• Sonuç bulunamadı

ARKİTEKT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK V £ B E L E D İ Y E C İ L İK D E R G İ Sİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ARKİTEKT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK V £ B E L E D İ Y E C İ L İK D E R G İ Sİ"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARKİTEKT

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V £ B E L E D İ Y E C İ L İ K D E R G İ S İ

Revue triıııestriele

D'arclutecture-D'urban.sme et des arts decoratifs Qııarterly publicatioıı on Architec- [~j D r e i m o n a t s z e i t s c h r i f t fttr ture oity plaııniaı; aııd rteco.atioıı baukunsl, staedte!)au und dekoration

İMTİYAZ SAHİBİ VE BAŞ YAZARI : Z E K İ SA YAR. U. N E Ş R İ Y A T MÜDÜRÜ A B İ D İ N MORTAŞ A D R E S • A R K İ T E K T ANADOLU H A N No. 33 E M İ N Ö N Ü . İ S T A N B U L T E L E F O N : 2 2 1 3 0 7 KURULUŞU: 1931

Cild : 29 No. 298

A b o n e ş a r t l a r ı : Yıllığı 30— T.L. Altı aylığı 17.50 T.L. Bu sayı 10.— T.L. Yabancı memleketler için: 35.— T.L.

ARKİTEKT'in KOLLEKSİYONLARI : beher cildi 1931 — 1935 1936— 1940 1941 — 1945 1946 — 1949 İlân tarifemiz talep ü z e r i n e 25— T.L. 25— T.L. 25— T.L. 25— T.L. gönderilir. Yazı; foto; resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta ile gönderil-melidir. Basılmıyan yazılar iade edilir. Adreslerini değiştiren abonelerin en geç iki ay içinde idarehanemizi haberdar etme-leri lâzımdır. Aksi takdirde kaybolan der-slilerden Müdürlüğümüz mes'uliyet kabul

etmez.

Pour tout payement et demande des ren-seignements; ainsi que pour tout envoi des documents, tels que photos, articles, annon-ces bibliographie â inserer, s'adresser â la

Direction.

Adresse: A R K İ T E K T No. 33 Anadolu Han, Eminönü

İstanbul 1 urcjuie İTALYA MUHABİRİMİZ :

Baran ÇAĞA Ankara Mümessili Y. Mimar

Muzaffer VANLI

MESLEK POLİTİKASI

HAKİKÎ TURİZME DOĞRU!

Mimar ZEKİ SAYAR (G.S.A)

Dr. Baade'nm memleketemizin iktisâdi ve ticarî durumu hakkında hazırladığı son raporda turizm endüstrisine geniş yer ayırdığa gazetelere sızan, parça, parça küçük haberlerden anlaşılmakta-dır. Raporun bundan böyle, tamamının neşredileceğini ümit ederiz.

Dr. Baade Türkiye'de turizmin ge-lişmesi ve memleketimizin bu endüstri-den sağlayabileceği menfaatlerin bazı ziraat "e endüstri kollarından temin ettiğimiz döviz miktarından daha büyük olabileceği kanaatindedir. Durum böyle iken, biz bu madeni, yani t u r i z m ' i, zamanında keşfedemedik ve seneleri he-ba ettik. Bilhassa İkinci Dünya Harbin-den sonra bu vadide pek çok şeyler ya-bilirdik. Turiznrden her memleketin para kazandığını işitiyor, fakat bu işin nasıl başarılacağını bilemiyorduk.

Senelerce, Basın Yayın Umum Mü-dürlüğü başlığının yanında. Turizm is-mi bir süs! gibi kaldı. Memleket turiz-mine hizmet olarak, yapılan faaliyet ya-yınlanan bir kaç kitap ve broşüre inhisar etti. Sonra da, turizmi geliştirmek için bir banka kurduk. Bu teşekkül isminin büyük iddiasına rajmen hiç bir iş gö-remedi. Bankanın statüsünde yapacağı işlerin çok ideali olmasına mukabil, altı yedi senelik faaliyeti, bir kaç küçük iş-letmeye inhisar etti. bazı l ü k s te-sisleri kendisinin işletmeğe teşebbüs

et-mesi çok garipti. Gazetelerdeki ilân-larına bakıp da bu bankanın uğraşdığı küçük işlere hayret etmemek kabil de-ğildir. Turizm Bankası falanca tesisin-de sanatkârı halka takdim edi-yor, falanca yerdeki otel ve gazinosu-nu açtığını ilân ediyordu. Bu küçük iş-ler memleket turizmini geliştirecek «Tu-rizm Bankası» nın uğraşacağı konular değildi. Fakat amatör! idâreciler turiz-mi geliştirme işini böyle anlıyorlar, böy-le tatbik ediyorlardı. Bu müddet içinde Balkan komşularımız, bizden çok daha realist hareket ettiler. Yugoslavya, Yu-nanistan turizmde çok ileri gittiler, hat-tâ İtalya ile rekabete bile başladılar.

Yine Dr. Baade'nin raporundan öğ-rendiğimize göre turist, artık Avrupanın belli başlı yerlerinden bıkmıştır. Fran-sız ve İtalyan rivveraları onu tatmin et-miyor. Yeni bölgelere gitmek istiyor. Bi-zim Ege ve güney sahillerimiz bugünün turistini kolaylıkla çekebilecek yeni sa-halardır.

Bu tesisleri yaparken lükse lüzum yoktur. Pahalı yerlerin meraklısı olan zengin turistlerin adedi ise çok sayılı-dır. Bugün daha ziyade orta tabaka Av-rupalılar seyahat etmektedir. Bu kala-balık turist kütlesine kolaylık, konfor temin edecek basit tesislere ihtiyaç var-dır.

(2)

Ianmadı ise de giriş mahallinin başlan-gıcını tespite imkân verecek bazı mozayik döşeme parçaları bulundu. Bunların bu-lunduğu noktadan Kantaros'lu panonun ortasına kadar 13 m. mesafe vardır. Ve yine bu panonun ortasından doğuya doğru uzayan mozayikli zeminden 11.5 m. lik bir parça muhafaza edilmiştir. Böylece yapının vasati uzunluğunu 26 m. olarak kabul edebiliriz. Ancak doğu ucu tamamiyle tahrip edilmiş olduğun-dan mimarî durumunu tespit etmek maalesef mümkün olamadı.

Mozayik döşemenin zemini beyazdır. Şekilleri teşkil etmek için, kırmızı pem-be, yeşil, sarı, vişne, koyu mavi ve siyah renkli tabiî taşlar kullanılmıştır. Güney-deki dar nef'in zemini balık pulu ve elips şeklinde jeometrik motiflerle süs-lüdür. Bu çeşitli zeminler örgü motif-leriyle süslü bandlarla dar ve uzun pa-nolar halinde birbirinden ayrılmışlardır.

Orta nef'in kenarları geniş bir bant-la çevrelenmiş olup tam ortada köşeleri kantaros'larla ve ortası dairevî bir çe-lenk ve zikzak hatlarla süslü büyük bir pano bulunmaktadır. Kantaros'lu

pano-nun batı tarafında daire, varım daire, sekiz köşe, main, kare ve üçgen gibi jeometrik şekiller görülmekte olup bun-ların iç kısımları çelenkler, çeşitli örgü motifleri, zikzak veya birbirine paralel çok renkli şeritler ve nihayet tavus ku-şu, keklik ve çeşitli balıklarla doldurul-muştur. Kantaros'lu panonun doğu kıs-mı kare veya dikdörtkenlere bölünmüş ve bunların iç kısımları da jeometrik motiflerle süslenmiştir.

Yeni bulduğumuz mozayik döşeme-nin yeteri kadar arkeolojik veya tarihî vesikaların yardımı olmadan yalnız tek-nik, kompozisyon ve stile dayanarak benzerleri ile yapılacak mukayese ne-ticesinde tarihlenmesi hususundaki müş-külât aşikârdır. Nitekim imparator sa-rayları mozayiklerinin tarihlenmesinde

de hafirler aynı müşkülâtla karşılaş-mışlardır (3). Bununla beraber döşeme-mizi Belediye Sarayı inşaat sahasında bulunan ve halen müzemizde muhafaza edilen mozayiklerle mukayese ettiği-mizde, mevcut benzerlik ve ayrılıkları göz önünde bulundurmak suretiyle her iki döşemenin zaman itibariyle

birbirin-den çok uzak olmadıklarından (4) ve son bulunan mozaviklerin 5 inci asrın birinci yarısında yapılmış olduklarını kabul edebiliriz.

Rüstem DUYURAN

1) A. M. Schııeider: Byzans, Berlin 1935, Sah. 85, plân: F6 ve F7 2) R. Janin: Constantinople Byzantine,

Paris 1950, sah. 393 ve 396

3) D.T. Rice'in verdiği izahata göre (D.T. Rice: The Great Palace of the Byz. Emperors, second report, Edin-burg 1958. Sah. 152 ve devamı): İlk defa hafirlerce M.S.410 yıllarına tarihlenmiş olan bu mozayikler çe-şitli ilim adamları tarafından 3 ün-cü, 4 ünün-cü, 5 inci ve 6 mcı asırlara vazedilmiş ve nihayet yine hafirler tarafından en son olarak 450 - 550 yılları arasında mütalâa edilmiş-lerdir.

4) R. Duyuran: Belediye Sarayı Mo-zayikleri, Arkitekt dergisi, İst. 1955, -% No. 9 -12, sah. 166 ve devamı.

(Baştarafı 3 üncü sayfada)

Geçen sene Balkanlarda seyahat edeıı bir iş adamımız şunları söyledi :

Her yaz Yugoslavya'ya binlerce Al-man turisti gelmektedir. Bu memleketin Adriyatik sahillerindeki turistik bölge-lerde yaptığı basit tesisler, yollar, tamir ve restore ettiği eski eserler Almanları buralara çekmektedir.

Bu hususta, Yunanistan da, Yugos-lavya'dan geri kalmamıştır. Son sene-lerde Rodos ve civarında meydana geti-rilen tesisler, işletilen küçük deniz va-sıtaları ve uçaklar sayesinde,

Almanya-dan ve Avrupanın başka yerlerinden binlerca kimiyi Yunan adalarına çekmek-tedir. Biz ise, sahillerimize kadar gelen bu fırsattan faydalanamıyoruz. Çünkü, ci'an bu endüstrinin cahiliyiz.

Dr. Baade, raporunda turizm tesis-lerinin lüks olmaması icap ettiğini de kaydetmiştir. Fakat biz konfor ile ltiks'ü el'an karıştırmaktayız. Meselâ, Emekli Sandığı tarafından inşa ettirilmekte olan T a r a b y a oteli buna bir misaldir. Buraya sarfedilen milyonlar ile, Akde-niz sahilinde bir turistik bölgenin tan-zim ve tesis edilebileceği muhakkaktır.

Hakikat budur. Turizm Um. Müdür-lüğü, Turizm Bankası vesaire, memle-ket turizmine istikamet verecek müesse-selerimiz artık, bu endüstrinin yeni icap-larına ayak uydurmalıdırlar. Bu işin ana prensiplerini .kavramalıdırlar. Turizme elverişli bölgelerimiz bellidir. Bu blöge-leri bir bütün olarak mütalâa etmek ve yapılacak işleri programlamak lâzımdır. Şimdiye kadar her hangi bir turistik bölge bir bütün halinde ele alınıp in-celenmemiştir.

Teşebbüsler hep münferit hareket-lere inhisar etmiştir.

Referanslar

Benzer Belgeler

Basılmıyan yazılar

Belediyemiz, İstanbul'un dört yıllık imâr programını ilân etmemiş olduğu için, hemşehrilerin inşa ettirecekleri bü- tün binalar muvakkat inşaat kategorisi- ne

Nihayet imâr, is- kân ve mesken gibi, her biri birer dev mesele olan işlerle, müstakilen uğraşa- cak bir Vekâletin kurulmasını falihayır sayabiliriz.. Bu üç meselenin,

Velhasıl, gerek komitenin ziyaret programından anlaşılacağı, gerekse bu tetkiklere iştirâk etmiş Olan mimar- lar odası delegelerinin kısa raporlarında belirttikleri şu

Kabataş iske- lesi ile Beşiktaşdaki Hayrettin iskele- sinin, trafik meselesi bir kül olarak etüd edilmedikçe ve şehircilik mütehassısları bu problemi önce proje üstünde

Galata'da büyük bir İş hanı bir ban- ka tarafından bir sene önce, yarısı kadar fiyat bulunmadığı halde, 3,5 milyon lira- ya satın alınmıştır.. Akabinde, içindeki

Belediyemiz mesken için ayırdığı fonu, büyük caddelerde, orta sınıfın otu- rabileceği 3 ve 5 odalı dairelere hasre- decek yerde, bilhassa (gece kondu) ya-

Bir yapının, malzeme ihtiyaçlarının ancak % 10 veya 20 sini vererek, üst ta- rafı için, onu karaborsaya sevkedecek yerde, bir çok memleketlerin ikinci dün- ya harbinden