• Sonuç bulunamadı

Bankacılık Suçlarında Elkoymanın Đcrası

Belgede Kolluğun elkoyma yetkisi (sayfa 196-200)

ÖZEL KANUNLARDA YER ALAN ELKOYMA ÇEŞĐTLERĐ

4.1.2. Bankacılık Suçlarında Elkoymanın Đcrası

Bankacılık suçlarında elkoyma işleminin kolluk tarafından nasıl icra edileceği konusunda Bankacılık Kanununda özel veya istisnai bir düzenleme bulunmamaktadır. Benzerliği bakımından CMK'nın 128. maddesinde yer alan taşınmazlara, hak ve alacaklara elkoymaya ve 133. maddesinde yer alan şirket yönetimine kayyum tayinine ilişkin hükümlerde yer alan elkoymanın icrasına ilişkin hükümler kıyasen bankacılık suçları nedeniyle yapılan elkoyma işleminin icrasında da uygulanabilecektir383.

383 Yiğit, Bankacılık Suçları, s. 45.

Kolluk diğer koruma tedbirlerinde olduğu gibi, muhakeme faaliyetinin başlaması için bankacılık suçunun işlendiğine ve söz konusu işlemleri yapmaya yeterli delillerin bulunduğundan emin olmalıdır. Zira, bu suçlar toplumda infial uyandırabilecek veya bankanın mudilerinin olumsuz yönde etkilenmelerine neden olabilecek suçlardır. Elkoyma tedbirine başvurulması için de elkoyma işleminin yapılması ile elkoyma işleminin kabul edilen amacına (bankacılık suçları açısından suçtan elde edilen kazancın geri alınması amacına) ulaşılabileceği konusunda yeterli delil bulunmalıdır.

5411 sayılı Kanunun 166. maddesi uyarınca elkoyma işleminin yapılabilmesi için her şeyden önce, elkoymaya konu olacak eşyanın 5411 sayılı Kanunun 160/3 maddesinde belirtilen suçtan elde edilen kazanç ile elde edilmesi gerekir384. Kural bu olmakla birlikte 5411 sayılı Kanunun 166/f bendinde suç failleri385 açısından elkoymaya konu olacak malın suçla ilgisine değinilmemiştir. Yani bu suçun şüphelisi veya sanığı durumunda bulunan kişinin, suçtan elde edilmiş olup olmadığına bakılmaksızın tüm mal varlığına elkonulması söz konusudur. Bunun nedeninin, günümüzde birkaç dakikada yurt içi veya yurt dışı para veya fon transferlerinin mümkün olması ve müsadereye konu olabilecek kazancın kaçırılabilme ihtimalinin önlenmesi olduğu söylenebilir. Ancak, bu düzenlemenin hukuka uygun olmadığını değerlendiren hukukçular da bulunmaktadır.

Şüpheli veya sanığın kendi nezdinde bulunan bütün mal varlığı değerlerine elkoymayı öngören maddede, şüpheli veya sanığın kan ve kayın hısımları ile, üçüncü kişiler nezdinde bulunan mal varlığı değerlerine elkoyma için, bu değerlerin şüpheli veya sanığın suçtan elde ettiği kazancın bu kişilere verilmesi suretiyle elde edilmesi gerekir. Suçtan elde edilen kazançla bağlantısı tespit edilemeyen mal varlığı değerlerine bu kişilerin nezdinde iken elkonulamaz. Bu Kanun kapsamında, kolluğun

384 Yiğit, Bankacılık Suçları s. 188.

385 5411 sayılı Kanunun kavramlar konusundaki özensizliği ve ceza muhakemesine yabancı oluşu

burada da karşımıza çıkmaktadır. Ceza muhakemesi açısından suçun failin söz konusu değildir Ceza muhakemesi açısından suçun şüphelisi veya sanığı söz konusudur Suçun faili denildiğine göre, örneğin soruşturmanın ilk gününde şüpheli durumunda bulunan kişiye suçun faili mi denilecektir? Bu kişi "ben suçun faili değil, şüphelisiyim, suçluluğum ispat edilinceye kadar ben suçun faili sayılamam" derse, bu tedbir nasıl uygulanacaktır?: Aydın, Arama ve Elkoyma s. 192.

yapması gereken öncelikli hareket tarzının; elkoymayı gerektirecek değerler ile bu değerlerin kimlere verilmiş olacağı hususundaki olgu ve bulguların tespit edilmesi gerektiği kanısındayız.

5411 sayılı Kanun kapsamında kolluğun re’sen elkoyma yetkisi bulunmayıp, elkoyma işlemi için hakim kararı gerekmekle birlikte gecikmesinde sakınca bulunan hallerde Cumhuriyet savcısının yazılı emri ile de elkoyma işlemi yapılabilir. Ancak bu durumda Cumhuriyet savcısının verdiği yazılı emir 24 saat içerisinde sulh ceza hakiminin onayına sunulur. Hakim 48 saat içerisinde elkoyma işlemini onaylamaz ise elkoyma hükümsüz kalır.

4.2. 5607 Sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa Göre Elkoyma

Kaçakçılık suçları ülkelerin ekonomilerine büyük zararlar verir. Kaçakçılıkla ilgili olarak söylenebilecek en önemli şey, kaçakçılığın günümüzde de yasal olmadığı gibi, uluslararası nitelik kazanan bir suç olduğudur. Bu suçla mücadele etmek kolluğun önemli görevlerindendir. Kaçakçılık, “Bir devletin yasalarına karşı gelerek

yapılan ticaret olarak tanımlanmaktadır”386. 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda kaçakçılığın genel bir tanımı yapılmayarak; 3. maddesinde, kaçakçılık fiilleri ve cezaları sayılmıştır.

31.03.2007 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, 5271 sayılı CMK hükümleri ile paralel düzenlemeler getirmiş, duruma özgü istisnaları düzenlemiştir.

Kaçakçılık suçları ile ilgili olarak yapılan elkoyma işlemi hem delil elde etmek hem de yapılacak yargılama sonucunda verilecek müsadere kararının uygulanmasını temin etmek amacıyla yapılır. Bununla birlikte kaçakçılık suçlarına ilişkin elkoymanın basit elkoymadan ayrıldığı noktalar da bulunmaktadır.

5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun 9. maddesi uyarınca; kaçak eşya, her türlü silah, mühimmat, patlayıcı ve uyuşturucu maddelerin bulunduğundan

şüphe edilen her türlü kap, ambalaj ve taşımaya yarayan diğer araçlar ile kişilerin

üzerlerinde yapılacak arama ve elkoyma işlemi 5271 sayılı CMK hükümlerine göre yapılacaktır. Bu hüküm uyarınca, kaçakçılık suçları ile diğer suçlar arasında arama ve elkoymaya ilişkin farklı hüküm ve uygulamalar geniş ölçüde kaldırılmıştır.

Yapılan aramalar sonucunda elde edilen kaçak eşyaya gümrük görevlilerince elkonulur (m.9/2).

5607 sayılı Kanun, kaçakçılık suçlarında kullanılan araçlara elkonulmasına ilişkin olarak farklı düzenleme getirmiştir. Buna göre;

Kaçakçılık suçlarında kullanılan araçlar için “elkoyma” ve “alıkoyma”387

şeklinde iki farklı uygulama benimsenmiştir.

Kaçakçılık suçunda kullanılan taşıta CMK'nın 128. maddesi uyarınca elkonulur (md. 10/1). KMK'nın atıf yaptığı CMK 128. madde taşınmazlara, hak ve alacaklara ilişkin elkoymayı düzenlemekte olup ayrıntılarına ilgili bölümde değinilmiştir. Burada tekrara kaçmadan söylemek gerekir ise; KMK'nın 10/1 maddesi hükmü karşısında, kaçakçılıkta kullanılan taşıt aracının trafik veya ilgili siciline şerh verilmeli ve araç sahibine iade edilmelidir.

Ancak, kaçakçılıkta kullanılan araç; Türkiye'de sicile kayıtlı değil ise veya aracın karıştığı fiille ilgili olarak soruşturma veya kovuşturma devam ederken aynı aracın bir başka kaçakçılık olayına karıştığı tespit edilmiş ise, siciline şerh verilmek suretiyle elkonulan araç "alıkonulur" yani sahibine teslim edilmez. Bu durumda araca gerek kayden ve gerekse de fiilen elkonulmuş olur.

Taşıt bu şekilde alıkonulduğunda; aracın sahibi, kara taşıtları için kasko değeri, deniz taşıtları için tekne ve makine sigortasına esas teşkil eden değeri, sigortaya tabi olmayan taşıtlar ile hava ve demir yolu taşıtlarında piyasa değeri kadar teminatı elkoyma tarihinden itibaren 30 gün içerisinde gümrük idaresine teslim eder ise araç kendisine verilir. Araç sahibi belirtilen süre içinde söz konusu teminatı ödemez ise alıkonulan araç soruşturmanın veya kovuşturmanın sonucu beklenmeksizin gümrük

387 KMK'da, CMK'dan farklı olarak "elkoymanın" yanı sıra "alıkoymayı" düzenlemiştir. Alıkoyma

yeni bir koruma tedbiri olarak düzenlenmemiş olup, kaçakçılıkta kullanılan ve elkonulan taşıtın sahibine iade edilmemesine ilişkin hükümler ihtiva etmektedir.

idaresi tarafından derhal tasfiye edilir. Tasfiyenin satış suretiyle gerçekleşmesi halinde, elde edilen gelirden, satışa ve muhafazaya ilişkin giderler karşılandıktan sonra artan kısım soruşturma veya kovuşturma sonucunda verilecek karara göre işlem yapılmak üzere emanete alınır.

30 günlük süre geçtikten ve fakat taşıtın satılarak tasfiyesinin yapılmasından önce, sahibi tarafından yukarıda belirtilen teminatın ve o zamana kadar taşıtın saklanmasına ilişkin giderlerin karşılanması halinde tasfiye işleminin durdurulması gerektiği kanısındayız. Zira, Kanunda öngörülen 30 günlük süre gümrük idaresinin tasfiye işlemini başlatmak için beklemesi gereken düzenleyici bir süredir. Bu süre geçmesine rağmen taşıt henüz satılmamış ise sahibine belirtilen teminat ve masraflar karşılığında verilmesinde bir sakınca yoktur. Zira amaç hasıl olmuş, satılarak tasfiye gereksiz hale gelmiştir.

Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, kaçakçılıkta kullanılan deniz taşıtları için bu hükme istisna getirmiştir. 11. maddenin 3. fıkrası hükmü uyarınca; alıkonulan deniz taşıtı gümrük idaresince belirlenecek bir limanın işletme müdürlüğüne teslim edilir. Söz konusu deniz taşıtının sahibi veya donatanı tarafından deniz taşıtının limanda kalmasına ilişkin masraf ve giderler ödendiği sürece söz konusu deniz taşıtının satılarak tasfiye edilmesi işlemi yapılmaz. Deniz taşıtının sahibi veya donatanı taşıtın limanda kalmasına ilişkin masraf ve giderleri ödemediği veya ödemeye başladığı masraf ve giderleri ödemeyi bıraktığı anda (teminat göstererek alma imkanını sağlayan 30 günlük sürenin dolması şartıyla) deniz taşıtı satılarak tasfiye edilir.

Kolluk tarafından kaçak olduğu iddiası ile elkonulan eşya ile kaçakçılıkta kullanılan ve KMK'nın 10. maddesi uyarınca alıkonulan taşıt araçları düzenlenecek tutanakla gümrük idaresine teslim edilir. Gümrük idaresi kendisine teslim edilen eşya ve araçları belirleyeceği yerlerde saklar (KMK m. 11).

Kaçak eşya ve kaçakçılıkta kullanılan taşıtın muhafazası, depolanması, yüklenmesi, boşaltılması ve nakliyesi gibi nedenlerle yapılan tüm masraflar gümrük idaresi tarafından yapılır. Bu giderler daha sonra eşya ve aracın tasfiyesinden karşılanır (KMK m. 11).

Belgede Kolluğun elkoyma yetkisi (sayfa 196-200)