• Sonuç bulunamadı

ÇOCUKLUK-GENÇLİK-EĞİTİM VE ASKERLİK HAYATI

B. Birinci Dünya Savaşı ve İbrahim Şükrü

2. Çanakkale Cephesi

Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı’na fiili olarak girmesinde ve bu savaşın seyrinin belirlenmesinde kilit nokta Çanakkale Boğazı’dır. Zira, daha

154 Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 146. ; Şahin, Türk Polis Teşkilâtının Şanlı Geçmişinde ve Cumhuriyet’e Giden Yolda İz Bırakan Polisler, s. 15. ; İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 2.

155 Özçelik, Ali Fuat Cebesoy, s. 15-16.

156 Çulcu, a.g.e., s. 44.

157 Aybars, a.g.e.., s. 52.

38

savaştan önce İngiliz bahriye nazırı Churchil, Eylül 1914’de harbiye nazırı Lord Kitchener’den “kara ve deniz kuvvetlerinden seçilecek kurmay subaylarla, Çanakkale Boğazı’na yapılacak bir harekȃtın incelenmesini, İngiliz donanmasını Marmara Denizi’ne sokmak için Gelibolu yarımadasının kuvvetli bir Yunan ordusuyla ele geçirilmesi konusunun planlanmasını” istemişti. Bu ilk planlamanın uygulanabilmesi bazı koşulların sağlanmasına bağlıydı. Bu koşulların sağlanmasının mümkün olmadığı görülünce plandan vazgeçilmişti. Churchil’in planı, Çanakkale Boğazı’nın kontrolüne yönelik olarak 25 Kasım 1914’de yeniden gündeme gelmişti.

Görüşmelerde, Doğu Cephesi’nin ikiye bölünme isteği, Rusya’ya yardım, Karadeniz’de sıkışan ticaret gemilerinin kurtarılması ana konular olmuştu. İstanbul ve Boğazlar’ın alınmasıyla Türk Ordusu’nun ikiye bölünmesi, böylece Alman hatlarını ve ittifaklarını parçalama imkȃnlarının doğması gibi kazanımları elde edeceklerdi. Bu düşüncelerle Churchil’in Çanakkale ısrarı kabul edilmişti.158

Çanakkale Savaşı, 19 ve 25 Şubat Muharebeleri, ardından Şubat ayı sonuna kadar geçen diğer çatışmalardan sonra 18 Mart 1915’de yapılacak olan Büyük Deniz Taarruzu’na (boğazın zorlanması) kadar ön taarruzlarla hemen her gün aralıksız olarak devam etmişti. Bunlardan, 1 Mart’ta Kumkale ve Seddülbahir’in arka taraflarına gerçekleştirilen, yine aynı gün Karanlık Liman’a giren zırhlılarla yapılan saldırılarda boğazı zorlayan güçler, obüs bataryalarıyla muharebeye girmişlerdi.

Ardından Tenkerdere sırtları dövülmeye başlanmış aynı şekilde buradan da Tenker bataryaları muharebeye iştirak etmişti. Bu saldırılar karşısında verilen mücadeleler, işgal güçlerinin Boğaz’ı zorlayarak İstanbul’a ulaşma hedefini gerçekleştiremeyeceklerini göstermişti.159

Balkan Harbi’nden sonra 21 Mart 1914’te (8 Mart 1330), Ağır Topçu Numune Taburu’nun160 1. Bölüğü’ne tayin edilen161 ve ardından da 2 Ağustos 1914’te (20 Temmuz 1330) seferberlik münasebetiyle 8. Kolordu emrine verilerek Kanal Harekȃtı’na katılmak üzere sefere çıkan İbrahim Şükrü bu vazifesinden sonra

158 Erkal, a.g.e., s. 25-27.

159 A.g.e., s. 34,37,43-44.

160 I. Ağır Obüs Bataryası (İnan, Tarihe Tanıklık Edenler, “Şükrü Sökmensüer”, s. 100).

161 İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 1. ; İnan, Tarihe Tanıklık Edenler, “Şükrü Sökmensüer”, s. 100.

39

Çanakkale Cephesi’ne dönmüştür.162 Çanakkale Cephesi’nde büyük mücadele verilirken, Kanal Cephesi’nden, acele olarak, Çanakkale Cephesi’ne gönderilen İbrahim Şükrü, 25 Mart’ta, 18 Mart zaferinden tam yedi gün sonra, Çanakkale’ye dönebilmişti. Burada Seri Ateşli Obüs Taburu’nda ve çeşitli bataryalarda görev almıştır.163

18 Mart 1915’de, İtilaf kuvvetlerinin 16 zırhlı ve 3 kruvazör ile saldırması ile başlayan süreçte Çanakkale Cephesi en yoğun savaşların yaşandığı bölge olmuştur.

Bu saldırı İtilaf donanmasının ağır kayıplar vermesiyle sonuçlanmış, yedi saat boyunca yapılan bombardımandan sonra Osmanlı bataryaları Bouvert zırhlısı ve torpido gemisini batırmıştı. İrreristible ve Ocean zırhlıları da ağır hasar almıştı.164 Çanakkale’de müstahkem mevki topçu gücü ağırlıklı olarak Anadolu yakasında bulunmaktaydı.165

İbrahim Şükrü’nün Çanakkale Cephesi’nde görevlendirilmesinden kısa bir süre sonra önemli kara savaşları yaşanmıştı. 25 Nisan’da başlayan amfibi harekȃtı ve Kumkale Muharebeleri bunlardandı. Arıburnu çıkarması ve 19. Tümen komutanı Mustafa Kemal’in müdahaleleriyle Conkbayırı’nda İngiliz çıkarma güçlerinin kavranmaya başlanması önemli gelişmelerdi. İtilaf güçleri için Seddülbahir çıkarması ve Kirte Muharabeleri166 ile devam eden kara savaşlarında asıl amaçlardan biri de Akçıtepe’yi ele geçirip boğaz tabyalarını düşürmek olarak planlanmıştı. Ancak bu çıkarma ve saldırılar Türk kuvvetlerinin başarılı savunmasıyla akamete uğradı.167

Ağustos sonunda kadar yapılan tüm taarruzlarda bir başarı sağlayamayan İtilaf Devletleri 7 Aralık 1915’de Çanakkale Cephesi’ni boşaltmaya karar vermişti.

General Hamilton yeni ek birliklerle girişimini sürdürmek niyetindeydi. Fakat Avrupa’da sürmekte olan savaş buna engel teşkil ediyordu. Fransa’da başlatılması

162 TTK Arşivi BK 4-3/3, s. 153. ; Çufalı, a.g.e., s. 473. ; İnan, Tarihe Tanıklık Edenler, “Şükrü Sökmensüer”, s. 100.

163 TTK Arşivi BK 4-3/3, s. 153. ; Çufalı, a.g.e., s. 473. ; İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 1. ; TTK Arşivi BK 5-3/10-A, s. 125.

164 Akbaş, a.g.e., s. 75.

165 Erkal, a.g.e., s. 65.

166 İbrahim Şükrü, Çanakkale Boğazı’nda yapılan Seddülbahir çıkarma harekȃtının üçüncü muharebesi olan 3. Kirte Muharebeleri’nin başladığı 4 Haziran 1915’ten üç gün önce mülazım-ı evvelliğe terfi etmiştir (İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 1. ; Şahin, Emniyet Genel Müdürleri, s. 142).

167 Erkal, a.g.e., s. 68-94, 135.

40

düşünülen büyük taarruz aşamasında yeni güç gönderilmesi mümkün olmamıştı.

Zira, Fransa 22 Eylül 1915’e kadar Çanakkale için herhangi bir askerî destek vermek taraftarı olmadığını açıklamıştı.

İngilizlerin Çanakkale’deki tek başarıları, birliklerini oldukça gizli ve seri bir şekilde geri çekebilmeleri ve adeta kayıpsız bir şekilde tahliye işlemlerini yapabilmiş olmalarıydı. Öyle ki bu çekilme hemen hemen hiç fark edilememişti. Bu birlikler Balkanlar’da açılan yeni bir cephe için Selanik’e kanalize edilmeye başlanmıştı.

Buna karşı çıkan Hamilton ise görevden alınmıştı.168 İngilizlerin göğüs göğüse mücadele verdikleri düşmanlarından ayrılıp, çok gizli ve seri bir şekilde yapılan çekilme sırasında, hemen hemen hiç zayiat vermemeleri Türk ordusu tarafından da takdir edilmiştir.169

İbrahim Şükrü, 14 Haziran 1915’de (1 Haziran 1331) üsteğmenliğe terfi ederek 1 Ocak 1916’da (19 Kȃnunuevvel 1331) 5. Ordu Cenup Grubu Çanakkale Ağır Obüs Batarya Kumandanlığı’nda görevlendirilmişti.170 Beşinci Ordu, İngilizlerin Anafartalar ve Arıburnu’nu boşaltmasıyla, Seddülbahirde bulunan İngiliz ve Fransız kuvvetlerine odaklanmıştı. Anfartalalar ve Arıburnu’nda bulunan en güçlü bataryalar, İbrahim Şükrü’nün de bulunduğu Güney Grubu’na gönderilmişti.171

İbrahim Şükrü, Çanakkale Cephesi’nde atandığı ilk görevlerinden sonra 9 Ocak 1916’da (27 Kȃnunuevvel 1331) Avusturya Ağır Obüs Bataryası ile İstanbul’a dönmüştü. 26 Şubat 1916’da (13 Şubat [1331]) Rusçuk’tan gelen Ağır Obüs Bataryası’na tayin edilmişti.172 Ardından, Çanakkale 52. Ağır Obüs Bataryası Kumandanlığında görevlendirilmişti. Bu görevini takiben, 19 Mart 1916’da (6 Mart 1332) Avusturya Ağır Obüs Bataryası ile Alman Kumandanı Von Hofe’nin refakatinde Ağır Topçu Depo Alayı’na verilmiştir. İbrahim Şükrü buradaki görevini tamamladıktan sonra 19 Kasım 1916’da (6 Teşrinisani 1332) Çanakkale Boğazı Ağır Topçu İntepe Grubu Çakaltepe Bataryası’na nakledilmiştir. 26 Mayıs 1918’de (26 Mayıs 1334) Çanakkale 157. Hasan Mevsuf Bataryası Kumandanlığı’nda görev

168 A.g.e., s. 219-221.

169 İnönü, a.g.e., s. 102-103.

170 İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 1.

171 Erkal, a.g.e., s. 223.

172 İbrahim Şükrü Sökmensüer’in Subay Şahsi Dosyası, Askerî Safahat Belgesi, MSB Arşivi, s. 1.

41

almıştır. 25 Kasım 1918’de (25 Teşrinisani 1334) Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanlığı 1. Şube mülhaklığında görevlendirilmiştir.173

İbrahim Şükrü, Mondros Mütarekesi’nin imzalandığı sırada Çanakkale Müstahkem Mevki Kumandanlığı 1. Şube mülhaklığında görevliydi. İbrahim Şükrü, mütarekenin imzalanmasından sonra, yarıda kalan eğitimini tamamlamak üzere, 1 Mart 1919’da (1 Mart 1335) Erkȃn-ı Harbiye Mektebi ikinci devre tahsili için İstanbul’a dönmüştü. Burada eğitimine bir süre devam etti.174 Fakat kısa bir süre sonra eğitimine yeniden ara vermek zorunda kalmıştı. Zira, Anadolu’da “Millî Kurtuluş Mücadelesi” başlamış ve İbrahim Şükrü de bu mücadeleye iştirak etmek üzere arkadaşlarıyla birlikte İstanbul’dan ayrılmıştı.