• Sonuç bulunamadı

3. GİRİŞİMCİLİK VE TURİZM GİRİŞİMCİLİĞİ

3.1. Girişimciliğin Tanımı ve Kapsamı

Günümüze kadar pek çok tanımı bulunan girişim ve girişimcilik konusunun kavram karmaşası hala devam etmektedir. Bu karmaşıklıktan doğan belirsizlik girişimcilik kavramının tam olarak ne olduğuna dair ilgiyi daha da attırmıştır.

Ekonomi tarihinde önemli bir yer edinen Joseph A. Schumpeter’e göre, kapitalist toplumların gelişmesinin sebebi girişimcilerdir. Girişimci ya da girişimcilik, sınırlanmış sosyal bir meslek grubuna ait olarak tanımlanmamaktadır. Yüklendiği ve yerine getirmekte olduğu fonksiyona göre girişimcinin tanımı yapılmalıdır. Girişimcinin herkes tarafından bilinen ilk tanımı 18. yüzyılın başlarında Fransız asıllı İrlandalı ekonomist Richard Cantillon tarafından yapılmış olup bu tanıma göre girişimci, henüz belli olmayan bir fiyatla satmak üzere üretim girdi ve hizmetlerini bugünden satın alan ve üreten kişidir (Kutanis, 2010: 114).

Girişimci, eski kullanım şekli olan “müteşebbis”in karşılığı olup kelimelerinin kökenleri tanımlarını net olarak ortaya çıkarmaktadır. Arapçada yapışkan anlamını taşıyan “şebs” kelimesinden türetilen teşebbüs, yapışmak, tutunup kalmak ve tuttuğunun bırakmamak anlamını da taşımaktadır. Bu bakımdan “girişim”

48

kelimesi, bir soruna çözüm bulunması için bir şeyler yapmayı düşündürmektedir (Özdemir ve Mazgal, 2012: 91). Fransızca da girişimci kavramı, üstlenmek ve üzerine almak manasına karşılık gelen “entreprendre” den alınmış, genel olarak aracı ve arabulucu şeklinde çevrilmiştir. Girişimci örgütleyen, yöneten ve o işteki riski üstlenen kişidir. Bu tanım gün geçtikçe genişlemiş, yenilik yapan ya da geliştiren kişi olarak fırsatları yakalayan özelliği vurgulanmıştır. Girişimciler bu fırsatları uygulanabilir veya pazarlanabilir fikirlere çevirerek zamanla bu fikirlere emek, sermaye ve becerileriyle değer katmaktadır. Son olarak bu fikirleri uygulamaya dökmek için ise rekabetçi pazar alanının risklerini üstlenerek karşılığını kazanca çevirir (Kutanis, 2006: 1).

Girişimci kavramı farklı disiplinler tarafından da tanımlanmaktadır. Bir ekonomiste göre değişim, yenilikçilik ve yeni düzen anlayışını ortaya koymayı amaçlayan; kaynak, işgücü, materyal ve diğer kaynakları bir araya toplayarak değer oluşturan kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bir psikoloğa göre girişimci, bir şeylere ulaşabilme, deneyim sahibi olma, başarma, başkalarının otoritesinden uzaklaşma, otoriteye sahip olma ihtiyacı ve isteği olan, harekete bu tür güdüleriyle geçen kişiler olarak tanımlanmaktadır. Bir iş adamı için ise girişimci, müşteri, stratejik bir ortak ve başkalarını refah ve mutluluğa ulaştırmaya çabalayan birey olmakla birlikte rakip anlamında bir tehdit unsuru olarak tanımlanmaktadır (Ağca ve Yörük, 2006: 159).

Girişimcilik konusu hakkında birçok çalışma yapmış Coulter’e (2001) göre girişimcilik, finansal, sosyal ve psikolojik risklerin bir araya toplanarak, gerekli zaman ve çaba harcanması sonunda parasal ve kişisel tatmin ödülü alarak farklı bir şeyin oluşturulma sürecini kapsamaktadır (Kahya ve İmamoğlu, 2013: 4). Başka bir tanıma göre girişimcilik, küçük işletmeler kurup bunları geliştirme gayesiyle ekonomik büyümeye katkı sağlamaktır (Kapu vd., 2012: 51) TÜSİAD’ın tanımlamasına göre ise girişimci risklerle birlikte inovasyon faaliyetinde bulunarak, fırsatları kovalayan ve onlara ulaştığında gerçekleştirmeye çalışan kişidir (TÜSİAD, 2002). En dar anlamda girişimcilik tanımı, fikirlerin yakalanarak ürünlere çevrilmesini bunun yanında hizmetleri ve ürünleri pazara sunacak bir girişim kurulmasını kapsamaktadır (Küçükaltan, 2009: 22). İşletme yönetimi literatürüne göre girişimcilik, karını maksimize etmek isteyen bireyler tarafından gerçekleştirilen,

49

süreci ise başarıya bağlı faaliyetler kümesidir. Girişimciler “iş yaratırken”, iş adamlarının “ihtiyaçları karşılaması” girişimciyi iş adamlarından ayıran farklılıktır (Safian, 2012).

Girişimciliğin doğuştan gelip gelmediği tartışma konusu olmakta ve genellikle doğuştan geldiği kabul edilmektedir. Buna rağmen girişimciliğin sonradan öğrenilebilen bir beceri olduğuna inanan araştırmacılar da vardır. Drucker, girişimciliğin bir uygulama olduğunu ve girişimcilik hakkında söylenenlerin çoğunun yanlış olduğunu ileri sürmüştür. Girişimciliğin genlerle bir ilgisinin olmadığını, girişimciliğin bir disiplin olduğunu ve disiplin gibi öğrenilebileceğini savunmuştur (Cooney, 2012: 6). Yine Drucker’a (2017: 32) göre girişimcilerin özel aracı yeniliktir. Girişimciler bu araç ile farklı iş veya hizmet fırsatıyla değişimden fayda sağlar. Çağdaş toplumlarda girişimciliğin önem kazanan noktası aralıksız süren yenilikleri ortaya koymaktan geçmektedir. Yenilik yaparak bu yenilikleri somut ticari ürünler haline getirebilme niteliği çağdaş girişimciliğin gücüdür. Girişimci bu sebeple yeniliği sürekli hale getiren kişi veya kişiler anlamında kullanılmaktadır (Küçük, 2005: 26). Girişimciliği inovasyon yapan kişi olarak tanımlayan Schumpeter (1986)’e göre, girişimci yeniliği beş şekilde ortaya çıkmaktadır (Halis ve Ulama, 2015: 24):

 Yeni bir ürünün sunulması veya bir ürünün kalitesinde yenilik uygulanması  Üretimde yeni yöntemler geliştirilmesi

 Yeni pazarlar keşfetmek

 Hammaddeye ulaşılmasında yeni kaynakların bulunması

 Yeni bir organizasyon yapısının her endüstride gerçekleştirilmesi

Tekin’in (2009) belirttiği gibi girişimcilik birçok tanıma sahip olmakla birlikte, ortak olarak görülen noktalarından biri girişimcinin her daim risk almaya olan eğilimidir. Bu eğilimle, başkaları tarafından görünmeyen fırsatları yakalayarak bunları iş fikri haline getirebilmesi diğer ortak noktalar olup, dünyanın her yerinde bulunan girişimcilerin ortak özellikleridir. Buradan yola çıkarak girişimci, mal ve hizmetlerin üretimini gerçekleştirebilmek maksadıyla riskleri göze alarak doğal kaynak, sermaye, emek gibi üretim faktörlerini toplayıp faaliyette bulunan kişi olarak

50

tanımlanabilir. Amaç girişimcilik tanımlarının çoğaltması olmayıp girişimci ile sıradan bir işletme sahibini birbirinden ayrıştırmaktır (Döm, 2008).