• Sonuç bulunamadı

BĠRĠNCĠ BÖLÜM FĠZĠKĠ COĞRAFYA ÖZELLĠKLERĠ 1 1 Jeolojik Özellikler

1.5. Toprak Özellikler

Araştırma sahası toprak çeşitliliği bakımından zengin olup, sahada altı farklı toprak tipi tespit edilmiştir. Ova ve vadi tabanlarında alüvyal, yükseltinin arttığı sahalarda kırmızı Akdeniz toprakları, ormanlık alanlarda kahverengi orman toprakları ile kireçsiz kahverengi orman toprakları, eğimli sahalarda kolüvyal, bataklık sahalarında alüvyal sahil bataklığı toprakları bulunmaktadır (Şekil 11).

Silifke ilçesi topraklarının oluşumunda çeşitli faktörler etkili olmuştur. Özellikle iklim, bitki örtüsü, anakaya, topoğrafya ve dış kuvvetler sahadaki toprak oluşumunu etkilemiştir. Anakaya ve iklimin etkisine bağlı olarak kırmızı Akdeniz toprakları, bitki örtüsüne bağlı olarak kahverengi orman toprakları, dış kuvvetlere bağlı olarak alüvyal ve kolüvyal topraklar teşekkül etmiştir. Ayrıca topoğrafyanın etkisine bağlı olarak eğim ve yükseltinin fazla olduğu sahalarda toprak sürekli taşındığı için; Hisar Dağı gibi alanlarda sığ topraklar oluşurken, eğim değerlerinin az olduğu Göksu Vadisi‟nin tabanında ve Göksu Deltası‟nda derin topraklar oluşmuştur.

Sahada yerli anakaya üzerinde teşekkül etmiş dört büyük toprak grubu bulunmaktadır. Bu topraklar içerisinde kırmızı Akdeniz toprakları çoğunluktadır. Karstik arazi üzerinde görülen Akdeniz iklim şartlarına bağlı olarak, bünyelerinde bulunan demir, kalsiyum karbonat, silis ve kil gibi maddeler nedeniyle oluşan kırmızı Akdeniz toprakları geniş bir alanda görülmektedir. Kırmızı Akdeniz toprakları Göksu Deltası‟ndan kuzeye doğru, Silifke-Atayurt-Atakent hattından itibaren ilçenin doğusunda, Erdemli sınırı boyunca uzanmaktadır. Kırobası-Kavak köyleri çevresinde kesintiye uğrayan kırmızı Akdeniz toprakları, Yonca Dağı çevresinde tekrar ortaya çıkarak, Karaman sınırına kadar görülür. Ayrıca Silifke ve Taşucu‟nun batısında kalan sahada Gülnar ilçe sınırına kadar bol miktarda görülmektedir (Şekil 11).

Araştırma sahasında kırmızı Akdeniz toprakları ile birlikte en fazla görülen bir diğer toprak türü de kahverengi orman topraklarıdır. Kahverengi orman toprakları özellikle kızılçam ve maki bitki topluluğu altında gelişen topraklardır. Sahada kızılçam ormanlarının fazlalığına bağlı olarak bu toprak türü geniş bir alanda yayılış göstermektedir. Kahverengi orman toprakları özellikle Silifke-Uzuncaburç hattının batısında kalan sahada teşekkül etmiştir.

ġekil-11: AraĢtırma Sahasının Toprak Haritası

İlçenin kuzeybatısında Karaman sınırında ki sahalarda tamamen kahverengi orman toprakları görülmektedir (Şekil 11). Bunun yanında kahverengi orman toprakları, Kavak ve Kırobası köylerinin bulunduğu sahada kırmızı Akdeniz topraklarının arasında da görülmektedir. Kahverengi orman toprakları A, B, C horizonlarına sahip topraklardır. Orman örtüsünün tahrip edilmediği sahalarda doğal olarak A horizonu daha fazla gelişmiştir.

Sahada yağışın fazla olduğu alanlarda yıkanma olayının fazla olması sonucu kireçsiz kahverengi orman toprakları da görülmektedir. Ortalama yükseltinin fazla olduğu alanlarda görülen bu toprak türü ilçenin kuzeyinde 1 750 metrenin üzeri yükseltilere sahip Karaman sınırında ve Aksıfat Deresi‟nin doğusunda Erdemli sınırında görülmektedir. Bunun yanında ilçenin güneyinde Yeşilovacık, Akdere arasında ki sahada da kireçsiz kahverengi orman toprakları görülmektedir.

Araştırma sahasında taşınmış topraklar olarak alüvyal, alüvyal sahil bataklıkları ve kolüvyal topraklar yer almaktadır.

Alüvyal topraklar genel itibari ile Göksu Nehri‟nin oluşturduğu Göksu Vadisi ve deltasında yoğunlaşmıştır. Toros Dağları‟nın kalkerli yapısı içerisinde doğan ve bu yapıyı sürekli olarak aşındıran Göksu, milyonlarca yıldan bu yana taşıdığı alüvyonları Akdeniz‟e boşaltarak, Göksu Deltası‟nı meydana getirmiştir. Göksu Deltası IV. Zaman (kuvaterner)da meydana gelmiş ve günümüzde gelişimini devam ettiren bir ovadır (Foto 2). Kısaca Göksu Deltası‟ndaki alüvyonlar jeolojik oluşum itibari ile kalker ve şistlerden meydana gelmiştir.

Göksu Deltası‟nda bulunan alüvyal topraklar bünye itibari ile az kumlu ve killi bir özellik gösteren topraklardır. Göksu Nehri boyunca daha aşağılara kadar yayılış gösteren bu topraklar yıkanmanın fazlalığından dolayı kireç bakımından oldukça fakirdir. Rengi ise kahverengi ve kahverengimsi tonlardadır. Bölgede tarımsal faaliyetler genellikle bu topraklar üzerinde yoğunlaşmıştır. Sahada bulunan alüvyal topraklar Göksu Nehri‟nin muhtelif zamanlarda getirdiği malzemenin durumuna göre profilinde çeşitli katlar bulunan genç ve derin topraklardır (Pınar, 1990: 6).

Göksu Deltası‟nın denizle birleştiği yeni dolgu sahalarında alüvyal sahil bataklıkları bulunmaktadır. Özellikle Akgöl ve Paradeniz Lagünleri‟nin denizle bağlantısını keserek Taşucu‟ndan doğuya doğru uzanan birikim sahaları ile deltanın doğusunda bulunan arazilerde alüvyal sahil bataklıkları görülmektedir (Şekil 11).

Alüvyal sahil bataklığı toprakları, bünyesinde soydum tuzu ihtiva ettikleri için, tuz konsantrasyonu oldukça yüksektir. Tuzluluk oranı % 2,75 ve Ph‟ları da oldukça fazladır. Geçirgen olmayan bu topraklar tarım yapmaya müsait değildir. Bu topraklar üzerinde, tuz oranının fazlalığına bağlı olarak genellikle tuzcul (halofit) bitkiler bulunmaktadır (Pınar, 1990: 6).

Kolüvyal topraklar, yüksek dağ kütlelerinin kenarları ile yamaçlarında geniş yer tutar. Sahada Kırtıl Dağı, Hayvan Dağı gibi çevresine göre yüksek olan dağlık kütlelerin yamaçlarında kolüvyal topraklar oluşmuştur. Silifke-Taşucu arasındaki kolüvyal topraklar, yüksek kesimlerden yüzey akışı sonucu sellenmelerin oluşturduğu malzemeler üzerinde teşekkül etmiştir. Bu malzemeler Göksu Ovası kenarında birikinti koni ve yelpazeleri şeklinde görülmektedir. Ayrıca Kavak köyünün batısındaki sahada önemli miktarda kolüvyal oluşumlu topraklar görülmektedir. Kolüvyal topraklar ilişkisiz çakıl ve kil depolarından meydana geldiği için oluşan yağışlarla çok kolay bir şekilde aşınıp taşınabilir. Sürekli taşıma ve birikmenin etkili olduğu kolüvyal topraklarda bütün toprak horizonları gelişmemiştir ve bu topraklar genç oluşumludur. Bu toprakların kalınlığı biriktiği yerin eğimine göre artıp azalmaktadır.

Ayrıca sahada, aşındırma ve taşımanın fazla olduğu mevsimlik dere yatakları ile yüksek dağlık alanlarda çıplak kayalıklar bulunmaktadır. Özellikle sahanın doğusunda mevsimlik dere yatakları boyunca çıplak kayalar bir hat halinde uzanmaktadır (Şekil 11).