konusuna dairdir.291 Hatîb Telhîsü’l-müteşâbih’in mukaddimesinde çalışmasının

içeriği hakkında bize bilgi vermektedir. Burada isim ve nisbelerinden yazılışları birbirlerine benzemekle beraber okunuşları farklı olan muhaddisleri ele aldığını söylemektedir. Daha önce yazmış olduğu “el-Müttefik ve’l-müfterik” adlı eserinde bu konuyu işlemediğini söylemektedir. Hatîb devamında kaleme aldığı Telhîsü’l-

müteşâbih’in toplam 5 fasıl olduğunu her bir faslın birçok baba ayrıldığını ve her bir

babın birçok tercemeyi ihtiva ettiğini belirtmektedir.292 Müellif daha sonra Vekiʾ b. el-Cerrâh (ö. 196/811)’ın naklettiği beyti kaydederek, hadislerin ricâli olduğunu fakat bu ricâllerin tashîf yapabileceklerini belirtmekte, devamında da Ali İbn el- Medinî’den (ö. 234/848) naklen tashîf’in en kötüsünün isimler üzerinde yapılan tashîf olduğunu kaydetmektedir.

Hatîb’in, bu kitabının metodu genelde şu şekildedir: Öncelikle müteşâbih olan isimleri vermekte daha sonra da bu isimleri sırasıyla ayrı ayrı okunuşlarıyla zikredip kim olduğunu tarif etmekte ve tam isimlerini, künyelerini, nisbelerini vermektedir. O

287 Bkz. Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 399.

288 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 129. Bu eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130;

Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-edîb), I, 387.

289 Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223.

290 Hatîb’in Tâli’t-Telhîs adlı bu kitabının Telhîsü’l-müteşâbih adlı kitabının bir zeyli olduğundan daha

önce de bahsetmiştik.

291 Bu konuda daha geniş bilgi için bkz. Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA., XVI, 457. 292 Hatîb el-Bağdâdî, Telhîsü’l-müteşâbih, s.1-3.

59

ismin naklettiği hadisten de bahsedip, şeyhini ve talebelerini de zikretmektedir. Mesela َةَمَلَس ُنْب ِ هللَّا ُدْبَع َو ،َةَمِلَس ُنْب ِ هللَّا ُدْبَع (Abdullah bin Selime ve Abdullah b. Seleme) şeklinde müteşâbih olan isimler altında topalam 12 benzer adlar sıralanmakta ve ayrı ayrı olarak tanıtılmaktadır.293

Bu konuyla iç içe olan “el-müttefik ve’l-müfterik” ve “el-mü’telif ve’l- muhtelif” ile ilgili ilim dalında çeşitli eserler kaleme alınmış olsa da “müteşâbih” konusunda Hatîb’in Telhîsü’l-müteşâbih adlı eserinin sahasında tek eser olduğu kendisinden önce böyle bir eser kaleme alınmadığı gibi kendisinden sonra da bu alan da bir eser vücûda getirilmediği belirtilmektedir.294 İbn Sâlâh bu eserin çok güzel bir

eser olduğunu fakat isminin muhtevasını ifade etmediğini belirtmektedir.295 el-Mâlikî

ve Şehbe’nin bu eseri 16 cüz olarak zikrettikleri belirtilmektedir.296 Eserin el yazma

nüshasının Dâru’l-kütübi’l-Mısriyye’de (Mustalahu’l-hadîs, 31) ve Tunûs’daki Ahmediyye Kütüphanesinde (no: 1662) mevcut olduğu söylenmektedir.297 Eser

Sükeyne eş-Şihâbî tarafından (Dımeşk 1985) neşredilmiştir.

7. Temyîzü’l-mezîd fî muttasıli’l-esânîd

Râvînin kendisinden daha sika olan râvîye muhalefetinin üç çeşit olduğu, bunlardan üçüncüsünün bir râvînin kendisinden daha mutkin olarak bilinen bir diğer râvî veya râvîlerin zikretmediği bir râvîyi isnad arasında yanlışlıkla ziyâde etmesi ile meydana geldiği belirtilmiştir. İşte isnadında aslına göre fazlalık hâsıl olarak rivâyet edilen hadise “el-Mezîd fî muttasıli’l-esânid” adı verilmektedir.298 Hatîb’in zikretmiş

olduğumuz eserini bu tür rivâyetlerin ortaya çıkarılması amacıyla kaleme aldığı kanaatindeyiz. İbn Sâlah söz konusu bu eserden bahsetmekte fakat Hatîb’in ziyâde olarak gösterdiği yerlerin iyi incelenmesi gerektiği ikazında bulunmaktadır. 299

293 Bkz. Hatîb el-Bağdâdî, Telhîsü’l-müteşâbih, s. 9–17.

294 Bu iddia için bkz. et-Tahhân, el-Hâfız el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 185; Eren, Hadis İlminde Ricâl Kitapları ve İlmî Değerleri, s. 173.

295 İbnu’s- Salâh, Ulûmu’l-Hadîs, s. 365.

296 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 130. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130;

Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-edîb), I, 387; Zehebî, Tezkiratü’l-

huffâz, III, 223; el-Elbân, Fihrist, s. 362. 297 et-Tahhân, a.g.e., s. 185.

298 Uğur, Ansiklopedik Hadis Terimleri Sözlüğü, s. 7. 299 İbnu’s- Salâh, Ulûmu’l-Hadîs, s. 287.

60

Hakkında fazla bir malumatımız olmayan bu eseri İbn Kâdî eş-Şehbe’nin sekiz cüz olarak zikrettiği belirtilmektedir.300

8. Râfiʻu’l-irtiyâb fi’l-maklûb mine’l-esmâʼ ve’l-ensâb

İbn Kâdî eş-Şehbe’nin bu eseri Maklûbu’l-esmâʼ ve’l-ensâb ismiyle kaydettiği belirtilmektedir.301 Ayrıca kimi kaynaklarda Râfiʻu’l-irtiyâb fi’l-kulûb mine’l-esmâ

ve’l-elkâb şeklinde de zikredilmekle beraber 302 Hatîb bu eserini zaten el-Esmâü’l-

mübheme adlı kitabında başlıkta verdiğimiz şekliyle zikretmektedir.303 İbn Hacer’in

Tehzîbu’t-Tehzîb’inde Hatîb’in bu eserinde geçen bazı râvîlerin isim ve nisbelerinin

tashîhiyle ilgili misaller yer almaktadır.304

9. er-Ruvât an Şuʻbe

İbn Kâdî eş-Şehbe’nin sekiz cüz olarak zikrettiği bu eserin ayrıca el-Mâlikî’nin de fihristinde de yer aldığı kaydedilmiştir.305 Bazı kaynaklarda ise eser Mu’cemu’r-

ruvât an Şuʻbe ismiyle geçmektedir.306

Hakkında fazla bir bilgiye ulaşamadığımız bu eserin Şu’be b. Haccâc (ö. 160/776)’dan hadis rivâyet edenlerin tespitine dair olduğu kanaatindeyiz.

10. er-Ruvât Mâlik bin Enes ve zikru hadîsin li-külli vâhid minhum

Bu eser Mâlik b. Enes’ten rivâyette bulunmuş 993 râvi hakkında bilgi vermektedir. Eseri Yahyâ b. Abdullah b. Ali b. Attâr Reşîdüddîn el-Kureşî (ö. 662/1264) sonuna bazı ekler ilave ederek Mücerredü esmâi’r-ruvât ani’l-İmâm Ebî

Abdillâh b. Mâlik b. Enes el-Esbahî adıyla ihtisar etmiştir. Alfabetik olan bu

muhtasarın bir nüshasının Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi’nde (III. Ahmed, nr. 624/9, vr. 87b-103b) bulunduğu söylenmektedir.307 Hatîb eserde genelde sadece râvi

300 el-Uş, a.g.e., s. 130. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, a.g.e., XVI, 130; Zehebî, Tezkiratü’l- huffâz, III, 223.

301 el-Uş, a.g.e., s. 130.

302 Yâkût el-Hamevî, a.g.e., I, 387.

303 Hatîb el-Bağdâdî, el- Esmâü’l-mübheme, I, 9.

304 İbn Hacer, Tehzîbu’t-Tehzîb, II, 112, 155; IV, 238; V, 282. 305 el-Uş, a.g.e., s. 130.

306 Bkz. Zehebî, Târîhu’l-İslâm, XXXI, 99; es-Safedî, el-Vâfî bi’l-vefeyât, VII, 131. 307 Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA., XVI, 458.

61

isimlerini zikretmekle beraber, bazı râvileri zikrettikten sonra o râvinin Mâlik b. Enes’ten gelen rivâyetini de vermektedir. Zaman zaman naklettiği hadis hakkında değerlendirmelerde bulunup, çeşitli bilgiler serdetmektedir.308 er-Ruvât’ın 9 cüzden

olduğunu nakleden el-Mâlikî’nin yanında Şehbe bu eserin 6 cüzden ibaret olduğunu belirtmektedir.309 Eserin ismi bazı kayanaklarda Esmâ’u men ravâ an Mâlik b. Enes

mübevveben alâ hurûfi’l-muʻcem olarak da geçmektedir.310

11. Rivâyâtü’s-sitte minet’tâbiʻîn ba’dihim an ba’din

Bu risâleyi Şehbe’nin tek bir cüz olarak zikrettiği söylenmektedir.311 Eserin

aynı zamanda Hadîsü’s-sitte mine’t-tâbiîn ve zikru turukıh ve’htilâfü vücûhih ismiyle de kaydedildiği görülür.312

Müellif bu risâlesinde Hz. Peygamber’in İhlâs sûresiyle ilgili “Sizden biriniz

her gece Kur’an’ın üçte birini okumaktan âciz midir?” mealindeki hadisin

varyantlarını senedinde bulunan birbirinin akranı altı tâbiîyi esas alarak incelemektedir. Bir tâbiîne ait olan rivâyetleri peş peşe verip, arkasından diğerine geçmektedir. Hatîb bazı rivâyetlerin sonunda senedle ve metinle ilgili değerlendirmelere de yer vermektedir. Söz konusu hadisin metni bazı kanaldan farklı lafızlarla verilse de ifade ettiği mana aynıdır. Fakat hadisin değişik metinlerine ait senetlerde bulunan birbirinin akranı altı tâbiî’nin değişik sayılarda bulunarak bir birlerinden nakilleri bir hadis metnine ait senette nadir karşılaşılan bir durum olarak görülmüştür. Hatîb risâlesinde senedin uzamasına da sebep olan bu durumu senetteki mevcut ihtilafları ortaya koyarak birçok tarikten ele almaktadır.313

308 Bkz. Ebu’l-Hüseyin Yahyâ b. Abdullah b. Ali b. Attâr Reşîdüddîn el-Kureşî (ö. 662/1264) Mücerredü esmâi’r-ruvât ani’l-İmâm Ebî Abdillâh b. Mâlik b. Enes el-Esbahî, s. 35, 36, 38, 46…vd.,

thk. Ebû Muhammed Sâlim b. Ahmed b. Abdilhâdî es-Selefî, I. Baskı, Mektebetü’l-gurabai’l-eseri, Medine 1997. Bu çalışma Bağdâdî’nin er-Ruvât Mâlik bin Enes adlı eseri üzerine yapılmış bir ihtisar çalışmasıdır.

309 el-Uş, a.g.e., s. 130’den naklen. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130;

Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223, el-Kettânî, er-Risâletü’l-müstadrafe, s. 113.

310 İbn Hayr el-İşbilî, el-Fihrist, s. 153.

311 el-Uş, a.g.e., s. 131. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, a.g.e., XVI, 130; Zehebî, Târîhu’l-İslâm,

XXXI, 99.

312 el-Elbânî, a.g.e., s. 363.

313 Eserin içeriği hakkında daha geniş bilgi için bkz. Hatîb el-Bağdâdî, Hadîsü’s-sitte mine’t-tâbiîn ve zikru turukıh ve’htilâfü vücûhih (Rivâyâtü’s-sitte minet’tâbiʻîn ba’duhüm an ba’di), thk. Muhammed

62 12. Rivâyâtü’s-sahâbe ani’t-tâbiʻîn

Hatîb’in bu eserinin sahabenin tâbiîn’den yaptığı rivâyetlerle ilgili olduğu kanaatindeyiz. Eseri el-Mâlikî ve Şehbe’nin bir cüz olarak zikrettikleri söylenmektedir.314

Aslında Hatîb’in böyle bir eseri olmadığı, daha önce ele aldığımız Rivâyâtü’s-

sitte minet’tâbiʻîn ba’duhüm an ba’din (Hadîsü’s-sitte mine’t-tâbiîn ve zikru turukıh ve’htilâfü vücûhih) adlı eserin yanlış okunması neticesinde Hatîb’in böyle bir eseri

varmış gibi ortaya çıktığı, aslında Rivâyâtü’s-sahâbe ani’t-tâbiîn adlı eserin

Hadîsü’s-sitte adlı eserle aynı olduğu iddia edilse de,315 biz bunun böyle olmadığını

gördük. Çünkü aynı konuyla ilgili İbn Hacer’in Nüzhetü’s-sâmiîn fî rivâyeti’s-sahâbe

ani’t-tâbiîn adlı bir eseri bulunmaktadır.316 İbn Hacer bu eserinin mukaddimesinde

Hatîb’in bu eserini bizzat ismiyle zikretmekte, Hatîb’in söz konusu çalışmasında sahabenin tâbiînden yaptığı rivâyetleri cemettiğini, kendisinin de bu çalışmayı ihtisar edip, tâbiîn ismine göre alfabetik olarak sıraladığını ayrıca bazı yerlerde Hatîb’in ele aldığı rivâyeti hangi kanallardan naklettiğini de belirtmektedir.317

13. Rivâyâtü’l-âbâʼ ani’l-ebnâʼ

İsminden de anlaşılacağı gibi bu eser baba râvîlerin kendi evlatları olan râvîlerden yaptığıkları nakillerle ilgilidir. el-Mâlikî ve Şehbe eseri bir cüz olarak zikretmektedir.318 Hâtib’in bu eserinin günümüze ulaştığına dair kaynaklarda herhangi bir kayda rastlayamadık. Fakat İbnu’s- Salâh Mukaddime’sinde Hatîb’in bu konuyla ilgili bir kitap yazdığını belirtmekte ve bu eserden alıntı yapmaktadır.319

Zehebî bu eseri Rivâyâtü’l-âbâʼ ani’l-ebnâ’ şeklinde değil de tam tersi Rivâyâtü’l-

314 el-Uş, a.g.e., s. 131. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130; Yâkût el-

Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-edîb), I, 387; İsmail Paşa el-Bağdâdî,

Hediyyetü’l-ârifîn, I, 79.

315 Bu iddia için bkz. Kandemir, M. Yaşar, “ Hatîb el-Bağdâdî ”, DİA., XVI, 458.

316 Bkz. İbn Hacer, Nüzhetü’s-sâmiîn fî rivâyeti’s-sahâbe ani’t-tâbiîn, thk. Târık Muhammed el-

Amûdî, Dâru’l-hicre, Riyâd 1995.

317 İbn Hacer, Nüzhetü’s-sâmiîn, s. 25, 26, 27, 36, 43.

318 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 131’den naklen. Bu eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el- Muntazam, XVI, 130; Yâkût el-Hamevî, Mu’cemu’l- udebâ (İrşâdu’l-erîb ilâ ma’rifeti’l-edîb), I, 387. 319 İbnu’s- Salâh, Ulûmu’l-Hadîs, s. 313.

63

ebnâ’ ani’l-âbâ’ olarak kaydetmektedir.320 Tahminimizce bu yanlış bir nakilden ileri

gelmektedir. Çünkü Hatîb’in bu eserinden nakilde bulunan İbnu’s-Salâh hangi baba râvîlerin kendi oğullarından rivâyette bulunduğunu Hatîb’in eserine atıflarda bulunarak göstermektedir. Eğer bu kitap Zehebî’nin kaydettiği gibi Rivâyâtü’l-ebnâ’

ani’l-âbâ’ şeklinde olsaydı İbnu’s-Salâh elbette bunun da örneklerini verirdi. Bunun

yanında İbnu’s-Salâh baba râvilerin oğul râvîlerden yaptığı rivâyetlerle ilgili konu başlığından sonra tam tersi olan oğul râvîlerin baba râvîlerden yaptığı rivâyetler başlığını kaydetmekte hemen başlıktan sonra da Ebu’n-Nasr el-Vâyilî’nin bu konuda kitap yazdığını belirtmektedir. Fakat Hatîb’in bu konuyla ilgili bir eserinden bahsetmemektedir.321 Ayrıca Zehebî kendi Târih’inde Hatîb’in bu eserini Kitâbü’l-

âbâ ani’l-ebnâ’ ismiyle zikretmektedir.

14. es-Sâbık ve’l-lâhik fî tebâʻudi mâ beyne vefâti râviyeyn an şeyhin vâhid

el-Mâlikî’nin dokuz cüz olarak zikrettiği bu eseri Şehbe’nin on cüz olarak kaydettiği söylenmektedir.322 Ayrıca eserin başka bir nüshası Dâru’l-kütübi’l-

Mısriyye’de (Mustalahu’l-hadîs 381) bulunmaktadır.

Hatîb bu eserine yaklaşık iki sahife bir mukaddimeyle başlayarak kısaca kitabın tasnif metodundan, eseri yazma sebebinden bahsetmektedir. Daha sonra da bir şeyhten rivâyette bulunmuş olup da vefâtları arasında çok fazla zaman olan iki râvînin isimlerini alfabetik olarak zikretmektedir. Hatîb aynı zamanda kitabının ismini de burada söyleyerek kitabında işleyeceği konuyu isim olarak kitabına verdiğini belirtmektedir. Ayrıca ele aldığı konunun âlî isnad açısından da önemini vurgulamaktadır.323 Mesela Hatîb eserinde hocası Berkânî’den naklen şu misali

zikretmektedir: “Mâlik’ten rivâyette bulunan Rebîa b. Ebî Abdirrahmân ile Ebû Huzeyfe es-Sehmî’nin arasında yüz yıl vardır”.324 Hatîb’in bu ve buna benzer verdiği ikiyüz küsür misalde vefâtlar arasındaki bu uzun zaman farkının bilinmediği takdirde

320 Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223. 321 İbnu’s- Salâh, Ulûmu’l-Hadîs, s. 315-317.

322 el-Uş, a.g.e., s. 131. Eser için ayrıca bkz. İbnu’l- Cevzî, el-Muntazam, XVI, 130; Yâkût el-

Hamevî, a.g.e., I, 387; Zehebî, Tezkiratü’l-huffâz, III, 223; Kâtib Çelebi, Keşfu’z-zunûn, II, 973.

323 Hatîb el-Bağdâdî, es-Sâbık ve’l-lâhik fî tebâudi mâ beyne vefâti râviyeyn an şeyhin vâhid, thk.

Muhammed b. Matar ez-Zehrânî, Dâru’s-samiî, Riyâd 2000, s. 48.