• Sonuç bulunamadı

Günah İşlemeyen Derilerin Azaplandırılması

B. ÂYET İÇİ İŞKÂL

3. Günah İşlemeyen Derilerin Azaplandırılması

Sözlükte “terk etmek, vazgeçmek, vazgeçirmek” manasına gelen ve isim olarak

“işkence, eziyet ve elem” anlamında kullanılan azap kelimesi, terim olarak “Allah’ı tanımayan veya emirlere karşı baş kaldıran kimselere dünyada ve âhirette verilen ilâhi ceza.”446 demektir. Yüce Allah, âhirette Cehennem ehline uygulanacak azap ile ilgili birçok âyet dile getirmektedir. Bunlardan biri de konumuz açısından değerlendirilen şu âyettir:

اْتَج ِضَنااَمَّلُكا اراَناْمِهيِلْصُنا َف ْوَسااَنِتاَيآِباْاو ُرَفَكاَنيِذَّلااَّنِإ اَّاللّاَّنِإا َباَذَعْلااْاوُقوُذَيِلااَه َرْيَغا ادوُلُجاْمُهاَنْلَّدَباْمُهُدوُلُج

ا ازي ِزَعاَناَك

ا اميِكَح

442 Tirmizî, “Kıyâmet”, 26.

443 Zemahşerî, a.g.e., C. I, ss. 669-670.

444 Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, C. IX, 129; Benzer yorumlar için bkz. Taberî, a.g.e., C. VI, s. 287; Ebü’l-Leys es-Semerkandî, Ebü’l-Leys Nasr b. Muhammed b. Ahmed, Bahru’l-Ulûm, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1414/1993, C. I, s. 321; Mâtürîdî, Te’vilât, C. I, ss. 364-365.

445 Mukâtîl b. Süleymân, a.g.e., C. I, s. 360; Taberî, a.g.e., C. VI, s. 288; Beyzâvî, a.g.e., C. II, ss. 53-54; İbn Kesîr, a.g.e., C. II, s. 178.

446 Yavuz, Yusuf Şevki, “Azap”, İstanbul: DİA, 1991, C. IV, s. 304.

102

“Şüphesiz âyetlerimizi inkâr edenleri biz ateşe atacağız. Derileri yanıp döküldükçe, azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz. Şüphesiz Allah, mutlak güç sahibidir, hüküm ve hikmet sahibidir.”447

Zemahşerî’ye göre bu âyet kendi içinde bir müşkil durumu teşkil etmektedir. Âyette yüce Allah, Cehennem’de günah işleyen derilerin yerine, günah işlememiş derilere azap edeceğini bildirmektedir. Bu da bir “haksızlık” gibi göründüğü ifade edip şöyle bir açıklama dile getirmektedir. “Derileri yanıp döküldükçe azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz.” cümlesi azap, kişinin duyarlı yekûnunu ifade etmektedir. Zira günah işleyen deri değil kişi bütünüdür. Nitekim bu konuda Fudayl b. İyaz’dan (v. 187/803) “Cehennem’de yanmış olan derinin yanmamışa dönüştüreleceği” rivâyeti aktarılmaktadır. Hasan-ı Basrî’nin,

“derilerinin yetmiş kere parşömen renginde beyaz deriye dönüştürüleceğini” söylediği nakledilmektedir. Buna göre âyetin manası, “Bir kişinin bütünü günah işlediği için Cehennem’de azabı tatmaya devam etsin ve bu tatma kesintisiz olsun diye derileri yenilenecektir.” şeklindedir.448

Bu konuda Taberî’nin görüşüne baktığımızda konuyu genel hatlarıyla ele aldığını ve Zemahşerî ile aynı görüşü dile getirdiğini görmekteyiz.449 Mâtürîdî’ye göre insanlar hayatta iken, cisimlerinin ve rûhlarının değiştirilmesinin mümkün olması gibi, âhirette de küfür eden kimselere vaad edilmiş olan Cehennem azabının değiştirilmesi mümkündür. Bundan ötürü burada herhangi bir tezat görünmemektedir. Bunun ardından âlimlerin iki cevabına yer vermektedir. İlkine göre azaba uğrayan insanın kendisidir. Derisi ise, kendisinin mahiyetinden ayrı bir parça olmayıp aksine o insana yapışmış olandan ve onun zatına ziyade edilenden başka bir şey değildir. Bundan ötürü Allah Teâlâ, derileri yenileyip ve yenilenmiş olan bu deriler ile azaba devam ederse, işte bu da ancak isyân eden kimseyi azaplandırma olur.450 İkinci görüşe göre “Azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz.” ifadesinde zikredilen deriler ile Cehennem’de olan kimselerin elbiseleri kastedilmiştir. Nitekim Kur’ân’da Cehennem ehlinin elbiseleri, “Gömlekleri katrandandır. Yüzlerini de ateş bürüyecektir.”451 şeklinde tasvir edilmektedir. Bundan ötürü âyetteki “Derilerini yenileceğiz.” ifadesi, onların bu katrandan olan elbiselerini yenileyeceğiz, anlamındadır.452

447 Nisâ, 4/56.

448 Zemahşerî, a.g.e., C. II, s. 93.

449 Taberî, a.g.e., C. VII, ss. 164-165.

450 Mâtürîdî, Te’vilât, C. I, s. 462.

451 İbrâhim, 14/50.

452 Mâtürîdî, Te’vilât, C. I, s. 462.

103

Râzî de müellifimiz gibi bu âyeti ele almakta ve kendi içinde bir işkâl vehmi uyandırdığını ifade etmektedir. Bu işkâl durumuna ilişkin birkaç görüş dile getirmektedir.453 İlkine göre pişme ile pişen şey arasında fark bulunmaktadır. Durum böyle olunca zat değil, sıfat değişmektedir. Zat değişmediği için de azap, isyân eden kimseye ulaşmış olur.

Dolayısıyla âyette zikredilen “Derilerini yenileyeceğiz.” ifadesiyle sıfattaki deriler kastedilmiş olur. 454 İkinci görüşe göre âyet-i kerîmede bir kinâye bulunmaktadır. Binaenaleyh burada, Cehennem’de azabın devamlı olacağına ve hiç kesilmeyeceğine işaret edilmektedir.

Nitekim kendisi devamlılıkla tanıtmak istenen bir kimseye, -her ne zaman bir işin neticesine varmış olduğunda o yeniden başlamış ve her ne zaman o işin sonuna varmış olsa, mutlaka yeni baştan başlamış demektir- denilmektedir. İşte yüce Yaratıcı’nın “Azabı tatmaları için onların derilerini yenileyeceğiz.” sözü de bunun gibidir. Dolayısıyla âyette, Cehennem ehlinin Cehennem’de yandığını ve yok olma neticelerine vardığını zannettiği anda, onlara yeniden meydana geldiklerini ve var olduklarını zannedecekleri bir hissin ve yeni bir hayatın verileceği anlatılmaktadır. Bu da onların Cehennem’de göreceği azabın devamlı olacağına işaret etmektedir.455 Râzî, konuya ilişkin son olarak uzak bir görüş olarak değerlendirdiği Süddî’nin (v. 127/745) görüşünü aktarmaktadır. Bu görüşe göre bu ifade ile yüce Yaratıcı, Cehennem’de olan kimselerin derisini etiyle değiştirir, böylece onun etinden başka bir deri oluşmaktadır.456

İbnü’l-Arabî (v. 638/1240) âyette “Derilerini yenileyeceğiz.” ifadesinin fizyolojik azaba işaret ediyor gibi görünse de aslında ehl-i Cehennem’e Cehennem’de uygulanan azabın fizyolojik değil, psikolojik bir azap olduğunu ifade etmektedir.457 İbnü’l-Arabî’nin açıklamasının akabinde tefsir kaynaklarında, -beden; rûha, bilinç, haz ve elemi ulaştıran bir vasıtadan ibarettir. Bir kimsenin nefsi, rûhu ve bilinci değişmediği sürece, bedenin ya da onun bir cüzünün değişmesi, o kimsenin değişip bir başka kişi olmasını gerektirmez. Bundan ötürü devamlı yenilenmiş olacak deri ile azaba uğrayan deri konusunda, -günah işlemeyen deriyi azaplandırmak anlamına geldiği için,- adâlete aykırı olduğunu iddia etmek, yanlış anlama, değerlendirme ve noksan bilgiye dayanmaktadır. Zira azaba uğrayıp acı çeken deri değil, insanın bütünüdür.458 şeklinde bir görüş mevcut olduğu görülmektedir. Kanaatimizce, Cehennem azabının keyfiyeti nasıl olursa olsun, âyet-i kerîmede önemli olan nokta şu ki,

453 Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, C. X, s. 139.

454 Râzî, a.yer.

455 Râzî, Mefâtîhu’l-Ğayb, C. X, s. 140.

456 Râzî, a.yer.

457 İbnü’l-Arabî, Muhyiddîn Muhammed b. Alî b. Muhammed, el-Fütûḥâtü’l-Mekkiyye fî Ma’rifeti’l-Esrâri’l-Mâlikiyye ve’l-Mülkiyye, Beyrut: Mektebetü’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, 1423/2003, C. III, s. 3.

458 Kur’an Yolu, C. II, s. 81.

104

Allah’ın küfredip suç işleyenler hakkında vereceği cezaya hiçbir şey engel olamayacak, kimseye adâlet dışında azap etmeyecek, ancak hükme uygun azap verecek olmasıdır.