• Sonuç bulunamadı

2.3. BİLİMİN DOĞASI

2.3.4. Bilimin Doğası En Etkili Nasıl Öğretilir? Bilimin Doğası Öğretim Yaklaşımları

2.3.5.3. Öğretmen ve Öğretmen Adaylarının Bilimin Doğası Konusunda Sahip

Macaroğlu, Taşar ve Çataloğlu (1998) tarafından yapılan bir çalışmada, Türkiye’deki ilkokul öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki inançları

araştırılmıştır. Bu çalışmaya 21 öğretmen adayı katılmıştır Araştırmada iki bölümden oluşan bir anket kullanılmıştır. Beş tane açık uçlu sorudan oluşan ilk bölümdeki sorular, öğretmen adaylarının bilimin doğasını öğretimleriyle birleştirme becerilerini değerlendirmek için ve ikinci bölümde yer alan ve 10 sorudan oluşan sorular, öğrencilerin bilimsel bilgiyle ilgili görüşlerini ortaya çıkarmak için kullanılmıştır. Çalışma sonunda öğretmen adaylarının bilimsel bilginin objektif olduğuna ve değişebileceğine inandıkları ortaya çıkmıştır.

Yakmacı-Güzel (2000) tarafından yapılan bir çalışmada fen öğretmenlerinin bilimin doğası hakkındaki görüşleri ortaya çıkarılmıştır. Çalışmaya 115 aday öğretmen ve 101 öğretmen katılmıştır. Katılımcıların bilimin doğası hakkındaki görüşleri, Bilim- Teknoloji-Toplum Üzerine Görüşler (VOSTS) anketinden seçilen 18 sorunun Türkçeye adapte edilmesiyle toplanmıştır. Analiz sonucunda örneklemdeki öğretmenlerin çoğunun sınıflandırma tekniklerinin doğası, bilimsel bilginin değişebilirliği, araştırmalarda bilimsel yaklaşım, bilimsel bilginin hiçbir zaman tam anlamıyla kesin olmaması ve sebep-sonuç ilişkileri gibi konularda çağdaş bilim felsefesiyle örtüşen görüşlere sahip oldukları ortaya çıkmıştır.

Gücüm (2000) tarafından yapılan bir çalışmada, fen bilgisi öğretmen adaylarının bilimin doğası anlayışları tespit edilmiştir. Çalışmanın örneklemini 176 fen bilgisi öğretmen adayı oluşturmuştur. Bu çalışmada Ruba ve Anderson (1978) tarafından geliştirilen ve önermeden oluşan bilimsel bilginin doğası ölçeği kullanılmıştır. Bu çalışma sonunda öğretmen adaylarının sınıf ve cinsiyetleri bakımından bilimin doğasını anlama seviyeleri arasında anlamlı bir fark bulunamamıştır.

Taşar (2002) yaptığı bir çalışmada, “Bilim Hakkında Görüşler Anketi”ni (BHGA) Türkçeye uyarlamıştır. Ankette bilimsel ve bilişsel boyutlar ve altı tane de kavramsal boyut bulunmaktadır. Toplam 30 sorudan oluşan anket Türkçeye aktarılmış ve bir eğitim fakültesinin iki farklı anabilim dalında okuyan toplam 65 katılımcıya uygulanmıştır. Bulgular her iki grupta da eşdeğer oranda öğrencinin bilimsel bilginin doğası ve öğrenilmesi hakkında benzer görüşlere sahip olduğunu ortaya koymuştur.

Kahyaoğlu (2004) çalışmasında 176 fen bilgisi öğretmen adayının bilim-teknoloji ve toplum hakkındaki görüşlerini araştırmıştır. Bu amaçla “Bilim-teknoloji-toplum hakkındaki görüşler” anketini kullanmıştır. Araştırma sonuçları öğretmen adaylarının bilim ve teknoloji kavramlarını karıştırdıklarını göstermiştir. Ayrıca bir kısım öğretmen adayı bilim insanlarının çalışmalarında nesnel olduğunu savunurken bir kısmı da bilimsel çalışmalarda bilim insanlarının bilimin kurallarını gözetmek zorunda olmadıklarını söyledi.

Ayvacı (2007) doktora çalışmasında sınıf öğretmeni adayı olan 54 kişinin kütle çekimi konusuna bağlı olarak, farklı yaklaşımlarla öğretimin bilimin doğası hakkındaki görüşlerine olan etkisi incelemiştir. Sınıf öğretmen adaylarına dolaylı, doğrudan ve yansıtıcı yaklaşımla hazırlanan üç materyal hazırlanmıştır. Öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüşlerini belirlemek için için ön test ve son test olarak VNOS-C anketi uygulanmıştır. Bu anket dışında bilimsel bilgiye yönelik görüşlerle kütle çekimi hakkındaki bilgilerinin değişimini tespit etmek için sırasıyla Bilimsel Bilgiye Yönelik Tutum Anketi ve Kütle Çekimi Kuvveti Başarı Testi ön test ve son test olarak uygulanmıştır. Uygulamalardan önce öğretmen adaylarının bilimin doğasıyla ilgili zayıf görüşlere sahip oldukları belirlenmiştir. Uygulamalar sonrasında ise en fazla doğrudan-yansıtıcı yaklaşım kullanılarak yapılan materyalin bilimin doğası unsurlarını, diğerlerine göre daha fazla kazandırdığı saptanmıştır.

Köseoğlu, Tümay ve Budak (2008) bilimin doğası hakkında alanyazındaki görüşleri derleyen ve yorumlayan bir çalışma yapmışlardır. Bireylere bilimin doğasını öğretmek için tarihsel, dolaylı ve açık-düşündürücü yaklaşımın kullanıldığını ancak açık- düşündürücü yaklaşımın daha etkili olduğunu belirtilmişlerdir. Ayrıca bilimin doğasının öğretimi için materyallerden öğretmen yetiştirmeye kadar köklü değişikliklerin yapılması gerektiğini de belirtmişlerdir.

Arık (2010) çalışmasında toplam 50 öğretmen adayının bilimin doğası hakkındaki görüşlerine geniş etkili güncel olayların etkisini araştırmıştır. Araştırma ön-son test deneysel desen ile karma yöntem şeklinde yürütülmüştür. Araştırma verileri Bilimin Doğası Hakkındaki Görüşler anketi ve Fen Bilgisi Öğretimi Tutum Ölçeği II ile

toplanmıştır. Ayrıca öğretmen adyalrının görüşlerini derinlemesine incelemek amacıyla yarı yapılandırılmış görüşmeler de yapılmıştır. Araştırma bulguları geniş etkili güncel olayların öğretmen adaylarının bilimin doğası hakkındaki görüşlerini ve fene karşı tutumlarını pozitif yönde etkilediğini göstermiştir.

Doğan ve arkadaşları (2011) hizmetiçi eğitim programının ilköğretim fen ve teknoloji dersi öğretmenlerinin bilimin doğası hakkındaki görüşlerinin geliştirilmesinde etkisini incelemişlerdir. Çalışmaya 44 Fen ve Teknoloji öğretmeni katılmıştır. Öğretmenlerin bilimin doğası hakkındaki görüşlerini belirlemek için “Fen, Teknoloji, Toplum Üzerine Görüşler” (Views On Science, Technology and Society; VOSTS) anketinin 14 sorusu ön-test ve son-test olarak kullanılmıştır. Öğretmenlerin, bilimin doğasının; “bilimsel bilgi deney ve gözlemlerden elde edilmiş kanıtlara dayanır, bilimsel bilginin sınıflama düzeyinin doğası, ‘Bilimsel Metot’ miti ve hipotezlerin epistemolojik durumu” hakkındaki görüşlerinin eğitim sonrasında olumlu yönde geliştiği tespit edilmiştir.

Damlı-Pervan (2011) Manyetizma ve Elektromanyetik İndüksiyon konuları ile ilgili bilimin doğası etkinlikleri tasarlamış ve bu etkinliklerin ortaöğretim 12. sınıf öğrencilerinin bilimin doğası hakkındaki görüşlerine olan etkisini incelemiştir. Etkinlikler: bilimsel bilginin değişebilir doğası, deneye dayalı olması, öznel doğası, kısmen yaratıcılık ve hayal gücünün ürünü olduğu, sosyal ve kültürel içerikli oluşu, gözlem ve çıkarım arasındaki fark ile bilimsel teori ve yasaların işlevi ve aralarındaki ilişkidir. Araştırmada nitel ve nicel veri toplama araçları birlikte kullanılmıştır. Uygulamalardan önce öğrencilerin bilimin doğası profillerini belirlemek için açık uçlu sorulardan oluşan VNOS-C anketi uygulanmıştır. Ayrıca “Bilimsel Bilgiye Yönelik Tutum Anketi” uygulanmıştır. Öğrencilerin uygulamadan önce genel olarak bilimin doğası profilleri “zayıf” olarak belirlenmiştir. Özellikle uygulamalar sırasında yasa ve teorilerin yapısı hakkındaki yanlış olan bilgilerinde ısrarcı oldukları tespit edilmiştir. Bilimin yaratıcı doğası hakkındaki uygulamalarda da, yanlış olan bilgilerini değiştirmede zorlanmışlardır. Araştırma sonucunda bilimin çıkarıma dayalı unsuru dışında diğer unsurlar hakkında “yeterli” seviyeye ulaştıkları belirlenmiştir.

Baraz (2012) fen ve teknoloji öğretmen adaylarına doğrudan yansıtıcı yönteme uygun olarak hazırlanmış zihin üstü düşünme becerileri kullanmanın bilimin doğası anlayışlarını geliştirmedeki etkisini incelemiştir. Veriler Metacognitive Awareness Inventory (MAI) ve Views of Nature of Science Questionnaire (VNOS-C) (Lederman ve ark., 2001) ölçeklerinin ön test ve son test olarak kullanılması sonucu toplanmıştır. Çalışma 33 öğretmen adayı ile gerçekleştirilmiştir. İki gruba ayrılan öğrencilerden birinci gruptakiler kontrol grubu, ikinci gruptakiler deney grubu olarak nitelendirilmişlerdir. Doğrudan yansıtıcı eğitim her iki grupta da uygulanmış, buna ek olarak deney grubunda zihin üstü düşünme becerileri de kullanılmıştır. Sonuçlar doğrudan yansıtıcı Bilimin Doğası eğitiminin öğretim sürecine katılanların anlayışlarında gelişmeler yaşandığını ortaya koymuştur.

2.3.5.4. Öğretmenlerin ve Öğretmen Adaylarının Bilimin Doğasıyla İlgili Sahip