• Sonuç bulunamadı

1.6. Ölüm Olayının Doğurduğu Hukuki Sonuçlar

1.6.3. İş ve Sosyal Güvenlik Hukuku Bakımından Doğurduğu Sonuçlar

1.6.3.2. Ölüm Sigortası Bakımından

Ölüm sigortası 5510 sayılı SSGSSK’da uzun vadeli sigorta türü olarak kabul edilmiştir. Bu ölüm sigortasından sağlanan sosyal yardımlar ölen sigortalının desteğinden yoksun kalan kişilerin yaşadıkları kayıpları telafi etmek ve geçimlerini sağlamalarına destek olmak amaçlarıyla ödenmektedir. Kanunun, ölen kişinin hak sahiplerine ölüm sigortasından sağladığı haklar “Ölüm aylığı bağlanması; Ölüm toptan ödemesi yapılması; Aylık almakta olan kız çocuklarına evlenme ödeneği verilmes ve Cenaze ödeneği verilmesidir.”

Kanunda sayılan bu haklardan yararlanmanın koşulu sigortalı kişinin ölümüdür. Ölümün nerede, ne şekilde ve nasıl olduğu bu haklardan yararlanma açısından bir önem arz etmemektedir. Bu haklardan sürekli ödeme niteliği taşıyan ölüm aylığından kimlerin yararlanacağı Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 60. maddesinde düzenlenmiştir. Bu düzenlemeye göre ölen sigortalının “a) Ölüm tarihinde sigortalı ile yasal evlilik bağı

bulunan eşine,

b) Kanunun 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b) ve (e) bentlerine tabi olarak iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık ve analık sigortasına göre çalışmaları hariç Kanun kapsamında veya yabancı bir ülke mevzuatı kapsamında çalışmayan veya kendi sigortalılığı nedeniyle gelir veya aylık bağlanmamış çocuklardan;

1) 18 yaşını, ortaöğrenim görmesi hâlinde 20 yaşını, yüksek öğrenim görmesi hâlinde 25 yaşını doldurmayan erkek çocuklarına”

“2) Evli olup olmadığına bakılmaksızın, Kurum Sağlık Kurulu kararı ile çalışma gücünü en az %60 oranında yitirdiği tespit edilen çocuklarına,

3) Yaşları ne olursa olsun evli olmayan, evli olmakla beraber sonradan boşanan veya dul kalan kız çocuklarına,

1) Artan hissenin bulunması hâlinde, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirinin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla ana ve babasına,

2) Artan hisseye bakılmaksızın, bu bendin bir numaralı alt bendindeki şartları taşıyan ve 65 yaşın üstünde olan ana ve babasına” Kanun’un 34. maddesindeki esaslar

dâhilinde ölüm aylığı bağlanacaktır.

Görüldüğü üzere ölen sigortalının erkek çocukları için yaş sınırı, sigortalı çalışmama ve kendi sigortalılığı nedeniyle gelir elde etmeme şartları getirilmiş iken evli olup olmamaları bunlara ölüm aylığı bağlanmasını etkilememektedir. Ölen sigortalının kız çocukları için ise yaş sınırı bulunmazken bunların ancak evli olmamaları veya boşanmış olmaları veya dul kalmaları halinde ve kendi sigortalılığı nedeniyle maaş almaması durumunda ölüm aylığı bağlanacaktır. Yani kız çocuğu evli olmamakla birlikte geçimini sağlayabilecek başkaca bir geliri var ise ölüm aylığı hakkından yararlanması mümkün değildir. “Ölen sigortalının anne ve babası ise sigortalının eş ve çocuklarından

artan bir hissenin bulunması halinde, her türlü kazanç ve irattan elde etmiş olduğu gelirin asgari ücretin net tutarından daha az olması ve diğer çocuklarından hak kazanılan gelir ve aylıklar hariç olmak üzere gelir ve/veya aylık bağlanmamış olması şartıyla, bunlara ölüm aylığı bağlanabilecektir. Diğer yandan 65 yaşın üstünde olan ölen sigortalının anne ve babasına artan hisseye bakılmaksızın diğer şartların bulunması halinde ölüm aylığı bağlanabilecektir.” (Yorulmaz, 2010: 292).

Kanunda sayılan bu hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için, Sosyal Sigorta İşlemleri Yönetmeliği’nin 61. maddesine göre, “hak sahiplerinin örneği Sosyal

Güvenlik Kurumu’nca hazırlanacak tahsis talep dilekçesini doğrudan Kuruma vermesi veya posta yoluyla ya da elektronik ortamda göndermesi” şarttır. Bu dilekçenin her bir

hak sahibi tarafından Kuruma ayrı ayrı verilmesi gerekmektedir.

Söz konusu ölüm aylığının hak sahiplerine hangi şartlar altında ödeneceği ise 5510 sayılı SSGSSK’nın 32. maddesinde şöyle bildirilmiştir.

“Ölüm aylığı;

a) En az 1800 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş veya 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında sigortalı sayılanlar için, her

türlü borçlanma süreleri hariç en az 5 yıldan beri sigortalı bulunup, toplam 900 gün malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primi bildirilmiş,

b) 47 nci maddede yazılı sebeplerle kazaya uğramış, malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı almakta iken veya malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı bağlanmasına hak kazanmış olup henüz işlemi tamamlanmamış,

c) Bağlanmış bulunan malûllük, vazife malûllüğü veya yaşlılık aylığı, sigortalı olarak çalışmaya başlamaları sebebiyle kesilmiş,

durumda iken ölen sigortalının hak sahiplerine, yazılı istekte bulunmaları halinde bağlanır. Ancak, 4 üncü maddenin birinci fıkrasının (b) bendine göre sigortalı sayılanların hak sahiplerine aylık bağlanabilmesi için ölen sigortalının genel sağlık sigortası primi dâhil kendi sigortalılığından dolayı prim ve prime ilişkin her türlü borcunun olmaması veya ödenmesi şarttır.”

Öte yandan hak sahiplerince ölüm aylığı bağlanma talebinde bulunulması veya hak sahiplerinin ölüm aylığı almakta olması, TMK’nın 610. maddesine göre, mirası kabul etme şeklinde değerlendirilemeyecektir. Zira ölenin eş ve çocuklarına bağlanan ölüm aylığı terekeye dâhil değildir. Bu nedenle mirasçılarca mirasın reddi yoluna gidilmiş olması, ölüm aylığı talebinde bulunulmasına engel teşkil etmeyecektir. (Yorulmaz, 2010: 292).

Diğer taraftan sigortalıyı kasten öldüren veya öldürmeye teşebbüs edenler hak sahibi olamayacaklardır. Bu konu 5510 sayılı SSGSSK’nın “gelir ve aylık bağlanmayacak haller” başlıklı 56. maddesinde açıkça şöyle ifade edilmiştir.

“Ölen sigortalının hak sahiplerinden;

a) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıyı veya gelir ya da aylık bağlanmış olan sigortalıyı kasten öldürdüğü veya öldürmeye teşebbüs ettiği veya bu Kanun gereğince sürekli iş göremez hale veya malûl duruma getirdiği,

b) Kendisinden aylık bağlanacak sigortalıya veya gelir ya da aylık bağlanmamış olan sigortalıya veya hak sahibine karşı ağır bir suç işlediği veya bunlara karşı aile hukukundan doğan yükümlülüklerini önemli ölçüde yerine getirmemesi nedeniyle ölüme bağlı bir tasarrufla mirasçılıktan çıkarıldıkları,

Hususunda kesinleşmiş yargı kararı bulunan kişilere gelir veya aylık ödenmez. Ödenmiş bulunan gelir ve aylıklar, 96. madde hükümlerine göre geri alınır.”

Öte yandan ölen sigortalının hak sahiplerine ölüm aylığının bağlanamaması durumunda yani prim ödeme gün sayısı veya sigortalılık süresinin hak sahiplerine ölüm aylığı bağlanabilmesi için yeterli olmaması halinde kanun koyucu belirlediği şartlar dâhilinde bunlara bir kereye mahsus ölüme bağlı toptan ödeme yapılmasını kabul etmiştir. Ölen kişin devlet memuru olması halinde ise DMK’nın 208. Maddesine göre yardım yapılıcaktır.