• Sonuç bulunamadı

Bazı Hadis Ehlinin Rivâyete Dayalı Bir Anlayışla Hareket Etmesi

F. HADİS İLİMLERİYLE ALAKALI ÇOK ESER YAZMAYA GÖTÜREN

3. Bazı Hadis Ehlinin Rivâyete Dayalı Bir Anlayışla Hareket Etmesi

Hadisleri anlama faaliyetleri üzerinde öteden beri çeşitli yöntemler uygulanmaktadır. İslam düşüncesindeki hadis metodolojisi çerçevesinde ortaya konacak uygulamaların tatbiki için öncelikle belirlenmiş bir usûl anlayışının varolması gerekmektedir ki, böylece hadisin iki önemli ayağı olan senet ve metin üzerinde sıhhatli bir değerlendirilmeye varılabilsin.

İslamî ilimlerin ortaya çıkıp yerleşmeye başladığı tarihi süreç içerisinde doğru yöntemlere ulaşabilmek için ilk devirlerden beri hem hadisleri hem diğer kaynak metinleri anlama üzerinde çeşitli görüşler serdedilmiş ve tartışmalar yapılmış, değişik uygulamalara gidilmiştir. Bunun yanında günümüzde yapıldığı gibi, önceden de hali hazırdaki hadis usûlü anlayışına çeşitli tenkitler yöneltilmiştir. Bunların en önemlilerinden birisi; yaklaşık on dört asırlık geçmişi olan klasik hadis usûlünün tartışılması gereken yöntemlerinden birisi de, onun isnad merkezli bir usûl olma özelliği taşıdığı iddiasıdır.586 İsnad merkezli olduğu söylenen hadis usûlünün, aynı

zamanda rivâyete dayalı ve sadece Ehl-i Hadis-Şafiî çizgisinde bir metot olduğu da ileri sürülmektedir.587

Elbette ki insanlar tarafından ortaya konulan hiçbir düşünce sistemi kusursuz değildir. Hatîb de hem düşünceleriyle hem de eserleriyle eleştirilebilecek ve de eleştirilmiş bir âlimdir. İsnad merkezli olduğu söylenen hadis usûlü anlayışının yerleşip tek bir çizgide karar kılınması suçlaması ile karşı karşıya bırakılan hadis usûlcülerinden biri de Hatîb’dir. Hatîb’in tenkîd edilen bu çizgide gösterilmesi588 onun hadislerin anlaşılmasına yönelik faaliyetlerini, eserlerini ve sadece rivâyete

585 el-Uş, el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 138 -139, 160.

586 Kırbaşoğlu, İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi. s. 38.

587 Zaten M. Hayri Kırbaşoğlu’nun İslam Düşüncesinde Hadis Metodolojisi’ adlı eserindeki temel

iddiası Klasik hadis usûlünün (ki biz buna günümüzdeki hadis usûlü de diyebiliriz) isnada dayalı, sadece Ehl-i Hadis-Şafiî çizgisinde olup diğer mezhep ve anlayışları kuşatmaktan uzak olduğudur.

588 M. Hayri Kırbaşoğlu eleştirmiş olduğu Klasik hadis usûlünün uygulamadaki sonuçlarıyla ilgili bazı

muhaddis isimleri vermektedir. Bunlardan usûl-i hadisçi olarak Bağdâdî’nin de ismi zikredilmektedir. Bkz. Kırbaşoğlu, a.g.e., s. 323.

114

dayalı anlayışla hareket edenleri kitaplarında eleştirmesini görmezlikten gelmek olur. Hatîb için sadece dirâyete dayalı bir anlayışla düşünüp bu minvalde eserler kaleme almıştır demek doğru olmayacağı gibi onu rivâyet ağırlıklı bir merkeze oturtmak da haksızlık olur. Hatîb metni anlama faaliyeti olarak da görülen dirâyet anlayışını eserlerine tamamen yansıtamamış olabilir. Fakat Hatîb’in, isnad sistemli bir hadîs usûlü anlayışından isnadsız bir hadîs usûlü anlayışına geçiş döneminin son halkası olarak düşünülmesi ve konumunun buna göre tayin edilmesi isabetli olsa gerek. Çünkü isnadın İslami ilimler için vazgeçilmez bir referans olduğu asırda Hatîb sadece rivâyet yöntemiyle hareket etmeyi hadisleri anlamaya bir engel olarak görmüştür. Müellif asrındaki bazı hadisçileri, âli isnâd elde etmek ve hadis toplayıcılığı yapmakla eleştirip, bunların kitap taşıyıcı olmaktan öte gidemediklerini belirtmektedir.589 Hatîb hadis öğrencilerini hadisleri sadece yazmaya değil, aynı

zamanda onların senetlerine vâkıf olmaya, üzerinde düşünüp, anlamaya, yazılı kaynaklarla beraber bizzat hocalardan nakletmeye teşvîk etmektedir.590

Sünnet ve hadisin savunulması gayretinde olan hadisçilerin destekçisi olarak fakîhleri zikretmeyi ihmal etmeyen Hatîb, hadis tâlibini, öğrendiklerini fakîhlerle müzakere yapmaya yönlendirmek niyetiyle birçok rivâyet nakletmektedir.591 Aynı zamanda alanında mütehassıs, takvâ ehli, hadislerin nâsihini mensûhundan ayırt eden, muhkem ve müteşâbih meseleleri bilen fukahâyı da övmektedir.592

Fıkıh mezheplerinin kendi metodlarını tedvîn ettikleri bir dönem olan Hatîb’in yaşadığı Hicri V. Asır, usûl-i fıkıh açısından parlak bir devir olarak kabul edilir.593

Klasik bir hadis kitabı olmasa da içeriği yönünden hadis konularından bazılarını da ele alan Hatîb’in el-Fakîh’inin Şafiî mezhebi hadisçi özelliğini yansıttığı belirtilmektedir. Mütekellim kolunun Ehl-i sünnet çizgizinde bulunan Hatîb’in bu

589 Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 18.

590 Müellifin bu görüşleri hakkında daha geniş bilgi için bkz. Hatîb el-Bağdâdî, en-Nasîha li ehli’l- hadîs, thk. Abdülkerîm Ahmed el-Vüreykât, Mektebetü’l-menâr, I. Baskı, 1988.

591 Hatîb el-Bağdâdî, en-Nasîha li ehli’l-hadîs, s. 30. 592 Hatîb el-Bağdâdî, el-Kifâye, s. 20.

593 el-İmâd müellifi Kâdî Abdülcebbâr (ö. 415/1024), el-Mu’tamed müellifi el-Basrî (ö. 436/1044), el- Bürhân müellifi İmâmü’l-Haremeyn (ö. 478/1085), el-Mustasfa müellifi Gazâli (ö. 505/1111), Ayrıca

diğer eser sahiplerinden ed-Debûsî (ö. 430/1038), Pezdevî (ö. 487/1094), es-Serahsî (483/1090) bu devirde yaşamış belli başlı kelâm ve usûlü fıkıhçılardır.

115

eserinin, iki sebepten dolayı kaleme alındığı ileri sürülmektedir.594 Bunlardan birisi

Hadis ve Ehl-i sünnete yapılan ithamlara karşılık verebilmek amacıyla var olan boşluğu doldurmak, diğeri ise Hatîb’e kadar süregelen hadisçilerle fakîhlerin595

karşılıklı itham ve çekişmelerle açılmış olan aralarını düzeltmek ve bu iki grubu birbirlerine yaklaştırmaktır.

Hadise hizmet etme uğruna sadece lafza sarılıp, bu hizmetlerini hadisleri yazıcılıktan ileri götüremeyenlere karşı tenkîtleri ve onları hadislerin fıkhını anlamaya yönelik teşvikleri596 Hatîb’in el-Fakîh’inin temel esaslarından biridir.

Kendisini de Ehl-i hadis grubu içerisinde gören Hatîb’in zaman zaman hadisçilerde gördüğü yanlış yöntemleri ortaya çıkarıp, bunlar hakkında doğru olanı bulma çabasıyla bu tür eserler kaleme aldığı görülmektedir.

Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz ki; Hatîb’in hadis ilimleri, özellikle de usûl-i hadisin konularını kapsayan meseleleri de içine alan birçok eser vücûda getirme fikrinin altında, müellifin hadisi/sünneti savunma düşüncesiyle beraber bazı âlimlerin hadise hizmet niyetiyle tutmuş oldukları yanlış yöntemler yatmaktadır. Hadis derslerine başlamadan evvel fıkıh alanında dersler alan Hatîb bununla birlikte hayatının ilerleyen devrelerinde kelam, tarih ve birçok İslamî ilim dalıyla da meşgul olmuş, bu sahaların birçoğunda eserler kaleme almıştır. Diğer İslamî ilimlerin usûl bilgilerinden de haberdar olduğu anlaşılan müellifin böylece dağınık bir vaziyette bulunan hadis usûlü bilgilerine bir bütünlük kazandırmak istediği de görülmektedir.

594 et-Tahhân, el-Hâfız el-Hatîb el-Bağdâdî, s. 227-228.

595 Bu fakîhlerden maksat Ehl-i rey çizgisinde olup hadisçileri küçümsemeyip, sadece aklıyla hareket

etmeyenler olmalıdır. Çünkü zaten Bağdâdî tamamen aklı esas alıp hadisçileri ve Hadis Ehli’nin kâle almayan grupları çok sert biçimde tenkît etmektedir.

116

İKİNCİ BÖLÜM

HATÎB EL-BAĞDÂDÎ’NİN BAZI HADİS USÛLÜNE DAİR

GÖRÜŞLERİ

117

Biz bu kısımda Hatîb’in hadis usûlü görüşlerini ele alırken onun başta el-

Kifâye’si ve diğer eserlerinde senetli bir şekilde naklettiği görüşleri vermekten ziyâde

belli başlı hadîs usûlü konularını değerlendirmesini, ortaya koyduğu görüşlerini göz önüne alacağız. Fakat yeri geldiğinde bazı müşahhas konuları ele alırken de bu rivayetlerden yararlanacağız.

Burada hemen şunu vurgulamalıyız ki sadece el-Kifâye’de geçen hadîs usûlü görüşlerini tamamıyla ele almak bu müellifin diğer hadîs usûlü eserlerindeki bilgileri de göz önünde bulunduracak olursak çalışmamızın kapsamının çok üstünde görülmektedir ki bu aynı zamanda bu çalışmayı çok uzatmak demektir. Bundan dolayı Hatîb’in hadis usûlü görüşlerini ele alırken özellikle onun orijinal fikirleri, daha öncekilerden ayrılan yönleri, itirazları gibi hususlara öncelik vereceğiz.

Hatîb’in hadis usulü görüşlerini işlerken hangi konuları tercih edeceğimize dair farklı kriterleri esas alacağız. Ne tamamen klasîk hadis usûlü kitaplarındaki konu sıralamasına, ne de günümüz hadis usulü kitaplarındaki konu sıralamasına uyacağız. Daha çok Bağdâdî’nin bab başlıklarını esas alan bir konu seçimi yapacağız. Fakat konuların sunumundaki netlik adına günümüz hadis usûlü eserlerindeki klasik sıralamayı da gözardı etmeyeceğiz. 597

I. HABER VE HABERİN KISIMLARI