• Sonuç bulunamadı

Cizre Eşrafının Yeni İdarî Statüye Tepkileri

5. BEDİRHAN BEY’İN MERKEZLE İLİŞKİLERİNİN BOZULMASI

5.6. Cizre Eşrafının Yeni İdarî Statüye Tepkileri

Cizre’nin yeni idarî statüsüne karşı çıkan yalnız Bedirhan Bey olmayıp Cizre’nin mütesellim, kadı ve muhtar gibi ileri gelenleri de yeni idare düzenine tepki göstermişlerdir. Bu amaçla, Diyarbakır Valisi Vecihi Paşa’ya ortaklaşa gönderdikleri ve her birinin mühürlerini taşıyan 18 Zilkade 1257(1 Ocak 1842) tarihli dilekçede; Cizre ve Bohtan kazalarının hesaplarının bir tutulduğunu, Cizre’nin ticarî yollar üzerinde bulunmasından, buraya uğrayan tüccarların Bohtan’a da uğradığını ve bundan ekonomik fayda sağladıklarını belirtmişlerdir. Fakat idarî yapıdaki değişiklik sonrası ticarî menfaatlerini kaybettiklerini söyleyerek bu konudaki sıkıntılarını beyan etmişlerdir. Ayrıca, Bedirhan Bey döneminde yapılan reformlarla Bohtan’ın harap ve perişan görüntüden kurtularak mamur hâle getirildiğini ve bu durumun devamını arzu ettiklerini söyleyerek beklentilerini bildirmişlerdir.

Dilekçenin devamında, Cizre’nin, Bohtan’dan ayrılıp Musul Eyaleti’ne bağlanmasının, birbirine ekonomik yönden bağlı olan Cizre ve Bohtan bölgesi halkını ekonomik bakımdan zayıflatacağını, bunun yanında, mirî malının toplanmasında da birtakım sıkıntılar yaşanmasına sebep olacağını ifade etmişlerdir.

60

Dilekçenin son bölümünde ise, Cizre ve Bohtan ileri gelenleri, Musul Valisi Mehmet Paşa’nın234 otoritesinden çekindiklerini, kendilerine de zulmedeceği endişesini taşıdıklarını belirtmekte ve yaşadıkları sıkıntıdan kendilerini kurtarması için Diyarbakır Valisi Vecihi Paşa’ya dilek, temenni ve ricada bulunmuşlardır235.

Bedirhan Bey’in, Padişah’a gönderdiği 28 Muharrem 1258(11 Mart 1842) tarihli arz tezkeresinde, Cizre’nin yeni idarî statüsü hakkında Musul Valisi Mehmet Paşa ile aralarında yaşadıkları birtakım anlaşmazlıklara rağmen, devlete ve Padişah’a karşı bağlılıktan ayrılmayacağını, bu yolda aykırı hareket eden, oğlu dahi olsa onun terbiyesini kendisinin vereceğini ifade ederek Padişah’a olan sadakatini göstermeye çalışmıştır236.

1842 yılında, gerçekleştirilen idarî değişikliğin tesiri altında devlete karşı henüz bir başkaldırı hareketi içerisinde değildir. Ancak yaşanan olaylar Bedirhan Bey’i yavaş yavaş bölgede farklı arayışların içerisine çekecektir. Fakat her şeye rağmen Bedirhan Bey’in hükûmete yaklaşmak, hizmet etmek, yanlış söylentileri bertaraf eylemek ve Cizre’nin yeniden Diyarbakır’a bağlanmasını sağlamak amacıyla kardeşi Salih Bey’i Diyarbakır Valisi’ne göndermesi, bu konuda İstanbul’a da çözüm için mektuplar göndererek Bâbıâli’ye karşı uzlaşmacı bir siyaset izlemesi, onun bu tarihlerde devlete henüz başkaldırmadığını göstermektedir237.

234 “…Gerek Bedirhan Bey’in gerekse Cizre ileri gelenlerinin mektuplarında Musul Valisi Mehmet Paşa’nın

yönetimde uyguladığı otoriter anlayışın bölgede bir rahatsızlık uyandırdığı muhakkaktır. Burada Musul Valisi Mehmet Paşa’nın bu denli kötü ifade edilmesinin altında kendisinden önce bölge halkının tâbi oldukları Erzurum Valisi Hafız Mehmet Paşa’nın bölge halkına karşı uyguladığı hoşgörülü, yumuşak, daha serbest bir idarî politikadan sonra daha otoriter bir valiye tâbi olmanın getirdiği rahatsızlıklar yatmaktadır. İdarî alanda daha serbest bir yönetim anlayışına sahip olan yöre halkı, doğal olarak Musul Valisi Mehmet Paşa’dan rahatsızlık duyacaktır. Mehmet Paşa devlete sadık kalmış, bölge halkına sahip çıkmış fakat bunun yanında farklı emelleri olanlara karşı katı bir yönetim anlayışı uygulamıştır. Daha önce bu bölgeyi dolaşmış olan Alman Subayı Helmut Van Moltke, 15 Haziran 1838 tarihli mektubunda Musul Valisi Mehmet Paşa hakkındaki izlenimlerini şöyle ifade etmiştir: “Şimdiki memurlar hak ve insan kadrini bilmeye başladılar. Cizre’deki askerlerin, devlete sadık kalmış köylerin halkına ne derece iyi muamele ettikleri inkâr edilemez. Ordugâhta bir pazar kurulmuştu. Burada köylüler serbestlik içinde mallarını satıyorlardı. Askerin köylere girmesi yasaklanmıştı. Her taraf yemyeşil tarlalara bezenmişken neredeyse atlarımız aç kalacaktı. Ordunun halka karşı gösterdiği şefkat ve himaye, hepimizin gördüğü övünecek bir haldir. Ordunun bu hareket tarzı Devletli Padişah hazretlerinin arzu ve emirlerine dayanmakta idi. Şimdi eskisi gibi mal ve mülk gasbedilmemektedir.” Nazmi Sevgen, Doğu ve Güneydoğu Anadolu’da Türk Beylikleri Tarihi, s. 64.

235 Nazmi Sevgen, “a.g.m.”, S. 11, s. 56-57.

236 “…Devlet-i Âliyye-i ebediyyü’l-devâm efendimiz hazretlerine ve hâk-pây-ı emel-revâ-yı

seniyyelerine rızâ-cûyân hareketle nâ’il-i feyz ve rıf’at olacağı mugayirinde bulunanlarından şimdiye kadar niceleri belâlarını bulmuş olduklarından mugâyeret idecek nefs oğlum dahi olur ise evvel- emirde te’dîb ve terbiyesine dikkat-i vâcibe-i zimmet masârıfatım olduğu…”. BOA, İ.MSM, 48/1225, Lef: 10.

61

Bedirhan Bey, Diyarbakır Valisi’ne gönderdiği 29 Muharrem 1258(12 Mart 1842) tarihli mektupta, Cizre kazasının öteden beri olduğu gibi Diyarbakır’a bağlanması hususunda kaza eşrafıyla birlikte durumun düzeltilmesi için İstanbul’a dilekçeler gönderdiklerini ve sonuçtan ümitli olduğunu yazmaktadır. Mektubun devamında, Hükûmet nezdindeki girişimlerden sonuç alınıncaya kadar Midyat, Bohtan ve Hacı Behram kazalarının vergi gelirlerini, Cizre Diyarbakır’a bağlanıncaya kadar Musul Valisi Mehmet Paşa’ya göndermeye devam edeceğini bildirmektedir. Aslında bu durum, Diyarbakır Valisi Vecihi Paşa’nın, kendisinden isteğiydi. Bunu böyle devam ettirmekle onun güvenini kazanma arzusunda olduğu görülmektedir. Ayrıca, daha önce Bedirhan Bey tarafından Vecihi Paşa’ya gönderilen kardeşi Salih Bey’in Cizre’ye geri döndüğü, devlete sadakat noktasında kendilerine yapılan tavsiye ve emirlerini aldığı, hükûmete karşı doğruluktan ayrılmayacağını beyan etmek suretiyle henüz devlete bağlılığını sürdürdüğü görülmektedir238.

Diyarbakır Valisi Vecihi Paşa, kardeşi Salih vasıtasıyla Bedirhan Bey’e bir mektup bir de kılıç göndermiştir. Vali, mektubunda hürmetkâr ve tatmin edici bir dil kullanmıştır. Onu temin ve tatmin etmeye çalışmakla herhangi bir başkaldırmayı önlemeye çalıştığı anlaşılmaktadır. Aslında 1842’de Bedirhan Bey’de henüz bir isyan belirtisi yoktur. Vali Vecihi Paşa’nın, Cizre’nin tekrar Diyarbakır’a bağlanması için İstanbul’dan uygun bir emir geleceği hususunda ona güven vermesi dikkate değer bir öngörüdür. Daha sonra yaşanan olaylar valinin görüşünde isabetli olup olmadığını göstermiştir239.

Diyarbakır Valisi Müşir Vecihi Paşa, Bedirhan Bey’e gönderdiği 15 Muharrem 1258(26 Şubat 1842) tarihli diğer bir mektupta, Diyarbakır’a gelen kardeşi Salih Bey’le her şeyi görüştüğünü, Cizre kazasının Musul’a bağlanmasıyla halk arasında baş gösteren sıkıntının ve emniyetsizliğin farkında olduğunu ve göçerlerin maruz kaldığı sıkıntıları bildiğini belirterek Musul Valisi’ne karşı gerek kardeşinin gerekse halkın gösterdikleri güvensizliğin sebeplerini bildiren ve diğer

238 BOA, İ.MSM, 48/1225, Lef: 25. 239 Nazmi Sevgen, “a.g.m.”, S.11, s. 59.

62

hususları da açıklayan bir arizayı, bölge halkının ve kendisinin gönderdiği dilekçeleri de ekleyerek Padişah’a sunduğunu belirtmektedir240.

Diyarbakır Valisi M. Vecihi Paşa, güzel sözlerle Bedirhan Bey’i yatıştırmaya çalışarak bu meseleyi daha fazla büyütmeden çözmeye çalışırken diğer taraftan da gereken tedbirleri alma gayreti içerisindedir.

Outline

Benzer Belgeler