• Sonuç bulunamadı

Giddens’ın Yapılanma Teorisi ve KDY’ye Katkıları

BÖLÜM 4: KDY’NİN SOSYOLOJİK TEMELLERİ

4.2. Yapı ve Süreç Yönelimli Sosyoloji Teorileri

4.2.2. Giddens’ın Yapılanma Teorisi ve KDY’ye Katkıları

Yapılanma teorisinin temel kavramları, 1984 yılında sosyal teorinin eleştirisiyle The constitution of society: Outline of the theory of structuration çalışmasında Giddens tarafından ortaya konmuştur. Bu teori sosyal teorinin bir uzantısıdır. Temel problem alanı olarak bilgili aktörler tarafından sosyal hayatın (yapının) nasıl yeniden üretildiğini

149

açıklamaya çalışmaktadır (Giddens, 1984: 16). Teorinin temel varsayımlarından ilkine göre insanlar bilgili, dönüşlü ve amaçlı eylemlere sahip aktörlerdir. Bu varsayıma göre insanlar yaptıklarını anlama kapasitesine ve eylemlerinin doğasıyla ilgili bilgiye sahip rasyonel aktörlerdir (Giddens, 1984: xxii). Teorinin varsayımlarından ikincisine göre yapıyı ifade eden kurallar ve kaynaklar sadece bir araç değildir, ayrıca tekrarlayan örgütlenmiş uygulamaların sonucudur. Aktörler uygulamalarında kuralları ve kaynakları somutlaştırmaktadır (Giddens, 1984: 25). Yine aktörler, gelecek uygulamalarında kullanmak amacıyla bu yapıların geçerliliğini onaylamaktadırlar. Giddens bu durumu yapının ikilemi (duality of structure) olarak adlandırmaktadır. Bu nedenle yapılanma teorisinde bilgili aktör, sadece insan eyleminin oluşumunun merkezinde değil, aynı zamanda yapı kavramının temelindedir.

Giddens’ın yapılanma teorisinde ortaya koyduğu çerçeve üç ana bölümden oluşmaktadır. İlk olarak klasik sosyal teoriye eleştirel bir yaklaşım geliştirmiş, ikinci olarak modernitenin ikilemleri ve doğası üzerine post-Marksist bir açıklama ortaya koymuştur. Son olarak da sosyal teorinin konusunu yeniden kavramsallaştırarak yapılanma teorisini oluşturmuştur. Bu teoride sosyal yapı, sosyal etkileşim sürecinde toplumun üyeleri tarafından sürekli olarak üretilen bir kavram olarak değerlendirilmektedir. Bu sosyal yapı, oluşumunu ve varlığını toplum üyelerinin sosyal dünyayı anlama çabalarına borçludur (Yıldırım, 1999).

Yapılanma teorinin en temel kavramı rutinlerdir. Rutin uygulamalar, günlük sosyal faaliyetlerin temel öğesini oluşturmaktadır. Rutinleşen uygulamalar, aktörlerin günlük yaşamdaki sosyal faaliyetlerini, güven duygusu veya ontolojik güvenlikle devam ettirmesini sağlayan psikolojik mekanizmalar için hayati öneme sahiptir (Giddens, 1984: xxiii). Giddens için ontolojik güvenlik insan varlığının önemli bir unsurudur. Bu kavram bir kişinin dünyada güvenlik altında olduğu duygusuna sahip olması ve diğer insanlara güvenmesi anlamına gelmektedir. Bu güvenlik duygusu çocukluktan itibaren gelişir ve yetişkinlik evresinde sosyal hayatın rutinleri arasında önem kazanır. Rutinler bozulduğu zaman insan kararsızlık, şaşkınlık veya kızgınlıkla karşılaşabilmektedir. İnsanların rutine gereksinimi olduğundan rutin pratikler geliş- tirirler ve bunları sosyalleşme aracılığıyla nesilden nesile aktarırlar (Yıldırım, 1999).

150

Teorinin diğer kilit kavramları yapı ve aktör etrafında şekillenmiştir. Yapı, sosyal sistemlerin yeniden üretilmesine etki eden, kaynaklar ve kurallar seti olarak tanımlanmaktadır (Gidden, 1984: 18). Aktör kavramında ise: aktörlerin düşünümsel (reflexive) kontrolü ve bilinçsiz güdüler (güven duygusu ve ontolojik güvenlik) bulunmaktadır (Turner, 1986: 971). Bir aktör olmak, içinde yer aldığımız sosyal ilişkiler üzerinde bir noktaya kadar denetimde bulunma kapasitesine sahip olmak demektir. Bu da sosyal ilişkileri bir dereceye kadar da olsa dönüştürme kapasitesini ima etmektedir. Aktör olmak eylemlerimiz için başkalarıyla birlikte veya onlara karşı eşgüdüm gerçekleştirebilme vasfını gerektirmektedir. Aktörlerin düşünümsel (reflexive) kontrolü, eylem akışı içinde düşünülen amaç, niyet ve özelliklerdir. Burada eylem niyetlerin birleştirilmesini sağlayan farklı eylemler dizisini değil, sürekli bir süreci tanımlamaktadır. Düşünümsellik ise bir kişi veya kurumun kendisiyle ilgili düşüncelerin, o kişinin veya kurumun bir parçası haline gelme sürecini ifade etmektedir (Sewell, 1992: 20).

Giddens yapılanma teorisinde yapı ve aktörden başka dört kavramdan söz etmiştir (Giddens, 1984: 376). Bu kavramlardan yapısal ilkeler, toplumsal bütünlüğün örgütlenmesini sağlayan ilkeler ve toplumun kurumsal uyumu sağlayan faktörlerdir. Yapısal özellikler ise zaman ve mekân boyunca uzanan, sosyal sistemlerin yapısal özelliklerini, özellikle de kurumsal özelliklerini ifade etmektedir. Teorinin diğer kilit kavramlarından yapılanma ise aktör ve yapının etkisinde, zaman ve yer bağlamında sosyal ilişkilerin yapılanmasını ifade etmektedir. Yani bir sosyal sistemin yapılanmasını kurallar ve kaynakları kullanarak aktörler aracılığıyla yeniden üretilen sosyal sistemler sağlamaktadır. Son olarak rutinleşme kavramı sosyal yaşamda günlük faaliyetlerin alışılmış özellikleri haline gelmiş davranışları ifade etmektedir.

Yapılanma teorisi aktörün eylemleri ve yapının yeniden üretilmesi kavramlarıyla davranışsal karar (Simon, 1947), evrimsel ekonomi (Nelson ve Winter, 1982) ve firma davranışı teorilerinin (Cyert ve March, 1963) statik olarak ele aldığı rutin içi değişimler konusunun incelenmesini sağlamıştır (Feldman, 2000; Feldman ve Pentland, 2003). Evrimsel ekonomi teorisi rutinlerdeki değişimi ele alsa da bu incelemeler güçlü rutinlerin seçilimi ve tutulması, güçsüzlerin ortadan kalkması durumunu açıklayan bir değişimdir. Bu tip bir değişim rutinin kendi içindeki incelemelere açıklama

151

getirmemektedir. Ayrıca bu teorilerden evrimsel ekonomi teorisi rutinleri kolektif olarak incelemiştir. Davranışsal karar ve firma davranışı teorileri ise sadece karar alma süreçlerine odaklanmıştır. Bu durum rutinler içinde bireylerin yaratıcı, yenilikçi ve girişimci tutumları gibi faaliyetlerinin gözden kaçırılmasına neden olmuştur. Yapılanma teorisiyle ilgili bu kısa açıklamalardan sonra gelecek kısımda teorinin KDY’ye katkıları üzerinde durulacaktır.

4.2.2.1. Yeteneklerin Statik ve Dinamik Kaynağı Olarak Gösterimsel ve Edimsel Rutinler

Yapılanma teorisi yapı ve aktör kavramlarıyla (Giddens, 1984) KDY’de operasyonel (statik/mevcut) ve girişimsel düzey dinamik yeteneklerin gelişmesine katkı sağlamıştır. Yapılanma teorisinde yapı kavramı bireylerin eylemlerini sınırlandıran veya onlara imkân sağlayan toplumsal yapıyı ifade ederken, aktör kavramı bu toplumsal yapının yeniden üretilmesini sağlayan bireyler ve bireylerin eylemlerini ifade etmektedir. Burada yapı kavramı örgütsel rutinlerin gösterimsel (ostensive) yönleriyle, aktör kavramı da edimsel (performative) yönleriyle yakın şekilde ilişkilidir (Feldman, 2000; Feldman ve Pentland, 2003).

Bir rutinin gösterimsel yönü toplumsal yaşamın tipik özelliklerinin kolektif olarak keşfedilebileceği üzerinde durmaktadır. Gösterimsel yöne göre bireylerin uygulamalarını belirlemek zordur ve aktörlerin faaliyetleri içinde bulundukları toplum tarafından sınırlanmaktadır (Latour, 1984: 272-273). Bu yön rutinlerin soyut, genelleştirilebilir ve objektif yönlerini ortaka koymaktadır. KDY açısından değerlendirildiğinde gösterimsel rutinler kolektif olarak değerlendirilen, mevcut ve değişmeyen standart faaliyet süreçlerini ve bu rutinlerin şematik formlarını ifade etmektedir. Yani bireylerin eylem ve faaliyetlerini şekillendiren rutinsel yapılardır. Bu rutinlere işe alma, işten çıkarma rutinleri ve müşteriden sipariş alma rutinleri gibi rutinler örnek olarak verilebilir (Feldman ve Pentland, 2003). Bu rutinler insanların eylemlerini, davranışlarını, düşünme süreçlerini, hislerini ve sezgilerini kapsamasına rağmen bireyleri ve bireylerin eylemlerini dikkate almayan rutinlerdir (Feldman, 2000) Bir rutinin edimsel yönü ise yapıyı oluşturan unsurların aktörler veya onların uygulamaları olduğunu ortaya koymaktadır (Latour, 1984: 272-273). Edimsel yön belirli yer ve zamanda belirli insanlar tarafından gerçekleştirilen eylemlerden

152

oluşmaktadır (Feldman ve Pentland, 2003). Bu faaliyetler insanların eylemleri ve uygulamalarıyla rutinlerin yapısının üretilmesini sağlayan eylemlerdir (Giddens, 1984). Rutinlerin bu yönü subjektif yöndür ve insanların tecrübeleri, motivasyonları, düşünme süreçleri, hisleri, eylemleri ve sezgileri sonucu ortaya çıkmış unsurları kapsamaktadır (Feldman, 2000).

Dinamik KDY veya dinamik yetenekler açısından değerlendirildiğinde kolektif bir rutinin oluşmasını sağlayan bireyler ve onların eylemleri dinamik yeteneklerin girişimsel yönelimini oluşturmaktadır. Dinamik yeteneklerin girişimsel yönelimi yöneticilerin ve çalışanların girişimsel uygulamalarını kapsamaktadır. Özellikle üst yönetim takımının girişimsel becerileri dinamik yeteneklerin değişimi ve yenilenmesi için gerekli algılama, kavrama ve dönüştürme (reconfiguration) gibi yetenekleri kapsamaktadır (Teece, 2007; 2012). Özet olarak yapılanma teorisindeki yapı rutinlerin gösterimsel yönlerini, kolektif faaliyetleri ve standart faaliyet süreçlerini ifade ederken, aktör kavramı rutinlerin edimsel yönünü, bireysel faaliyetleri ve dinamik yeteneklerin girişimsel yönlerini ifade etmektedir. Yapılanma teorisi bu katkılarıyla sosyal teorideki katkılara benzer şekilde örgütsel rutinlerin yapısının (standardizasyon) ve süreçlerinin incelenmesini sağlayarak hem statik hem de dinamik KDY’ye katkı sağlamıştır.

4.2.2.2. Örgütsel Rutinlerde İçsel Değişim

Yapılanma teorisi rutinlerin kendi içinde meydana gelen değişimleri anlamamızı sağlayarak KDY’ye katkı sağlamaktadır. Bu durum yapılanma teorisindeki bireysel aktörler ve yapı (rutin, yetenek) arasındaki etkileşimin dikkate alınmasını gerektirmektedir. Yapılanma teorisi yapının aktör davranışlarıyla yeniden üretilen bir süreç olduğuna vurgular yapmıştır (Giddens, 1984). KDY açısından ele alındığında bir rutinin yapısının yeniden üretilmesi rutini oluşturan bireyler ve bireylerin eylemlerini dikkate almaya ihtiyaç duymaktadır (Feldman, 2000; Feldman ve Pentland, 2003; Felin vd., 2012).

Bir firmadaki rutin içi değişime neden olan ve rutinlerin yapısının yeniden üretilmesini sağlayan değişkenleri üç başlık altında toplayabiliriz. Bunlar bireysel öğrenme, bireylerin bilişsel özellikleri ve bireyler arası etkileşimlerdir. Bireysel öğrenme bir rutinin işlemesini sağlayan bireylerin teknoloji, eğitim, yapılan hatalar ve endüstri eğilimlerinin izlenmesi gibi farklı yollardan bilgilere ulaşması ve bu bilgiyi rutinlerin

153

yapısını değiştirmek için kullanması sürecini kapsamaktadır. Bu bireysel öğrenmeler bir örgütün örgütsel öğrenme yeteneklerine temel oluşturan unsurlardır (DiBella vd., 1996b). İkinci husus aktörün algılama, kavrama (Teece, 2007) , sezme, değerlendirme, öğrenme, bilgiyi özümseme, yeni öğrenilenleri önceki öğrenilenlerle ilişkilendirme gibi bilişsel yetenekleri (Nooteboom, 2009), rutinlerin yapısının nasıl üretildiğini anlamamızı sağlayacak bir temel sağlamaktadır. Son olarak bireyler arasındaki etkileşimler, bilgi alışverişleri, işbirlikleri, çatışmalar, beklentiler (Cyert ve March, 1963) ve iletişim gibi unsurlar, rutinlerin yapısında değişimleri beraberinde getirmektedir. Örneğin bireylerin bilgi alışverişleri bilginin yayılımı ve koordinasyonunu sağlarken (Grant, 1996), çatışmaları ve beklentileri rutinlerde durağanlığa neden olmaktadır.

Buraya kadar sıralanan üç değişkenin rutinlerin yapısında hem iyileşmelere hem durağanlığa sebep olabileceği dikkate alınmalıdır. Bireylerin öğrenme, bilişsel yeteneklerini kullanma ve etkileşimleri rutinlerde olumlu yönde bir değişim oluştururken (Feldman ve Pentland, 2003), bireylerin bu değişkenleri kötü yönetmeleri rutinlerin yapısını olumsuz yönde etkilemektedir. Burada dikkat edilmesi gereken husus hem iyileşen hem de kötüleşen rutinlerde bir değişim olduğudur.

KDY açısından değerlendirildiğinde aktörlerin olumsuz özellikleri kolektif yeteneklerdeki temel katılıkların (Leonard, 1992), olumlu özellikleri ise yeteneklerdeki inovatif ve yaratıcı faaliyetlerin (Teece, 2007; 2009; MacLean vd., 2015) anlaşılmasına katkı sağlamaktadır. Bu açıdan yapılanma teorisi aktör kavramıyla dinamik yeteneklerin mikro temelleri (Abell vd., 2008) ve makro temelleri (kolektif yetenekler) arasındaki ilişkilerin anlaşılmasına sağladığı kavramlarla rutinlerin ve yeteneklerin kara kutusunun açılması (Felin vd., 2012) için bir anahtar rolü üstlenmektedir. Yapılanma teorisi örgütsel rutinlerdeki içsel değişimlerin incelenmesine sağladığı bu katkılarla dinamik KDY’ye veya dinamik yeteneklerdeki örgütsel ve yönetimsel süreçlere (Maritan ve Peteraf, 2011) katkı sağlamıştır.