• Sonuç bulunamadı

Bedirhan Bey’in Emirliği Döneminde İlk İcraatları

3. BEDİRHAN BEY’İN EMİRLİĞİ VE SİYASÎ ÇALIŞMALARI

3.2. Bedirhan Bey’in Emirliği Döneminde İlk İcraatları

Bedirhan Bey, emirliğe geldiğinde ilk iş olarak yönetimi düzene koymak için harekete geçti. Bu amaçla idarî alanda bir dizi reformlar yaptı104. Zamanla idaresini kuvvetlendirip Cizre bölgesini otoriter biçimde yönetmeye başladı. Onun en büyük başarısı, dağınık ve başkaldırmış aşiret ve beylikleri kendi himayesi altında birleştirmek oldu105. Sonunda Bedirhan Bey, Cizre-Bohtan bölgesinde otoritesini kabul ettirmeyi başardı106.

Cizre’yi emirliğin merkezî yapan Bedirhan Bey, idarî yapıda kendisine yardımcı olacak birtakım atamalar yaptı. Şeyhülislamlığa Abdülkuddus Bey’i, askerlik işlerinin başına Tahir Ağa’yı (Tahir Memo), süvari kumandanlığına Hamit Ağayı, hazine ve içişlerine Efendi Ağa’yı tayin etti. Mülkî yönetim, sadece İslâm şeriatına itaatten ibaretti. Şeyhülislam’ın başkanlığı altında şeyhlerin ve bilginlerin en değerlilerinden oluşan bir heyet vardı. Burası ümmetin adalet heyeti ve Emir’in danışma meclisiydi. Alınan her önemli karar, danışma meclisi ile ortaklaşa belirlenirdi. Davaların görülmesi, bu şeriat meclisine ait olup kendisi de bu yüce meclisin uygulayıcısıydı. Bedirhan Bey, hırsız ve soyguncuların üzerine cesaretle ve sıkı bir biçimde giderek emirlik içinde huzur ve sükûneti sağladı. Avrupalı gezginler, öteki Asya ülkelerinde arzuladıkları huzur ve güveni Bey’in kontrolündeki bölgelerde bulduklarını ifade etmektedirler. Rais ve Bres adlı iki Amerikalı misyoner, Dergül köyünde Bedirhan Bey’i 1836 Haziran’ın da ziyaret ettikten sonra, hiçbir suçlunun, Bey’in elinden kurtulamayacağını belirtmektedirler. Ülkenin birçok bölgesinde görülen hırsızlık, rüşvet vb. olaylara bu yörelerde rastlanmadığı, yakalanan hırsız ve soyguncuların ellerinin hemen kesildiği, böylece Cizre ve Bohtan Emirliği’nin en geri bölgesinde bile sükûnetin sağlandığı vurgulanmaktadır107.

Bedirhan Bey, emrinde bulunan topraklarda yaşayanların can ve mal güvenliğini sağlamayı, çapulculuk ve yağmacılığa son vermeyi, vergi toplama işlerini düzene koymayı başardı108. Bunlar, onun halk arasındaki saygınlığını artırdı. 1842-1845 yılları arasında bölgeyi dolaşan Rus araştırmacı V. Dittel, yollarda sık sık

104 Lütfi (Ahmet Ramiz), a.g.e., s. 53.

105 Sinan Hakan, Müküs Kürt Mirleri Tarihi ve Han Mahmud, s. 53. 106 Martin Van Bruinessen, “a.g.m.”, s. 274.

107 Celile Celil, “Bedirhan Bey Ayaklanması”, Dar Üçgende Üç İsyan, 2. Baskı, Evrensel Yayın, İstanbul 2005, s.

252.

33

Bedirhan Bey topraklarına doğru giden büyük göçmen gruplarına rastladığını belirtmektedir. Ayrıca, bu yolculuğa ilişkin notlarında şunları yazmaktadır: “Onun, toprak dağıtmak için yasaları ve koşulları var. Ama huzur ve güvenlik bu koşulların bütün elverişsizliğine tercih ediliyor”109. V. Dittel, bundan sonra Bedirhan Bey’in koyduğu kanunlardan, askerî yönetiminden ve toprak dağıtımından övgüyle bahsetmekte110 ve Cizre Beyliği sınırları içinde insanların korku duymadan tek başlarına yolculuk yapabildiklerini anlatmaktadır. Notlarının devamında; “Kürdistan’da soygun, yol kesme ve adam öldürmenin olmadığı yer yoktur. Ama buralarda asayiş böylesine sağlanmıştı.”111 diye yine onun yönetiminden övgüyle söz etmektedir.

Bedirhan Bey tarafından Dergül’e davet edilen iki Amerikalı misyoner olan Austin Wright ve Edward Breath, 1846’da İran’dan yola çıkıp Habur kaynağından da geçerek, Cizre’ye varmış; oradan Çölemerik’e kadar uzanıp “Kürdistan”ın en vahşi yörelerini hiçbir sorunla karşılaşmadan 23 gün boyunca gezmişlerdir. Bu iki misyonerin yazdığına göre; “Hemen hemen Kürdistan’ın bütün aşiret reisleri, kendilerini hediyelerle karşılayıp saygı bildiriyorlardı. Kendilerine at, katır ve değerli eşyaları hediye olarak sunuyorlardı”112.

1845’te Bohtan’ı gezen bir Fransız konsolosluk memuru, Bedirhan’ın emirliğiyle Osmanlı Devleti’nin denetimindeki diğer bölgeler arasındaki farka şu cümleleriyle dikkat çekmektedir: “Diyarbakır’dan Fırat’a inen yaklaşık 50 millik mesafede ülkenin farklılığı hemen göze çarpıyor. Tarım daha bakımlı, köyler daha iyi kurulmuş ve bolluk izlenimi veriyor. Burası Bedirhan’ın bölgesidir. O, Bâbıâli’ye 250 bin kuruş vergi ödüyor. Emirliği iyi yönetiyor, sert ama adil bir bey. Aynı şekilde ülkede tam bir güven ortamı var. Türk otoritesi altındaki diğer eyaletlerde rastlanamayacak bir refah görüntüsü var. Hatta bu sebeple göçmenler Bedirhan Bey’in toprağına yerleştiler ve onun askeri oldular. Ama her isteyen onun toprağına yerleşemez ve Bedirhan’ın Kürdü, adını taşıyamaz. Birinci koşul, her yeni gelen kişi at, silah, kılıç ve tüfek sahibi olmalı, kısaca iyi

109 M.A. Gasaratyan vd., Yeni ve Yakın Çağda Kürt Siyaset Tarihi, Çev: M. Aras, İstanbul 1998, s. 16.

110 Halfin, XIX. Yüzyılda Kürdistan Üzerinde Mücadeleler, 2. Baskı, Komal Basın Yayın Dağıtm, İstanbul 1992,

s. 51.

111 Celile Celil, “a.g.m.”, s. 252-253. 112 Martin Van Bruinessen, “a.g.m.”, s. 274.

34

silahlanmalı ve gerekli durumda Bedirhan Bey’in ordusuyla birlikte düşmana karşı savaşmalıdır”113.

Bedirhan Bey’in, kontrolü altına aldığı bölgeleri bir tür “meşveret sistemiyle” yönettiği yolunda görüşler de vardır114. Sosyal ve ekonomik yaşamın iyileştirilmesi, onun programında yer alan önemli konulardandı. Bunların gerçekleşmesi için öncelikle şunların yapılması zorunlu idi:

i. Asayişin sağlanması: Bölge sakinlerinin korku ve kuşkudan kurtarılması,

mal ve mülklerin hırsızlardan, soygunculardan korunması.

ii. Adil bir vergi sisteminin kurulması.

Bedirhan Bey, bu sorunların çözümünün, kendisinin halk içindeki otoritesini arttıracağını düşünmekte idi. Bu amaçla sosyal yapıda güvenliği sağlayıcı birtakım tedbirler almış; ağır vergi yükü ve haraç altında ezilen halkın üzerindeki vergi yükünü azaltmıştır. Onun ortaya koyduğu birey odaklı bu yeni yönetim anlayışı, zor durumda bulunan komşu bölge sakinleri için de bir umut ışığı olmuştur. Bundan dolayı bu aşiretlerin büyük bir bölümü, Bey’in kontrolü altındaki bölgelere göç etmişlerdir115. Bedirhan Bey, tüm Cizre ve Bohtan Emirliği’ni otoriter bir anlayışla yönetiyordu. Mal ve mülke karşı en küçük bir saldırıyı bile ağır şekilde cezalandırması, Bohtan’ı son derece güvenli bir bölge hâline getirmişti. Bir zamanlar soygunculuk ve eşkıyalığın kol gezdiği topraklarda şimdi mal ve mülkiyet emniyet içindeydi116.

Bedirhan Bey’in toprağına yerleşen her köylüye bir miktar tarla veriliyor; karşılığında birkaç kuruş alınıyordu. Ayrıca köylüler, tarlalardan elde ettikleri ürünün üçte birini Bey’e vergi olarak vermekle mükelleftiler. Halk, Bedirhan Bey’e verdiği haraç ve vergilerin bölgede diğer beylere verilenlerden daha az olması sebebiyle,

113 Celile Celil, a.g.e., s. 132; Chris Kutschera, a.g.e., s. 15.

114 Malmisanij, a.g.e., s. 3; M. Kalman, Osmanlı-Kürt İlişkileri ve Sömürgecilik, Med Yay., İstanbul 1994, s. 112. 115 Celile Celil, “a.g.m.”, s. 251; Kavus Kaftan, 19. Yüzyıl Bölgesel Kısa Kürt Tarihi, Baban, Botan, Soran, Çev:

Alihan Zerşati ve Fuat Cemil, Nüjen Yay., İstanbul 1996, s. 167.

14 Şevval 1259 ( 9 Eylül 1843 ) tarihli bir belgede Bedirhan’ın yaptığı düzenlemeye ve özellikle vergi yükünü düşük tutmasına şüpheyle bakılmaktadır. Belgede, Musul, Diyarbakır ve diğer yerlerden alınan vergilere göre Bedirhan’ın kendi bölgesinin halkından aldığı vergilerin çok düşük olduğu, bu sebeple Zaho ve Diyarbakır halkının bulundukları yerleri terkederek Bohtan bölgesine yerleştikleri ve terk edilen yerlerin harap durumda kaldığı belirtilmektedir. Emir Bedirhan Bey’in böyle davranmasının sebebi, hükûmetçe, Bedirhan’ın bulunduğu bölgede hükümranlık alanını genişletme amacı olarak yorumlanmakta ve kendisine yönelik birtakım şüphelere neden olmaktadır. BOA, İ.MSM, 48/1228, Lef: 12; BOA, İ.MSM, 49/1238, Lef: 4.

35

onun düzenini canıgönülden savunuyordu. Amerikalı misyonerler; Bedirhan’ın yardıma muhtaç olanlara maddî destekte bulunduğunu, o insanların da gözlerini göğe kaldırıp onun iyiliği için dua ettiklerini yazmaktadırlar117.

Van Gölü’nde gemi işletmeciliğinin kurulması önemli bir olaydı. Bedirhan Bey, projenin gerçekleşmesi için tüm gücüyle uğraştı. Bu konuda atılan adımlar, halkın sıcak ilgisiyle karşılaştı ve Bey taraftarı aşiret liderlerinin desteğini aldı. Gölde gemi çalıştırılması, bir yandan bölgedeki ticaretin gelişmesini sağlarken, öte yandan bölgeler arası ulaşımda büyük kolaylıklar sağladı. Bunun için Bedirhan Bey, gemi yapımcılığını öğrenmek için Avrupa’ya öğrenciler gönderdi118.

Ordu da bir parça modernleştirildi. Hâlâ aşiret birlikleri vardı ama artık bütün bir aşiret, kendi reisinin yönetiminde savaşa gitmiyordu. Her aşiretin en iyi askerlerinden oluşan ve doğrudan Bey’in komutasında bulunan seçkin birlikler kurulmuştu119. Hassa adı verilen bu birlikler, aşiretlerin her birinden alınan ve yüzer kişiden oluşan piyade ve süvarilerden oluşmaktaydı. Bu birliklerin başkanlığına da Hamit Ağa getirildi120. Bunlar, kendi aşiretlerinin ağalarından çok Bey’e bağlı sürekli bir ordu konumunda idi. Bu seçkin birliklerin kurulmasının bir diğer faydası da en iyi adamları elinden çıkan aşiret ağalarının bağımsız hareket etme imkânlarının ellerinden alınarak Emir’e tam itaatlerinin sağlanmasıdır121.

Bedirhan Bey, ilk önce Bohtan’da kendini güçlendirdi. Ordusunu, Bohtan Kürtlerinden ve Dıh bölgesi Ermenilerinden meydana getirdi. Yaklaşık 800 Ermeni ailesi barındıran Dıh bölgesi, Bohtan sınırları içerisindeydi. Silahşor Ermeniler, Bedirhan Bey’in sağ kolunu teşkil ediyorlardı122. Danışmanları ve ordu komutanları arasında Stephan Manoglyan, Oganes Çalktryan ve Mir Marto gibi Ermeniler de bulunuyordu. Bunlardan Manoglyan, İstanbul’daki İtalyan okulunda öğrenim görmüştü. Fransızca, İtalyanca ve Türkçe bilmekteydi. Diğer yandan İstanbul’daki

117 Celile Celil, a.g.e., s. 134; Chris Kutschera, a.g.e., s. 24.

118 Celile Celil, “a.g.m.”, s. 253; Tori, a.g.e., s. 174; Bkz. Celile Celil, 1880 Şeyh Ubeydullah Nehri Kürt

Ayaklanması, Çev: M. Aras, 3. Baskı, Peri Yay., İstanbul 1998, s. 19-30.

119 Martin Van Bruinessen, “a.g.m.”, s. 274. 120 Lütfi (Ahmet Ramiz), a.g.e., s. 75.

121 Martin Van Bruinessen, a.g.e., s. 275; Ahmet Özer, Beş Büyük Tarihi Kavşakta Kürtler ve Türkler, Barış

Matbaası, İstanbul 2009, s. 187.

122Garo Sasuni, Kürt Ulusal Hareketleri ve 15. Yüzyıldan Günümüze Ermeni-Kürt İlişkileri, Çev: Bedros

36

Ermeni Patriği başta olmak üzere, Kürtlere karşı olup devleti destekleyenler çoğunluktaydı123.

Bedirhan Bey, bölgedeki zengin madenleri temel alarak fabrikalar kurmaya başladı124. Öncelikle Cizre’ye davet ettiği ustaların yardımıyla, biri barut, diğeri silah imalâtı için iki fabrika kurdu125. Bu, onun Kürt beyleri arasındaki saygınlığını önemli ölçüde arttırdı. Askerî alanda güvenilir uzmanlara sahip olmak amacıyla Avrupa’ya öğrenci gönderdi126.

Outline

Benzer Belgeler