• Sonuç bulunamadı

Bozahmetli Yörükleri Sözlüğü

4.1. BOZAHMETLİ YÖRÜK AŞİRETİ HAKKINDA GENEL BİLGİ

4.1.8. Bozahmetli Yörük Aşireti’nde Tarihsel Hafıza ve Geçmişle Olan Dil

4.1.8.1. Bozahmetli Yörükleri Sözlüğü

Böyle bir sözlük oluşturma ihtiyacı Bozahmetli Yörük Aşireti’nin kullandığı dilin Orta Asya’da eski Türklerin kullandıkları dil ile olan bağlantısı ve günümüz Türkçesinden oldukça farklı olmasıdır.

"Gını gını gındali, adali madali, beş tülü bir, hadi çözebilen çözsün bakalım günümüz türkçesiyle. Ben de çözemiyorum tam olarak ama şunu söyleyebilirim; Tülü maya bir deve çeşidinin adı muhtemelen diğer isimlerin de bir arka planı varama bilemiyoruz. Bunun gibi şeylerin dışında aşiret mensuplarının konuştukları dil tamamen eski Türkçe, sadece göç etmemiş atalarımız ne varsa getirmişler yanlarında." (MU, 48, E).

İşte binlerce sözcükten ulaşıla bilinmiş olan kelimelerden bazıları: Afat: gribin en ağır hali

Ahızar kalmak: bıkmak, usanmak

Ala çuval: koyunyününden dokuma kıymetli eşya çuvalı Alaberi: bir hayli

Apırcın: çok çalışkan, çok hızlı Aşıt: uzak, görünmeyen yer

Atacak: kirişe vurulan topaçlı sopa Aydaş: çok zayıf kişi

Ayyeen: ne yapayım işte Badılcan: patlıcan

Bayabildiin: adeta Biseel: birçok, bir sürü

Bişşek: tuluktaki yoğurdu ayran yapmaya yarayan ucu yuvarlak saplı gereç Bobal boynuna: Bkz. Bobal

Bobal: vebalin üzerine Böcü: böcek

Buymak: çok üşümek Bülüç: küçük kuş

Candere: alel acele/ani baskı Carı: dayanıklı dirençli

Cerge: irili,ufaklı, kör, topal hayvan sürüsü Cıbara: çoluk-çocuk

Ciğirmek: acı ile bağırmak Cirk: kir, pas

Civcer: küçük peynir derisi

Comlamak: derin olmayan suda çıplak ayak dolaşmak Congulus: çok kişi toplamak

Cozuruk: boş palavra Cöcen: tavşan yavrusu

Cukga: karatavuk/ orta büyüklükte siyak bir kuş Çat: bacağın en üst arka kısmı

Çeğmellenmek: ele ayağa dolaşmak

Çelermek: gözü dönmüş, tuhaf bakışlı olmak Çelki: ağıl

Çenermek: aşırı derecede üşümek 130

Çığrınmak: imdat istercesine bağırmak Çıkı: içine bir şey bağlanan bez

Çıngı: küçük kıvılcım Çıprık: ince uzun dal parçası Çinkimek/pinkimek: sıçramak

Çinkimek: sıvı bir şeyin üzere sıçraması Çintik: keskin taşların bulunduğu taşlık arazi Çitil: küçük baglaç/kap

Çiyin: omuz

Çolpak/çolpara: çok taşlı, çukur dağ arazisi Çomaç: yufka ekmekten yapılmış sıkma Çomça: ağaç kepçe

Çöğdürmek: ayaküstü bevletmek Dengilmek: dirsek üzerine yaslanmak Dıkı: biraz

Dırca gelmek: karşı koymak Dilkeç: sırım/ızgaralık et Divil: zurna

Dolukmak: ağlayacakmış hissi, gözlerin dolması Dulda: kıyı kenar/görünmez nokta

Dumaa: grip

Düşenlemek: hastalıktan yahut yaşlılıktan dolayı kudretten düşmüş olmak Ebilobut: oldukça iri ve kof kişi

Elemet: çok iri olan

Elemyalak: yeşil, küçük kertenkele 131

Eleüneğarşı: ele, güne karşı Elganım: beceriksiz, titrek Eveldavar: meğer

Fıcıtmak: fırlatmak, riskli bir şekilde atmak

Fıdırak: uzun merdek *ince uzun çocuklar için kullanılır. Fıyyık/hüyyük/sıtlık: ıslık çeşitleri

Fili: kalçanın om kemiği Gabış: boynuzu olmayan Galan: artık, bundan sonra Gamrık: karın boşluğu Gancık: dişi

Gastan: maksuzdan Gastan: şaka

Gavı: sıkı giyinmek Geesi: çamaşır

Gıbış gıbış etmek: yapacağı bir şey varmış da onu saklıyormuş hissi Gıcırtılı: eftik/hareketli

Gıldıramak: “eh işte yaşayıp gidiyoruz” anlamında bir söz Gıldıramak: ufak tefek çalışma yapmak

Gımgım etmek: telaşlı hareketlilik

Gımtınmak: bir şeyler yermiş gibi yapmak Gırcılı: etkili fırtına, poyraz

Gırç: yoğun bir hal/kalabalık Gıtal: katil

Gıynaşmak: birçok canlının aynı anda hareket etmesi 132

Gicimik: yaban ot dalaması sonrası ani hareketlilik Gicişki: kaşıntı

Goçmar: siyah taş kertenkelesi

Gosgos etmek: içi kof hava atma durumu Gölük: kötü erkek at/hakir söz

Gubarmak: kasılarak göğüs kabartmak Guduretten: hiç yoktan

Gula: kızıl ile ak karışığı renk Gupay: av köpeği

Gusgun: eşeklerin arkasına bağlanan bez Guyruklu: akrep

Gücü kesik: moralsiz Gücüle: zorla/zorlukla Haranı: küçük kazan Hayla: bir hayli

Hebil: küçük metal saplı çakı

Heçodeelden: -mış gibi yapmak, ansızın Helke: büyük baklaç/kap

Hengetmek: eğlenmek, gülüşüp oynaşmak Hindi: şimdi

Homança: zayıf birisinin kalça kemiği Horanta: hane halkı

Horata: şaka

Horbuzlanmak: ukalaca tehditli bakış Humayn olmak: korkudan yumuşamak

Hüykürmek: derin oh çekmek Imırmak: hafifçe uykuya dalmak İbdi: önce/evvela

İfrasa: halk sağlığı yöntemleri İlan yastığı: yeşil, büyük kertenkele İşarat: çok çirkin

Keh: en uç Keme: fare Kepezlen: çulluk

Kevki: saplı kabak su tası Keyfine: boş ver

Kösdü köpeği: köstebek

Küteleş: biraz kısa boylu, şişmana yakın kişi Likoğlan: itibarsız, hafif

Löküs: gazlı bir fener türü

Löş: iri ve yumuşak, hareketsiz kişi Marazlı: hastalıklı/çabuk hastalanan

Martaval okumak: boş konuşmak/etki yapmayacak söz söylemek Mavıldamak: kedi gibi miyavlamak

Mehbez: yüzünden kan iyice çekilmiş kişi Mekiş: surat

Mılığıyıkık: üzgün, moralsiz

Muhanet: muhtaç olunmaması gereken kötü kişi Murayı: nazlanıp şımaran

Murayı: şımarık

Murt: yaban mersini

Nişlen: ne yaparsın/nasılsın

Oturgun çuval: kıldan dokuma zehre çuvalı Oyaza: sürüye uyum sağlamayan sakamet mal Ösgü: ucu ateşli odun

Öteberi: a) günün birinde/yakında b) Pazar alışverişi Özek: karın boşluğu

Palan: üzerinde ağaç olmayan eşek/at semeri Patan: ayak arası

Pavkırmak: tilki gibi ulumak

Pertlemek: gözlerin adeta dışarı çıkması durumu Peşkir: havlu

Poturna: ansızın çıkarılan küçük isyan Punt olmak: üzüntüden hastalanmak Punt: boş bir anı yakalamak

Puntuna getirmek: fırsatını yakalamak.

Saana: küçükbaş hayvanların sağılmak üzere toplandığı yer Sayacak: üçayaklı üçgen demir

Seelişmek: bitkin halde olmak

Sereklemek: düşecekmiş hissi vermek, sendelemek Sevincik delisi: sevinçten saçmalamak

Sıçak: hayvanların olduğu yerlerde yaşayan bir tür sinek Sındı: makas

Sitil: çadırın kıldan örme yan perdeleri Sökel: gribin sulu ve ağır hali

Su duması: nezle Sülempe: uyuz, avanak Sümdük: açgözlü, gurursuz Süsgün: ense

Şalak: kavun, karpuz Şirnimek: şımarmak

Tebelleş olmak: ummadık yerde ummadık engel çıkarmak Teelemek: bakmak

Terkisalet: namaz kılmayan/hakir söz Tingoz: çıtak, kavgacı

Tingöz: çabuk kızan çıtak Tirik: sincap

Töllenmek: sarkmak

Tömermek: çömelerek oturmak

Tuluk: üzerinde kıl olmayan yoğurt derisi Tuncukmak: aşırı derecede bunalmak Tünlümek: sıçramak

Uluk: çok pis/hakir söz

Ülbüç: ülüklü plastik küçük su kabı Ülük: kap ve çuval gibi eşyaların uç kısmı Üsemeye: boşu boşuna

Veyy: efendim, buyur Yargın: sırt

Yaylı kiriş: kıl, pamuk, yün atan yay şeklinde çırpacak Yemeni: lastik ayakkabı

Yüreğesmesi: korkudan yüreği titremek Zaar: yaşlı, bakımsız köpek

Zandıma: zannımca Zehre: tahıl

Zıngacı: çalıp çarpan gurubu Zıravıt/zıravada: iri yapılı insan Zingit: yaban armudu

Zülbüye: etrafın yemyeşil olduğu bolluk yer

Yukarıda verilen yaklaşık 250 kelimenin saf çoğunluğu sadece Bozahmetli Yörük Aşireti tarafından konuşulurken bazı kelimelerin ise Toroslarda yaşayan diğer Yörüklerle benzerlikleri vardır;

Garaböcü: Domuz (Sadece Erdemli Yörükleri) (Uğuz, 2013: 9). İmirmek: hafifçe uykuya dalmak (Ortak kullanım)

Meh: Al (Ortak Kullanım)

Okuntu: Davetiye (Ortak kullanım)

Su Duması: Nezle (Sadece Bozahmetli Yörükleri)

4.1.8.2. Bozahmetli Yörük Aşireti’nde Kullanılan Bazı Yörük Deyişleri