• Sonuç bulunamadı

A. Umumî Müfettişlikler ve Şükrü Sökmensüer

1. Birinci Umumî Müfettişlik Bölgesi

a) İskȃn ve Asayiş

Birinci Umumî Müfettişlik, 11 Aralık 1927’de çıkarılan 5928 sayılı kararname ile faaliyete geçmişti. Diyarbakır milletvekili İbrahim Tali Bey I. Umumî Müfettiş olarak atanmıştı.419 Müfettişliğin merkezi Diyarbakır olarak belirlenmişti. 1 Ocak 1928’de göreve başlayan müfettişlik kadrosunda 29 kişi bulunuyordu.420

417 A.g.e., s. 36-37.

418 Akşam, 6 Kânunusani 1937, Çarşamba, “Umumî Müfettişler İktisat Vekilile Görüştüler,” s. 1.

419 Burgaç, Türkiye’de Umumî Müfettişliklerin Kurulması ve Trakya Umumî Müfettişliği, s. 137. ; Koçak, Umumî Müfettişlikler (1927-1952), s. 81.

420Koçak, Umumî Müfettişlikler (1927-1952), s. 81-82.

103

Müfettiş İbrahim Tali Bey (Öngören)421 tıbbiye kökenli bir askerdi. Mustafa Kemal Paşa’nın Samsun’a çıktığı ekibin içinde yer almıştı. Millî Mücadele’nin önde gelen kadrosunda bulunmuştu. Daha sonra milletvekilliği de yaptı. Bu bakımdan İbrahim Tali Bey’in bu göreve seçilmesi kuruma verilen önemi göstermiştir.422

I. Umumî Müfettişlik bölgesinin en önemli çalışma alanı iskân ve asayişti. Bu bakımdan bu alanda çalışacak kişiler özenle seçilmiştir. İbrahim Tali bu sorunlu alanda birlikte çalışmak üzere İbrahim Şükrü’nün kendi umumî müfettişliğinde görevlendirilmesini temin etmişti. İbrahim Şükrü askerlikten istifa ettikten sonra, ailesinin bulunduğu Akhisar’a yerleşmişti. Orada kısa bir süre kalmıştır. İbrahim Şükrü, İbrahim Tali’nin (Öngören) teklifi sonucu, 30 Ocak 1928’de Birinci Umumî Müfettişlik bünyesinde yer alan İskȃn Müdürlüğü görevine atanmıştı.423 Bu görevde 9 Şubat 1930’a kadar kalan İbrahim Şükrü ardından Asayiş Müdürlüğü görevine getirilmişti. İbrahim Şükrü, 2 Aralık 1932 tarihine kadar bu görevi icra etti.424 Asayiş müdürü iken, atama kararıyla naklen ve terfian Muş Vali vekilliğine görevlendirildi.

Görevi süresince Siirt’de İkinci Piyade Tümeni’yle Sason-Mutki harekȃtını yönetti.

Bu görevi tamamladıktan sonra tekrar Asayiş Müdürlüğü görevine dönmüştür.425 Umumî Müfettişliklerin çalışmalarında asayiş konusu oldukça önemli görülmüştür. Bu çalışmalara ilişkin belirli aralıklarla raporlar düzenlenerek gerekli makamlar bilgilendirilmiştir. 4 Ocak 1930 tarihli rapor bu bakımdan önemlidir.426 Bu rapor doğrudan Başbakanlığa sunulmuş, Dâhiliye Vekâleti aradan çıkarılmıştır.427 İbrahim Şükrü’nün asayiş müdürlüğü görevine geldiği bu dönemde konu oldukça hassas bir durumdaydı. Asayiş raporlarının yanı sıra iskȃna dair raporlar da söz

421 İbrahim Tali Öngören Birinci Umumî Müfettişlik görevini 5 Aralık 1932 tarihine kadar sürdürmüş, ardından milletvekili olmuştu. Fakat 18 Mart 1934’de yeniden, bu kez İkinci Umumî Müfettişliğe, diğer bir adıyla Trakya Umumî Müfettişliği’ne atanmıştı (Koçak, Umumî Müfettişlikler (1927-1952), s. 82.).

422A.g.e., s. 65, 82.

423 Şahin, Türk Polis Teşkilâtının Şanlı Geçmişinde ve Cumhuriyete Giden Yolda İz Bırakan Polisler, s. 14.

424 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 143 ; Şahin, Türk Polis Teşkilâtının Şanlı Geçmişinde ve Cumhuriyete Giden Yolda İz Bırakan Polisler, s. 14.

425 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 143.

426 Siyasî ve sosyal analiz açısından, dönemin değerlendirilmesi bakımından önemli bir rapordur (Koçak, Umumî Müfettişlikler (1927-1952), s. 98).

427A.g.e., s. 97.

104

konusuydu. Bu raporlarda daha çok bölgedeki Kürt nüfusun durumu, siyasal, sosyal ve ekonomik açıdan bölgedeki hareketlenmelerin neden ve sonuçları değerlendirilmiştir.428

İbrahim Şükrü, I. Umumî Müfettişlik teşkilâtındaki görevi sırasında, I.

Umum Müfettişlik makamınca Van valiliği için önerilmişti. Fakat İçişleri Bakanlığı onu Emniyet İşleri Umum Müdür Muavinliği’ne uygun görmüştü. Ardından da bu göreve atanmıştır.429 Ataması 15 Kasım 1932’de Emniyet İşleri Umum Müdür Muavinliği ve 1. Şube Müdürlüğü görevine, naklen ve terfian yapılmıştır.430 Görevine 10 Aralık 1932’de başlayan İbrahim Şükrü, bu görevi 4 Nisan 1934’e kadar sürdürmüştü. Bu görevinden kısa bir süre sonra, 4 Nisan 1934’de Trakya Umum Müfettişliği Başmüşavirliğine atanmıştır. Trakya Umum Müfettişliği de İbrahim Tali (Öngören) tarafından oluşturulmuştu. İbrahim Şükrü yeni görevine 6 Haziran 1934’de başlamıştı.431

İbrahim Şükrü, Umumî Müfettişlik teşkilâtından ayrıldıktan sonra da bu teşkilâtın çalışmalarını yakından takip etmiştir. Uzun süre umumî müfettişlikler bünyesinde bulunmuş olan İbrahim Şükrü, Emniyet Umum Müdürü olduğu dönemde (1934-1939) de bu teşkilâtın çalışmalarına katkı vermeyi sürdürmüştü. Özellikle Umumî Müfettişliklerin emniyet ve asayiş konusundaki çalışmalarına belli bir koordinasyon çerçevesinde katkı vermişti. Zaman zaman da onların çalışmalarına ve yapacakları işlere dönük tavsiyelerde bulunmuştu. III. Umumî Müfettiş Tahsin Uzer’in, 15 Haziran 1937’de Trabzon’dan432 doğrudan Başbakanlığa yazdığı rapor bu konuya örnek olması bakımından önemlidir. Raporda ağırlıklı olarak istihbarat konusuna değinir. Dâhiliye Vekâleti tarafından kendisine aktarılan tahsisatın kullanımı konusunda İbrahim Şükrü’nün görüşlerinden yararlanmış olduğunu belirtmiştir. İbrahim Şükrü Sökmensüer bu tahsisatın istihbarat çalışmalarına

428A.g.e., s. 101-102.

429 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 143.

430 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 143. ; Şahin, Türk Polis Teşkilâtının Şanlı Geçmişinde ve Cumhuriyete Giden Yolda İz Bırakan Polisler, s. 14.

431 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 143-144. ; Şahin, Türk Polis Teşkilâtının Şanlı Geçmişinde ve Cumhuriyete Giden Yolda İz Bırakan Polisler, s. 14. ; İnan, Tarihe Tanıklık Edenler, “Şükrü Sökmensüer”, s. 100.

432 Üçüncü Umumî Müfettişlik kuruluşunda merkez olarak Erzurum seçilmiştir. Müfettişlik bölgesi Erzurum, Kars, Gümüşhane, Çoruh, Erzincan, Trabzon, Ağrı illerini kapsar. Merkez Erzurum olmasına rağmen, imkȃnlar ve olanaklar açısından fiili merkez Trabzon olmuştur.

105

yönlendirilmesi gerektiğini söylemiş, Uzer de bu tavsiye doğrultusunda hareket etmiştir.433

b) Muş ve Urfa’da Faaliyetleri: Harekȃtlar ve Hudut Meseleleri

İbrahim Şükrü, Birinci Umumî Müfettişlik teşkilâtında görev yaparken bölgedeki önemli harekȃtlara katılmıştı. Bu harekȃtların icrasında önemli görevler üstlenmişti. Sason Harekȃtı da bu dönemde gerçekleşmişti. Bu harekȃt bölgedeki isyanların bastırılmasına dönük en önemli harekȃtlardandı. Sason Harekȃtı, sırayla Siirt ve Batman’a bağlı olan Sason’da meydana gelen isyan hareketi olarak önemlidir. Bu hareket ilk olarak Şeyh Sait isyanı döneminde başlamış, 1930’da ikinci defa ortaya çıkmıştı.434 1932’de yapılan Sason-Mutki harekȃtında İbrahim Şükrü Muş Vali Vekilliği görevindeydi. Kendisine bırakılan bir manga güç ile Gercis Dağı mıntıkasına girmişti. 4 Zaza, 4 Kürt ve bir de Türk’ün bulunduğu bu manga ile harekȃta katılmıştı.435 İbrahim Şükrü bu harekȃtda birçok zorluk ve ihanetle karşılaşmıştı. Bu ihanet ve zorlukları şu şekilde dile getirmiştir:

1932 Sason Mutki harekȃtının fevkalade mahremiyeti vardı. Mutki’ye ani olarak girecektik. Mutki’den Sason’a geldik. Hasta yatıyordum. Bir kadın sizinle görüşmek istiyor dediler. Gelsin dedim. Bir kadın çadıra girdi. “Siz valisiniz, size bir sır söyleyeceğim”dedi. “Sizin verdiğiniz her emir ağaların, çetelerin elindedir.

Buranın muhasebe-i hususiye memuru bir hediye mukabilinde sırları ağalara tevdi etmiştir.” Nahiye müdürü ve aynı zamanda kaymakam vekili ağalara harekȃtdan evvel, “siz buradan çekilin ben sizi kurtaracağım” demişti. Bu adam kaymakam vekilidir. Şifre elindedir. Muhasebe-i hususiye memuruna hediye olarak tabanca ve kısrak verilmiş. Bunun üzerine taharriyat [araştırma] yaptık. Tabancayı ve kısrağı bulduk. Bu adam Şeyh Said’in erkȃn-ı harpliğini yapmıştır. Koca bir hareketi müşkül vaziyete düşürmüştür. Küçük memurların kısm-ı azamı şu ağanın, bu ağanın adamıdır. Adliye baş kâtibi vesair küçük memurlar kamilen bunlardandır. Kürd’e Kürt diye hitap eden de yine bu küçük memurlardır. Şark’ı bu feci neticeye isal eden [vardıran] küçük memurlardır. Şark’ta bittecrübe anlaşılmıştır ki temiz halk kütlesini iyi idare edersek asayiş vukuatı derhal durur.436

Sason’da 1936’da yeni bir isyan girişimi daha olmuş, o da 1930 ve 1932’de olduğu gibi sert bir biçimde bastırılmıştı. Fakat bu isyanları bastırmak üzere yapılan harekȃtlardan sonra bölgede asayişsizlik, soygun ve buna benzer sorunlar ortaya

433Koçak, Umumî Müfettişlikler (1927-1952), s. 168.

434 Umumî Müfettişler Toplantı Tutanakları-1936, s. 27.

435 A.g.e., s. 178-179.

436 A.g.e., s. 179-180.

106

çıkmıştı. Sason harekȃtı dolayısıyla ikametin men edildiği bölgelerin varlığı ve bölgeden çıkarılan 3500 kadar kişinin önemli bir oranının bölge dışına gönderilmeden, bölge yakınına yerleştirilmesi buna en önemli etkiyi yapmıştı.

Bölgenin saklanmaya ve gizli olarak faaliyet yürütmeye imkȃn veren yapısı durumu daha da zorlaştırmıştı.437 I. Umum Müfettiş Abidin Özmen, 1936 Umumî Müfettişler Konferansının ikinci oturumunda sunduğu raporunda Sason mıntıkası ile ilgili önemli değerlendirmeler yapmıştı. Bölgenin asayişsizliğinden ve devlet tesirinin zayıf ve hatta gecikmiş olmasından bahsetmişti. Ona göre hükümet nüfuzunun giremediği bu bölgelere kontrollü olarak bir müdahale olmuşsa da bu belirli koşullar çerçevesinde sınırlı kalmıştı. 1936’da yapılan son müdahale ile bölgeye girilmiş, imkȃnlar nispetinde silahları toplananlar çevre bölgelerde yerleştirilmişti. Bu kesim insanların, mahir olmamaları nedeniyle, çiftçilik ve diğer zanaat işleriyle meşgul olamayacak durumda olduğunu belirten Özmen bu nedenle soygun ve buna benzer suçlara tevessül ettiklerini belirtmişti.438

Sözü edilen rapora göre Şeyh Sait hadisesi de Kürtlük duygusunun besleyip büyüttüğü bir ayaklanmaydı. Haçonun, Sasonluların, muhtelif semtlerdeki çeşitli şahısların kalkışması bir pilin verdiği cereyan misali tefsir edilebilirdi. Ağrı ayaklanması439 da bu mihvalde değerlendirilmişti. Zeylan vakası440 yine Kürtlük meselesine dayanan bir özellik arzetmişti. Bu, Melefanlı Mehmet Ali Yunus’un ve oğlu Abdurrahman’ın Sasonlulara akıl hocalığı ile Sason yasak bölgesinde bir beylik kurma gayretinin sonucudur.441 Abidin Özmen sunduğu raporda şu tespiti yapmıştı:

“Bölgeyi bu gün Kürtlük propagandası, yarın Kürtlük istiklȃl cereyanı kaplasa, bu günkü adli prensiplerin memleketi kurtaracağına kanaat getiremiyorum. Meğer ki bölgedeki amme hukuku müdafii olacak arkadaşlar ulusal duyguyu her şeyin üstünde tutmağa azmetmiş şahıslar ola.” 442

437 A.g.e., s. 27.

438 A.g.e., s. 92-93.

439 Hâkimiyeti Milliye, 8 Eylül 1930, Pazartesi, “Ağrı Dağında Kati Tenkil Dün Fecirle Başladı,” s. 1.

; Hâkimiyeti Milliye, 9 Eylül 1930, Salı, “Ağrı Dağında En Sarp Yerleri Kıtaatımız İşgal Etti”, s. 1. ; Hâkimiyeti Milliye, 15 Eylül 1930, Pazartesi, “Ağrı Dağı Harekȃtı Muvaffakiyetle Bitti,” s. 1.

440 20 Haziran-5 Eylül 1930 (Umumî Müfettişler Toplantı Tutanakları-1936, s. 101 dipnot). ; Cumhuriyet, 13 Temmuz 1930. Pazar, “Hükümetin Tebliği; Zeylan Nahiyesindeki Siyasî ve İrticaî Kıyam Hitam Bulmuştur”, s. 1.

441 Umumî Müfettişler Toplantı Tutanakları-1936, s. 101.

442 A.g.e., s. 117.

107

İbrahim Şükrü de, bu raporda tarif edilen ulusal duyguya sahip bir şahıs olarak bölgede görevli olduğu süre zarfında sürekli faaliyet içinde bulunmuştu.

İbrahim Şükrü birçok zorluklar içinde Sason Harekȃtı’na katılmıştı. Bu dönemde Muş ve Urfa Vali vekilliklerinde de bulunmuştu. Urfa Vali vekili iken Hudut Komisyon Başkanı sıfatıyla, Suriye Hudut Komisyonu ile hudut işlerinin tanzimine dönük çalışmalar yapmıştı.443

2. Trakya Umumî Müfettişliği Bölgesi: Başmüşavir Şükrü Sökmensüer