• Sonuç bulunamadı

XIII. YÜZYILA KADAR KIPÇAKLARIN TARĠHĠ

2.1. Ahıska Ġsmi ve Atabeg Unvanı

2.1.1. Etimolojik Açıdan Ahıska Ġsmi

Kırzıoğluna göre 482 yılına ait bir kaynakta ilk olarak “Ageska”1112

Ģeklinde geçen “Ahıska” ismi, Ġslâm kaynaklarından Ġbnü‟l-Esîr‟in “el-Kâmil

1111

O dönemde “Gürcü” tabirinin daha çok bölgede yaĢayan “Kıpçaklar”ı ifade ettiğini ilgili yerlerde ayrıntılı bir Ģekilde ifade etmiĢtik. Ayrıca bu tasvirler için bkz: Salomon, a.g.e., ss. 92- 94; Göyünç, a.g.m., ss. 135-137.

fi‟t-Târîh”inde “A‟âle-lâl / أَآ أَ أَآ أَ أَ ”,1113

“Ahbarü‟d-Devleti‟s-Selçukiyye”de ise “Ağâk-lâl / آﻻ كاغا”1114 Ģeklinde “Ahılkelek” ismi altında geçmektedir. Müslüman müverrihler bölgeye tam vâkıf olmadıkları için, “Ahıska” ismininin bölgede farklı bir birim olan “Ahılkelek” ile karıĢtırıldığı anlaĢılmaktadır.1115

Zira bölgeyle ilgili önemli bilgiler veren Ermeni müverrihler “Akheltskha”1116 diye telakkî ettikleri “Ahıska”nın, X. yüzyılın ikinci yansında var olan

“merkezi bir eyalet” in ismi olduğunu belirtmektedirler.1117

Ahıska ismi, doğulu kaynaklarda ilk olarak XIV. yüzyıllarda Türkçe bir kelime “Ak-Sika/Ak-Saka” isminden hareketle “Ahısha” veya “Ahıska” denilmeye baĢladığı kaydedilmektedir.1118

Diğer taraftan Osmanlı‟nın doğu seferi esnasında ordu münĢîsi1119

olarak bu sefere katılan müverrih Gelibolulu Mustafa Âlî‟nin “Nusret-nâme” isimli eserinde yanlıĢ Ģekliyle “ٗفسخا /

Ahısfa/Axısfa”1120

olarak kaydedilmiĢ olsa da, baĢta “Osmanlı belgeleri” olmak üzere diğer Osmanlı kaynaklarında ise “هخسخا / Ahısha/Axısxa”1121

veya

1113 Ġbnü‟l-Esîr 456/1064 yılı olaylarını naklederken “Ahıska ġehri”nden “Ahılkelek” diye bahsetmektedir. Bölgeye tam hâkim olmadığından olsa gerek ki, “Ahılkelek” adını da “Aâle- lâl” Ģeklinde verdiği görülmektedir. Öte yandan Ģehrin tavsifine bakıldığında bugün müstahkem kalesiyle meĢhur “Ahıska” olduğu anlaĢılmaktadır. Zira Ġbnü‟l-Esîr, burasının “yüksek surlu, etrafı dağlarla çevrili müstahkem bir Ģehir olduğunu ( ،عٌخوَٕ ثِصوَح وَ ثِ٘وَٚ ،وَي وَلَ وَيآوَعوَ خوَٕيثِ وَِ ثِ اوَْٛ وَ ْلأا ُخوَ ثٌِبوَع)” haber vermektedir. Bkz: Ġbnü‟l-Esîr, a.g.e., 1417/1997, VIII, 195.

1114 Hüseynî, Ahbarü‟d-Devleti‟s-Selçukiyye, 1. Baskı, çev., Necati Lugal, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1943, s. 25.

1115 Kırzıoğlu, klasik kaynaklarda “Ahılkelek” diye bilinen bölgenin, bugün Çıldır gölünün Kuzeydoğusunda yer alan “Akça Kale/Sebîd-ġehir” olduğunu belirtse de, ileride ayrıntılı bir Ģekilde bilgi verileceği üzere kanaatimizce burasının bugünkü “Ahıska ġehri” olması kuvvetle muhtemeldir. Ayrıca bölge ismiyle ilgili farkı görüĢler için bkz: Kırzıoğlu, a.g.e, 1953, ss. 21, 332-336; M. Fahrettin Kırzıoğlu, “Selçukluların Anıyı Fethi ve Buradaki Selçuklu Eserleri”,

Selçuklu AraĢtırmaları Dergisi II, Türk Tarih Kurumu Yayınları, Ankara 1971, ss. 129-130;

Fadime Tosik Dinç, “Ahıska Türkleri (1800-1921)”, (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Fırat Üniversitesi SBE, 2015), ss. 5-6.

1116 Bazı araltırmacılar burayı “Oltu” ile karıĢtırmıĢlardır. Zira burasının Oltu değil, Ahıska‟ya bağlı “Oshe” olması kuvvetle muhtemeldir. Nitekim 1595 tarihli Defter-i Mufassal Livâ-yı Ahıska tahrir defterinde de “Oshe”nin Ahıska‟ya bağlı bir nahiye olduğu görülmektedir. Bkz: Defter-i Mufassal…, ss. 67-73; Gürsoy Solmaz, “Penek/Bana Kalesi”, Türkiyat AraĢtırmaları Enstitüsü Dergisi, Cilt 12, Sayı 28, Erzurum 2005, s. 269.

1117 Urfalı Mateos, a.g.e., s. 330. 1118

Arif Yunusov, “Ahıska (Mesket) Türkleri: Ġki Kere Sürgün Edilen Halk”, Türkler

Ansiklopedisi, çev., Ekin Keskin, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, XVIII, 879.

1119 Sözlükte “düz yazı, nesir” anlamındaki “inĢâ” masdarından türeyen kelime “inĢâ etmek; kaleme almak” mânasında eser yazanlar için kullanılmaktadır. Ayrıca daha geniĢ bilgi için bkz: Mustafa Uzun, “MünĢeat”, DĠA, Ġstanbul 2006, XXXII, 18-20.

1120

Mustafa Âlî, a.g.e., ss. 131a, 177.

1121 Defter-i Mufassal Livâ-yı Ahıska, No. 130; Kuyûd-i Kadîme ArĢiv Kataloğu, 1. Baskı, haz., Sevgi IĢık, Songül Kadıoğlu, Mehmet Yıldırır, ArĢiv Dairesi BaĢkanlığı Yayını, Ankara 2012, ss. 24, 43, 95, 108, 218, 220, 228, 317, 321, 342; Bekir Kütükoğlu, Osmanlı-Ġran Siyasi

“هقسخا / Ahıska”1122

Ģeklinde geçtiği görülmektedir.1123 Zira Cihannumâ‟da,

“Ahısha, nâm-ı diğer Ahıskâ” Ģeklinde her iki hâliyle de geçmesi yukarıyı doğrular mâhiyettedir. 1124

Osmanlı kaynaklarında Kıpçaklara nispetle Ahıska bölgesinde hüküm süren Kıpçak Atabegliğine, “Çıldır” ve “Ahıska” ile birlikte

“Gürcü/Gürcistan” 1125

adının kullanıldığı da görülmektedir. 1126 Bu kullanımdan yola çıkarak “Ahıska” ismi, her ne kadar Sergi Cikia tarafından

“Gürcistan” diye tebdîl edilmiĢ olsa da, 1127

Tapu Kadastro‟da yer alan 1003/1595 tarihli Ahıska tahrir defteri‟nin asıl nushasında Defter-i Mufassal Livâ-yı Ahıska Ģeklinde “Ahısha/Ahıska” olarak geçmesi, Sergi Cikia‟nın Münasebetleri (1578-1612), 1. Baskı, Ġstanbul Fetih Cemiyeti, Ġstanbul 1993, ss. 57, 143, 188,

223, 268, 272, 278; UzunçarĢılı, a.g.e, III/1, 63, 68, 151, 164-165, 205; BaĢar, a.g.e., ss. 28, 125, 248; Ġdris Bostan, “Ahıska”, DĠA, Ġstanbul 1988, I, 526.

1122 Rahimi-zâde Ġbrahim ÇavuĢ Harimî, Kitâb-ı Gencîne-i Feth-i Gence (Osmanlı-Ġran

SavaĢları ve Gence‟nin Fethi 1583-1590), 1. Baskı, haz., Günay Karaağaç, Adnan Eskikurt,

Çamlıca Basım Yayın, Ġstanbul 2010, ss. 16, 31, 36, 42; Selânikî Mustafa Efendi, Tarih-i

Selânikî, 1. Baskı, Klaus Schwarz Verlag, Freiburg 1970, ss. 225-226.

1123 Kırzıoğlu, a.g.e., 1952, 65; Rasim Bayraktar, Ahıska-Çıldır Beylerbeyliği, 1. Baskı, Yasayan Kitaplar, Ġstanbul 2000, ss. 15-16.

1124

Çelebi, a.g.e., 1145/1732, s. 408.

1125 ÂĢıkpaĢazâde (ö. 908/1502?) “Menâkıb-ı Âli Osman” adlı eserinde 908/1502 yılı olaylarını anlatırken “Ahıska” ve “Gürcistan” ismini “iki farklı cografi bölge” olarak zikretmektedir. Bkz: ÂĢıkpaĢazâde, ÂĢıkpaĢazâde Tarihi (Osmanlı Tarihi [1285-1502]), 1. Baskı, haz., Necdet Öztürk, Bilge Kültür Sanat Yayınları, Ġstanbul 2013, s. 331. Ayrıca “ben ki” diye baĢlayan “sûret-i tasdiknâme-yi hümâyûn”da da mezkûr bölgeler “iki ayrı coğrafi birim” olarak geçmektedir. Bu da Ahıskalıların çoğu zaman Kartvellerden farklı değerlendirildiğini göstermektedir. Bkz: ġânizâde, ġâni-zâde Tarihi (Osmanlı Tarihi [1223-1237/1808-1821]), 1. Baskı, haz., Ziya Yılmazer, Çamlıca Basım Yayın, Ġstanbul 2008, s. 548.

1126 Ts. Abuladze gibi bazı Gürcü tarihçiler “Gürcistan Vilayeti” isminin XVII. yüzyılın baĢlarında “Çıldır Vilayeti” olarak değiĢtirildiğini iddia etse de, tarihi vesikalarda bu isimde bir “beylerbeylik” söz konusu değildir. Konuyla ilgili olarak yukarıda da ifade ettiğimiz üzere Osmanlı döneminde “Gürcistan Vilayeti” adının coğrafî anlamda kullanıldığı görülmektedir. Bkz: GümüĢ, a.g.t., s. 114-119.

1127 Ġleride de geniĢ bilgi verileceği üzere, 1003/1595 tarihli Defter-i Mufassal Livâ-yı Ahıska tahrir defteri Gürcü Türkolog Sergi Cikia tarafından 1947‟de matbû hale getirilmiĢ ve böylece ismi değiĢtirilmek suretiyle Defter-i Mufassal-i Vilayet-i Gürcistân Ģeklinde yayımlamıĢtır. Stalin döneminin Ģartları dikkate alınırsa bu uygulamanın kasten yapıldığı anlaĢılmaktadır. Kanaatimizce maksat ise târihî Türk topraklarının da Gürcistan‟dan sayılması ve Ahıskalı Türklerin bugünkü anlamda “Gürcü” olarak lanse edilmesidir. Ayrıca Stalin rejiminin Türkiye‟den toprak talebinin de altyapısı olarak düĢünülebilir. Zira Sovyetlerin Türkiye‟den Kars ve Ardahanı istedikleri bilinen bir gerçektir. Bkz: Cikia, a.g.e., 1947; Buntürk, a.g.e., ss. XVI-XVII; Walter Comins-Richmond, “Sovyetlerin Türk Halklarını Sürgün Etmesi”, Türkler

Ansiklopedisi, çev., Erhan Yükselci, Yeni Türkiye Yayınları, Ankara 2002, VIII, 872. Öte

yandan KaçkaçaçiĢvili-Beridze, bu defterin ismini Defter-i Mufassal-i Diyar-ı Gürcistân Ģeklinde vermiĢtir. Bkz: Maka KaçkaçaçiĢvili-Beridze, “Gürcü-Türk Dil ĠliĢkilerine Dair Bir Ġnceleme”, Gürcü-Türk ĠliĢkileri: Tarih ve ÇağdaĢlık, ed., Ġbrahim Tellioğlu, Roin KavreliĢvili, Gündüz Ofset, Trabzon 2017, s. 232.

kasten değiĢiklik yaptığını akıllara getirmektedir (Bkz: Ek-3).1128 Ayrıca

defterin içerisinde müteaddid kez yine “Ahıska” isminin geçtiği bilinmektedir.1129

Yine bu ismin, Türklerin millî destanı olarak bilinen Kitâb-ı Dede

Korkut‟un Dresden yazmasında “بم قا / Ak-Sika”, “Ak-Saka” 1130 veya

“Akıska” Ģeklinde geçtiği görülmektedir.1131

Bunun da birçok araĢtırmacı tarafından “Ak-Kale” anlamına geldiği ifade edilmektedir.1132

Ayrıca ġâmî‟nin

Zafernâme‟sinde (804/1401) ise Dede Korkut‟taki gibi “اقسقا / Akıska” Ģeklinde

geçmektedir.1133

Bununla birlikte Evliya Çelebi Kafkasya‟da yaĢayan farklı milletlerden dolayı “Ahısha” isminin farklı telaffuzlarından bahsederek bu ismin “ٗمسخا / Ahıska, ٗمسلرخا / Âhirkıska, كصلا / Âksıka”1134

Ģeklinde de söylendiğini ifade etmekte, lâkin PadiĢah defterhânesinde “Çıldır Eyaletine mutasarrıf fulân pâĢâ” diye yazıldığını ilave ederek bölgeye zaman zaman

“Çıldır”1135

denildiğini de vurgulamaktadır.1136

Öte yandan doğulu kaynaklarda “Ahıska” diye bilinen bölge, Gürcülerce “Samskhe, Akhalsikhe, Sa-Atabago” olarak tesmiye edilmekte ve bunlardan “Sa-mskhe-Meskhi yurdu, Akhalsikhe-Yeni kale”, “Sa-Atabago” ise

1128

Kukulov, a.g.e, s. 28. Ayrıca daha geniĢ bilgi için bkz: Niyazov, a.g.m., 2016a, ss. 16-19. 1129 Defter-i Mufassal Livâ-yı Ahıska…, No. 130.

1130 Bugün Ermeniler Ahıska‟ya “Aksaka” derler. 1131

Kitâb-ı Dedem Korkud…, s. 126; Dede Korkut…, 1964, s. 48; Dedem Korkudun

Kitabı…,, s. 61.

1132 Kırzıoğlu, a.g.e., 1952, ss. 64-65. Zeyrek, a.g.e., 2001, s. 12; Bayraktar, a.g.e., 2000, s. 15. 1133 ġâmî, a.g.e., s. 190.

1134 Bekadze, Kahraman‟dan halken bu listeyi biraz daha uzatarak “Ahıska, Ahkıska, Ahçıska, Akıska, Akhısha, Akısha, Ahıçka, Usiha” Ģeklinde verse de bizdeki olan Osmanlıca neĢirde bunlara rastlamadık. Bkz: Shota Bekadze, “XVI. Yüzyılda Çıldır Eyaleti Ahıska Sancağı‟nın Politik ve Sosyo-Ekonomik Durumu”, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi SBE, 2014), s. 15. Ayrıca mezkûr Seyahatnâme‟de Evliya Çelebi buranın adının “Ahısha” olduğunu dile getirse de, günümüz Türkçesine aktarılırken “Ahiçka” Ģeklinde verilmesine bir anlam veremedik. Bkz: Evliya Çelebi, Günümüz Türkçesiyle Evliya Çelebi

Seyahatnamesi, 2. Baskı, haz., Seyit Ali Kahraman, Yücel Dağlı, Yapı Kredi Yayınları,

Ġstanbul 2008, II/2, 369, 372-374, 378, 386, 410, 419, 425. 1135

Zira 1653 tarihli “Sofyalı Ali ÇavuĢ Kanunnamesi”nde de “Eyalet-i Çıldır nâm-ı diğer Ahıska” Ģeklinde geçmektedir. Bkz: Sofyalı Ali Çavuş Kanunnamesi, 1. Baskı, haz., Mithat Sertoğlu, Marmara Üniversitesi Yayınları, Ġstanbul 1992, s. 36. Ayrıca Çıldır ismi ve târihî “Çıldır Bölgesi” hakında daha geniĢ bilgi için bkz: Bahattin Kılıç, “19. Yüzyılda Çıldır Sancağı‟nın Ġdari Yapısı”, (YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Kafkas Üniversitesi SBE, 2011), ss. 14-15.

1136 Çelebi, a.g.e., 1314/1896, s. 321; RâĢid Mehmed Efendi, Târih-i RâĢid, 1. Baskı, Matbaa-i Âmire, Ġstanbul 1282/1866, II, 580-586.

“Atabegler Yurdu” anlamına geldiği kaydedilmektedir. Bu isimlerin dahi bölgenin çok eski bir Türk Yurdu olduğu konusunda bazı fikirler verdiği görülmektedir.1137

Ahıska ve çevresine tarihte “Mesketya” denildiği de bilinmektedir. Özellikle günümüz Rusça 1138

ve Gürcüce kaynaklarda bölge daha çok

“Meskhetia” 1139

veya “Samskhe-Cavaheti” olarak anılmaktadır. 1140 Bu sebepledir ki, Gürcü, Batılı ve Rusça kaynaklarda Ahıskalı Atabeglere “Samshe Sa-Atabago” denilmekle birlikte Ahıskalı Türklere de “Meshetler” veya “Mesket Türkleri”1141 denilmesi âdet olmuĢtur.1142 Ayrıca yukarıda zikri geçen “Samskhe” ismiyle ilgili olarak da iki görüĢ beyân edilmektedir. Bu görüĢlerden ilkine göre bu isim bölgede var olan “Azgur, Ahıska ve Hırtız” kalelerinden dolayı Gürcüce üç anlamına gelen “sami” ve kale anlamına gelen “tsikhe” kelimelerinin birleĢiminden “üç kale” mânasına gelmektedir (Bkz: Ek-2). Diğer görüĢe göre ise yine Gürcüce “yurt” anlamına gelen “sa” ön eki ve “mesk” kelimesinin birleĢmesiyle “Meshlerin Yurdu/Ülkesi” anlamında

“Sa-Meskhe”den geldiği kaydedilmektedir. 1143

Kırzıoğlu bu ismi “Samçikhe/Sami-sıkhe”, Yunusov ise “Sa-Meshe” Ģeklinde vermiĢ ve her ikisi

1137 Zeyrek, a.g.e., 2001, s. 11.

1138 Çarlık Rusyası döneminde “Ахалцыке/Ahıska/Ahıska PaĢalığı” olarak geçtiği bilinen bir husustur. Bkz: PuĢkin, a.g.e., s. 436.

1139 Bugün Gürcüler “Mesk/Meshi” kavramını Sovyetlerin de etkisiyle “Gürcü kökenli” anlamında “Ahıskalı Türkler” için kullanmaktadırlar. Bu da kanaatimizce tarihte Kıpçaklar için kullanılan “Gürcü” teriminin yanlıĢ anlaĢılmasından doğan bir sonuçtur. Ayrıca burada “Sovyetlerin Milliyetler Politikası”nın etkisi de söz konusudur. Bununla birlikte Gürcü tezleri “Mesket Türkleri” tabirini bile kabul etmemekte “Gürcüler” anlamında sadece “Meshler” diye ifade etmektedirler. Zira bu görüĢe göre “tarihi Gürcü yurdu” olan meshetya‟da hiç “Türkler”in yaĢamadığı iddia edilmektedir. Buna mukabil bugün Ahıskalılar kendileri için kullanılan “Mesket” kavramını reddederek “Ahıskalı Türk” olduklarını her fırsatta dile getirmektedir. Daha geniĢ bilgi için bkz: Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası, “Meskheti”, 1. Baskı, red., C.B. Guliyev, Bakü 1982, VI, 446; M. Fahrettin Kırzıoğlu, “Ne „Mesket‟ Ne „Misket‟; Ahıska Türkleridir”, Azerbaycan Türk Kültür Dergisi, Sayı 268, Yıl 38, Ankara 1989, ss. 17-21; Comins-Richmond, a.g.m., VIII, 872-876; Dadayev, a.g.m., EriĢim Tarihi (10.01.2018).

1140 AvĢar-Tunçalp, a.g.e., s. 7; Ali PaĢa Veyseloğlu, Ahıska Türkleri‟nin Daramı, Ocak Yayınları, Ankara 1999, s. 1.

1141

Her ne kadar Ahıskalı Türkler kendilerini tanımlarken “Meshet” kavramını kullanmaktan kaçınsalar da, “Diyanet Ġslâm Ansiklopedisi”nde dahi mezkûr Türklerden “Meshet” diye bahsedilmesine bir anlam veremedik. Zira bugün bu kavramın politik bir amaca hizmet ettiği bilinen bir husustur. Bkz: Mustafa Aydın, “Meshet Türkleri”, DĠA, Ġstanbul 2004, XXIX, 304- 306.

1142 Oskari Pentikainen, Tom Trier, “Between Integration and Resettlement: The Meskhetian Turks”, (ECMI Working Paper 21, September 2004), August 2004, ss. 6-7.

de halk arasında kullanılar “üç kale” anlamının doğru olmadığını belirtmiĢtir.1144

Zira kanaatimize göre de doğru olanı “Meshlerin Yurdu” anlamındaki “Sa-Meshe” kullanımıdır.

Diğer taraftan târihî kayıtlarda buraya bu ismi veren Mesk/Meskh/Meskhi kavmi hakkında kesin bir bilgi yer almamıĢ olsa da bu kavmin “Hz. Nuh‟un oğlu Yafes‟in oğlu ve Oğuz‟un pederi Mesek‟ten gelen „Masag-et‟lere dayandığını ve Mesklerin de Kartvel/Gürcistan‟ın güneyinde yaĢamıĢ „Ġskit/Saka‟lara dayanan Turânî Hıristiyan halk olduğu” belirtilmektedir. 1145 Herodotos da “Massagetleri” heybetli ve güçlü bir kavim olarak tavsîf etmekte ve bunların “Skyth/Saka”lardan geldiğini söylemektedir.1146 Belâzurî‟de (ö. 279/892-93) geçen “Mesket/Maskat (طقسم)

Bölgesi”nin de bugünkü “Ahıska Bölgesi” olabileceği anlaĢılmaktadır.1147

Kafkasya Halkları ve Kafkasya Bölgesi hakkında önemli bilgiler ihtiva eden

Derbendnâme‟de de “Müskıt” diye bir bölgeden bahsedilmektedir.1148

Bu ismin de Ġskit/Mesket1149 ile irtibatlı olabileceği kuvvetle muhtemeldir.

Bugün Gürcüler “Ahıska” kelimesini kendi dillerine uygun Ģekliyle “Akhal-Tsikhe” gibi okuyarak bunun Gürcüce “akhali (ახალი-yeni)” ve

“tsikhe (ციხე-kale, mapushane)”1150

kelimelerinden müteĢekkil “yeni kale” anlamına geldiğini iddia etmektedirler. Fakat müverrih Gelibolulu Mustafa Âlî

1144 Daha geniĢ bilgi için bkz: Kırzıoğlu, a.g.e., 1992, ss. 145-146, 149-151, 157, 162; Kırzıoğlu, a.g.e., 1993, ss. 171, 201; Yunusov, a.g.e., 2000, s. 12.

1145 Daha geniĢ bilgi için bkz: Togan, a.g.e., 1981, ss. 23, 33, 38, 41, 47, 168, 409-410; Zeyrek,

a.g.m., XX, 520-521; Tosik Dinç, a.g.t., ss. 19-20.

1146

Herodotos, a.g.e., ss. 108-109.

1147 Klasik kaynaklarda “Gürcistan Bölgesi”nin “Ġrmîniye” sınırları için de zikredildiğini yukarıda belirtmiĢtik. Bkz: Belâzurî, a.g.e., ss. 194, 196, 202, 205.

1148 Peler, a.g.e., ss. 136, 149. 1149

Milattan önce III. yüzyıldan milattan sonra V. yüzyıla kadar yaklaĢık sekiz asır “Ġberya Gürcü Krallığı”na baĢkentlik yapmıĢ “Mtskheta ġehri”nin de “Ġskitler” ve “Ahıska/Mesket Bölgesi”yle irtibatlı olabileceği muhtemeldir. Daha geniĢ bilgi için bkz: Üstünyer, a.g.e., ss. 35-44.

1150

ġunu da ifade edelim ki, 1946‟da yayımlanan “Türk (Ġnönü) Ansiklopedisi”nde “Ahıska Kalesi”nin ilk baĢta “Gürcü” kalesi olduğu iddia edilmekte ve 1635‟de Osmanlılara geçerek “Çıldır Eyaleti”nin merkezi olduğu vurgulanmaktadır. Zira kalenin hiçbir zaman bugünkü anlamda “Gürcü” kalesi olmadığı, Ahıska bölgesinin ise 1578‟de Osmanlı topraklarına ilhak edildiği ve ertesi yıl 1 Temmuz 1579‟da “Çıldır Eyaleti” adıyla yeni bir beylerbeylik kurulduğu bilinen bir husustur. Bkz: Türk (Ġnönü) Ansiklopedisi, “Ahısha”, Milli Eğitim Basımevi, Ankara 1946, I, 235; Kırzıoğlu, a.g.e., 1953, s. 525; Emecen, a.g.md., 300-301; Dadayev, a.g.t., 19-24.

ve Kâtip Çelebi, Ahıska bölgesindeki bir diğer idarî birim olan “Ahıl-kelek”ten bahisle “ahıl/ahali” kelimesinin “ak” yani “beyaz” anlamına geldiğini ifade etmektedirler. Buna göre Âli, “Ahılkelek” ismine “Ak-ġehir”, Çelebi ise “Ak-

Kale” anlamını vermiĢtir.1151

Öte yandan ilgili yerde zikri geçen II. Murad dönemine ait takvimde

“Ahıska” ismi “ىخيسلاخا / Ahalsıhı” Ģeklinde geçse de, kanaatimizce diğer

yerleĢim birimi olan “Ahılkelek” ile karıĢtırılmıĢtır.1152

Metinde “Ahıska”yla birlikte “Samshe” ve “Azgur” bölgesi ve kalelerinden de bahsedilmektedir.1153 Ahıska‟yla Samshe‟nin aynı yer olduğunu yukarıda ifade etmiĢtik. Ayrıca bazı araĢtırmacıların da Âlî‟de geçen “AkĢehir dimekle meĢhûr Ahılkelek1154

nâmı ile dâhi mezkûr olan kala‟” ibaresinden hareketle “Ahıska” ile bölgede farklı nahiye olan “Ahılkelek”i karıĢtırdıkları görülmektedir.1155 Bu bağlamda bu kelimenin “kale” anlamına gelen Gürcüce “tsikhe/ციხე” ile de ilgisinin olmadığı anlaĢılmaktadır. Kamusü‟l-A‟lâm‟da “Ahısha” ve “Ahalçih” diye iki ayrı coğrafi birimden söz edilip “Ahahçih”in Ermenice “yeni kale” anlamına geldiği ifade edilmektedir. Her ikisi de aynı coğrafi bölgeyi göstermekle birlikte bu kelimenin de “Ermenice” olmadığı bilinmektedir. Diğer taraftan Bekadze ise Gürcüce “Akhaltskhe” isminin Türkçe‟ye tam tercüme edilmediğini, bundan dolayı bugün “Ahıska”1156

Ģeklinde kullanıldığını iddia etmektedir.1157

1151 Faris Çerçi, “Künhü‟l-Ahbar‟a Göre II. Selim, III. Murad, III. Mehmed Devirleri ve Âlî‟nin Tarihçiliği”, (YayımlanmamıĢ Doktora Tezi, Erciyes Üniversitesi SBE, 1996), s. 548; Çelebi, a.g.e., 1145/1732, s. 409.

1152

DaniĢmend de “Ahılkelek” için “Osmanlı devri Çıldır Eyaleti‟nin sancak merkezlerindendir” diyerek zaman zaman sancak merkezi olan “Ahıska” ile karıĢtırmıĢtır. Zira “Ahıska” ile “Ahılkelek” aralarında yaklaĢık 70 km. mesafe olan iki farklı yerleĢim birimidir. Bkz: DaniĢmend, a.g.e., II, 488; III, 579; Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası, “Ahalkalaki”, 1. Baskı, red., C.B. Guliyev, Bakü 1976, I, 578.

1153 Metinde “Ahıska, Samshe ve Azgur belde ve kalelerine gazası…” Ģeklinde geçmektedir. Bkz: Ġstanbul‟un Fethinden Önce…, ss. 80-81; Yücel, a.g.e., 1989, s. 250.

1154

Vardan‟da ise “Akal-Kalak” Ģeklinde geçmekte ve diğer adının da “Norkağakı” olduğunu belirtilmektedir. Bkz: Vardan, a.g.e., s. 177.

1155 Kırzıoğlu, a.g.e., 1952, ss. 64-65; Bayraktar, a.g.e., 2000, s. 15.

1156 Bekadze, “günümüzde Ahıska ismi Azerbaycan Cumhuriyeti‟nin Sabirabad ilçesine bağlı bir köydür” diyerek muhtemeldir ki târihî “Ahıska” ismini inkâr etmektedir. Bunu yaparken de mezkûr köye niçin “Meshet” değil de “Ahıska” isminin verildiğini gözardı ettiği görülmektedir. Zira 1957 sonrasında Azerbaycan‟a yerleĢen Ahıskalı Türklerin, tarihi toprakları olan Ahıska‟nın hatırasını canlı tutmak için yeni kurdukları bazı köylere “Türkler, Ahıska, Adigön, HeveĢen, Smada, Varhan” gibi isimler verdikleri bilinen bir gerçektir. Öte

Kitâb-ı Dede Korkut‟ta zikri geçen “Ak-Saka/Ahıska” isminin birçok araĢtırmada her ne kadar “Ak-Kale”1158

anlamına geldiği ifade edilse de,1159 ayrıca bu ismin “Saka”larla da irtibatlı olabileceği kuvvetle muhtemeldir. Mesklerin “Saka”lara dayanan Turânî “yerli halk” olduğunu yukarıda ifade etmiĢtik.1160

Bu mânada Atabegler Yurdunun halkına hâlâ “yerli” denilmesinin târihî arka planını da burada aramanın icap edeceği kanaatindeyiz. 1161

Mesk/Sakaların kuvvetli bir kolunun M.Ö. VII. yüzyıllarda Kafkasları aĢarak güneye doğru indiği ve böylece Kür-Aras boylarına yerleĢtiği bilinmektedir.1162

Bölgede önemli nehirlerden biri olan “Çoruh”un da Sakaların büyük bir kolu olan “Çor-uk”dan geldiğini ve “Çor-lar” anlamını ihtiva ettiğini bilinmektedir.1163 Kartveller, “Meskleri” Gürcü olarak telakkî etmekte ve Ahıskalı Türklere “Meshi/Gürcü” demekte, bölgede yaĢayan Meshilerin Osmanlı döneminde MüslümanlaĢarak “TürkleĢtiklerini” iddia etmektedirler.1164 Bugün Gürcülerce iddia edilen “Meshet” isminin 1960‟larda

yandan Bekadze‟nin “Azerbaycan Sovet Ansiklopedisi”nden etkilendiği kuvvetle muhtemeldir. Zira mezkûr “Ansiklopedi”de “Ahaltsihe” adı altında tarihi Ahıska yurdu, “Ahıska” ismi altında ise “Ahıska Köyü” hakkında kısa bilgi verilmektedir. Bkz: Azerbaycan Sovet

Ensiklopediyası, “Ahaltsihe”, 1. Baskı, red., C.B. Guliyev, Bakü 1976, I, 492; Azerbaycan Sovet Ensiklopediyası, “Ahıska/Axısxa”, 1. Baskı, red., C.B. Guliyev, Bakü 1976, I, 493;

Bekadze, a.g.t., s. 14. 1157 Bekadze, a.g.t., ss. 14-15. 1158

Muhtemeldir ki, Çıldır gölü içinde bulunan “Akça-Kale” ile karıĢtırılmıĢtır. Bununla birlikte Kütükoğlu, Cihannümadaki “Ak-Kale”nin de “Ahılkelek” değil, “Akça-Kale” olduğunu ifade etse de, kanaatimizce bu doğru değildir. Zira Âlî‟nin de “Ahal/Ahıl” ön ekine Türkçe “Ak/Beyaz” anlamını verdiğini yukarıda ifade etmiĢtik. Bkz: Kütükoğlu, a.g.e., 1993, ss. 54-57.

1159 Zeyrek, a.g.e., 2001, s. 12; Bayrakttar, a.g.e., 2000, s. 15; Mustafa Üren, Kimlik, Çıkar ve

Jeopolitik Ekseninde Ahıska Türkleri Sorunu, 1. Baskı, Nobel Bilimsel Eserler, Ġstanbul

2016, s. 69. 1160

Nitekim Kukulov da, Sakaların târihî kaynaklarda “AĢquz/ĠĢquz” adı ile geçtiğini beyan ederek “Ahıska” isminin buradan neĢ‟et ettiğini belirtmektedir. Ona göre Ahıska/AĢquz‟da yaĢayan Sakalara da “Massaqet” denilmektedir ki, bölgenin “Mesket” adı da bunlardan tevarüs etmektedir. Bkz: Kukulov, a.g.e, ss. 12-13, 16-17, 26.

1161

Rusçada “yerli” anlamına gelen “mest(k)nıy/местный” kelimesinin de “Meskler”le irtibatlı olabileceği düĢünülebilir. Bkz: Russko-Tureskiy Slovar (Rusça-Türkçe Sözlük), haz., E. Mustafayev, V. G. ġerbinin, Ġzdatelstvo Sovetskaya Ensiklopediya, Moskova 1972, ss. 396-397. Ayrıca “Ahıska yerlileri” hakkında geniĢ bilgi için bkz: Çingiz Badalov, Bütün

Yönleriyle Ahıska Türkleri, 1. Baskı, y.y., Çimkent 2004, s. 15.

1162 Daha geniĢ bilgi için bkz: Kırzıoğlu, a.g.e., 1953, ss. 81-82; Kırzıoğlu, a.g.m., 1983, ss. 135-139; Süslü, a.g.e., ss. 19-22; Lang, a.g.e., ss. 65-67; Buntürk, a.g.e., ss. 3-5; Ali Gündüz,

Çoruh Havzası ve Artvin, 1. Baskı, Ardanuçlular Kültür ve YardımlaĢma Derneği, Ankara

2001, ss. 5-6.

1163 Kırzıoğlu, a.g.e., 1992, ss. 24, 172; Kırzıoğlu, a.g.m., 1984, ss. 89-90; Doğru, a.g.e., ss. 21-22; Tellioğlu, a.g.e., 2004, ss. 32-33.

ortaya çıktığını dikkate alırsak, “Gürcü” kavramında olduğu gibi “Mesh” isminin de zamanla “millîleĢtirilerek” siyasi bir anlam kazandığı