• Sonuç bulunamadı

Ana Müzik Türlerinin Özellikleri

MÜZİK TÜRLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

3- Ana Müzik Türlerinin Özellikleri

3.1- Temel Müzik (Elementer Müzik, Ön Müzik)

Toplumların değişik katmanlarında insanların daha çok doğal-temel gereksinim, dürtü ve güdülerine göre oluşan müziklere temel müzik denir. Bu tür müzikler müziksel oluşumun henüz başlangıcında, ön ya da ilk aşamasındadırlar. Bunlar çoğu kez sadece müzik değildir, devinim, oyun, söz vb. ögelerle birlikte ve iç içedirler. Ham, işlenmemiş, tam biçimlenmemiş durumdadırlar; doğal görünümdedirler ve oldukça özensizdirler. Hangi çağda olursa olsun insanlar, insan toplulukları ilkin bu tür müzik oluştururlar. Bu bakımdan temel müzikler müziğin başlangıcı, ön veya ilk aşaması ve böylece müziğin ilk türü, müzik türünün ilki olarak görülür. Bu görüşledir ki 20. yüzyılın ikinci çeyreğinden beri elementer müzik (Orff 1964, 1999; Gruhn 1993: 230-231) olarak da adlandırılır, ön müzik olarak da nitelendirilir.

Genel olarak ilk müziksel anlatımları oluşturan gerçek özgün mırıldanış, sesleniş-ünleyiş, çağırış-çı-ğırış, çığlık atış, bağırış ve haykırışlar ilk temel müzik oluşumlarıdır. Yanı sıra yer tepiş, gümbürdetiş, el-ayak vuruş, el çırpış, parmak şıklatış, ses veren bir nesneyi ya da çalgıyı tıngırdatış ve tınlatış da bu tür oluşumlar sayılır. Bunlarla birlikte sokak ve satıcı seslenişleri ile yalın tartımlı, çok az perdeli, dar genlikli, tam biçimlenmemiş ninniler ile bebek, çocuk ve sokak ezgileri de temel müzik kapsamına girer. Ayrıca belirli sayışmalar, tekerlemeler, devinlemeler, oyunlamalar da bu bağlam ve kapsamda-düşünülür.

Yalnız doğa budunlarının ve geri kalmış toplumların kültürlerinde değil, ileri, daha ileri, en gelişkin toplumların kültürlerinde de, kültür katmanları arasında da yer alırlar (Hoerburger 1980: 5, 6, 17, 18).

Bu bakımdan tarihsel süreç içinde yalnızca ilkel toplumlara-kültürlere özgü bir tür değildir, hangi gelişmişlik düzeyinde olursa olsun tüm toplumlara-kültürlere özgü bir türdür. Temel müzik, yakın za-manlara kadar diğer müzik türlerinin, en çok da halk müziğinin ham, işlenmemiş bir ögesi olarak gö-rülüyordu. Kendine özgü ayrı bir ana tür sayılması yenidir, 20. yy. işidir (Uçan 1982-1983; 1997-1998).

3.2- Halk Müziği

Toplumların halk katmanlarında insanların daha çok töreye göre oluşturdukları müziklere halk mü-ziği denir. Genellikle toplumun alt katmanlarının malı olan halk mümü-ziği yarı bilinçli ve yarı gelişkin bir müzik türü (Oransay 1976: 33) olarak nitelendirilir. Bir bakıma temel (elementer) müziğin ilk işlenip geliştirilmiş biçimi olarak da tanımlanabilir. Halk müziği daha çok halkın görenek ve gele-neklerine göre oluşur (Hoerburger 1980: 5, 17) Unutulmamalıdır ki müziksel görenek ve gelenekler müzik kültürünün belkemiğidir.

Halk müziği, halkın yaşamından kaynaklanır, doğar ve beslenir; halkın ortak duygu, düşünce, tasarı ve beğenilerini işleyip dile getirir. Bu bakımdan bireysel olmaktan çok toplumsaldır ve “kendiliğin-den halkın yaşam dolu gelişiminin sesle ifadesidir” biçiminde de tanımlanır (Villa-Lobos 1996: 27).

Çoğun yaratıcısının adı-sanı bilinmez, halkın ortak malıdır. Kök-köken olarak daha çok geleneksel

halk-toplum katmanlarından, bu bağlamda özellikle kırsal-köysel toplum kesimlerinden çıkıp gelir.

Biçim, içerik, üslup ve özyapı (karakter) bakımından yerel-yöresel, bölgesel ve ulusal özellikler taşır.

Buna bağlı olarak kendi içinde çok değişik alt türleri ve çeşitleri barındırır; yerel/yöresel halk müzik-leri, bölgesel halk müzikmüzik-leri, ulusal halk müzikleri ayrımı yapılır.

Geleneksel halk müziği genel olarak kültürün avcı-toplayıcı ve tarımcı-hayvancı aşamalarının ya da evrelerinin halk müziğidir. Çağdaş halk müziği ise genel olarak kültürün endüstrileşme-sanayileşme aşamasının-evresinin halk müziğidir. Günümüzde yaratıcıları belli olmayan halk müzikleri ve belli olan halk müzikleri de vardır. Geleneksel halk müziğinin en köklü, en yaratıcı ve en taşıyıcı ögesi halk ozanıdır. Halk ozanı denilince genellikle kırsal kesimde yaşayan köy (halk) ozanı anlaşılır. An-cak, işin gerçek içyüzüne bakıldığında halk ozanlığının köy halkıyla sınırlı bir biçimde oluşmadığı ve işlev görmediği, kasaba halkıyla ve kent halkıyla ilgili olarak da oluştuğu ve işlev gördüğü görül-mektedir (Uçan 1997-1998).

3.3- Sanat Müziği

Uygar toplumlarda insanların daha çok sanatın kuram ve kurallarına göre oluşturdukları, sanatsal amacı ve işlevi öbür amaç ve işlevlerden önde gelen müziğe sanat müziği denir. Genellikle toplumun yüksek kültür oluşturucusu ve taşıyıcısı üst katmanlarının malı olan ya da öyle olduğu kabul edilen bir müzik türüdür. Bu tür müzikte sanatsal ilke ve amaç öbür tüm ilke ve amaçlardan önce ve önde gelir. Bu öncelik ve öndelikle oluşan-oluşturulan sanat müziği son derece bilinçli ve gelişkin bir müzik türü olarak bilinir ve kabul edilir. Bir bakıma halk müziğinin işlenip geliştirilmişi olarak da tanımlanabilir. Sanat müziği sanatın ve müzik kuramının ilke ve kurallarına uygun olarak yaratılır ve yaşatılır. Her yönüyle bilgili ve bilinçli, ilkeli ve yöntemli bir sanatsal süreç ve onun ürünü niteliği taşır. Bu sürece ve ürüne ilişkin hemen tüm ilke ve kavramları adlandırılıp tanımlanmış, yaratıl-masından seslendirilmesine-yorumlanmasına ve öğrenilmesinden-öğretilmesinden dinlenmesine değin bütün edimi bilinçle işlenip yöntemler ve teknikler geliştirilmiş müziktir (Oransay 1976: 33).

Sanat müziği, genellikle kentsel bir çevrede oluşur ve gelişir. Bu nedenle kentsel nitelikli, kentsel incelik ve derinlikli, kısacası kentsoylu bir müziktir. Halk müziğinden çok daha büyük ölçüde ku-rallara ve özellikle kurama bağlıdır. Bu nedenledir ki bir yabancı için bir ülkenin sanat müziğini anlamak, halk müziğini anlamaya oranla çok daha zordur (Hoerburger 1980: 7, 19). Genel olarak kuramıyla, kuralıyla, dizgesiyle, okuluyla, okul düzeyinde ya da niteliğinde eğitimiyle-öğretimiyle öğrenilir-öğretilir, yapılır-yaptırılır, yaratılır, üretilir ve paylaşılır. “Gerçek sanat müziği, kaynağında halkın (toplumun, ulusun) en yüksek yaratısını temsil eder.” (Villa-Lobos 1996: 28). Sanat müzi-ğinin kendi içinde çok değişik alt türleri ve çeşitleri vardır. Genel olarak inançsal/dinsel ve dünyasal (profan) olmak üzere iki ana kola ve her kol içinde dallara ayrılır.

Sanat Müziğinde Geleneksel Sanat Müziği - Çağdaş / Çağsal Sanat Müziği Ayırımı: Çok köklü gelenekleri olup müzikte bilinçli çok sesliliğe epey sonradan geçen ülkelerde sanat müziği biri ge-leneksel, öbürü çağdaş olmak üzere iki ana kola, iki ana türe, iki ana katmana ayrılır. Geleneksel sanat müziği geleneksel anlayış ve yaklaşıma bağlı kalan, o anlayış ve yaklaşımla köklü-görkemli varlığı-nı-etkinliğini koruyan, sürdüren gelişimini sağlayan müziktir. Çağdaş sanat müziği ise çağdaş anlayış ve yaklaşımı benimseyen, yerel-yöresel ve ulusal müzik ögelerini genel son müzik kurallarıyla çağın gereklerine göre işleyerek oluşan ve gelişen, bu oluşum ve gelişimde geleneksel müzik birikiminden de etkili ve verimlice yararlanan müziktir. Çağdaş sanat müziğinin özünde eskiyle yetiniş yerine yeniyi arayış, buluş ve kullanış vardır.

3.4- Popüler Müzik (Yığın Müziği/Kitle Müziği)

Çağdaş uygar toplumlarda sık sık ortaya çıkan kısa süreli, gelip geçici ve toplumun değişik katman-ları ya da kesimleri içinde az-çok benimsenip izlenen değişiklik ve yeniliklere veya kısacası modaya

ANADOLU’NUN SIRLI SESi: MÜZİĞİYLE ANKARA

göre oluşan, geniş kitlelere dönük müziklere popüler müzik denir. Bu müzik türü yığın müziği, kitle müziği olarak da adlandırılır. Toplumun tüm katmanlarına veya tüm katmanlarından belli kesimlere dönük olarak oluşturulur ve toplumsal-kültürel yapı ayrılıkları gözetilmeksizin kitle iletişim araçları ve kanallarıyla yaygınlaştırılır. Popüler müzikler genellikle halkın günlük-güncel beğenisine ya da geniş halk kitlelerinin (yığınlarının) özlem ve beklentilerine uygun biçimde oluşturulur. Böyle olun-ca kolaylıkla alınır, beğenilir, tutulur, benimsenir, kullanılır, tüketilir.

Popüler müzik tek bir toplumsal katmanın-kesimin müziği değildir, tüm toplumsal katmanla-rın-kesimlerin müziğidir. Çünkü onların tümünüm ortak beğenilerine göre tasarlanır. Bu nedenle temel, halk ve sanat müziklerinden beslenip kaynaklanır; onlardan ögeler alır, aldığı ögeleri değişti-rir-dönüştürür ve kendine özgü bireştirir. Bu bakımdan katmanlar veya türler arası bir müzik olarak da nitelendirilebilir. Popüler müzik örgü/doku, oturtum/görevlendirim ve anlatım yönünden yalın, çağdaş ve az-çok abartılıdır; genellikle ya duygusal-acındırıcı ya da şen-şakrak anlatıma öncelik verir. İçerdiği ritmik ögelerle daha çok devinime ve salınıma eğilim gösterir. Kitlesel iletişim çağının tüm teknik olanaklarından yararlanır ve buna bağlı olarak göz alıcı ve çekici bir görünüm kazanır.

Parçalar çoğunlukla kısa ve sözlü olup kolay algılanır-dinlenir-anlaşılır. Hemen her katmandan/ke-simden bireylerin yer aldığı geniş kitlelere seslenir. Bu nedenle çok büyük bir alıcı, izleyici, tüketici kitlesine sahiptir. Daha çok eğlendirmeyi, dinlendirmeyi, hoşça vakit geçirtmeyi amaçlar.

Popüler müziği diğerlerinden ayıran en belirgin özellik, içerdiği konular değil, örgü/doku, oturtum ve anlatım biçimi ile amacı ve işlevi gereği ezgi/şarkı ve devinim/dans ögeleri üzerinde yoğunlaş-ması ve bu iki ögeyi bağdaştırıp bütünleştirmesidir. Bu sayede seslendiricinin/yorumcunun yanı sıra izleyicinin-dinleyicinin-tüketicinin de etkin katılımını gerekli görür. Bu bakımdan giyim-kuşam, kostüm-makyaj-maske, jest ve mimik, beden-el/kol-bacak/ayak hareketleri, devinim-oyun-dans, ışık-aydınlatma-karatma-loşlaştırma, mekân-ortam donanımını ilginç ve çekici kılma vb. müzik dışı ögelere ve gereçlere abartılı olarak çok yer ve önem verir. Bu yolla müziksel iletişim, etkileşim, katılım ve paylaşımı artırır, güçlendirir, kolaylaştırır, yaygınlaştırır.

Popüler müzik, kitle iletişim araçlarıyla müzik endüstrisinin etkin ve yaygın olduğu çağdaş-modern toplumlarda günlük-gündelik yaşamın ayrılmaz bir parçası, vazgeçilmez bir ögesi hâline gelmiştir.

Daha çok kentseldir, kentsel halkın, halk yığınlarının müziğidir. Ancak toplumun hemen her kesi-minden insanların anlayacağı, dinleyeceği, hoşlanacağı, beğeneceği bir dil, biçim ve biçemle yaratılıp yapılmaya çalışılır (Uçan 1982-1983, 1997-1998). Popüler müzik “halkın, kaynağına ya da değerleri-ne bakmadan hoşlandığı ve benimsediği bir müzik türüdür.” “Halk popüler eserleri tanır, sever, din-ler ve söydin-ler;” çünkü “halk psikolojisinin ifadesidir.” (Villa-Lobos 1996: 27). “kendini sürekli yeni-den biçimlendirir.” (Erol 2002: 102). Genellikle sığdır, yüzeyseldir, derinlere inmez; çabuk anlaşılır, çabuk unutulur. Popüler müzikte tecimsel amaç öndedir. Ama bu, onun müziksel değerden yoksun olduğu anlamına gelmez (Say 1998: 37). Unutulmamalıdır ki tecimsellik de bir değerdir. Kimi neden-lerle zaman zaman “popüler müzik” kavramı ile “halk müziği” kavramı birbiriyle karıştırılmaktadır.

3.5- Öncü Müzik (Avangart Müzik)

Çağdaş uygar toplumlarda öncü müzik kısaca geçmişin ve günümüzün müziğinden daha çok gelece-ğin müzigelece-ğine yönelişin, gelecegelece-ğin müzigelece-ğini arayışın müziğidir. Bu bakımdan günümüzde öncü müzik denilince iki durum akla gelir. Bunlardan biri mevcut ana müzik türlerinin en son, en yenileşmeci bir aşaması ve halkası olarak, diğeri ise mevcut ana müzik türlerinden başka apayrı, yepyeni bir tür (ana tür) arayışı olarak anlaşılır. Öncü müziğin oluşumunu açıklamaya ilişkin yapılmış kapsamlı bir kuramsal çalışmaya göre (Poggioli 1968) öncü müziğin temelinde etkin karşı durmacı, olumsuzla-macı-karşıtlamacı, dışlanmacı-yabancılaşmacı ve hiçlemeci diye nitelendirilen dört tavır, anlayış ve-yaklaşım bulunmaktadır. Öncü müzik kuramı geleneksel, akademik, klasik ve popüler müziğe karşı, köklü, köktenci ve tümden ilerici eylemleri içerir (Gürerk 2005: 38-42).

Bu müziğin dayandığı belirli ve büyük bir toplumsal katman veya toplumsal kesimden pek söz edilemez. Ancak bu müziğe ilgi duyan, onu gerekseyen küçük bir kesimden söz edilebilir. Burada söz konusu olan öncü müzik, var olan temel, halk, sanat ve yığın müziklerinden her birinin veya herhangi birinin günümüzden geleceğe yönelik yeni-olası bir halkası olmaktan çok, onlardan farklı yeni, yepyeni bir müzik türü arayışını vurgular. Bu bağlamda öncü müziği, var olan veya bilinen mü-zik türlerinden farklı, yeni bir ana mümü-zik türünün ön işaretçisi, ön habercisi, ön muştucusu veya ön başlangıcı olarak görmek, algılamak doğru olur. Öncü müzik bilinen-yaşanan mevcut müziklerden farklı olan, ama henüz adı konulamayan, niteliği belirlenemeyen yepyeni müzik ya da modern ardı müzik, modern ötesi müzik diye de tanımlanabilir.

Öncü müziğin dayanağı, var olan müzik türleriyle yetinmeme, onları aşma, onların ötesine geçme, onlardan farklı yeni, yepyeni bir türe ulaşma davranışıdır. Öyleyse öncü müzik, ne olduğu veya ne-olacağı şimdiden henüz belli olmayan ve bu nedenle henüz adlandırılamayan ve tanımlanamayan, geleceğe ilişkin yeni-yepyeni bir olası müzik türü olarak görülebilir. Kalıcı olup olmayacağı, kalıcı bir nitelik taşıyıp taşımayacağı henüz belirsizdir ya da yeterince belirgin değildir. Ne olacağı ancak zaman içinde belirir, belirginleşir (Uçan 1982-1983; 1997-1998).