• Sonuç bulunamadı

Farklı açılardan sosyal bilgiler dersi ve değerler eğitimi ilişkisini ele alan

2.3. İlgili Çalışmalar

2.3.2. Farklı açılardan sosyal bilgiler dersi ve değerler eğitimi ilişkisini ele alan

değerlerin doğrudan kazandırılması istenen bir ders olarak karşımıza çıkmaktadır. Hatta Programda değerler, kazanımlarla ilişkilendirilerek ünitelere dağıtılmış ve öğretmenlere değerler eğitiminde tercih edilebilecekleri çeşitli yaklaşımlar önerilmiştir. Bu sebeple, söz konusu dersin değerler ve değerler eğitimiyle ilişkisinin, diğer derslere oranla, daha yoğun

olduğu söylenebilir. Ancak Tonga ve Uslu (2015), çoğu değerin kazanımlarla ilişkisinin zayıf olduğunu belirtmişlerdir. Araştırmacılara göre, değerleri kazandırmak için kazanımlar ve ders kitapları yetersiz kalmaktadır. Sosyal Bilgiler Öğretim Programını saygılı ve etik zihin

özellikleri açısından inceleyen Özdiyar’ın (2015) çalışmasının sonunda programın

farklılıklara saygı, empati, diğerlerine saygı, toplum için çalışma ve sorumluluklarını yerine getirme özelliklerine daha fazla yer verdiği bulunmuştur.

2005 programını genel olarak değerlendiren çalışmada (Kaymakcan & Meydan, 2012) ise Sosyal Bilgiler Öğretim Programında en çok vurgu yapılan beş değer ifadesinin “sorumlu olmak”, “özgürlük”, “kendi hedeflerini seçmek”, “Türk Milleti” ve “çevreyi korumak” olduğu bulunmuştur. Ayrıca Schwartz’ın değer sınıflamasına göre öz yönelim, evrenselcilik ve milliyetçilik, programda en çok vurgulanan değer tipleri olmuştur. En az ise maneviyat, gelenek ve güç değer sınıfları vurgulanmıştır. Araştırmacılara göre Sosyal Bilgiler Programı, yeniliğe açık, evrensel bir görüntü çizmekte, geleneksel değerlerden evrensel değerlere yönelmektedir. Programın uygulama kılavuzlarındaki etkinlikleri inceleyen diğer bir araştırmada (Yiğittir & Kaymakçı, 2012) etkinliklerin çoğunda değerler eğitimi

yaklaşımlarına yer verilmediği; uygulanan yaklaşımların ise sırasıyla en çok değer açıklama, değer telkini, aksiyon öğrenme, gözlem yoluyla öğrenme, değer analizi ve ahlaki muhakeme yaklaşımı olduğu ortaya çıkarılmıştır. En fazla 7. sınıfta, en az 5. sınıfta değerler eğitimi yaklaşımlarına yer verildiği araştırmanın bir diğer bulgusudur.

Sosyal Bilgiler Öğretim Programı ile farklı ülkelerin müfredatını değerler eğitimi açısından karşılaştıran araştırmalar da mevcuttur. Türkiye, Fransa ve Amerika New York’un sosyal bilgiler öğretim programlarının değerler eğitimi açısından karşılaştırıldığı araştırma (Kafadar ve diğerleri, 2018) sonucunda, her üç ülkenin Schwartz’ın değer sınıflamasına göre, özgür, eleştirel bakış açısına sahip, yansıtıcı, bağımsız düşünen bireyler yetişmeyi hedeflediği bulunmuştur. Söz konusu ülkelerde öğretimin genel amaçları açısından bakıldığında,

Türkiye’nin ve ABD’nin sıklıkla muhafazakârlık alt boyutundaki değerlere ağırlık verdiği, Fransa’nın ise özaşkınlık boyutundaki değerleri vurguladığı görülmüştür. Merey, Kuş ve Karatekin (2012) tarafından gerçekleştirilen çalışma sonucuna göre ise Türkiye’de duyarlılık, sorumluluk, dayanışma, bilimsellik, yardımseverlik ve vatanseverlik değerler vurgulanırken ABD’de ise bunların yanında bireysel haklara saygılı olma, çeşitlilik, kamu yararı, çatışmaları önleme gibi demokratik değerler arasında yer alan değerlerin vurgulandığı görülmüştür.

Sosyal bilgiler ders kitabını değerler eğitimi açısından irdeleyen çalışmalara da

rastlanılmıştır. Topkaya ve Tokcan (2013), 6. sınıf sosyal bilgiler ders kitaplarında değerler en çok düz metin ve gerçek görsel materyaller aracılığıyla verildiğini belirtmişlerdir. Başka bir araştırmada, ders kitaplarındaki etkinliklerde yalnızca telkin etme ve değer analizi

yaklaşımlarına yer verildiği tespit edilmiştir (Ersoy & Şahin, 2012). Ortaokul seviyesinde tüm derecelerde sosyal bilgiler ders kitaplarını inceleyen Topkaya’ya (2011) göre, Millî Eğitim Bakanlığı tarafından hazırlanan kitaplar, özel yayınevine bağlı ders kitabı ile

karşılaştırıldığında, değerlerin yansıtılması açısından zayıf kalmaktadırlar. Öğretmenler de ders kitaplarının yetersiz kaldığını belirtmişlerdir (Çelik, 2010; Kurtdede Fidan, 2013). Sosyal bilgiler dersi dahil farklı branşların ders kitaplarını değerler (hoşgörü, sorumluluk, barış, dayanışma ve vatanseverlik) açısından irdeleyen Pilatin (2016) ise çalışmasının sonucunda hoşgörü ve dayanışma değerinin en fazla din kültürü ve ahlak bilgisi 8. sınıf ders kitabında, sorumluluk değerinin vatandaşlık ve insan hakları ders kitabında, barış ve vatanseverlik değerinin en fazla T. C. inkılap tarihi ve Atatürkçülük ders kitabında vurgulandığı tespit edilmiştir. Ders kitaplarındaki metinlerde yer alan değerler açısından bakıldığında en fazla sorumluluk, en az ise vatanseverlik değerinin geçtiği belirtilmiştir.

İlgili literatürde sosyal bilgiler dersinde verilen değerlerin öğrencilerde kazanılma düzeyini çeşitli değişkenler açısından inceleyen çalışmalara da sıkça rastlanılmıştır. Yalın (2017) tarafından yapılan çalışmada, Suriyeli öğrenciler ile sürekli etkileşim içindeki 8. sınıf

öğrencilerinin Sosyal Bilgiler Öğretim Programında geçen saygı, adil olma, misafirperverlik, hoşgörü, duyarlılık ve yardımseverlik değerlerini kazanım düzeyi yüksek olarak

belirlenmiştir. 7. sınıf öğrencileri ile yapılan çalışmada (Beldağ, Özdemir & Nalçacı, 2016), kız öğrencilerin dürüstlük, adil olma ve barış değerlerini kazanma düzeylerinin erkek öğrencilere oranla daha yüksek seviyede olduğu ortaya çıkarılmıştır. Ayrıca aynı çalışmada anne eğitim durumunun ve izlenen televizyon programlarının içeriğinin değerlerin

kazanılmasında etkili olduğu bulunmuştur. Aynı sınıf düzeyine yönelik Metin (2015) tarafından gerçekleştirilen araştırmada, öğrencilerin değerlere ulaşma düzeyleri çeşitli değişkenler açısından belirlenmeye çalışılmıştır. Araştırma sonucuna göre, geleneksel, demokratik, çalışma-iş, bilimsel ve demokratik değer sınıfları içerisinde yer alan çoğu değere ulaşma açısından kız öğrenciler erkek öğrencilere oranla daha yüksek düzeydedir. Bunun yanında, okul türü ve öğrenci başarı ortalamaları da değere ulaşma düzeyini etkilemektedir. Özdiyar (2015) tarafından yapılan çalışma sonucunda, 7. sınıf öğrencilerinin en fazla haklı eleştirilerde bulunma ve toplum için çalışma; en az sorumluluklarını yerine getirme, güven verme ve diğerlerine saygı özelliklerine sahip oldukları bulunmuştur. Kapan (2014) tarafından yine 7. sınıf öğrencilerine yönelik yapılan çalışmada, Sosyal Bilgiler Programında yer alan bazı değerleri kazanım açısından yüksek gelirli aileye mensup olanlar, anne-baba eğitim düzeyi yüksek olanlar, cinsiyeti kız olanlar ve akademik başarısı yüksek olanlar lehine sonuç elde edilmiştir. Araştırmanın diğer bir ilginç bulgusu ise en düşük akademik başarı puanına sahip öğrencilerin programdaki diğer değerlerden düşük puan almasına rağmen estetik

değerinden yüksek puan almasıdır. O. Aydın (2014) araştırmasında ortaokul öğrencilerinin en yüksek düzeyde tarihsel mirasa duyarlılık değerini; en düşük düzeyde ise doğal çevreye duyarlılık değerini kazandıklarını ortaya çıkarmıştır. Sözü edilen çalışmada değerlerin kazanılmasında cinsiyete göre bir fark görülmezken baba eğitim seviyesi yükseldikçe

bir tarama çalışmasında, kız öğrencilerin, erkek öğrencilere; yüksek sosyoekonomik düzeydeki okulda okuyanların orta ve alt sosyoekonomik düzeydeki okullarda okuyanlara oranla daha yüksek oranda sorumluluk değerine ve empati becerisine sahip oldukları bulunmuştur (Yontar, 2013). Kınasakal’ın (2012) yaptığı çalışmada, öğrencilerin değerleri kazanma düzeyi öğretmen görüşlerine belirlenmiştir. 7. sınıf öğrencilerinden cinsiyeti kız olanların, bir sene öncesindeki akademik başarı puanı yüksek olanların ve baba eğitim seviyesi yüksek olanların değerleri daha fazla kazandığı ortaya çıkarılmıştır. Uğurlu (2012) ise öğrencilerin değerleri kazanma düzeyini veli görüşlerine göre belirlemiştir. Çalışmanın sonucunda velilere göre, öğrenciler 7. sınıf Sosyal Bilgiler Öğretim Programında geçen değerleri kazanmasında olumlu gelişme göstermişlerdir. Gömleksiz ve Cüro (2011) tarafından yapılan çalışmada, Sosyal Bilgiler Dersi Öğretim Programının öğrencilerin kültürel değerlere (aile birliğine önem verme, misafirperverlik, yardımseverlik, dayanışma) ilişkin olumlu tutum geliştirmelerinde etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Çalışmada, sosyal bilgiler dersinde doğrudan kazandırılacak tüm değerler göz önüne alındığında, kızların değerleri kazanma düzeyinin erkeklere oranla daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bir başka çalışmada (Aktaş, 2010; Türk & Nalçacı, 2011) ise 5. sınıf öğrencilerinden daha az kardeş sahibi olanların daha fazla hoşgörülü oldukları, anne-babanın öğrenim durumu arttıkça değer edinim düzeylerinin arttığı, televizyon programlarından spor programı izleyenlerin daha hoşgörülü oldukları bulunmuştur. Araştırmanın diğer bir bulgusu da babası memur olan öğrencilerin, değerleri kazanma düzeyinin yüksek olmasıdır. Bununla beraber ekonomik seviye yükseldikçe

değerleri edinme düzeyi de yükselmektedir. 4. ve 5. sınıflar üzerinde çalışma yapan Yiğittir’in (2009) 5. sınıflara ilişkin araştırması sonucunda, diğer çalışmalara benzer şekilde, kız

öğrencilerin, erkek öğrencilere oranla daha yüksek oranda sosyal bilgiler dersinde yer alan değerleri kazandığı bulunmuştur. Ancak bu değerler arasından estetik değeri hem erkek hem de kız öğrencilerde en düşük düzeyde kazanılan değer olmuştur. Aynı çalışmada, babanın

öğrenim durumuyla ailenin ekonomik durumunun da değerlerin kazanılmasında etkili olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Akbaş (2004) tarafından yapılan çalışmada geleneksel değerler,

bilimsel değerler ve çalışma-iş değerleri açısından kız ve erkek öğrencilerde fark olmadığı bulunmuştur. Bununla birlikte demokratik değerlere ve temel değerlere ulaşmada kız

öğrenciler erkek öğrencilere göre daha üst düzeydedir. Aynı zamanda öğrenciler, geleneksel değerler içerisinde ‘aile’, demokratik değerler içerisinde ‘kibar olmak’, çalışma-iş değerleri içerisinde ‘çalışkan olmak’, temel değerler içerisinde ise ‘temiz olmak’ değerine oldukça önem vermektedirler. Ayrıca ilkokul düzeyinde yapılmış olsa da sosyal bilgiler dersi ile ilişkisi olması sebebiyle çalışmaya dâhil edilen araştırmalar da mevcuttur. 4. sınıf Sosyal Bilgiler Programında belirlenen değerlerin kazanımını inceleyen Sağlam ve Genç (2015), araştırma sonunda, çoğu değerin kazanımında kız öğrenciler lehine bir sonuca erişilmiştir. Ayrıca anne-baba eğitim durumu arttıkça değerlerin kazanım düzeyinin yükseldiği de görülmüştür.

Söz konusu çalışmaların yanı sıra, ortaokul öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeylerini belirlemeye çalışan araştırmalar mevcuttur. Erel’in (2018) çalışmasına göre, 6. sınıf

öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeyi cinsiyet fark etmeksizin genel olarak geleneksel seviyededir. Bununla beraber okul türü bakımından devlet okullarında öğrenim gören öğrencilerin cevapları geleneksel düzeyde iken özel okulda öğrenim görenlerin cevaplarının gelenek öncesi düzeyde kaldığı ortaya konmuştur. Gümüş (2015) yaptığı çalışma sonucunda, ortaokul öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeyinin sınıf kademesi veya cinsiyet yönünden farklı olmadığını ve öğrencilerin genel olarak geleneksel evrede olduğunu bulmuştur. Aynı

çalışmada, kardeş sayısı fazla olanların üst düzeyde ahlaki yargılama yaptıkları görülmüştür. Bununla birlikte gelir düzeyi bakımından düşük gelirli olanların daha yüksek ahlaki gelişim düzeyinde oldukları da araştırmanın bir diğer bulgusudur. Ortaokul öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeyini belirlemeye çalışan bir diğer çalışmada N. Kaya (2015) tarafından

yapılmıştır. Çalışma sonucunda, ortaokul öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeylerinin sınıf kademesi, yaş, cinsiyet fark etmeksizin kişiler arası uyum evresinde olduğu tespit edilmiştir. Kişiler arası uyum evresi, Kohlberg’in geleneksel düzey içerindeki bir evredir. Baydar (2009) ise yaptığı çalışmada, benzer şekilde 5. sınıf öğrencilerinin ahlaki gelişim düzeyinin

geleneksel düzeyde yer alan iyi çocuk evresinde olduğu sonucuna ulaşmıştır. Ahlaki gelişim düzeyi yanında, ahlaki olgunluk düzeyine ilişkin yapılmış bir araştırmaya da rastlanılmıştır. Y. Yıldırım (2014) tarafından yapılan çalışmada 5. ve 6. sınıf öğrencilerinin ahlaki ve sosyal olgunluk düzeylerinin ortalamanın üzerinde olduğu bulunmuştur. Araştırmada kız

öğrencilerin ahlaki ve sosyal olgunluk düzeylerinin erkek öğrencilere göre daha yüksek olduğu bulunmuştur. Bununla birlikte anne-baba eğitim durumu, sınıf düzeyi, yaş gibi değişkenler ahlaki olgunluk düzeyi üzerinde herhangi bir farklılık oluşturmamıştır. Sosyal olgunluk düzeyi ise bazı değişkenler açısından (yaş, sınıf düzeyi gibi) farklılaşabilmektedir.