• Sonuç bulunamadı

Esnek Örgütlenme ve Esnek Yönetim

B. ÖRGÜTSEL YAPIDAKİ DEĞİŞMELER

2. Esnek Örgütlenme ve Esnek Yönetim

Yeni kamu yönetimi anlayışının temel parametrelerinden birisi de, standartlaşmış biçimlerden uzaklaşılarak, daha esnek ve çeşitlendirilmiş hizmet anlayışına geçiştir [Ferlie ve diğerleri, 1997: 13]. Esneklik, üretimden yönetime kadar bir çok alanda anahtar kelime haline gelmiş durumdadır. Yeni üretim ilişkilerinin öngördüğü postfordist yaklaşım da bu esnekliği ifadelendiren bir kavramdır. Ritzer’a göre [1998: 217], bilgi toplumu örgütlenmesinin temel özelliği; hiyerarşik farklılıkların ortadan kaldırılması, örgütler arasındaki sınırların bulanıklaşması, daha bütünsel ve daha az uzmanlaşmış örgütsel bir yapı oluşturulması biçimindedir.

Çevredeki hızlı değişime ve gelişmelere zamanında ayak uydurabilmek için örgüt yapılarının esnekliği temel belirleyicidir. Çevre karmaşık ve berlirsiz ise, ki günümüzde öyledir, mekanik olmayan örgütlerin uyum şansı daha fazladır [Dinçer, 1996: 261]. Sanayi toplumunda, evren anlayışından örgütsel yaklaşımlara kadar mekaniklik ve belirginlik dikkat çekicidir. Bu dönemdeki doğa, fizik, toplum, üretim, örgüt ve yönetim anlayışları mekanikti; çoka fazla bir belirsizlik söz konusu değildi. Sanayi toplumunun hakim anlayışını yansıtan fordist üretim ve büyük bürokratik yapılar bu esneklikten uzaklığı ve standartlığı temsil etmekteydi. Kurallara, normlara ve yöntemlere aşırı

bağlılık, katılığı da beraberinde getirmişti. Bu dönemde büyük ve kademe sayısı çok fazla olan merkeziyetçi hiyerarşik bürokrasiler oluşturuldu. Katı standart çalışma prosedürleri, dikey kumanda kademeleri ve standartlaştırılmış hizmetler meydana getirilmişti. Bürokrasi mekanizmasının içinde basit bir dişliden ibaret olan çalışanların [Weber, 1996: 311] esnek davranması düşünülemezdi.

Günümüzde ise tam tersine, artan çevresel karmaşa, belirsizlik ve esneklik ön plandadır. Doğa, fizik, toplum, üretim örgüt ve yönetim anlayışları, mekaniklikten uzaklaşmış ve karmaşık hale gelmiştir. Fizikten piyasalara kadar birçok alanda belirsizlik ve karmaşıklık anlayışı egemendir. Kaos teorileri fizik bilimlerinden organizasyonlara kadar birçok konuda uygulama alanı bulmaktadır [Rahm, 1997: 75]; [Drucker, 1993: 168]; [Peters, 1987].

Sanayi devriminden buyana işin doğası ve üretim ilişkileri köklü bir şekilde değişmiştir [Pinchot ve Pinchot, 1993: 30]. Günümüzde beceriye dayanmayan işin yerini, bilgiye dayalı iş, tekdüze tekrarlanan işin yerini yenilikçilik, bireysel çalışmanın yerini takım çalışması, yukarıdan sağlanan eşgüdümün yerini ekranlar arasında sağlanan yatay eşgüdüm almıştır [Sargut, 1995: 122].

Altüst olmuş bir dünyada, durumlarını süratli bir şekilde ve sürekli olarak değiştirebilen ve daha fazla yeni anlayışı benimseyen organizasyonların ayakta kalabileceği, sabit ve öngörülebilir durumlar için oluşturulan mekanik sistemlerin (bürokrasi) ise, böylesi değişen ortamının ilk kurbanı olacağı ileri sürülmektdir.

Üretim ilişkilerindeki değişiklik, bu ilişkiler sonucu ortaya çıkan örgütlenme yapısını da değiştirmektedir. Daha önceki üretim ilişkilerine göre şekillenmiş olan mekanik örgütlenme işlevsiz hale gelmiştir. Durağan ortamlarda tekdüze sürekli tekrarlanan faaliyetleri etkin bir şekilde yürütebilen geleneksel katı merkeziyetçi bürokrasinin, günümüzdeki hızlı değişimlerin gerekli kıldığı faaliyetleri etkin bir şekilde yürütmesi zor görülmektedir. Küresel ortamda yönetimin rekabet edebilmesi, hızla değişen koşullara uyum sağlayabilmesi, işletmelerde uygulanan yöntemlerin kamuya aktarılabilmesi, etkin ve verimli çalışabilmesi yönetimin esnek örgütlenmeye sahip olmasıyla mümkündür.

Mekanik anlayışının geleneksel organizasyon yapı ve anlayışlarını etkilemesi gibi [Toffler, 1981a: 107]; [Morgan, 1998: 24] yeni teknolojiler de, günümüzün organizasyonlarını etkilemekte ve yeniden şekillendirmektedir. Yeni bilgi teknolojileri, büyüklüğü ve standartlaşmayı avantaj olmaktan çıkarmış ve esnekliğin maliyetini düşürmüştür40.

Geleneksel paradigmanın hakim olduğu dönemde, iş usullerinin, alet ve teçhizatların standartlaştırılması ile disiplin, kumanda birliği, yönetim birliği, merkeziyetçilik, kademe zinciri ve düzen üzerinde yoğunlaşılırken [Baransel, 1979: 120-136]; günümüzde süreç yenileme, değişim mühendisliği, kaos yönetimi akımı, projelerle yönetim akımı, öğrenen organizasyon, ekip organizasyonu, örgütsel küçülme, çalışanları girişimci yapma, şebeke türü organizasyon, personel güçlendirme [Erkut, 1996: 7]; [Koçel, 1996: 27] gibi konulara vurgu yapılmaktadır. Geleneksel anlayışı yansıtan merkeziyetçi hiyerarşik örgütlenmenin yerini, daha eşitlikçi şebeke örgütlenmesi almaktadır. Şebeke modeli, örgütlerdeki hiyerarşik-dikey otorite ve akışı yeniden yapılandırarak yatay bir akış halinde örgütlemektedir.

Esnek örgütlenme, çalışan personelin de esnekliğini zorunlu hale getirmektedir. Geleneksel anlayışın öngördüğü katı uzmanlaşma, tam zamanlı çalışma gibi anlayışlar terk edilmektedir. Örneğin Japon çalışma anlayışında, daha az uzmanlaşma sözkonusudur. Bir kişi, değişik birimlerde görev almaktadır. Yine Amerika Birleşik Devletleri’nde, yoğun iş saatlerinde iş başında olmaları kaydıyla, diğer saatlerde çalışanlara esneklik tanınmaktadır [Tortop ve diğerleri, 1998: 194]. Bu anlayış, çalışanlar tarafından daha fazla iş tatminine yolaçtığı gibi, kamu hizmetlerini talep edenlere de fayda sağlamaktadır. Mesai uygulamasını daha geniş bir zaman dilimine yaymakta ve bazı saatlerde işlerin yoğunlaşması önlenmektedir.

Geleneksel anlayışta görev tanımları çok dar olarak belirlendiği için, kişiler dar bir alanda durmadan aynı işi bir makine gibi yapmaktaydı. Çalışanların hep aynı işi tekrarlaması bezginlik, isteksizlik, heyecansızlık ve umursamazlık yaratabilmekteydi. İhtiyaç anında bir birimden diğer birime eleman kaydırmak oldukça zordu. Yeni

40 Örneğin geleneksel montaj hatlarında bir günde 5.000 adet gömlek üretildiği düşünüldüğünde, günümüzde bu gömleklerin her biri farklılaştırılıp, her bir farklı gömlekten 5.000 tane üretmek, 5.000 aynı gömleği üretme hızıyla ve maliyetiyle yapılabilmektedir [Giddens, 2000b: 332].

anlayışla birlikte görev tanımları daha esnek hale getirilmekte ve görevler arasında geçiş daha kolay yapılabilmektedir. Bu uygulama, geleneksel anlayışın ortaya çıkardığı olumsuzlukların giderilmesini sağlamada oldukça etkilidir [Alpöge, 1993: 127].

Günümüzde idarenin daha pragmatik ve esnek davrandığı söylenebilir. Katı kurallar yumuşatılmakta, alt kademedeki yöneticilere ve bireylerle daha çok ilişkide olan görevlilere daha fazla yetki verilip onların yaratıcı gücü harekete geçirmektedir. Hizmetin ve işlevin türüne, yerine ve zamanına göre farklı olabileceği kabul edilmektedir.

Yönetimde esneklik, yönetimde desantralizasyonu zorunlu hale getirmektedir. Yerinden yönetim, desantralizasyon, yerelleşme-yerellik gibi kavram ve anlayışlar ile postfordist yaklaşımın öngördüğü esnek yapılanma arasında doğrusal bir ilişki bulunmaktadır. Desantralize örgütlenmeler veya yerel yönetimler, daha esnek bir yapıya sahiptirler, değişen şartlara uyum sağlamada zorlanmazlar; doğrudan bireylerle ilişkili oldukları için sorunların tespitinde ve çözüm bulmada daha etkilidirler ve yeniliklere daha açıktırlar [Osborne ve Gaebler, 1993: 252].