• Sonuç bulunamadı

Özel Yaşama Saygı Hakkı

C. ÖZEL YAŞAMA SAYGI HAKKI ve KİŞİSEL VERİLERİN

1. Özel Yaşama Saygı Hakkı

Özel yaşam, bireyin, gizlilik içinde ve bağımsız olarak, yalnız ve rahat bırakılma hakkına sahip olduğu, içinde kişiliğini oluşturabileceği ve geliştirebileceği, kendine özgü alanıdır422. Özel yaşamın gizliliği doktrinde çeşitli şekillerde

420

BAYRAKTAR, s.17-18; GÖZLER, Anayasa, s.87

421 “Anayasa’nın 65.maddesi, sosyal devlet ilkesini öngören 2.maddesi ve devlete özgürleştirme görevini veren 5.maddesi karşısında özel bir hüküm niteliğindedir. Lex specialis derogate legi generali ilkesi uyarınca çatışma halinde 2. veya 5.madde değil, 65.madde uygulanır. O halde sosyal devlet ilkesinin etkililiği veya diğer bir ifadeyle sosyal devletin gerçekleşme oranı, siyasal iktidarların ekonomi politikası alanındaki tercihlerine bağlıdır.” Bkz.GÖZLER, Anayasa, s.87

422 “Özel yaşam, kimlik hakkını da içerir; nedensiz ve açık rıza olmaksızın gerçek adını, adresini, yaşını ve ailevi durumunu, boş zamanlarından yararlanma biçimini, malvarlığını ve günlük

tanımlanmaktadır. Bir tanıma göre özel yaşamın gizliliği, “üçüncü kişilerin merak alanı dışında tutulan varlık ortamı olup, her bireyin kişisel, ilişkisel ve ailesel yaşam

alanına dışarıdan müdahaleye karşı mahremiyettir”423. Diğer bir tanıma göre ise,

özel yaşamın gizliliği kavramı, bir bireyin diğer kişilerden ayrı ve üstün menfaatlerinin olduğu erişilmezlik statüsünü ifade eder ve bu kavram “bilgisel gizlilik” (informational privacy) ve “mekansal gizlilik” (spatial privacy) olarak ikiye ayrılır424. Özel yaşamın gizliliği, kişinin özel yaşamını başkalarından gizli tutması anlamının ötesinde, doktrinde çok daha geniş bir kavram olarak değerlendirilmektedir. Özel yaşama saygı hakkının insan onuru, fiziksel ve ruhsal bütünlük ve özerklik (kişinin kendi geleceğini belirleme hakkı) olmak üzere üç temel değerle ilişkili olduğu ileri sürülmektedir425. Ancak yine de özel yaşamının gizliliği kavramı bunlardan çok daha geniş bir kavramdır; çünkü bu kavram sadece kişi ilgili değildir; aynı zamanda bireyin evi ve ailesi gibi mekansal ve sosyal çevresini de kapsar426. Kısacası özel yaşam aslında, ayrıntılı bir tanımının yapılmasına elverişli olmayan geniş bir kavramdır427.

alışkanlıklarını açıklamama esastır. Aynı şekilde, konut va aile mahremiyeti, sağlığa, birlikte ve duygusal yaşama ilişkin gizlilik hakkı güvence altına alınır.” KABOĞLU, s.291-292;

TEZCAN/ERDEM/SANCAKDAR, s.382

423 KABOĞLU, s.293 424

Bilgisel gizlilik (informational privacy) kişisel bilginin kontrolü ve bu bilgiye diğer kişilerin erişiminin engellenmesidir. Bilgisel gizlilik, bilginin yetkili olmayan biri tarafından açıklanmasıyla ihlal edilir. Bu kavram, etik ve mesleki sır saklama yükümlülükleri ile korunmaktadır. Mekansal gizlilik (spatial privacy) ise, bireyin erişilmezlik durumunu güvence altına alan bir kavramdır. Mekansal gizlilik, fiziksel mekansal gizlilik ve psikolojik mekansal gizlilik olarak ikiye ayrılmaktadır. “Fiziksel mekansal gizlilik”, kişinin fiziksel dünyasına (alanına) girildiğinde ihlal edilmiş olur (kişinin yalnız kalmasına izin verilmemesi gibi). Aslında mekansal gizlilik, kişilerin zihinsel olarak da diğer insanlardan ayrı olmasını kapsar ve buna “psikolojik mekansal gizlilik” denir. Buna göre, kişinin psikolojik mekansal gizliliği, çeşitli yollarla ihlal edilebilir. Örneğin bir kişinin trende çok yüksek sesle konuşması ya da komşularının sürekli kavga etmesi ya da arkadaşlarının münasebetsizce özel hayatına burnunu sokan sorular sormaları vb. Bkz.LAURIE Graeme T., “In Defence of Ignorance: Genetic Information and the Right not to Know” European Journal of Health Law, 1999, Vol.6, No.2, s.119

425 HARTLEV Mette, “The Concept of Privacy: An Analysis of the EU Directive on the Protection

of Personal Data”, BEYLEVELD D./TOWNEND D./ROUILLÉ-MIRZA S./ WRIGHT J. (Ed.), The Data Protection Directive and Medical Research Across Europe, Ashgate Pub., Aldershot 2004, s.25

426 HARTLEV, s.26

427 AİHM, cinsiyet, isim, cinsel eğilim ve cinsel hayatı, AİHS md.8 (özel yaşama saygı hakkı)

kapsamında korunan kişisel alanın önemli unsurları olarak ele almaktadır. Mahkeme’ye göre Sözleşme’nin 8.maddesi ayrıca kimlik ve kişisel gelişim hakkını, diğer insanlarla ve dış dünya ile ilişki kurma ve geliştirme hakkını korur. Bu madde aynı zamanda, iş veya mesleki nitelikteki faaliyetleri de kapsayabilir. Bu yüzden, kişinin kamuya açık alanda bile, “özel yaşam”kapsamına giren başkalarıyla etkileşim alanı mevcuttur. Bkz. AİHM, 25.09.2001 tarihli İngiltere’ye karşı “P.G ve J.H.” Kararı, Başvuru No.44787/98, § 56

Herkes, özel yaşamının gizliliğine saygı duyulmasını, müdahale edilmemesini ve bu gizliliğin korunmasını isteme hakkına sahiptir. Özel yaşama saygı hakkı, Anayasa’da kişi hakları arasında düzenlenmektedir. Doktrinde bu hakkın, birinci kuşak haklar arasında yer aldığı ileri sürülmektedir428. Devlet, kişilerin özel yaşamına kanuna dayanmadan ve keyfi olarak müdahale edemez. Devletin müdahale etmeme negatif yükümlülüğü yanında, özel yaşama saygıyı sağlama yönünde pozitif yükümlülüğü de bulunmaktadır429.

Özel hayatın gizliliği kavramı, dikey ve yatay olmak üzere iki düzlemde korunabilir. İnsan hakkı olarak özel hayatın gizliliği uluslararası belgelerde düzenlenerek, öncelikle dikey düzlemde, devletle karşı karşıya olan bireyin özel hayatının gizliliği korunması amaçlanmıştır430. Buna ek olarak, özel hayatın gizliliğinin birey ile diğer kişiler veya kurumlar arasındaki yatay düzleminin korunması ise sıklıkla devletlerin iç hukuklarında bu konuya ilişkin belirli kanunlarla hayata geçirilmektedir431.

Özel yaşama saygı hakkı, gerek uluslararası sözleşmelerle, gerekse Anayasa ile koruma altına alınmış temel haklardandır. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi md.12’ye göre, “Hiç kimse, özel yaşamı, ailesi, konutu ya da yazışmaları konularında keyfi müdahaleye, onuruna ve şöhretine karşı saldırıya maruz bırakılmaz. Herkesin, bu müdahale ve saldırılara karşı kanun ile korunmaya hakkı vardır.”. Birleşmiş Milletler Medeni ve Siyasi Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme’de de Bildirge’deki düzenleme aynı ifadelerle tekrarlanmaktadır (md.17). Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 8.maddesinde ise “özel ve aile yaşamına saygı

hakkı” düzenlenmektedir432. Avrupa İnsan Hakları ve Biyotıp Sözleşmesi’nin “Özel

Yaşam ve Bilgi Edinme Hakkı” başlıklı 10.maddesinde özel yaşama saygı hakkı

428 KABOĞLU, s.8, 41; SEEAR Michael, An Introduction to International Health, Canadian

Scholars’ Press Inc., Toronto 2007, s.239

429 KABOĞLU, s.300 430 LAURIE, s.125 431 LAURIE, s.125

432 AİHS md.8: “1. Herkes özel ve aile yaşamına, konutuna ve haberleşmesine saygı gösterilmesi hakkına sahiptir.

2. Bu hakkın kullanılmasına bir kamu otoritesinin müdahalesi, ancak ulusal güvenlik, kamu emniyeti, ülkenin ekonomik refahı, dirlik ve düzenin korunması, suç işlenmesinin önlenmesi, sağlığın veya ahlakın veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması için, demokratik bir toplumda, zorunlu olan ölçüde ve yasayla öngörülmüş olmak koşuluyla söz konusu olabilir.”

düzenlenmektedir. Maddenin ilk fıkrasında, herkesin kendi sağlığı ile ilgili bilgiler bakımından, özel yaşamına saygı hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.

Anayasa’nın özel yaşama saygı hakkı, 20.maddesinin ilk fıkrasında “özel hayatın gizliliği” başlığı altında düzenlenmektedir: “Herkes, özel hayatına ve aile hayatına saygı gösterilmesini isteme hakkına sahiptir. Özel hayatın ve aile hayatının

gizliliğine dokunulamaz”433.

Türk Ceza Kanunu’nun 134.maddesinde ise “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçu düzenlenmektedir434. Tıbbi Deontoloji Tüzüğü’nün 4. maddesine göre, “Tabip ve diş tabibi, meslek ve sanatının icrası vesilesiyle muttali olduğu sırları, kanuni mecburiyet olmadıkça, ifşa edemez. Tıbbi toplantılarda takdim edilen veya yayınlarda bahis konusu olan vakalarda, hastanın hüviyeti açıklanamaz”. Aynı Tüzüğün 17. maddesine göre de, “Tabip ve diş tabibi, hastanın hususi veya ailevi işlerine karışamaz”. Hasta Hakları Yönetmeliği’nde de özel yaşama saygı hakkına yer verilmektedir435.

433 Aynı maddenin ikinci fıkrasında, bu hakkın özel nitelikli sınırlanma sebepleri ve usulü

düzenlenmektedir: “Milli güvenlik, kamu düzeni, suç işlenmesinin önlenmesi, genel sağlık ve genel

ahlâkın korunması veya başkalarının hak ve özgürlüklerinin korunması sebeplerinden biri veya birkaçına bağlı olarak, usulüne göre verilmiş hakim kararı olmadıkça; yine bu sebeplere bağlı olarak gecikmesinde sakınca bulunan hallerde de kanunla yetkili kılınmış merciin yazılı emri bulunmadıkça; kimsenin üstü, özel kâğıtları ve eşyası aranamaz ve bunlara el konulamaz. Yetkili merciin kararı yirmidört saat içinde görevli hâkimin onayına sunulur. Hâkim, kararını el koymadan itibaren kırksekiz saat içinde açıklar; aksi halde, el koyma kendiliğinden kalkar.” (Anayasa md.20/2).

434 TCK md.134: “(1) Kişilerin özel hayatının gizliliğini ihlal eden kimse, altı aydan iki yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır. Gizliliğin görüntü veya seslerin kayda alınması suretiyle ihlal edilmesi halinde, cezanın alt sınırı bir yıldan az olamaz.

(2) Kişilerin özel hayatına ilişkin görüntü veya sesleri ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiilin basın ve yayın yoluyla işlenmesi halinde, ceza yarı oranında artırılır.” 435 Hasta Hakları Yönetmeliği md.5/f: “Kanun ile müsaade edilen haller ile tıbbi zorunluluklar dışında, hastanın özel hayatının ve aile hayatının gizliliğine dokunulamaz.”.

Hasta Hakları Yönetmeliği md.21-Mahremiyete Saygı Gösterilmesi:

“Hastanın, mahremiyetine saygı gösterilmesi esastır. Hasta mahremiyetinin korunmasını açıkça talep

de edebilir. Her türlü tıbbi müdahale, hastanın mahremiyetine saygı gösterilmek suretiyle icra edilir. Mahremiyete saygı gösterilmesi ve bunu istemek hakkı;

a) Hastanın, sağlık durumu ile ilgili tıbbi değerlendirmelerin gizlilik içerisinde yürütülmesini,

b) Muayenenin, teşhisin, tedavinin ve hasta ile doğrudan teması gerektiren diğer işlemlerin makul bir gizlilik ortamında gerçekleştirilmesini,

c) Tıbben sakınca olmayan hallerde yanında bir yakınının bulunmasına izin verilmesini, d) Tedavisi ile doğrudan ilgili olmayan kimselerin, tıbbi müdahale sırasında bulunmamasını, e) Hastalığın mahiyeti gerektirmedikçe hastanın şahsi ve ailevi hayatına müdahale edilmemesini, f) Sağlık harcamalarının kaynağının gizli tutulmasını, kapsar.

Belirtmiş olduğumuz ve hekimlere ilişkin tüm bu düzenlemelerin, tıbbi araştırmalarda araştırmacılar bakımından da geçerli olduğunu kabul etmek gerekir. Diğer bir ifadeyle, tüm bu mevzuat hükümlerine göre, tıbbi araştırmalarda araştırmacıların, üzerinde araştırma yapılacak olan ya da yapılmakta olan kişilerin özel yaşamına saygı gösterme ve özel yaşamlarının gizliliğini koruma yükümlülüğüne sahip olduğunu söyleyebiliriz.