• Sonuç bulunamadı

ANKARA MÜZİĞİNE SORUNSAL YAKLAŞIM

Dr. Serdar ERKAN

T

ürkiye’de halk müziği derlemelerinin “kuramsal” halk bilim çalışmalarıyla görece geç bir tarihte uyum sağla-ması, yöresel müziklerin ele alınışlarında kalıplaşmış bazı yargıların oluşması sonucunu ortaya çıkarmıştır.

Halk müziği derlemelerinin, yöresinde, en az kültürel değişmeye maruz kalan kişileri hedef kitlesi olarak almasıyla bölge-lerin homojen birer kültür çevresi olduğu algısı gelişmiş ve pekiş-miştir. Bu, Ankara müziği özelinde değil, Ankara özelinden genele doğru bir vurgu yapmak suretiyle, Türkiye geneli için söylenebilecek

“bilgi merkezli” bir sorundur. Ankara müziğinin özel durumu, diğer yörelerden farklı bir şekilde, pavyon müziği karşısında savunulması gereken bir pozisyonda ele alınmasıdır ki biz de bu bölümün içeriği-ni ilk olarak bu noktadan yola çıkarak oluşturduk.

Kültürü yalnızca bir bölge, inanış yahut etnisitenin yaşadığı “biçimler” olarak görmek, çoğu du-rumda kültüre dair bakış açımızı oluştursa da ancak metne dayalı bazı tespitlerin ortaya konulma-sını sağlamış; inceleme sırasında öteki etkenlerden zihni olarak soyutlanarak dondurulan kültürel gelenek, bütünü temsil eder bir şekilde genellenerek ele alınmıştır. Ancak, tarihi akış, insanoğluna dair durumlar, farklı kültürlerin yan yana gelmesi, unutmalar, yeniden hatırlamalar vd. beraberinde değişimi getirmektedir. Ankara müziği üzerine günümüzde ortaya çıkan “pavyon müziğinin kültürü bozucu” etkileri tartışmalarından akademik algının bu yöndeki ilerleyişini az çok görebilmek müm-kündür.

Ankara müziğine yönelen ilk dikkatlerin, diğer yörelerden farklı olmayarak, derleme yani kültürel varlığın tespiti yönünde olduğu görülmektedir. Ankara, bu doğrultuda, Orta Anadolu müzik gele-neği içinde değerlendirilmiş ve gelegele-neğin ustaları kültürel araştırma tarihindeki yerlerini almıştır.

Anadolu’nun derlemeye gidilen her yöresinin envanteri büyük zahmetlerle bugüne ulaştırılmış ve kültürel belleğimizin çok önemli bir bölümünü muhafaza altına almıştır. Ankara özelinde bu envan-ter çalışmasının kimi durumlarda yöreden olmayan TRT sanatçılarını da kaynak kişi olarak görme-ye kadar gittiğini görmek mümkündür. Bu durumda, Ankara müziği fikri ilk olarak, akademinin ilk dönem algısını da yansıtacak şekilde, dünyadaki kültürel değişme hızının şimdiye nazaran çok yavaş olduğu bir dönemde Ankara’daki müzikal varlığı ifade edebilir. Bu müzik bir tarafıyla Ankaralıdır çünkü bu idari sınırlar içinde yerleşmiş bulunan Türk boylarının müzikal kültürünün uzun zaman boyunca, bugün takibi zor olan çok ufak değişimler sonucu ulaştığı son halini ifade etmektedir.

Diğer tarafıyla, bu değişimin yavaşlığı göçlerin yönüne bağlı olarak Ankara’nın Türkiye’deki diğer Türk boylarıyla ve dolayısıyla Türk Dünyası’nın geri kalanıyla olan bağlantısını daha az farklarla gözlemlemeyi garanti altına almaktadır.

Ankara’nın müziğinin bir sorunsal olarak gündeme gelmesi, kentin yalnızca Türkiye’nin siyasi baş-kenti değil, aynı zamanda halk belleğinin toplanıp ülkenin tamamına fikir ve eser olarak dağıtıl-masının da merkezi olmasıyla da doğru orantılıdır ve bu nedenle Ankara’da halk müziğine yönelik dikkatlerin daha keskin ve kurumsal olduğunu söylemek mümkündür. Adı ister pavyon olsun ister başka bir şey, eğlence kültürünün yapı bozucu bir unsur olarak ele alınması, tam olarak kültürel muhafazanın ve canlandırmanın merkezi olarak görülen Ankara’daki eğlence sektörünün medya tarafından keşfedilmesi ve bu sektördeki kültürel içeriğin içerik sağlayıcılar tarafından daha da fazla üretime dâhil edilmesi problemidir. Bu problemin geleneğin bozulması, tahrip edilmesi, gelenekle alay edilmesi gibi bir sorun çerçevesi içerisinde ele alınması doğal olarak akademinin ve kültürel ön-celikleri olan siyasal gündemin meselesidir. Geleneksel Ankara müziğinin bozulması ise çok farklı bir konuya işaret etmektedir.

Dünyanın tüm kültürleri üzerinde etkili olan küreselleşme, şehirleşme, medya ve Anderson’un tabi-riyle (2015) bürokratik hac yolculuklarını Ankara müziği özelinde ele almak böyle sınırlı bir bakışı doğurmaktadır. Dünya genelinde karşılaşılan bu durum, halkbilimi başta olmak üzere etnomüziko-loji alanında ilkin problem olarak ele alınmış, ancak dünyanın farklı yerlerinden gelen bu tepkilerin ortak noktalarından yola çıkarak farklı kültür tanımları, koruma düşünceleri ve bunun yanında, daha yol gösterici olarak, müziğin de tıpkı diğer kültürel öğeler gibi, insanların gündelik yaşamlarında kendi benliklerini ifade etmek üzere “tercihli” bir şekilde hayatlarına dâhil ettikleri bir unsur olduğu fikri gelişmiştir.

Ankara, ilk olarak Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana Türk kültürü için farklı bir bilinçlilik düze-yine çoklu kültür potalarından, anakentlerinden biri haline gelmiştir. Kültürel karşılaşmalar Anka-ra’nın merkezinde, önce AnkaAnka-ra’nın farklı ilçelerinden/köylerinden, sonra Anadolu’nun farklı yerle-rinden birçok yerel kültürün karşılaşmasına önayak olmuştur ve bu kültürel karışmalar yurtdışından farklı kültürel çevrelerin eklemlenmesiyle halen devam etmektedir.

ANADOLU’NUN SIRLI SESi: MÜZİĞİYLE ANKARA

Şu ortadadır ki, Anadolu’nun tüm yöreleri halk müziğini üç aşağı beş yukarı aynı çalgılarla, ma-kamlarla, ritimlerle ve ritimsizliklerle yine üç aşağı beş yukarı birbirine benzer durumlar karşısında bireysel ve toplumsal ifade aracı olarak kullanmıştır. Ancak bunu söylemek, her yörenin tüm unsur-larıyla yalnızca kendisiyle özdeşleşmiş bir müziği olduğu anlamına gelmez. Müziğe aşina kulakların fark ettikleri ayrımların hiçbiri modern toplumun “telif hakkı” bakışıyla ele alınmamalıdır. Elbette bunun yanında 20. y üzyıl öncesinde iletişimin ve medyanın sınırlılığı ortaya billurlaşmış bazı görü-nümleri çıkarmıştır. Fakat bu durumda da kültür biliminin yahut kültürle aşina müzik bilimlerinin yapması gereken ah etmek olmamalıdır. Çözüm, kültürel farkındalığı arttırmak üzere başta envanter çalışmaları olmak üzere mirasın çağdaş kullanım biçimlerini destekleyerek hayatlarını sürdürmele-rini sağlamak olmalıdır.

Öncelikle, post-modern dönemi kültürel bir yozlaşma çağı olarak algılamanın ötesine geçip birey-lerin gelenekleri, doğdukları andan itibaren bütün yerine parçalarından faydalandıkları çoklu bir kimlik göstergesi halinde kullandıklarını düşünmek gerekmektedir. Halk müziği, bu bakış doğrul-tusunda sistematik kültür kuramlarının ortaya koydukları süper-organik algılama biçimlerinden kurtularak bireylerin ve toplumların akültürasyon süreçlerinin bir parçası olarak ele alınabilir.

Tüm bu tartışmaların ışığında yalnızca Ankara halk müziği için değil, genel olarak halk müziği ge-lenekleri için geliştirilebilecek yaklaşımların halihazırda halkbilim ve etnomüzikoloji çalışmalarının dünyanın diğer yerlerinde gerçekleştirdiği çalışmaların çıktılarından faydalanarak ortaya konula-bileceği söylenebilir. Böylece, Ankara halk müziği, bizi ilgilendiren kısımlarıyla, köklerini Anado-lu göçlerinden bu yana Ankara’ya yerleşmiş Türk boylarının birbiriyle yoğun benzerlik sergileyen müziklerinin oluşturduğu tarihi bir mirastır. Bu miras, halkbilimi disiplini içinde bağlama yönelik unsurların da dikkate alınmasıyla geliştirilmiş derlemeler aracılığıyla kayıt altına alınıp şeffaf bir şekilde (sansüre vb. siyasi kaygılara yer vermeden) topluma geri sunulmalıdır.

İlk aşama olan, envanterin müziğin sahibi olan halka doğrudan geri sunumu, halihazırda kültürün yok olması endişelerine dair alınabilecek başlıca önlemlerden biri olmakla birlikte bu, akademik yayınların, nota kitaplarının basılması anlamında değil; dünyada yaygın uygulama alanına sahip online/yaşayan arşivlerin oluşturulması anlamında geçerli olacaktır. Yüz yıla yakın bir süredir notaya aldığımız müziğin ulaştığı kesim hakkında herhangi bir bilgimiz (akademinin ürettiği bilginin aka-demide kaldığının farkında olarak) olmamakla birlikte, Ankara’nın köylerinde yaşayan halkın nota okumadığını söylemeye ihtiyaç olmadığı açıktır.

Bu doğrudan katkının dışında Ankara müziği, halkbilimi çalışmaları dâhilinde metin ve bağlam merkezli bazı değerlendirmelere tabi tutularak Türk Dünyası karşılaştırmalı müzik çalışmalarında kullanılabilecek örnekler haline getirilmeli; daha doğru bir ifadeyle, Ankara halk müziğinin kültürel analiz havuzu oluşturulmalıdır. Bugün etnomüzikoloji çalışmaları dünyanın farklı yerlerindeki top-lumların kendi anlam dünyalarında müziğin kullanımları üzerine gerçekleştirilen araştırmalardan yola çıkarak insanın kültürle olan macerasını ele alabilmektedirler. Bu doğrultuda, Türk dünyasında insana ait durumların ve kültürel ifadelerin çeşitliliğinin çalışılabilmesi, bu bağlamsal derleme ça-lışmalarına bağlıdır denilebilir.

Kaynakça

Alp, S. (1999). Hititlerde Şarkı, Müzik ve Dans. Hitit Çağında Anadolu’da Üzüm ve Şarap. Ankara: Kavaklıdere Kültür Yayınları.

Bachmann, W. (2004). Eski Tunç Çağı Anadolu Çalgıları. 1. Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu (s.

7-15). Ankara: T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı.

Baştav, Ş. (2015). Bizans İmparatorluğu Tarihi (2. b.). İstanbul: Bilge Kültür Sanat.

Behar, C. (2015). Osmanlı/Türk Musikisinin Kısa Tarihi. İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Braun, J. (1980). Musical Instruments in Byzantine Illuminated Manuscripts. Early Music, 312-327.

Byzantine Music. (2017, 04 07). http://www.greeksongs-greekmusic.com/byzantine-music/ adresinden alındı Çobanoğlu, Ö. (2005). Halkbilimi Kuramları ve Araştırma Yöntemleri Tarihine Giriş (3. b.). Ankara: Akçağ Yayınları.

De Martino, S. (2006). Music, Dance, and Processions in Hittite Anatolia. J. M. Sasson, J. Baines, G. Beckman, & K. Rubinson içinde, Civilizations of the Ancient Near East (II b., Cilt III&IV, s. 2661-2670). Peabody, Massachusetts: Hendrickson Publishers Inc.

De Martino, S. (2013). Din ve Mitoloji. M. Doğan-Alparslan, & M. Alparslan içinde, Hititler Bir Anadolu İmparatorluğu (s.

410-431). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Dinçol, B. (2003). Eski Önasya ve Mısır’da Müzik (2. b.). İstanbul: Türk Eskiçağ Bilimleri Enstitüsü Yayınları.

Ensert, H. K. (?). Eski Anadolu’da Müzik ve Günümüze Etkileri. Çorum ve Kültür (s. 29-47). Çorum: İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü.

Gazimihal, M. R. (1947). Konyada Musiki. Ankara: CHP Halkevi Yayınları.

Gurney, O. R. (2001). Hititler. Ankara: Dost Yayınevi.

Güray, C. (2012). Bin Yılın mirası Makamı Var Eden Döngü: Edvar Geleneği. İstanbul: Pan Yayıncılık.

Harmankaya, S. (1996). Türkiye Paleolitik Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme. S. Harmankaya, & O. Tanındı içinde, Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri-I: Paleolitik/Epipaleolitik (s. 7-21). İstanbul: Ege Yayınları.

Harmankaya, S. (2002). Türkiye İlk Tunç Çağı Araştırmaları Üzerine Bir Değerlendirme. S. E. Harmankaya içinde, Türkiye Arkeolojik Yerleşmeleri (s. 7-41). İstanbul: TASK Vakfı Yayınları. 03 23, 2017 tarihinde http://www.tayproject.org/downloads/

ITC_SH.pdf adresinden alındı.

Köprülü, M. F. (2009). Türk Edebiyatı Tarihi. Ankara: Akçağ Yayınları.

Köprülü, M. F. (2014). Bizans Müesseselerinin Osmanlı Müesseselerine Tesiri. İstanbul: Alfa.

Landels, J. G. (2000). Music in Ancient Greece and Rome (2. b.). London&Newyork: Routledge.

Lawergren, B. (2004). Eski Anadolu’da Telli Çalgılar. 1. Uluslararası Tarihte Anadolu Müziği ve Çalgıları Sempozyumu (s. 16-26).

Ankara: T. C. Kültür Bakanlığı Yayınları.

Levin, T. (2016). Musical Instruments in Cenrtal Asia. T. Levin, E. Köchümkulova, & S. Daukeyeva içinde, The Music of Central Asia (s. 26-40). Bloomington, Indiana: Indıaina University Press.

Merçil, E. (2000). Türkiye Selçuklularında Meslekler. Ankara: Türk Tarih Kurumu.

Mielke, D. P. (2013). Şehirler ve Yerleşim Düzeni. M. Doğan-Alparslan, & M. Alparslan içinde, Hititler Bir Anadolu İmpara-torluğu (s. 136-149). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Mimaroğlu, İ. (1961). Musiki Tarihi. İstanbul: Varlık Yayınları.

Schachner, A. (2013). Hitit Sanatının Gelişimi ve Toplumsal İşlevlerine Dair. M. Doğan-Alparslan, & M. Alparslan içinde, Hititler Bir Anadolu İmparatorluğu (s. 534-565). İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Signell, K. (2006). Makam: Türk Sanat Musikisinde Makam Uygulaması. (İ. Gökçen, Çev.) İstanbul: Yapı Kredi Yayınları.

Sönmez, D. (2008). Antik Dönemde Anadolu’da Müzik ve Müzik Aletleri. Konya: Selçuk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Tanrıkorur, Ç. (2005). Osmanlı Dönemi Türk Musikisi (2. b.). İstanbul: Dergah Yayınları.

Turan, O. (1958). Türkiye Selçukluları Hakkında Resmi Vesikalar. Ankara: Türk Tarih Kurumu.

Üreten, H. (2004). Hellenistik Dönem Pergamon Kenti Tanrı ve Kültleri. A.Ü.Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi Tarih Bölümü Tarih Araştırmaları, 185-214.

Wellesz, E. (1962). A History of Byzantine Music and Hymnography (2. b.). London: Oxford University Press.

Yalçınkaya, I. (2009). Arkeoloji ve Sanat Tarihi Eski Anadolu Uygarlıkları Paleolitik Çağ. Ankara: T.C. Kültür Bakanlığı Kültür Portalı Projesi. 03 22, 2017 tarihinde alındı.

Yıldırım, D. (1998). Türk Bitiği. Ankara: Akçağ Yayınları.

M

üzik, onu yaratan, üreten, seslendiren-yo-rumlayan, dinleyen, paylaşan insan, top-lum, ulus ve tüm insanlığın yaşamıyla bir-likte sürekli bir oluşum, gelişim, değişim ve dönüşüm hâlindedir. Bu süreçte ortaya çıkan müzikler kaynağı, yapısı, örgüsü/dokusu, niteliği, işlevi ya da işgörüsü bakımından büyük bir çokluk ve zengin bir çe-şitlilik gösterir. Bu çokluk ve zenginlik içinde yer alan müzik-ler arasında çeşitli yönmüzik-lerden birtakım ortak, benzer ve farklı özellikler vardır. Müzik eserleri taşıdıkları bu özelliklere göre kümelenerek çeşitleri, çeşitler kümelenerek türleri oluşturur-lar. Başka bir deyişle müzik eserleri taşıdıkları belli özelliklere göre türlere ve tür içinde çeşitlere ayrılırlar. Öbür yandan tür-ler de kendi içtür-lerinde alt türtür-ler ve üst türtür-ler olarak katmanla-şırlar. Müzik eserleri, çeşitleri ve türleri, aralarındaki ortaklık, benzerlik ve farklılıklar göz önüne alınarak ve bunlara değişik açılardan bakılarak sınıflandırılır. Böyle olunca müzikte değişik sınıflandırmalar ortaya çıkar.

ANKARA’DA

MÜZİK TÜRLERİNİN