• Sonuç bulunamadı

Çubuk’ta Alevilik, Cem Törenleri ve Semah İbadeti

TÜRK DİN MUSİKİSİ

5- Çubuk’ta Alevilik, Cem Törenleri ve Semah İbadeti

Yazının başından beri ifade edilen kavramların yoğunlukla kullanıldığı bir inanç sistemi olan Alevili-ğe Ankara sınırları içinde en yaygın olarak Çubuk ilçesinde rastlanmaktadır33. Çubuk İlçesi sınırları içersinde barındırdığı çok sayıdaki Alevi köyü ile, Alevi toplumunun dini geleneklerine dair pek çok

31 Nuri Özcan, “Salâ”, Türkiye Diyânet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), XXXVI, s.15 9 A.g.e., s.15.

32 Cemaleddin Server Revnakoğlu, “Yunus’un Bestelenmis İlâhîleri Nerede ve Nasıl Okunurdu?” s.133 – 136; Demir, 2017.

33 Muharrem ayı ile ilgili gelenekler Ankara ilinde Alevilik dışındaki İslam anlayışlarına mensup kişiler için de önemlidir.

Önceki dönemlerde Muharrem ayında mersiyenin yanında Mevlid’in de okunduğu bilinektedir. Muharrem konulu etkinliklerin sonunda dinleyicilere aşûre ikramının yapılması adet haline gelmiştir. Ankara’da Hicri yılın başı olan Muharrem ayının onuncu gününden başlamak üzere Muharrem sonuna kadar evlerde aşure pişirmek uğur ve bereket sayılmaktadır. Aşurenin pişmesinden sonra kazanının başına toplanılıp Yasin ve Mülk sûreleri okunmaktadır. Sonrasında ise hâsıl olacak sevap hane halkının ölmüşlerinin ruhlarına hediye edilmektedir. (Demir, 2017).

ANADOLU’NUN SIRLI SESi: MÜZİĞİYLE ANKARA

önemli bilgiyi yansıtabilme gücüne sahiptir. Özellikle son dönemde emekli kesimde artan kentten köye doğru ‘gerisine’ göç ve köylerdeki aktif cemevlerinin mevcudiyeti ile musahiplik34 geleneği35 saye-sinde bu köylerdeki inanç gelenekleri canlı bir şekilde devam etmektedir. Çubuk, Susuz Köyü ve diğer Alevi köyleri ile birlikte Alevi inançlarına dair geleneklerin en yoğun biçimde yaşandığı bir yöredir.36 Susuz köyü bu anlamda Alevi inançlarına dair gelenekleri en yoğun biçimde yaşayan köylerden biridir. Köy batıdan Sele ve Çit köyleri ile Kuzeybatıdan Yukarı Çavundur, güneybatıdan Tahta-yazı, güneyden Kızılöz, güneydoğudan Yukarı Emirler, kuzeyden Kalfat, kuzeydoğudan Dalyasan, Meşeli, güneydoğudan Kuyumcu köyleriyle çevrilidir. Susuz köyü, kuzeyinde yer alan 1895 m yük-sekliğindeki Aydost Dağı’nın eteklerinde kurulmuştur. Aydost Dağı, Batı Karadeniz Dağları’nın en güney sınırını oluşturan Köroğlu Dağlarının en güney ucunda yer alır. Daha çok volkanik yapı etkisini gösterir. Köyün coğrafi konumu daha çok dağlık olup ova görünümündeki düzlükleri yok denecek kadar azdır.37 Köydeki birkaç küçük akarsu Çubuk Çayı’na ulaşır. Çubuk II Barajı köy sı-nırlarına oldukça yakındır. Köyün ilçeye uzaklığı 15 km’dir. Daha önce köyün adı “Yeniköy” iken, bu ismi sonradan köyün giriş kısmındaki Susuz mevkiinden almıştır38 (Avcı, 1997).

Köyün Sosyo-kültürel yapısı ile ilgili de 1 Temmuz 2012 tarihinde Dede-Arif Hikmet Dalkılıç ve Zakir Battal Dalkılıç ile yapılan görüşmede bazı bilgilere ulaşılmıştır39. Bu duruma göre köyün sakin-leri kökensakin-lerini Horasan’dan gelen Emirce Aşireti’ne bağlamaktadırlar ki bu aşiretin kültürel köksakin-leri Oğuzlara dayanmaktadır. Söz konusu aşiret Horasan’dan sonra sırasıyla Mardin-Cizre, Halep-Antep, Sivas ve Konya-Karaman bölgelerine uğrayarak şu an konuşlandıkları bölgeye gelmişlerdir. Ocak olarak köyün kökeni XV. yüzyılın önemli tarihi kişiliklerinden Seyit Cibali Sultan’a dayanmaktadır.

Arslanoğlu40, köydeki erkan ve hizmet sahiplerini ise aşağıdaki gibi sıralamıştır:

1. Dede: Zülfikar Elden 2. Gözcü: Ahmet Sayıcıoğlu

3. Zakirler: Fazlı Tavan, Battal Dalkılıç, Yukarıemirler Köyünden Yakup Akdoğan, Hasan Eryılmaz, Feti Yıldız

4. Lokmacı: Rıza Eryılmaz , Kemal Dönmez 5. Kurbancı: Kasım Yıldırım

6. Saki: Ahmet Erseven 7. Carıcı: Emin Sayar 8. Seccadeci: Veli Yıldırım 9. Delilci: Halil Aslan

10. Sakkacı: Arif Hikmet Dalkılıç 11. Sır Suyu: Zübeyde Dilmen

12. Yasavurlar: Mehmet Harmancı, Murat Akyar 13. Sofracı: Nesimi Gülletutan

14. Kilerci: Bayram Gürcan

Söyleşide edinilen bilgiler ve teşhis edilen noktalar doğrultusunda ise Susuz köyündeki cem töreni ve genel ibadet uygulamaları ile ilgili aşağıdaki özgün noktalara dikkat çekmek mümkündür.

34 Alevilikte yol kardeşliği anlamına gelen bir kavram. Bkz. Mehmet Yaman, Alevilik-İnanç,Edep,Erkân, Demos Yayınları, İstanbul, 2011, s. 207.

35 Arslanoğlu, İbrahim, “Çubuk Yöresi Alevi Köyleri”, Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Dergisi, 2001/18:75-1:33

36 Elden, Bektaş. “Susuz Köyü”. Aydost Gazetesi, Ankara, 1997, sayı: 1, s.9; Avcı, Yunus ve diğerleri, Bütün Yönleriyle yeşil Çubuk. Ankara, Çubuk. Sosyal Yardım. ve Köylere Hizmet Birliği Yayını, 1978.

37 Elden, 1997

38 Avcı ve diğerleri, 1997.

39 UNESCO-Türkiye-Kazakistan Ortak Müzik Etkileşimi Projesi, UNESCO Türkiye Milli Komitesi, 2012.

40 Arslanoğlu, 2001

Yapılan söyleşide ilk dikkat çeken nokta, aşiretin tarihi anlatılırken Yavuz Sultan Selim ile ilgili olumsuz bakış açısının yansıtılması ve bu durumun sebebi olarak Yavuz Sultan Selim’in Osmanlı Devleti’ni Türk kökenlerinden uzaklaştırarak Arap kültürüne yaklaştırmasının gösterilmiş olması-dır. Aşağı Emirler köyü kökenli âmâ bir ozan olan XIX. yüzyıl şairi Budala İsmail, cem törenlerinde kullanılan eserlerin bir kısmının bestecisi olarak gözükmektedir. Köyün hizmet sahipleri arasında

‘rehber’ hizmetini gören bir kişinin görülmemiş olmasının sebebi, Ocak’ın kökeninin peygamber soyu ile bağlantısına dayandırılmaktadır. Alevi cem geleneğinde az görülen ‘seccadeci’ hizmetine Susuz köyünde rastlanmaktadır.

Söyleşi esnasında, eskiden her sene ilk cem töreninin ocak ayında yapıldığı, herkesin katılabildiği,

‘toplumsal birliktelik’ işlevi taşıyan bu törene Abdal Musa Cem’i denildiği ifade edilmiştir. Diğer bir cem töreni ise ‘Görgü Cem’i olarak adlandırılır ve kökeni Hz. Muhammed’in hayatına dayandırılır.

Bu ceme ancak ikrar vermiş, yani ‘erkan-tarikat kuralları ve yolu’ açısından olgunluğu kabul edilmiş kişiler katılabilir. Genel istek doğrultusunda Musahip Cem’i ya da Dar Kurbanı (vefatın 52. günü) Cem’i de yapılır, toplumsal bir işleve sahip olan Abdal Musa Cem’i de yaygındır. Cem törenlerinin tarihleri eski yıllarda genelde perşembe günlerine denk gelecek bir biçimde ayarlanırken, şu anda cemaatin uygun gün ve saatleri dikkate alınarak zaman tasarımı yapılmaktadır.

Cem töreninde her hizmetin sonunda bir müzik icrası kısmı vardır, akış yaklaşık olarak aşağıdaki sırada cereyan etmektedir:

–

– Kurban için tekbir verildikten sonra aşık, 12 İmam’a övgüler içeren üç adet Duvaz-ı İmam okur.

–

– Kurbanlar kesildikten sonra kazanda kaynatılırken de (kazan hizmeti-kazan hakkı) Su-suz köyüne özgü bir Duvaz-i İmam icra edilir. 41

–

– Genelde icra edilen ezgilerin Alevi kültürüne dair yöresel icra gelenekleri ile benzerlik taşıması dikkat çekicidir.

–

– Hizmetlerin arasındaki muhabbet kısımları esnasında çalınan ezgiler ise Emlek Bölgesi ezgilerini andırır.

–

– Delil (Çerağ Uyandırmak) Hizmeti için bir deyiş seslendirilir, bu deyiş Kalecik’te icra edilen deyişler ile ciddi benzerlik içerir, 12 İmam’ın ismini içerdiğinden dolayı bu eserin de Duvaz-ı İmam kategorisinde değerlendirilmesi mümkündür.

–

– Dar’a çekme anında ve dar kurbanında da Duvaz-ı İmam okunur. Bu Duvaz-ı İmam içerdiği sözleri ile dardaki kul için bir anlamda şefaat ve yardım dilemektedir. (Ey Mu-hammed Mustafa (Hz. Ali) el aman yetiş…)

–

– Susuz köyünde olduğu gibi Kur’an-ı Kerim referansları ile hareket edilmesi Çubuk, Çankırı, Ordu Alevileri’nde görülen bir alışkanlıktır.42 Dede, söyleşide hemen her hiz-met için Kur’an-ı Kerim’den bir referans aktarmıştır.

–

– Alevi geleneği içinde yer alan değişik makamsal ezgiler kullanılır, Abdal Musa Cem’inde Erkan’ı simgeleyen Duvaz-ı İmam ezgisi. Musahipler Erkan’dan geçerken icra edilir, bu esnada iki musahip yere yatırılır, üzerlerine çarşaf örtülür, bacılar yani eşleri de dar’da dururlar.

–

– Yiyip içmeden önce muhabbet kısmı gelir ve bu kısımda bir Kerbela ağıdı seslendirilir, yürek hakkı kısmı gelir Bu kısımda musahipler kurbanın yüreğini sırrı paylaşmayı simge-lemek adına birlikte yerler ve bu esnada kısa bir duvaz-i imam icra edilir. Arkasından mi-raçlama kısmı gelir ki bu kısımda “Geldi Cebrail” sözleriyle başlayan ve Cebrail’in Tanrısal

41 Bu gelenek ile ilgili farklı bir örnek için bkz. http://uludivan.de.tl/45_-EK-d—5.htm, 09.01.2015. Alper Çağlayan, Çubuk Yöresinde Erkan, Ankara, 2002.

42 Armağan Elçi, Kişisel Görüşmeler, Ankara, 2012.

ANADOLU’NUN SIRLI SESi: MÜZİĞİYLE ANKARA

bilgiyi Peygambere aktarmasını simgeleyen bir ‘miraçlama’ seslendirilir. Ardından Kırklar semahı icra edilir, Semah’ın sözleri ‘Vardık Kırklar Dergahı’na dizeleriyle başlar. Semah değişik ritim yapılarından oluşan iki kısımdan ibarettir, içinde geçen ‘Elleri çalpara çalar’

sözleri Anadolu’nun en eski dini müzik çalgılarından olan ve Hititler döneminde de dini ayinlerde kullanılan “çalparaya” gönderme yapar.

–

– Arkasından “La İlahe İlallah” sözleriyle başlayan ve ‘Allah’ın birliğinin ve bu birliğin evrendeki yansımasının zikredildiği’ Tevhid kısmı gelir.

–

– Bunun arkasından tekrar Kırklar Semahı eklenebilir..

–

– Ardından 5 Bacı semah döner, bu semahtaki sözler ise Zeynel Abidin, Kerbela ve sec-de-niyaz kavramları ile iritbatlıdır.

–

– Arkasından Şükürcelik semahı icra edilir.

–

– Ardından Kerbela’yı simgeleyen Sakka suyu ikramı yapılır, bu noktada Kur’an tecvidini andıran kalıplar, bağlama eşliği olmadan icra edilir.

–

– Daha sonra Kerbela ile ilgili bir Mersiye okunur, Mersiye’nin sözleri “Gönlüm Hüse-yin’in matemine düştü” dizeleriyle başlar.

–

– Ardından Sakka duası okunur.

–

– Törenin sonunda Yezid’e lanet edilir.

–

– Değişik bölgelerdeki cemlerde de icra edilen “Oturan duran duası” okunur.

–

– Kur’an-ı Kerim okunur.

–

– Son bir Gülbeng ile, günahlar için affedilme dilenir şefaat için yalvarılır.

Genel anlamıyla Susuz köyündeki ayin sistemi incelendiğinde Duvaz-ı İmam yapısını içeren eserlerin yoğunluğu ve özellikle bu ezgilerdeki yöresel müzik ve şiir geleneğinin etkisi dikkat çekicidir. Bu durum ortaya, yöreye has özgün bir dini musiki repertuvarı çıkarmıştır. Susuz köyünün komşu olduğu ilçeler ile müzikal yönden etkileşimi, kuvvetle muhtemel cem töreninin müzikal yapısını taşıyan zakirlerin cemlere katılmak için değişik Alevi köylerine gitmesi ile alakalıdır. Söyleşide bulunulan kişiler tarafından akta-rılan bilgiler arasında Bektaşi inancına bağlı grupların da cem başlangıçlarında Kur’an-ı Kerim (İhlas Suresini içerecek bir şekilde) okudukları ve mezheplerinin Caferi olduğu da vardır.

6- Değerlendirme

Halkların hafızalarının en özel noktalarında binlerce yıl saklayarak getirdiği dinî simgeler, araştır-macılara kültürel etkileşimler, din olgusu, müzik ve insan ilişkisi ile ilgili önemli bilgiler sağlarken, aynı zamanda da “kâinatı, sonu ve sonsuzluğu” müzik ile anlama ve anlatma adına onlara kılavuzluk etmektedir.

Din belki de en eski kültür ürünlerinden biridir ve bir coğrafyanın halkını özgün kılan pek çok simgeyi bünyesinde taşımaktadır. Anadolu coğrafyasının bu alandaki en önemli özelliklerinden biri dinî aktarım mekanizmasının her iki çeşidini, yani hem vahye dayalı güçlü bir aktarımı hem de kapalı cemiyet örgütlenmesinin sağladığı sözlü bilgileri halen kullanıyor olmasıdır. Bu iki bilgi kay-nağı Anadolu ve komşu coğrafyaların tarihindeki dinî örgütlenmelerin takibi ve bu yapıların sosyal hayata kattığı özelliklerin araştırılabilmesi adına büyük önem taşımaktadır.

Aynı şekilde geleneksel müzik de coğrafyalara has olarak oluşan ve ilgili coğrafyada yaşayan top-lumun sözlü hafızasını, toptop-lumun kendini ifade etme ihtiyacını karşılamak suretiyle oluşturan bir kültür ürünüdür. Müziğin yüksek ifade gücünün din aktarımında kullanılması, böylesi çok güçlü bir aktarım aracını inanç sistemlerinin kullanımına verirken, geleneksel müzik ürünleri için de “din”

anlayışında var olan yoğun “simgesellikten” istifade edebilecek bir anlatım imkânını var etmiştir.

İnanca dair müzik yapılarının “gelenek”, “değişim” ve “etkileşim” noktalarından başlayarak araştırı-labilmesi ise sadece din kültürleri arası etkileşimleri ortaya çıkarmakla kalmayacak aynı zamanda

müziğin insanlık adına ortaya koyduğu işlevin de daha rahat anlaşılmasını sağlayacaktır. Böylelikle, uzak gibi gözüken dinler arası mesafeler, müziğin ifade ettiği ortak geçmiş ile kısalacak; “çokluktan”

“birliğe”, “farklılıktan” “aynılığa” bir yol açılacaktır.

Bu çalışmanın amacı geleneksel müzik ve din arasındaki sosyal hayatı aydınlatabilme yetisine sahip bu etkileşimin Ankara ölçeğinde tartışılmasıdır. Çalışmada ele alınan eserler, özellikle “devir” kav-ramına ait değişik dini simgeleri içeren türküler arasından belirlenmiş, bu seçim herhangi bir “dini”

grup veya yapılanma tercih edilerek yapılmamıştır. Söz konusu eserler sözlü olarak, “dini” simgesel-lik bakımından analiz edilmiş, simgelediği yapıların Anadolu’daki tarihsel inanç sistemleri açısın-dan işlevi ortaya konmaya çalışılmıştır. Özellikle bu çalışmada “devir” kavramının odak noktasına alınması, genelde Anadolu özelde ise Ankara insanının “hayat ve Tanrı” ile ilgili kavrayışını ortaya koymayı sağlamıştır. Çalışmanın sonunda genel anlamıyla, Ankara geleneksel müzik kültürünün İslam tasavvufu tarihinin değişik dönemlerinin izlerini taşıyan “Alevilik, Bektaşilik, Ahilik, Mela-milik, Bayramilik” gibi inanç sistemlerinden ciddi bir şekilde etkilendiği43 ve bu sistemlerin sosyal hayattaki yansımalarının günümüze dek taşınmasında etkin bir rol oynadığının tespit edilmiştir.

Ankara geleneksel müzik repertuarının farklı alanlarına, disiplinlerarası bir bakış açısı ile yoğun-laşabilecek ileriki çalışmalar bu konuda ihtiyaç duyulan bilgileri sağlamaya devam edebilecektir.

Ankara başkent olarak Cumhuriyet dönemine, önemli bir kültür merkezi olarak da Anadolu kültür tarihine damgasını vurmuştur. Ankara’nın geleneksel müzik kültürü başkentin ve dolayısıyla Tür-kiye’nin kültür tarihinin maddi ve manevi şifreleri çözebilmek için çok önemli veriler sunmaktadır.

Ankara’nın tarihini daha iyi anlamak, geleceği geçmiş kültür ile tutarlı bir şekilde tasarlayabilmek için önemli bir imkânı var etmektedir.

(Şehvar Beşiroğlu Hoca’mın aziz hatırasına)

Kaynakça

Abdülaziz Bey, Osmanlı Âdet, Merasim ve Tabirleri, (Nşr.: Duygu Ansan Günay; Kazım Arısan ), İstanbul, 1995.

Ahmed Esad Ben’im, Ramazan Geldi Hoş Geldi, İstanbul, 1949.

Akdoğan, Bayram, Türk Din Musikisi Tarihine Bir Bakış, AÜIFD, XLVIII, (2008).

Akpolat, Mustafa Servet ve Eser, Erdal, haz.(2004): “Ankara-Başkentin Tarihi, Arkeolojisi ve Mimarisi”, Ankara, Ankara Enstitüsü Vakfı.

Aksoy, Hasan, “Mevlid” (Türk Edebiyatı), DİA, Ankara, 2004, XXIX, s. 483.

Akurgal, Ekrem (1998): Anadolu Kültür Tarihi, Ankara, Tübitak Yayınları.

Ali Rıza Bey, Balıkhâne Nazırı, İstanbul’da Ramazan Mevsimi, (nşr. Ali Şükrü Çoruk), İstanbul, 2001.

Altıntaş, Ramazan (2007): “Alevi-Bektâşi Geleneğinde Allah Tasavvuru”, 2. Uluslararası Türk Kültür Evreninde Alevilik ve Bektâşilik Bilgi Şöleni Bildiri Kitabı, haz. Kiliç, Filiz ve Bülbül, Tuncay, Gazi Üniversitesi Türk Kültürü ve Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Merkezi, Ankara.

Arslanoğlu, İbrahim (2001): “Çubuk Yöresi Alevi Köyleri”, Hacı Bektaş-1 Veli Araştırma Dergisi, 18 2001: 75-1.

Aşkar, Mustafa (2011): Niyâzi-i Mısrî-Hayatı Eserleri, Görüşleri, İstanbul, İnsan Yayınları, 2011.

Atasoy, Mustafa Cahit, Türk Mûsikîsi Tarihi Ders Notları, İTÜ TMDK İstanbul 1993.

Avci, Yunus ve diğerleri (1978): Bütün Yönleriyle yeşil Çubuk. Ankara, Çubuk. Sosyal Yardım. ve Köylere Hizmet Birliği Yayını.

Aynî, Mehmet Ali, Tasavvuf Târihi, İstanbul 2002.

Ayvazoğlu, Beşir, Aşk Estetiği Aşk Estetiği, Ötüken Yayınları, İstanbul 1993.

Ayverdi, İlhan (2005): Misalli Büyük Türkçe Sözlük, İstanbul, Kubbealtı Neşriyatı.

Bağcı, Serpil (2005): “Metinlerden Resimlere: Elyazma Tasvirlerinde Hz. Ali”, Tarihten Teolojiye İslam İnançlarında Hz.Ali,

43 Ahiler; Bektaşi, Babai, Haydari ve hatta Mevlevi tarikatları ile ilişki içerisinde olmuşlardır. Bu yapılanmalar doğrultusunda Ahilik kurumları, içinde bulundukları kültürler ile iletişim haline geçerek, dönüşümler yaşamışlardır. Seyyah İbni Battuta’ya göre Denizli ve Bursa’daki Ahiler ‘semah’ dönerken, Bursa’daki Ahi topluluklar aşure günü törenleri dahi yapmaktaydı. (Fatih Köksal, Ahi Evran ve Ahilik, Kırşehir Valiliği Yayınları, 2006: 55)

ANADOLU’NUN SIRLI SESi: MÜZİĞİYLE ANKARA

haz. Ahmet Yaşar Ocak, Ankara, Türk Tarih Kurumu Yayınları, 217-250.

Bakır, Mahmut Riyat (2003): Tasavvufi Bir Kavram Olarak Cem ve Bektâşîlik’teki Yorumu, Ankara, Alternatif Yayınları.

Başgöz, İlhan (2008): Türkü, İstanbul, Pan Yayıncılık.

Bayladı Derman (2008): Pythagoras: Bir Gizem Peygamberi, İstanbul, Say Yayınları Yayınevi Genel Dizisi.

Bayramoğlu, Fuat, Hacı Bayram-ı Veli, Ankara 1982.

Can, Halil, “İslâmi Ayların Mûsikisi,” MM, sy.294, İstanbul, 1974, s. 19.

Cebecioğlu, Ethem (2004): Hacı Bayram-ı Veli ve Tasavvuf Felsefesi, Ankara, Altındağ Belediyesi Kültür Yayınları.

Cebecioğlu, Ethem, Hacı Bayram Veli. Kültür Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1991.

Çelebi, Süleyman, Mevlid Vesîletü’n Necât, nsr. Faruk K. Timurtas, İstanbul 1970, s.IV.

Dalkılıç, Battal (2012): Kişisel Görüşmeler, Ankara-Çubuk.

Demir, Arif, ‘Kişisel Alan Araştırmaları’, Ankara, 2017.

Demir, Arif, “İmam Hatip Liselerinde Dînî Mûsikî Dersi OğretmenYeterlilikleri (2012 Rize/Çayeli DînîMûsikî Semineri İzlenimleri)”, Uşak Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Özel Sayı, Uşak, 2014.

Demir, Arif, “Tarih, Din ve Gelenek Perspektifinde Çubuk ve Çevresinde Müzikal Hareketlilik”, Bütün Yönleriyle Çubuk ve Çevresi Uluslararası Sempozyum Bildiri Kitabı, Ankara, 2016.

Demir, Arif, İslam Tasavvuf Kültüründe Musiki Dinleme Adabı, Y. Lisans Tezi, Ankara, 2001.

Demirci, Ali (2006): “Hz. Ali-Hz. Fatıma Kızları ve Kız Torunlarının Alevi-Bektaşi Türk Kültüründeki Yeri”, Yayımlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Ankara, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı.

Demirli, Ekrem (2009): İslâm Metafiziğinde Tanrı ve İnsan, İstanbul, Kabalcı Yayınları.

Diyanet İşleri Başkanlığı Kur’an-ı Kerim Meali (2013): http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#76:1, Erişim Tarihi: 10.04.2013.

Elçi, Armağan, Kişisel Görüşmeler, Ankara, 2012.

Elden, Bektaş (1997): “Susuz Köyü”. Aydost Gazetesi, Ankara, sayı: 1, s.9;

Eliade, Mircea (2003): Dinsel İnançlar ve Düşünceler Tarihi, Çev: Ali Berktay, İstanbul, Kabalcı Yayınları.

Eraydın, Selçuk, Tasavvuf ve Tarikatlar, MÜİF Yay., İstanbul 2004.

Erdoğdu Şeref (1965): Ankaram, Ankara, Alkan Matbaası.

Ergun, Sadeddin Nuzhet, Türk Musikisi Antolojisi, Rıza Coşkun Matbaası, İstanbul 1942.

Göktaş, Uğur, “Muharrem Âdetleri” , Dünden Bugüne İstanbul Anşiklopedisi, V, İstanbul, 1994.

Gölpınarlı Abdülbâki (1977): Tasavvuftan Dilimize Geçen Deyimler ve Atasözleri, İstanbul, İnkılâp ve Aka Yayınevi.

Gölpınarlı, Abdülbâki (1992): Melametilik, İstanbul, İnkılap Kitabevi.

Gültekin, İbrahim (2012): “Kasidelerde Hz.Ali ve Hz. Ali’ye Dair Unsurların Kullanımına Yönelik Tespit ve Değerlendirme-ler”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Dergisi, Gazi Üniversitesi, 2012/62, 17-44.

Güngör, Özcan ve Aksoy, Erdal (2012): “Sosyolojik Açıdan Alevi/Bektaşilerde Tenasüh İnancı”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Dergisi, Gazi Üniversitesi, Sayı 2012/62, s. 248-270.

Güray, Cenk (2010): “Semâ’dan Semah’a Bir Sonsuz Devir”, Türk Kültürü ve Hacı Bektaş-ı Veli Araştırma Dergisi, Gazi Üni-versitesi, Sayı 2010/56, s. 119-152..

Güray, Cenk (2012): Bin Yılın Mirası, İstanbul, Pan Yayıncılık.

Güray, Cenk (2012b): “Anadolu’da İnanç ve Müzik İlişkisinin Sema ve Semah Kavramları Çerçevesinde İncelenmesi”, Yayım-lanmamış Doktora Tezi, Ankara, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İslam Tarihi ve Sanatları Anabilim Dalı.

http://uludivan.de.tl/45_-EK-d—5.htm, 09.01.2015. Alper Çağlayan, Çubuk Yöresinde Erkan, Ankara, 2002.

http://www.bilimfelsefedin.org/?p=80, 01, 05, 2017.

http://www.nedir.com/evrad, 01.05.2017.

http://www.tbmm.gov.tr/develop/owa/e_yayin.eser_bilgi_q?ptip=EHT&pdemirbas=198901241, 01.05.2017.

İrat, Ali Murat (2009): Modernizmin erittikleri: Sunniler, şiiler ve Aleviler, İstanbul, Kırmızı Yayınları.

İsen, Mustafa ve Macit, Muhsin (1992): Türk Edebiyatında Tevhidler, Ankara, Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.

Kadıoğlu Musa, Görkay Kutalmış ve Mitchell Stephen (2011): Roman Ancyra, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları.

Köksal, M. Fatih (2006): Ahi Evran ve Ahilik, Kırşehir, Kırşehir Valiliği Yayınları 5.

Köprülü, Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar, T.T.K. Basımevi, Ankara 1976.

Kösemihal, M. R. ve Karsel, H. S., Ankara Bölgesi Musiki Folkloru, Numune Matbaası, İstanbul, 1939.

Kuşeyri, Abdülkerim (2003): Kuşeyri Risalesi, haz. Ali Arslan, Ankara, Alperen Yaynları Tasavvuf Serisi.

Ocak, Ahmet Yaşar (2003): Alevî ve Bektâşi İnançlarının İslâm Öncesi Temellleri, İstanbul, İletişim Yayınları.

Önder, Mehmet, Mevlâna (Hayatı-Eserleri), Tercüman 1001 Temel Eser, İstanbul, Tarihsiz.

Özalp, M. Nazmi, Türk Musikîsi Tarihi, Milli Eğitim Basımevi, İstanbul, 2000.

Özcan, Nuri, XVIII. Asırda Osmanlılarda Dinî Mûsikî, MÜŞBE, Başılmamış Doktora Tezi, İstanbul, 1982.

Özcan, Nuri, “15. ve 16. Yüzyıllarda Türk Dünyasında Musiki,” 15 ve 16. Asırları Türk Asrı Yapan Değerler.

Özcan, Nuri, “Salâ”, Türkiye Diyânet Vakfı İslam Ansiklopedisi (DİA), XXXVI, 2004.

Özcan, Nuri,“Mersiye”(Mûsikî), DİA, Ankara, 2004, XXXIX.

Özdemir, N., Cumhuriyet Dönemi Türk Eğlence Kültürü, Akçağ Yay., Ankara 2005.

Özel, Ahmet, “Mevlid”, DİA, Ankara, 2004, XXIX.

Özmen, İsmail (1998): Alevi-Bektaşi Şiirleri Antolojisi, Ankara, Türk Tarih Kurumu.

Öztuna, Yılmaz, Türk Mûsikisi Ansiklopedisi, II/29, M.E.Basımevi, İstanbul, 1974.

Pekolcay, Ayşe Necla, “Mevlid”, İA, MEB, İstanbul, 1979.

Polatoğlu, ârzu, İsmail Hakkı Bursevî’nin “Serh-i Ebyât-ı Hacı Bayram-ı Veli” adlı eseri (Metin ve İnceleme), İzmir, 2008.

Revnakoğlu, Cemâleddin Server, “Yûnüs’un Bestelenmiş İlâhîleri Nerede ve Nasıl Okunurdu?”, Türk Yurdu Yunus Emre Özel Sayısı, sy. 319/1, V, İstanbul, 1966.

Sarı Abdullah, Semeratü’l-Fuad, İstanbul,1288.

Sarı Abdullah, Semeratü’l-Fuad, İstanbul,1288.