• Sonuç bulunamadı

Adaletli Olmak Değeri

4.2. KUTADGU BİLİG'DE DEĞERLER

4.2.1. Devlet Yöneticileriyle İlgili Değerler

4.2.1.1. Adaletli Olmak Değeri

ajun inçke tegdi tüzüldi törü törü birle atın kapırdı örü

Dünya asayişe kavuştu ve düzen kuruldu; o adını kanunla yüceltti (Beyit 103, s. 108- 109).

Hacib, parlak bahar mevsimini ve Ulu Buğra Han’ın övülmesini anlattığı bölümde bulunan beyitle, devlet yöneticiliğinin gelinecek son nokta olmadığına, doğru kanun yapmak ve kanunları doğru uygulamak ile ülkenin asayişe kavuşacağına ve bulunulan konumun değerinin yükseltilebileceğine dikkat çekmiştir. Adaletli olmak değerini öğretirken değeri telkin etme yaklaşımını benimsemiştir.

negü tir eşit emdi köngli odug sözi kör çiçek teg tümen tü bodug bu beglik ulugluk idi edgü neng yorıkı köni erse ay kızgu eng idi edgü beglik takı edgürek törü ol anı tüz yorıtgu kerek ne kutlug bolur öd budunka küni begi edgü bolsa yorısa köni ne kutlug kut ol erke edgü atı bu edgü atı bardı mengü kutı

Şimdi dinle, gönlü uyanık insan ne der; bak, onun sözü çiçek gibi binlerce renge bürünmüştür.

Ey yüzü sevinçle parlayan bahtiyar kişi, insan dürüst hareket ederse bu beylik ve ululuk çok iyi bir şeydir.

Beylik çok iyi bir şeydir fakat daha iyi olan yasadır ve onu doğru uygulamak gerekir.

Bey ne kadar doğru olur ve iyi hareket ederse, halk için o kadar kutlu bir devir başlar.

İyi ad insan için ne kadar kutlu bir mutluluktur; onun bu iyi adı ve mutluluğu ölümsüz oldu (Beyit 452-456, s. 158-161).

Hükümdar Kün-Toğdı’nın anlatıldığı bölüme ait beyitlerde yazar, yasaların varlığının ve doğru uygulanmasının; yöneticilerin doğru olmalarının ve iyi hareket etmelerinin halka kutlu bir devir yaşatacağına dikkat çekmiştir. Hacib, adaletli olmak değerini öğretirken değer analizi yaklaşımına uygun olarak “gönlü uyanık insan ne der dinle” sözlerini kanıt göstermiş, “bak, onun bu sözü çiçek gibi binlerce renge bürünmüştür” sözleriyle dikkat çekmiş ve neden sonuç ilişkisinden faydalanmıştır.

negü tir eşitgil budun başlar er kamug işini yetrü körüp işler er kiming devleti baş kötürse örü kamug edgü kılgu budunka törü

Dinle halkı idare eden ve her işi iyice araştırdıktan sonra yapan insan ne der.

Halkın içinde yükselip ikbale eren insan halka hep iyi kanunlar koymalıdır (Beyit 544-545, s. 174-175) .

Ay-Toldı, Hükümdar Kün Toğdı'nın hizmetine girmek ister ve Küsemiş vasıtasıyla Hacib ile görüşür. Hacib, Ay-Toldı'yı beğenir ve Ay-Toldı'nın isteğini hükümdara ileteceğini söyler. Bu konuşma içerisinde adaletli olmak değerini öğreten yazar, doğaçlama tekniğini işe koşmuş, değer telkini yaklaşımını benimsemiş ve devlet

yöneticisinin, iyi kanunlar koyması gerektiğini; iyi kanunların yapılmasının da iyi araştırma ile sağlanacağını belirtmiştir.

könilik özele keser men işig adırmaz men begsig ya kulsıg kişig bu böğde biçek kim eligde turur bıçıglı kesigli turur ay unur biçek teg bıçar men keser men işiguzatmaz men davi kılıglı kişig şeker ol kişi bir angar küç tegip törü bulsa mindin kapugka kelip şeker teg süçiyü barır ol kişi sevinçlig bolur anda yazlur kaşı uragun yime ol kişiler içer özi küçkey erse könidin kaçar manga kelse tütşü törü birse men uragun içer teg açır körse men

Ben işleri doğruluk ile hallederim; insanları bey veya kul olarak ayırmam.

Elimde tuttuğum bu bıçak, biçen ve kesen bir alettir, ey becerikli.

Ben işleri bıçak gibi keser atarım; hak arayan kişinin işini uzatmam.

Şekere gelince, o zulme uğrayarak kapıma gelen ve adaleti bende bulan kişi içindir.

O kişi benden şeker gibi tatlı tatlı ayrılır; sevinir ve yüzü güler.

Zehir gibi acı olan bu Hind otunuysa, zorbalar ve doğruluktan kaçan kişiler içer.

Bunlar kavga edip bana gelirler ve hüküm verince, bakarsın, acı Hind ilacı içmiş gibi yüzlerini ekşitirler (Beyit 809-815, s. 220- 221) .

Hükümdar Kün-Toğdı, Ay-Toldı’ya adaletli olmayı değeri telkin etme yaklaşımıyla doğaçlama tekniğini kullandığı düşünülerek şu şekilde öğretmeye çalışmıştır. Adalet hem kesen hem de biçen bir değerdir. Bütün işlerini adaletli yap.

İnsanları seçkin veya sıradan insan diye ayırma. Kapına adalet için gelen insanlara ayrım yapmadan ve zaman geçirmeden adaleti sağla. Çünkü devlet yöneticisi, haksızlığa uğrayan kişiye hakkını kısa zamanda iade eden kişidir. Devlet yöneticisi, halkı arasında ayrım yapmadan adaleti sağlarsa haksızlığa uğrayan insanlar bu uygulamadan memnun olurlar. Zalimleri ve toplumun kurallarına uymayanları ise, en kısa zamanda cezalandır. Çünkü adalet, bu insanlar için acı bir hint ilacıdır. Verdiğin cezalar daima caydırıcı olmalıdır. Yusuf Has Hacib adaletli olmak değerini öğretirken

“bıçak” , “şeker” , “Hind otu” , “zorba” gibi kavram ve sembolleri kullanarak öğretimi somutlaştırmıştır.

yana aydı ay toldı ilig kutınelük boldı kün togdu ilig atı ilig aydı bilge mening kılkımı körüp mengzetü urdı bu atımı künüg kör irilmez tolu ok turur yaruklukı bir tek talu ok turur

mening me kılınçım angar okşadı könilik bile toldı eksümedi ikinçi togar kün yarur bu ajun tözü halkka tegrür yokalmaz özün

mening me törüm yokalmaz özüm kamug halkka bir teg ne kılkım sözüm üçünçi bu kün togsa yirke isigçiçek yazlur anda tümen ming tüsig

kayu ilke tegse mening bu törüm ol il barça itlür taş erse korum togar kün arıg ya arıgsız timez kamugka yarukluk birür eksümez mening me kılınçım bu ol belgülüg tözüke tegir barça mindin ülüg yana ma bu kün burcı sabit turur bu sabit tidüküm tüpi berk olur bu kün burcı aslan bu burç tepremez evi tepremezi üçün artamaz mening kılkımı kör yime bir yangın özüm tegşürülmez yarukta öngin

Ay- Toldı şöyle dedi: Ey devletli hükümdar, efendimizin adı niçin Kün- Toğdı olmuştur?

Hükümdar dedi ki: Bilge kişi bu adı benim doğamı güneşe benzeterek verdi.

Güneşe bak, küçülmez, bütünlüğünü daima korur; parlaklığı hep aynı şekilde kuvvetlidir.

Benim doğam da ona benzer, doğruluk ile doludur ve asla eksilmez.

İkincisi güneş doğar ve bu dünya aydınlanır; aydınlığını bütün halka eriştirir, kendinden bir şey eksilmez.

Benim de hükmüm böyledir, ben ortadan yok olmam; hareketim ve sözüm bütün halk için aynıdır.

Üçüncüsü bu güneş doğunca yer ısınır; o zaman binlerce renkli çiçek açılır.

Benim bu kanunum hangi memlekete erişirse, o memleket baştan başa taşlık veya kayalık dahi olsa hep düzene girer.

Güneş doğar, temiz veya kirli demeden her şeye aydınlık verir; kendisinden bir şey eksilmez.

Benim de hareketim tıpkı böyledir; herkes benden nasibini alır.

Bir de güneşin burcu sabittir; bu sabit dediğim, temeli sağlam olduğu içindir.

Güneşin burcu arslandır ve bu burç yerinden kımıldamaz; yerinden kımıldamadığı için de evi bozulmaz.

Benim tavır ve hareketlerime bir bak, benim de parlaklığım kesinlikle değişmez (Beyit 823-835, s. 222-225)

Ay- Toldı’nın hükümdara isminin kaynağını sorması üzerinden adalet değerini anlatan yazarın, soru-cevap tekniğini kullandığı düşünülebilir. Hükümdarın adının Kün-Toğdı olmasının, güneşin küçülmeyip parlaklığını korumasını, hükümdarın doğrulukla dolu olmasına ve doğruluğunun hiç eksilmemesine; güneşin aydınlığının bütün halka

erişmesini, hükümdarın sözlerinin ve hareketlerinin bütün halk için aynı olmasına;

güneşin doğmasıyla binlerce renkli çiçek açmasını, hükümdarın kanunları ile memleketin düzene girmesine; güneşin ayrım yapmadan aydınlık vermesini, hükümdardan herkesin nasibini almasına; güneşin burcunun sabit olmasını da hükümdarın tavır ve hareketlerindeki istikrara benzeterek açıklamıştır. Yazar, adalet değerini öğretirken değer analizi yaklaşımını benimsemiş, değeri ayrıntılarıyla ele almış, benzetmelerle somutlaştırmış ve örnek sayısını artırarak anlayarak, kavrayarak öğretim yapmıştır.

isiz öngdi urma törü edgü ur kününg edgü bolgay kutung baga kur negü tür eşitgil ay bilge külüg bu sözdin kötürgil özüngke ülüg törü edgü ur ay törü birgüçi turu öldi isiz törü urguçı

isiz öngdi ursa özi öz ödinisiz kodtı atın özinde kidin kim erse urup kodsa edgü törü anın tikti atın atakın örü

Kötü teamül kurma, iyi kanun koy; ömrün iyi geçer ve mutluluk sana yar olur.

Ey hükümdar, dinle, ne der ünlü bilge, sen bu sözden hisse çıkar kendine.

Ey kanun yapıcı, iyi kanun koy; kötü kanun yapan, hayattayken ölmüş demektir.

Ey hâkim devlet adamı, kötü teamül koyma; kötü kanunlarla dünyaya hükmedilemez.

Bir kimse kendi zamanında kötü teamül koyarsa, kendinden sonraya kötü nam bırakmış demektir.

Birisi iyi kanun koyup bıraktı mı, adının ayakta durmasını sağlamış demektir (Beyit 1456-1461,s. 322-323).

Ay- Toldı’nın hükümdara vasiyetinin anlatıldığı bu bölümde, adaletli olmak değerini düz anlatım yöntemiyle öğrettiği düşünülen yazar, neden sonuç ilişkisinden faydalanmıştır. Zıt kavramlar kullanarak karşılaştırmalar yapmış ve “Ey hükümdar, dinle, ne der ünlü bilge” sözüyle hem dikkat çekmiş hem de kanıtlı öğretim yapmıştır.

Devlet yöneticisinin iyi kanunlar yapması ile halk, dolayısıyla da yöneticilerin huzurlu olacağını ve adının unutulmayacağını değer analizi yaklaşımını benimseyerek öğretmeye çalışmıştır.

iki neng turur ilke bagı beki biri saklık ol biri törü il köki kayu beg sak erse ilin bekledi yagı boynı yençti öze örkledi kayu beg törü birse ilde köni ilin itti kodtı yaruttı küni bu beglik bagı kör bu iki bolur bu iki tükel bolsa beglik kılur

Bir memleketin bağı ve kilidi iki şeyden ibarettir; biri ihtiyatlılık, biri de kanun; bunlar esastır.

Hangi bey ihtiyatlıysa, o memleketini korur; düşmana boyun eğdirir, onu sımsıkı bağlar.

Hangi bey memlekette doğru kanun koyduysa, o memleketini düzenlemiş ve gününü aydınlatmıştır.

Beyliğin başı işte bu iki şeydir; bu ikisi tam olursa bey beylik yapar (Beyit 2015-2017, s. 408-411) .

Ay- Toldı’nın hükümdara vasiyetini anlattığı bölümde yazar, doğru kanun yapan dolayısıyla adaletli olan yöneticinin yönettiği ülkenin düzene gireceğine ve ülkede asayişin sağlanacağına dikkat çekilmiştir. Değer analizi yaklaşımını benimseyen yazarın adaletli olmak değerini ihtiyatlı olmak değeriyle birlikte öğrettiği, tümdengelimi ve tümevarımı birarada kullanarak hipotetik-dedüktif bir yol izlediği düşünülebilir.

köyer ot turur küç yagusa küyer törü suv turur aksa ni‘met öner uzun il yiyeyin tise ay bügü törü tüz yorıtgu budunug kügü il artar törü birle itlür ajun il eksür bu küç birle buzlur ajun

Zulüm yanar ateştir, yaklaşanı yakar; kanun sudur; akarsa nimet yetişir.

Ey hakim, memlekette uzun süre hüküm sürmek istersen, kanunu doğru yürütmeli ve halkı korumalısın.

Kanun ile ülke genişler, dünya düzene girer; zulüm ile ülke eksilir, dünya bozulur (Beyit 2032-2034, s. 412-413).

Hükümdar Kün-Toğdı’nın, Öğdülmiş ile beyliğe layık bir beyin nasıl olması gerektiğini anlattığı bölümde, Öğdülmiş zulmü ateşe, ateşin yakıp yok etme özelliğiyle ülkenin eksileceğine; kanunu suya, suyun nimet yetiştirme, üretme, artırma özellikleriyle ülkenin genişleyip güzelleşmesine benzetmiştir. Kanunları doğru yürüten ve halkı zulümden koruyan devlet yöneticisinin, devleti uzun süre yöneteceğini ve sağlanan istikrar ile devletin genişleyip düzene gireceğini anlatan yazar, adaletli olmak değerini öğretirken değer analizi yaklaşımını benimsemiştir.

bu il tutrukı hem tüpi beklikiiki neng turur aslı yıldız köki birisi budunka törü ol ülüş birisi er atka ülese kümüş

törü birle budnı sevinse turup kümüş bolsa er at yarunsa körüp Memleketin direği, temeli, sağlamlığı,esası ve kökü iki şeye bağlıdır.

Bunlardan biri halkın hakkı olan kanun, diğeri de hizmette bulunanlara dağıtılan gümüştür.

Halk kanun himayesinde sevinç içinde yaşamalı, parayı görerek hizmet edenlerin de yüzleri gülmeli (Beyit 2132-2134, s. 424-427) .

Hükümdar Kün-Toğdı’nın, Öğdülmiş ile beyliğe layık bir beyin nasıl olması gerektiğini anlattığı bölümde, devletin temelinin, halkın kanunların himayesinde sevinç içinde yaşamasına ve devletin kaynaklarının çalışan kişilere adaletli bir şekilde dağıtılmasına bağlı olduğunu öğreten yazar, değer telkini yaklaşımını benimsemiş ve benzetmelerden faydalanmıştır. Kaynakları adaletli dağıtan yöneticinin yönettiği ülke, sağlam temeller üzerinde duracak ve kolay kolay yıkılmayacaktır.

negü tir eşitgil bu il kend begi ajun başlap ilke yetilmiş ögi törülüg köni beg kut ol belgülüg kutı birle tegrür tözüke ülüg kayuda çavıksa köni beg atı angar bargu andın bulur er kutı bu kök tirgüki ol könilik törü törü artasa kök turumaz örü törülüg bu begler yok erse tirig bayat buzgay erdi yiti kat yirig

Devleti idare eden, memleket işlerinde dirayet sahibi olan memleket beyi ne der, dinle.

Kanunları gözeten doğru bey, gerçek bir mutluluktur; onun mutluluğundan herkes kendisine hisse alır.

Nerede adaletiyle şöhret bulan bir bey bulunursa, oraya gitmeli; insan onda mutluluğu bulur.

Adalete dayanan kanun bu göğün direğidir; kanun bozulursa, gök yerinde duramaz.

Bu kanun koyan beyler hayatta bulunmasalardı, Tanrı yedi kat yerin düzenini bozmuş olurdu (Beyit 3460-3463, s. 614-615).

"Mutluluk Bilgisi" anlamında olan "Kutadgu Bilig" adlı kitapta kanunları gözeten doğru bir yöneticinin halkı mutlu edeceğine dikkat çeken yazar, "Adalete dayanan kanun bu göğün direğidir; kanun bozulursa, gök yerinde duramaz. " sözleriyle adalete dayanan kanunun önemini mübalağa sanatından faydalanarak anlatmıştır. Yazar, adaletli olmak değerini, değer telkini yaklaşımını benimseyerek öğretmeye çalışmıştır.