• Sonuç bulunamadı

YENĐLENEBĐLĐR ENERJĐ KAYNAKLARI AÇISINDAN TÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ KARŞILAŞTIRMAS

V. Enerji Sempozyumu (21-23.12.2005, Ankara) Bildiriler Kitabı, TMMOB EMO Yayınları,

3.4. TÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NDE YENĐLENEBĐLĐR ENERJĐ PĐYASASINA YÖNELĐK TEŞVĐKLER

3.4.2. Avrupa Birliği’nde Yenilenebilir Enerjiye Yönelik Teşvikler

AB, hazırladığı çalışma raporları ve yönergelerde, genel olarak yenilenebilir enerji kullanımıyla ilgili bir “Birlik hedefi” ortaya koymakta ve üye ülkelerin bu hedefe uygun olarak belirleyeceği ulusal hedefler için birtakım “kaynak değerler” açıklamaktadır. Birlik ülkeleri, hem ulusal hedefler hem de Birlik hedeflerine ulaşılması amacıyla verilecek teşviklerin seçimi konusunda ise serbest bırakılmaktadır. Ancak, AB Komisyonu, hedeflerin gerçekleştirilmesi açısından yeterli ilerlemenin sağlanamaması üzerine daha etkin bir görev üstlenmeye başlamış ve gelecek dönemde elektrik, biyoyakıt ve ısıtma-soğutma sektörlerinde yenilenebilir enerji kullanımının artırılması için aşağıda yer alan çalışmaları yapmayı planlamıştır280:

* Yenilenebilir enerji kaynaklarının AB’nin enerji sistemiyle bütünleştirilmesi önündeki gerçekçi olmayan engelleri kaldırarak yasal bağlayıcılığı olan ortak bir Birlik düzenlemesi hazırlamak.

280

EC, “Renewable Energy Road Map - Renewable Energies in the 21st Century: Building a more Sustainable Future”, COM (2006) 848, s. 12-13,

http://ec.europa.eu/energy/energy_policy/doc/03_renewable_energy_roadmap_en.pdf, (Erişim Tarihi: 18.12.2007).

* Yenilenebilir enerjinin ısıtma ve soğutma sektöründeki gelişimini olumsuz etkileyen yönetimsel engeller, yetersiz dağıtım kanalları ve piyasa hakkındaki bilgi eksikliği gibi sorunları azaltacak bir yasal düzenleme gerçekleştirmek.

* Üye ülkelerin biyoyakıt ve elektrik sektörlerinde “yenilenebilir enerji teşvik/destek sistemleri” oluşturarak, bu sistemlerin Birlik hedefleriyle uyumlu hale getirilmesini sağlamak.

* Yenilenebilir enerji kaynaklarından üretilen elektrik enerjisinin şebekeye öncelikli bağlantısında, konuyla ilgili tüm kurum ve kuruluşlar arasındaki yakın iş birliğini devam ettirmek.

* Özellikle yapısal fonlar ve uyum fonları, kırsal kalkınma fonları ve Birliğin yenilenebilir enerji alanındaki uluslararası iş birliği programlarına aktarılan fonlar gibi finansal desteklerden tam anlamıyla yararlanılmasını sağlamak.

Yukarıda belirtilen ana ögelerin dışında, bazı üye ülkeler tarafından uygulanmakta olan ve Komisyon tarafından da desteklenen somut teşvik uygulamaları bulunmaktadır. Ancak, ülkelerin, enerji arz güvenliğinin sağlanması, karbon salınımının azaltılması, iş olanaklarının yaratılması veya teknolojik donanım konularında farklı politikalar izlemesi, oldukça değişik teşvik sistemlerinin ortaya çıkmasına neden olmaktadır. Bu teşvikleri; “miktara dayalı teşvikler” ve “fiyata dayalı teşvikler” olmak üzere 2 ana başlık altında incelemek mümkündür281.

281

Bu bölümde; Miguel Mendonça, Feed-in-Tariffs: Accelerating the Deployement of Renewable

Energy, Cromwell Press, UK, 2007, s. 10-22; EREC, Renewable Energy in Europe: Building Markets and Capacity, Published by James & James Ltd., London, 2004, s. 139-140; Wolfram Jörb

vd., Decentralised Power Generation in the Liberalised EU Energy, Published by Springer-Verlag Berlin Heidelberg, Germany, 2003, s. 118-120; EC, Electricity from Renewable Energy Sources:

Encouraging Green Electricity in Europe, Published by EC DGET-General for Energy and

Transport, Belgium, 2004, s. 6-7; EC, “The Support of Electricity from Renewable Energy Sources”, SEC (2008) 57, s. 6-7,

http://ec.europa.eu/energy/climate_actions/doc/2008_res_working_document_en.pdf, (Erişim Tarihi: 10.03.2008); Aleksi Lumijarvi, “Supporting Renewable Energy Sources in Electricity Production: Experiences from the EU”, http://www.ccad.ws/documentos/talleres/2006/VIIIncentivos/15-02/Incent, Erişim Tarihi: 10.03.2008; adlı çalışmalardan yararlanılmıştır.

Miktara Dayalı Teşvikler: Miktara dayalı teşviklerden birincisi kota yükümlülüğü (quota obligation) uygulamasıdır. Kota yükümlülüğü; ilgili ülkelerde üretilmekte olan elektrik enerjisinin belirli bir oranının, yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlanması zorunluluğuna dayanmaktadır.

Kota yükümlülüğünün yerine getirilmesinde çoğunlukla yeşil sertifikalar (tradable green certificates-TGCs) kullanılmaktadır. Yeşil sertifikalar, elektrik enerjisi üretiminin yenilenebilir bir kaynaktan yapıldığını kanıtlayan belgeler olup, istenildiğinde başka kişilere satılabilme özelliği de bulunmaktadır.

Genellikle kamu kurumlarına ve büyük ölçekli işletmelere uygulanabilen yeşil enerji kotaları, yeşil elektrik enerjisi kullanımı veya yeşil sertifika alımıyla doldurulabilmektedir. Yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda ise para cezası ödenmektedir. Bu yönüyle yeşil sertifika uygulaması, yeşil elektriğin alımını destekleyen ve kota yükümlülüğüne dayanan talep yönlü bir sistemdir.

Kota yükümlülüğü ve yeşil sertifika sistemleri, kuramsal açıdan yeterli gibi görünmesine karşın, uygulamada bazı aksayan yönlerinin ortaya çıkması mümkündür. Bunun başlıca nedenleri; yenilenebilir enerji kaynaklı elektrik piyasasındaki olası dalgalanmalar, yüksek yönetim ve işlem maliyetleri ile sistemlerin yeni nesil teknolojileri desteklememe durumudur.

Son zamanlarda kullanılmaya başlanan, miktara dayalı diğer bir teşvik sistemi teklif verme-ihale (tendering) uygulamasıdır. Teklif verme uygulamasının özünde; hükümete, belirli bir teknolojiden ve belirli bir miktarda üretilecek olan yenilenebilir enerjiye dayalı elektrik enerjisi için en düşük fiyatın verilmesi yatmaktadır.

Bir çeşit açık eksiltme yöntemi gibi işleyen teklif verme sistemi; piyasada rekabetçi bir düzenin oluşması, üretim maliyetlerinin düşürülmesi ve kamu denetiminin daha etkin bir şekilde yerine getirilmesine katkı sağlamaktadır. Buna karşın; çok sayıda kalitesiz ve başarısız projenin ortaya çıkması, küçük ölçekli

işletmelerin rekabetin dışında kalması ve ihale sürecinin karmaşıklığı, teklif verme uygulamasının başarısını kısıtlayan etkenlerdir.

Fiyata Dayalı Teşvikler: AB ülkelerinde, miktara dayalı teşviklerin dışında fiyata dayalı bir teşvik sistemi de bulunmaktadır. Bu teşviklerden ilki, üye ülkeler tarafından en çok başvurulan destekli fiyat tarifesi (feed-in-tariffs) ve prim (premium) sistemidir.

Bu sisteme göre; yeşil enerji üreticisi, üretilen birim elektrik başına belirli bir prim alarak, ürettiği elektriği o bölgedeki elektrik dağıtım şirketlerine dağıtma hakkına sahip olmaktadır. Dağıtım fiyatı ise, yeni yenilenebilir enerji tesislerine yatırım yapılmasını desteklemek amacıyla uzun bir dönem için sabit tutulmaktadır. Bu nedenle destekli fiyat tarifesi ve prim uygulaması, yeşil elektrik üretimini pazara sunmayı destekleyen, arz yönlü bir sistemdir.

Bununla birlikte, destekli fiyat tarifesi ile prim uygulaması arasında bazı farklılıklar bulunmaktadır. Destekli fiyat tarifesi, uygulamada kolaydır ve etkin sonuçlar vermektedir. Ayrıca, üreticilerin üzerindeki uzun dönemli (10-20 yıl) riski azaltmakta ve işlem maliyetlerinin düşürülmesine katkı sağlamaktadır. Prim uygulaması da işlem maliyetlerinin düşürülmesinde etkin sonuçlar vermekle birlikte, üretici firmalar üzerindeki riski artırmaktadır. Aynı zamanda, destekli fiyat tarifesinin aksine prim uygulaması, bu firmalar arasındaki rekabeti de yoğunlaştırmaktadır.

Fiyat destekli teşviklerden ikincisi ise finansal ve mali teşvikler ile yatırım teşvikleridir. Mali teşviklere örnek olarak; yenilenebilir enerjiye dayalı üretimin arz ve talebini harekete geçiren yeşil elektrik yatırımı, üretimi ve tüketimi için vergi indirimi veya muafiyetini vermek mümkündür. Ayrıca, fosil yakıta dayalı enerji kaynaklarına uygulanan eko-vergi ve karbon vergisinin yenilenebilir enerji kaynaklarına uygulanmaması şeklinde de mali teşvikler verilmektedir. Ancak, bu teşviklerin, “kirleten öder” ilkesiyle örtüşmediği de açıktır.

Finansal teşviklerin ise, genellikle, yatırım maliyetini düşüren ve yenilenebilir enerji kaynak kapasitesini artırmayı destekleyen, daha düşük faizli kredi olarak verildiği görülmektedir.

Yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelik yatırım teşvikleri, yenilenebilir enerji üretimi yapacak tesis kurulumunda doğrudan mali destek (sübvansiyon) sağlanması şeklinde uygulanmaktadır. Bu teşvikler, yenilenebilir enerji kaynaklarının arz boyutunu güçlendirerek, ulusal ve bölgesel anlamda desteklenmesi politikalarına kolayca uyarlanabilmektedir.

Günümüzde, bu teşviklerden bazıları birçok AB üyesi ülkede yürürlükte iken, bazıları da çok az sayıda ülkede geçerli olmaktadır. Sonuç olarak, Şekil 18’de, AB ülkelerinin son 10 yılda yenilenebilir enerjinin desteklenmesi konusunda hangi teşviklere başvurduğu ayrıntılı olarak gösterilmektedir.

Şekil 18: AB-27 Ülkelerinin Yenilenebilir Enerji Alanındaki Teşvik Sistemleri Ülke Enerji Türü 1997 1998 1999 2000 2001 2002 2003 2004 2005 2006 Avusturya Hepsi ……….. Belçika Hepsi ...*... Bulgaristan Hepsi ………*.... Güney Kıbrıs Hepsi ………..*………. Çek C. Hepsi ……… Danimarka Hepsi …...………. Estonya Hepsi ………... Finlandiya Hepsi ……… Fransa Rüzgar Biyoenerji Güneş pili ………. ……… ………. …………..* …….……… ………. Almanya Hepsi ……….. Macaristan Hepsi ………... Yunanistan Hepsi ……….. Đrlanda Hepsi ………*……… Đtalya Rüzgar Biyoenerji Güneş pili ………*……… ………*……… ………*……… Litvanya Hepsi ………. Lüksemburg Hepsi ………. Letonya Hepsi …..………... ………

Malta Güneş pili ……… ……… Polonya Hepsi ………. ………. Portekiz Hepsi ………. Đspanya Hepsi ………. Romanya Hepsi ……… …*………... Đsveç Hepsi ……….*.………. Slovenya Hepsi ……….. Slovakya Hepsi ……… ……….. Đngiltere Hepsi ……….*………. Hollanda Hepsi ………. ……….

*: Sistem değişimi ……: Destekli fiyat tarifesi ……: Kota-TGCs ……:Teklif verme ….... : Mali-Finansal-Yatırım teşv.

Bu teşvik sistemlerinin dışında, Birlik tarafından uygulanmakta olan uluslararası iş birliği programlarıyla da yenilenebilir enerjinin hem üye ülkeler hem de aday ülkelerde geliştirilmesi amaçlanmaktadır. Đlk olarak, Enerji Çerçeve Programı (1998-2002) ve ardından, Akıllı Enerji: Avrupa (2003-2006) adlı program çerçevesinde yürütülen Altener ve Coopener alt programları, yenilenebilir enerjiyi doğrudan ilgilendiren programlar olarak önem taşımaktadır.

Altener: Altener, AB’nin yenilenebilir enerji kaynakları tüketiminin ve pazar payının artırılması amacıyla 1993 yılından itibaren uygulanan bir programdır. Birinci aşamanın (Altener I: 1993-1997) başarılı sonuçlar vermesi üzerine devam eden program, yeni yenilenebilir enerji teknolojilerinin geliştirilmesini ve enerji maliyetlerinin düşürülmesini sağlayacak projelere destek vermektedir.

Programa ayrılan bütçe miktarı ise, diğer Birlik programlarıyla karşılaştırıldığında ilk sırada yer almaktadır. Sadece Altener II (1998-2002) ve Altener III (2003-2006) aşamalarına aktarılan kaynak tutarı 163 milyon € düzeyinde gerçekleşmiştir. AB, bu büyüklükte bir bütçeye sahip Altener programıyla şu temel hedeflere ulaşmayı planlamaktadır:

* Yenilenebilir enerji kaynakları potansiyelinin geliştirilmesine yönelik Birlik önlemlerini uygulamak ve tamamlamak.

* Yenilenebilir enerji kaynakları pazarındaki ürün ve araçların uyumlaştırılmasını teşvik etmek.

* Yatırımcının güvenini artıracak altyapı çalışmalarının geliştirilmesini sağlamak ve yenilenebilir enerji teknolojilerinin daha fazla kullanımıyla sektörün rekabet edebilirlik seviyesini yükseltmek.

* Gerek uluslararası düzeyde ve Birlik düzeyinde, gerekse ulusal, bölgesel ve yerel düzeyde uyumu ve bilgi paylaşımını geliştirerek yatırımcının güvenini artırmak ve yenilenebilir enerji kaynaklarının pazara girişini kolaylaştırmak.

* Birliğin sera gazı salınımı konusundaki Kyoto Protokolü yükümlülüklerini yerine getirmekte önemli bir araç olan yenilenebilir enerji kaynaklarının, enerji üretimine yönelik işletme kapasitesini artırmaktır282.

Coopener: Coopener, AB’nin 2003 yılında uygulamaya koyduğu diğer bir programdır. Bu programla, hem yenilenebilir enerji kullanımında artış hem de enerji verimliliğinin sağlanmasına yönelik teknolojilerin geliştirilmesi amaçlanmakta ve bu doğrultuda hazırlanan projeler desteklenmektedir.

Programın bütçe büyüklüğü, diğer programlara göre daha küçüktür (2003- 2006 dönemi: 19 milyon €). Buna karşın, Coopener programının;

* AB’nin enerji ve çevre alanındaki uluslararası yükümlülüklerini yerine getirme çerçevesinde uluslararası iş birliğinin güçlendirilmesine,

* AB’nin sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmasına,

* Yenilenebilir enerji kullanımı ve enerji verimliliği konularına ilişkin uygulamaların uyum içinde yürütülmesine ve

* Gelişmekte olan ülkelere, yenilenebilir enerji alanındaki teknik bilgi (know- how) ve teknoloji aktarımının gerçekleştirilmesine katkı sağlaması planlanmaktadır283.

Sonuç olarak; AB ülkelerinde, Birlik düzeyindeki teşvik edici politikalara ek olarak, ülkesel temelde de uygulamaya dönük birçok teşvik/destek sistemleri geliştirilmektedir. Bununla birlikte, Türkiye’de, bu yöndeki çalışmalar oldukça yenidir. Türkiye’nin yenilenebilir enerji kaynakları tüketimini artırıcı ve fosil kaynak tüketimini azaltıcı teşvik sistemleri oluşturması ve AB’nin uyguladığı yenilenebilir enerji programlarına katılımı, orta ve uzun dönemde olumlu sonuçlar alınması bakımından gereklidir.

282

EC, 2002 (Intelligent); s. 4,7; Ege, a.g.e., s. 95. 283 EC, 2002 (Intelligent); s. 7-9.

3.5. TÜRKĐYE VE AVRUPA BĐRLĐĞĐ’NĐN YENĐLENEBĐLĐR