• Sonuç bulunamadı

Değerler eğitiminde karşılaşılan sorunlara ve çözümlere ilişkin görüşler

2.3. İlgili Çalışmalar

2.3.1. Değerler ve değerler eğitimine ilişkin görüşleri ele alan çalışmalar

2.3.1.4. Değerler eğitiminde karşılaşılan sorunlara ve çözümlere ilişkin görüşler

Değerler eğitiminde karşılaşılan sorunlar açısından öğretmenlerin görüşlerini ortaya çıkarmayı hedefleyen birçok çalışmaya rastlanılmıştır. Çalışmalarda öne çıkan sorunlar, ailenin sosyal, kültürel ve ekonomik özellikleri, sosyal faaliyetler için okulların fiziksel yetersizliği, sınıfların kalabalık olmasından dolayı öğrencilerle bireysel ilgilenmenin zorluğu, popüler kültür karşısında değerlerin yetersiz kalması, ülkemizde bilgi öğretiminin ön planda olması, öğretmenin model olmaması, öğretmenler arası iş birliğinin zayıf olması (Ateş, 2013; Balcı & Yanpar Yelken, 2013; Başçı, 2012; Baydar, 2009; Çağatay, 2009; Keçe ve diğerleri, 2016), kitle iletişim araçlarının olumsuz etkisi (Akyıldız, 2016; Çiçek, 2017; Kurtdede Fidan, 2009; Yazar, 2010; Yazar & Yanpar Yelken, 2013) ve öğretmenlerin değerler eğitimi

konusunda bilgi yetersizlikleridir (Keskin ve diğerleri, 2014; Memişoğlu, 2013; Varol, 2013). Bilgilerinin yetersiz olduğunu düşünen öğretmenlere karşılık, Yüksel (2012) ve Avcı (2011) tarafından yapılan çalışmalarda, öğretmenlerin değerler eğitimi konusunda kendilerini yetkin gördükleri ve yüksek öz-yeterliklere sahip oldukları ortaya çıkarılmıştır.

Sayılan sorunlar dışında öğretmenler, okul dışı (aile, sosyo-kültürel çevre) kazanılan değerlerle okulda kazandırılmaya çalışılan değerlerin uyuşmaması (Baydar, 2009; Ergin & Karataş, 2014; Yiğittir, 2009), müfredatın ağırlığı, yetersiz ders saatinin olması ve değerler eğitimine uygun olmayan ders kitaplarından dolayı da değerler eğitiminde sorunlar

yaşadıklarını belirtmişlerdir (Çiçek, 2017; Keçe ve diğerleri, 2016; Keskin ve diğerleri, 2014; Kurtdede Fidan, 2013). Ayrıca Selçuk (2016) hem okul idarecileri hem de öğretmenler ile yaptığı görüşmeler sonucunda değerler eğitiminde yaşanan temel sorunları, velinin

desteklememesi, sınavların ve diğer çalışmaların değerler eğitiminin önüne geçmesi, hedeflenen kavramların soyut içerikli olmasının uygulamada zorlanmalara sebep olması ve öğretmenlerin yeterince aktif katılım sağlamaması şeklinde sıralamıştır. Baltacı (2018) tarafından yapılan çalışmada ise okul yöneticileri, değerler eğitiminde yaşanan en önemli sorunların değerler eğitimi için ayrı bir ders olmaması, tüm branşların aynı önemi vermemesi ve velilerin değerler eğitimi almaması olduğunu belirtmişlerdir. Gömleksiz ve Kılınç (2015) ise değerler eğitiminde yaşanan sorunları; aileden, öğrenciden, okul yönetiminden ve

çevreden ilgisizlik, yapılan çalışmaların mali destek gerektirmesi sebebiyle ekonomik sorunlar ve zaman sıkıntısı şeklinde kategorilere ayırmışlardır. Başka bir sınıflama da Kurtdede Fidan (2013) tarafından yapılmıştır. Araştırmacı, değerler eğitimini zorlaştıran etmenleri aileden, medyadan, öğretmenden, eğitim sisteminden kaynaklı şeklinde kategoriler haline getirmiştir.

Çoğu öğretmen adayı, değerler eğitimi ile ilgili önce kendilerinin bilgi edinmesi, bu sebeple kendilerine ders verilmesi yönünde görüş bildirmişlerdir (E. Oğuz, 2012; Öztürk Demirbaş & Çelikkaya, 2012; Yazar, 2012). Aynı şekilde Yiğittir ve Kaymakçı da (2012), öğretmen adaylarına kuram ve uygulamayı kapsayan eğitimler verilmesi önermişlerdir. Şahin ve Katılmış (2016) tarafından yapılan çalışmada, sosyal bilgiler öğretmen adaylarının

öğrencilere değer kazandırma, değerler eğitimi yaklaşımını bilme ve kullanabilme açısından öz-yeterlilikleri yüksektir. Ancak yine de öğretmen adayları üniversitede verilen değerler eğitimini kapsayan eğitimleri yeterli görmemektedirler (Kınacı, 2018; Şahin & Katılmış, 2016). Mergler ve Spooner-Lane (2012) tarafından yapılan çalışmada, araştırmaya katılan deneyimli öğretmenler hizmet öncesi eğitimin önemine vurgu yaparak, öğretmen adaylarının müfredatı yetiştirmeye odaklı yetiştiğine vurgu yapmışlardır. Ayrıca öğretmenler, değer temelli bir öğrenme ortamını sağlamak için öğretmen adayının öğrenciye duyarlı, sözlü ifadeler ve davranışları arasında tutarlı, öğrencilerin öğrenmelerini teşvik edici, aktif dinleyen,

farklı öğrenci ihtiyaçlarını tanıyan ve destekleyen şekilde yetiştirilmelerini belirtmişlerdir. Benzer konuda uygulamalı bir araştırma yapan Willemse, Lunenberg ve Korthagen (2005), stajyer öğretmenlere verilecek hizmet öncesi eğitimde portfolyo ödevleri ve problem temelli öğrenme görevlerinin sıklıkla tercih edilmesi, ahlak eğitimi için öğretmen adaylarının hazırlığında en önemli yöntemler olduğunu ortaya çıkarmışlardır.

Öğretmenler, değerler eğitiminde yaşanan sorunlara ilişkin bazı önerilerde

bulunmuşlardır. Öne çıkan önerilere göre, değerler eğitiminde uygulamaya yönelik etkinlikler olmalı, bu süreçte çevreyle iş birliği yapılmalı, etkinlik için ekonomik destek verilmeli, öğretmenlere bilgilendirme çalışması ya da hizmet içi eğitim yapılmalı, değerler eğitimi zorunlu ders olmalı ve yeterli zaman sağlanmalı, öğretmenlerin yaptığı faaliyetler takdir edilmeli, aile, okul yönetimi ve medya destek olmalıdır (Ergin & Karataş, 2014; Gömleksiz & Kılınç, 2015; Yazar, 2010; Yazar & Yanpar Yelken, 2011; Yiğittir, 2009). Ateş (2013) ise ders kazanımlarını yetiştirme kaygısı ve akademik başarıdaki rekabet, değerleri ikinci plana attığını belirtmektedir. Ona göre, bu sebeple akademik başarı üzerinde değerler eğitimi konularının da etkisi olmalıdır. Değerler eğitiminde okul kültürünün etkili olduğunu vurgulayan Göldağ (2015), okullarda güçlü okul kültürünün oluşturulmasının öğrencilerin değer algılarında olumlu yönde değişikliklere yol açacağını belirtmiştir. Ancak başka bir çalışmaya (Çağatay, 2009) göre öğretmenler, okul iklimi karakter eğitimini etkilese dahi öğretmenin etki gücünün daha kuvvetli olduğunu düşünmektedirler.

Değerler eğitimi sürecinde yaşanan sorunları minimuma indirecek bir modelin veya programın ihtiyacını ortaya koyan çalışmalara da (Çengelci, 2010; Yazar, 2010; Yazar & Yanpar Yelken, 2011) rastlanılmıştır. Çengelci’ye (2010) göre, tasarlanacak model, var olan yaklaşımların sentezlendiği, öğrenme çevresini etkileyen bütün değişkenleri (aile, toplum, sınıf içi ve dışı etkinlikler vs.) kapsayan bir model olmalıdır. Yazar (2010) tarafından yapılan çalışmada ise öğretmenler, oluşturulacak bir değerler eğitimi programdan beklentilerini dile

getirmişlerdir. Öğretmenler, hazırlanacak programda öncelikle toplumsal yaşamdan örneklere ve teşvik edici etkinliklere yer verilmesini; değerlerin kazanımlara doğrudan

ilişkilendirilmesini beklemektedirler.