• Sonuç bulunamadı

Çalışma ve Meslek Edinme Hakkı 1 Avrupa Birliği Belgeleri’nde

1.3 ENGELLİ HAKLARINA İLİŞKİN TEMEL İLKELER 1 Ayrımcılık Yasağı

1.3.2 Çalışma ve Meslek Edinme Hakkı 1 Avrupa Birliği Belgeleri’nde

Engellilerin, engellerinin ortadan kaldırılması ve bunun mümkün olmadığı hallerde, engellilere yaşamak için gerekli her türlü maddi ve manevi olanakların sağlanması gerekmektedir. Ancak bunlardan daha önemlisi, bu kişilerin çalışma hayatında yer almalarına olanak sağlanmasıdır.78 Bu engellilere yardımcı olabilmenin en akılcı yolu olarak karşımıza çıkar. Çünkü engellilikten kaynaklanan maddi ve manevi bir takım sıkıntılar, engelli bireyleri ekonomik açıdan desteğe muhtaç bir hale getirmekte, bu durum da onların çalışma zorunluluklarını ortaya çıkarmaktadır. Engellilerin çalışma yaşamına katılma gereği dört açıdan ortaya çıkar. Bunlar;

78 P Scullion, “Disabled People As Health Service Employees: How To Break Down The Barriers”, Nursing Management, Vol. 7(6), 2000, ss. 8-13. Engelli kişilerin iş bulmada ve iş yerlerinde karşılaştığı sorunlar için bkz.: Susanne M Bruyere, William A Erickson ve Joshua Ferrentino, “Identity and Disability in the Workplace”, William & Mary L.aw Review, Vol.44, 2002–2003, ss.1173–1196.

engellilerin sayısının çok olması, sosyal sebepler, ekonomik nedenler ve birey, toplum ve devlet görüşündeki değişimlerdir.79

Engellilerin sayısının her geçen gün hızla artması ve üretime katılmadan sadece tüketmeleri, nüfus ile kaynak dengesini olumsuz yönde etkilemektedir. Sosyal sebeplere gelince, çalışan engelli bireyler başka insanların acıma duygularına maruz kalmak gibi insanlık onuruyla çelişen bir duruma düşmezler ve toplumla sağlam ilişkiler kurmuş olurlar. Engelli bireylerin çalışma yaşamına girmesi sosyal bir olgu olduğu kadar aynı zamanda ekonomik olarak da gereklidir. Çünkü toplumun genel refahının yükselmesi, istihdam düzeyinin yükselmesine bağlıdır. Günümüzde kalkınmışlık ve sosyal açıdan gelişmişlik kriterlerinden en önemlisi hastalara, engellilere ve yaşlılara sunulan hizmetler ve engellilerin istihdam oranlarıdır.80

Avrupa Birliği Antlaşmasının 13. maddesi ile ortaya konmuş olan yaptırımların etkinleştirilmesi için Avrupa Komisyonu önemli adımlar atmıştır. Bu konuya ilişkin 1999 yılının sonunda bir teklif paketi hazırlanmıştır. Avrupa Birliği Konseyi tarafından 2000 yılında çıkarılan iki Yönerge ile tüm Avrupa Birliği vatandaşlarının ayrımcılığa karşı etkin bir hukuksal koruma altına alınması amaçlanmıştır. Yönergelerden ilki olan “Irksal Eşitçilik Yönergesi” dolaylı ve dolaysız olarak herhangi bir ırk veya etnik kökene ayrımcılık yapılmasını yasaklamaktadır. Bu yönerge; istihdam, mesleki eğitim, eğitim, sosyal güvenlik, sağlık, ikamet, mal ve hizmetlere ulaşıma ilişkin ayrımcılık yasağını kapsamaktadır. İkinci yönerge ise “İstihdam Eşitliği Yönergesidir”. Bu yönerge de; istihdam, meslek edinme ve mesleki eğitim alanında dolaylı ve dolaysız ayrımcılığı yasaklamaktadır. Bu yönergeye göre din, inanç, yaş, engellilik ve cinsiyet ayrımı yapılamaz. Yönerge

79 Filiz Alkan Meşhur, “Özürlülerin Çalışma Yaşamına Katılma Gereği ve uygulanan İstihdam Programlarının Değerlendirilmesi”, Öz-Veri, Sayı 2, Ankara, Aralık 2004, ss. 177-178.

80 Meşhur, ss. 179-180. Örneğin İngiltere’de İş yerlerinde belli sayıda engelli çalıştırma yükümlülüğüne yönelik bkz: Rebecca McDonnell ve Albert Weale, “Regulating for Equal Employment Opportunities: The Case of the Disabled Quota”, Journal of Law and Society, Vol. 11, No. 1, 1984, ss. 105-114; Brian Doyle, “Disabled Workers’ Rights, the Disability Discrimination Act and the UN Standard Rules”, Industrial Law Journal, Vol.25, 1996, ss. 1-14. İngiltere’de yapılan bir araştırmaya göre, engelli olmayan kişilerin %80’i çalışma olanağı bulurken bu oran engellilerde sadece %50 seviyesindedir. Bundan başka engelli kişilerden çalışabilenler ise sadece el işçisi şekilnde düşük konumda çalışma imkânına sahip olmaktadır. (Charlotte Pearson ve Nick Watson, “Tackling Disability Discrimination in the United Kingdom: The British Disability Discrimination Act” , Washington University of Journal of Law&Policy, Vol.23-95, 2007, ss. 95-120).

özellikle engelli bireylerin istihdam edilmeleri ve mesleki eğitime ulaşmaları konusunda maddeler içermektedir. Yönergenin engellilere yönelik 5. maddesi “Engellilere yönelik istihdamda ayrımcılığın önlenmesi ilkesi gereğince, işverene aşırı bir külfet getirmemesi şartıyla engelli bir bireyin işe girmesi, çalışması, işte ilerlemesi veya eğitimden geçmesi için gerekli önlemler işveren tarafından alınır. Söz konusu külfet, Üye Devletin engellilere yönelik politikası çerçevesinde aldığı mevcut önlemler yeterli olduğu takdirde ağır olmayacaktır” şeklinde düzenlemiştir.81

Bu iki yönerge; kadın ve erkek eşitliği alanında ki daha önceki Avrupa Birliğinde yapılan hukuksal düzenlemelerden esinlenmiştir. Kullanılan tanımlar ve hukuki kavramlar cinsiyet eşitliğine ilişkin kanunlardan alınmıştır. Bu iki yönerge Avrupa Birliği genelinde ayrımcılığa karşı korunmada çok önemli olmuştur. Sonuç olarak, dünya genelinde ayrımcılık konusunda Avrupa Birliği en gelişmiş hukuki çerçeveye sahiptir. Bu yönergeler, üye ülkelerin ulusal yasalarında önemli değişikler yapmalarını sağlamıştır ve böylece üye ülkelerde, temel haklara dayanan ayrımcılık karşıtı kanun ve politikalar hazırlanmıştır. Birçok üye ülkede ilk defa bu yönergelerle ayrımcılığa karşı korunmada önemli adımlar atılmıştır. Bu ülkelerde yeni tanımlar yapılmış ve hukuksal kavramlar yeniden ele alınmıştır. Üye ülkelerde, ilk yönergeyi (2000/43/EC) kendi hukuk sistemlerine adapte etmek için son tarih 19 Temmuz 2003, ikinci yönergeyi (200/78/EC) ise 2 Aralık 2003 idi. Ancak bazı üye ülkeler yaş ve engellilik ile ilgili düzenlemeleri gerçekleştirmek için 3 yıllık ek süre talebinde bulunmuşlardır. Bu yönergeleri kendi ulusal yasalarına adapte etmek için verilen son tarihler geçmiştir. Birçok üye ülkede bu alanda gecikmeler yaşansa da, olumlu gelişmeler izlenmektedir. Komisyon bu yönergelerin üye ülkelerde yürürlüğe sokulması konusunda gerekli hukuksal girişimde bulunmaktadır.82

Bu konuda olumlu gelişmelere örnek olarak bazı üye ülkelerin, Birlik tarafından konulan minimum hukuki standartların çok üstünde düzenlemeler yapmaları gösterilebilir. Ülkelerin genel eğilimi, yönergelerde belirtilen ayrımcılık çeşitleriyle mücadelenin kurulacak tek bir kurum tarafından yapılması yönündedir. Bu ulusal kurumlar cinsiyet ayrımcılığının yanı sıra Avrupa Birliği Antlaşması

81 Equality and Non-discrimination in an Enlarged European Union, s. 9. 82 Equality and Non-discrimination in an Enlarged European Union, s.10–12.

Madde 13’de yer alan diğer ayrımcılık çeşitleriyle de ilgilenmektedir. Komisyon üye ülkelerde ayrımcılık ile ilgili kurumların, bağımsız olmasını ve faaliyetlerini etkin bir şekilde yerine getirebilecek kaynak ve kapasiteye sahip olmasına önem göstermektedir.

Ayrımcılığa karşı kanunların etkin uygulanması, ulusal otoritelerin bu işe verdikleri öneme bağlıdır. Ayrıca sivil toplum örgütlerinin aktif desteği ve katılımı da çok önemlidir. Ayrımcılık ile savaşmak için, bu iki yönergenin uygulanmasına yönelik Birlik Eylem Planı geliştirilmiştir. Konseyin 27 Kasım 2000 yılında aldığı 2000/750/EC sayılı karar ile ayrımcılık ile savaş için Birlik, Eylem Planı oluşturma kararı almıştır. Eylem programı cinsiyet dışında Avrupa Birliği Antlaşması Madde 13’de belirtilen diğer ayrımcılık çeşitlerini kapsamaktadır. Programın temel amaçları; bu konudaki bilgilendirmenin artırılması ve geliştirilmesini sağlamak, politika ve uygulamaların değerlendirilerek ayrımcılık konusunda farkındalık yaratmak, ayrımcılıkla savaşta etkin olabilmek için gerekli kapasiteyi geliştirmek, kurumların faaliyet araçlarını güçlendirmek için Avrupa düzeyinde bilgi ve deneyimin değişimini sağlamak ve bilgi işbirliği ağı kurmaktır. Bu programa 2001–2006 yıları için tahsis edilen bütçe 984 milyon Eurodur.

Eylem programına 2001 yılında başlamasından sonra, geçen 3 yıllık sürede Avrupa Birliği’nin ve üye ülkelerin ayrımcılık konusundaki çabalarına önemli katkılar sağlanmıştır. Program kapsamında yılbaşında ortalama 100 projeye destek verilmiştir. Bu faaliyetlerin birçok paydaşı bulunmaktadır. Paydaşlara örnek olarak ulusal otoriteler, ayrımcılığa maruz kalmış kişileri temsil eden örgütler, ayrımcılık ile mücadele eden kurumlar, karar verme mekanizmaları, politikacılar ve hukukçular gösterilebilir. Bu programla birlikte Avrupa Birliğinin ayrımcılıkla savaşla ilgili faaliyetlerine yönelik kamuoyunun ilgisinde önemli bir artış sağlanmıştır. Bu ilgiyi kanıtlayan en önemli belirleyici, Avrupa Birliğinin ayrımcılıkla ilgili web sitelerine yapılan ziyaretlerdir. En çok ziyaret edilen siteler bunlar olmuştur. Son araştırmalara göre, ayrımcılıkla mücadele Avrupa Birliği istihdam ve sosyal politikaları konusunda en çok bilinen konu haline gelmiştir.

Birlik eylem planı çerçevesinde desteklenen faaliyet örnekleri:

1. Eurobarometer fikir anketine göre (Mayıs 2003), Avrupalıların büyük