• Sonuç bulunamadı

4.2. SİYASAL KATILIM

4.2.2. Bireylerin Siyasete Katılma Nedenleri

Siyasal katılma, çağdaş demokratik sistemlerde vatandaşlık sorumluluğunun bir gereğidir. Bireylerde gelişen vatandaşlık bilinciyle orantılı olarak siyasal katılım gerçekleşir. Bu nedenle, bireylerin siyasete katılmaları farklılık gösterir. Kimileri siyasal katılımı hayatının her alanına yansıtırken, kimileri de sadece seçimlerde oy verme eylemi olarak değerlendirir. Aynı ülkenin vatandaşı olan bireylerin, siyasal katılıma yaklaşmaların farklı olması, siyaset bilimciler tarafında araştırma konusu olmuştur. Bireyleri siyasete iten nedenler nelerdir, hangi çalışmalar bireyleri daha aktif hale getirir? Bireylerin bir kısmının siyasal katılımdan uzak durmasının ya da pasif katılımcı olmasının nedenleri nelerdir? Bu konular üzerinde yapılan

223 Kalaycıoğlu, a.g.e., ss. 62-65. 224 Daver, a.g.e., ss. 186-189. 225 Kapani, a.g.e., ss. 47-49. 226 Turan, a.g.e., ss. 21-2 4.

araştırmalardan bir kısmını incelemek konunun aydınlanması için önem arz etmektedir.

Bireyleri siyasal katılmaya yönelten nedenlerini dört başlık altında toplamak mümkündür227,

1. Kişisel bağlılık, 2. Yurttaşlık duygusu, 3. Dayanışma,

4. Çıkar.

1. Kişisel bağlılık, Buna uyarılmış siyasal katılım demekte mümkündür. Uyarılmış siyasal katılım bireyin kendiliğinden kaynaklanan bir siyasal eylem değildir. Dışsal etkenlerin etkisiyle gerçekleşen eylemlerdir. Bu etkenler, siyasal parti, örgüt, baskı gurupları ya da başka bireyler olabilir.

2. Dayanışma, bilhassa dar alanda gelişen etkileşim şeklidir. Bu etkileşim içe kapalı toplumlarda ya da birbirleriyle yakın bağlantıları olan toplumlarda veya sosyal guruplarda daha fazla görülmektedir. Özbudun’a göre, küçük bireyin mensup olduğu sosyal gruba (köy, klan, kabile, etnik veya dinsel cemaat, sosyal sınıf vb.) olan bağlılığı ve onunla dayanışmasını ortaya koyan, grubun çoğunluğu yönünde katılma eylemlerine girişmesidir228.

3. Çıkar, bu katılım şekli kayırmaya dayalıdır. Ülke yönetiminde söz sahibi olan siyasal otoritenin, kendisine yakın bulduğu gurup, cemaat, sendika gibi sivil oluşumlara ya da parti mensuplarına çeşitli imtiyazlarda bulunmasıyla oluşan katılma şeklidir. Siyasal otorite, devlet kaynaklarını haksız şekilde kullanarak, belli kesimlere iltimas geçerek, siyasal partilerine bireysel desteği özendirici çalışmalar yaparak, katılımı sağlarlar.

Çağdaş demokrasinin egemen olduğu toplumlardan ziyade, azgelişmiş ve demokrasi kültürü yeterince yerleşmemiş kırsal bölgelerde yaşayan topluluklarda daha fazla rastlanmaktadır. Özbudun’a göre, kişisel bağlılığın sonucu olarak geniş seçmen grupları geleneksel liderlerine karşı kişisel bağlılıkları ve bağımlılıkları sonucu, onlar tarafından siyasal katılmaya yöneltilirler229.

Kırsal alanda, belli bölgelerde ya da kentlerde yaşayan birey ya da topluluklar için değişik imtiyazlar, (maliye işleri, eğitim hizmetleri, destekleme fonları, teşvik kredileri, milli emlak tahsisleri, yasal düzenlemeler ve benzeri) sağlanarak, siyasal partilerini bireysel ya da toplumsal desteği özendirmeye yönelik katılım çalışmalardır. Özbudun’a göre, ’’Sektörel çıkarlar, belli bir kesimin lehine bazı

227 Özbudun, a.g.e., ss. 7-9. 228 Özbudun, a.g.e., ss. 5-9. 229 Özbudun, a.g.e., ss. 45-47.

siyaset veya yasa değişikliklerin yapılması, örneğin vergi bağışıklıkları, fiyat destek politikaları yaratılması gibi durumlarda kendisini gösterebilmektedir230.

4) Yurttaşlık duygusu, ülke sevgisi, ahlaki yükümlülük ve bilinçli vatandaşlık

sorumluluğuyla yapılan katılmadır. Bu sorumluluk duygusu en ideal yükümlülük şeklidir. Çağdaş demokrasilerin modern toplumları ancak bu sorumluluk anlayışıyla hayatiyetlerini sürdürebilirler. Yurttaşlık duygusuyla hareket eden bilinçli vatandaşlar, herhangi bir şahsi beklenti içerisine girmeden, toplumsal ve ülkesel çıkarları düşünerek siyasal katılımda bulunurlar.

Bireyin toplumsal ya da ülkesel çıkarları öne çıkmasında ki ana nedeni ya ideal toplum ve devletin yapısı hakkında beslediği inançlardır, ya da yaşadığı ülke hakkında hissettiği sorumluluk duygusudur231.

Bireylerin siyasete katılma nedenleri aşağıdaki şekilde ifade edilebilir232,

1. İnsanlar bireysel ve örgütsel çıkarlarını korumak, kendisine ve yakın çevresine bazı çıkarlar sağlamak, çevresini, toplumunu, ülkesini ve dünyayı daha iyi tanıyıp, anlayıp siyasal ve toplumsal olaylar arasında sebep-sonuç ilişkisi kurabilmek,

2. Mesleksel ve örgütsel olarak yeni arkadaşlar edinmek, onlarla meslek, örgüt, toplum, ülke ve dünya sorunları ile ilgili olarak karşılıklı tartışıp yorum yapabilmek,

3. Siyasi konularda bilgisi ve kültürünü geliştirerek, eksikliklerini gidermek, özellikle de çevresine karşı kültür düzeyinin yüksekliğini kanıtlayarak, kendisinin kişisel ve psikolojik doyumsuzluklarını gidermek, en azından kendi kendini psikolojik olarak tatmin etmek,

4. Değişik düzeylerde siyasetle ilgilenerek, toplumsal ve siyasal olayların karşısında siyasal kültürünün geliştiğini kanıtlayıp zamanla toplum içinde bir yer edinerek, belirli pozisyonlara gelebilmek,

5. Kendisine, ailesine ve çevresine karşı ülkedeki ve dünyadaki siyasal ve toplumsal olaylara yabancılaşmamak için siyasete az çok ilgi duyarlar ve katılırlar.

Bireylerin siyasete katılma nedenlerini Ergüder, dört başlık halinde sıralamaktadır233.

1. Kişi davranışlarıyla ilgili değişkenler, 2. Siyasal çevre ile ilgili değişkenler,

3. Sosyo ekonomik statü ile ilgili değişkenler,

4. Siyasal uyaranların varlığı ve düzeyi ile ilgili değişkenler.

230 Özbudun, a.g.e., ss. 53-56. 231 Özbudun, a.g.e., ss. 61-67. 232 Öztekin, a.g.e., ss. 185-188.

233 Üstün Ergüder, Türkiye’de Siyasal Katılma Parti Desteği ve Tarım Fiyat Destek Piyasası, BÜSBE Yayınları, İstanbul, 1975, ss. 12-16 (Yayınlanmamış Doktora Tezi).

Bireylerin bir kısmı ekonomik, psikolojik ya da sosyal statülerindeki gelişmelerden, diğer bir kesimi ise içinde bulundukları çevre ya da ülke genelinde ki gelişmelerden etkilenerek, siyasete katılma nedenleri olduğu ve siyasete katılmalarda ki farklılaşmanın da bunlardan kaynaklandığı söylenebilir. Daha açık ifadeyle bireylerin siyasal katılımlarını farklılaştıran asıl neden, ya şahsi çıkar ve beklentilerdir ya da toplumun ve ülkenin refah seviyesin artırılmasına yönelik katkıda bulunmalardan kaynaklanmaktadır.

Vatandaşlık bilinciyle hareket eden bireylerden öncelikle ülkenin geleceği ve toplumsal gelişmelerin gerçekleşmesi için siyasal katılımda bulunmaları beklenir. Birey, siyasal otorite tarafından kendisine sağlanan basit çıkarlarla yetinir ve varlığının siyasi otorite için ne kadar önemli olduğunun farkına varmaz ve sahip olduğu hakları bilmezse, bilinçli vatandaşlık görevini yerine getirmediğinden, çağdaş demokrasilerde siyasal otoritelerin vatandaşlara sağladığı hakların çoğundan yararlanmamış olur. Bu nedenle, çağdaş demokratik toplumlarda öncelikle bireyler eğitilerek bilinçli yurttaşlar haline getirilirler.

Bireyler, ülke kalkınması, siyasal yönetimin devamı ve tüm vatandaşların refahı için, siyasal katılmanın ne kadar önemli olduğu ve temel hak ve özgürlüklerinin de neler olduğu bilinciyle hareket ederler. Bilinçli yurttaşlar, siyasete katılarak siyasi otoritenin kararlarını etkileyerek, ülkenin her bakımdan kalkınmasına katkıda bulunmaya çalışırlar. Demokrasisi gelişmiş ve kalkınmışlığını gerçekleştiren bir ülkenin vatandaşları, bireysel hak ve özgürlüklerini elde ettikleri gibi, kalkınmışlığın getirdiği sosyal refahtan da azami derecede yararlanma haklarını kazanırlar.