ARKİTEKT
M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V £ B E L E D İ Y E C İ L İ K D E R G İ S İ
Revue trimestriele D ' a r c h ı t e c t u r e - Q Quarterly puhlication on A r c h i t e c - ı—| D r e i m o n a l s z e i t s c h r i f t filr D'urban sme et d s arts riScoratifs ture city p l a n n i n g aııd d e e o ı a t i o n baukunsi, staedtebau und dekoration
İMTİYAZ S A H İ B İ V E B A Ş Y A Z A R I : Z E K İ SA Y Â R . U. N E Ş R İ Y A T M Ü D Ü R Ü A B İ D İ N M O R T A S ADRES ' A R K İ T E K T A N A D O L U H A N No. E M İ N Ö N Ü . İ S T A N B U L T E L E F O N : 2 2 1 3 0 7 K U R U L U Ş U : 1931
Cild: 29 No. 300
A b o n e ş a r t l a r ı : Yıllığı 30.— T.L. Altı aylığı 17.50 T.L. Bu sayı 10.— T.L. Yabancı memleketler için: 35.— T.L.ARKITEKT'in KOLLEKSIYONLARI : 1931 — 1935 beher cildi 30.— T.L. 1936— 1940 » » 30.— T.L. 1941 — 1945 » » 30.— T.L. 1946 — 1959 » » 25.— T.L. İlân tarifemiz talep üzerine gönderilir.
Yazı; foto; resim ve abone bedelleri ARKİTEKT'in adresine posta ile gönderil-melidir. Basılmıyan yazılar iade edilir. Adreslerini değiştiren abonelerin en geç iki ay içinde idarehanemizi haberdar etme-leri lâzımdır. Aksi takdirde kaybolan der-gilerden Müdürlüğümüz mes'uliyet kabul
etmez.
Poıır tout puyement et demande des ren-seignements; ainsi que poıır tout envoi des documents, tels que photos, articles, annon-ces bibliographie â inserer, s'adresser â la
Direction.
Adresse : A R K İ T E K T No. 33 Anadolu Han, Eminönü
İstanbul 't urcjuıe
İ T A L Y A M U H A B İ R İ M İ Z : Baran Ç A Ğ A
Ankara Mümessili Y. Mimar Muzaffer V A N L İ
MESLEK POLİTİKASI:
MİMARIN BELEDİYE İLE MÜNASEBETLERİ NASIL
DÜZENLENEBİLİR ?
Z E K İ S A Y Â R
Mimarlar Odasının 12 Kasımda yap-tığı sohbet toplantısında bulundum. Ol-dukça kalabalıktı. Görüşülecek o kadar çok konu vardı ki, hangisinden başlan-masına karar vermek için oylama yapıl-dı ve en mühimlerinin mimarın Beledi-ye ile münasebetleri ve İstanbul plânla-ması olduğu anlaşıldı.
Bu konularda mimarların ne kadar dertli oldukları konuşuldukça daha iyi anlaşıldı. Yaraya parmak basılmıştı. Dâ-va ortaya bütün çıplaklığı ile çıktı. N e yazık ki, toplantıda, Belediye ve İmarda görevli olan — bir kişi müstesna — kim-se yoktu. Yalnız Turgut Cankim-sever gel-mişti. O da, arkadaşlarının şikâyetlerine, onlar kadar iştirâk ediyordu.
Gönül, bu sohbette, İmar ve ruhsat illeriyle ilgili Belediye Reis muavininin, İmâr müdür ve müşavirlerinin, İller Ban-kası İstanbul Plânlama Bürosu şeflerinin de bulunmasını isterdi.
Toplantının devam ettiği 3.5 saat zar-fında, imâr ve ruhsat müessesesinin elle tutulur tarafı olmadığı çok acı tenkitler ile ortaya kondu. Bu müesseseden bu rlar şikâyetçi olan mimarlar bugüne ka-dar, acaba neden susmuşlardı? Resmî makamlar ve Belediye ile münasebetle-rimizin nâzımı olması gereken Oda, bu meselede acr.bn m den bu kadar alâkasız kalmıştı?
imâr Müdürlüğünün, bilhassa son se-nelerde serbest çalışan mimarlara karşı takındığı tavıra çok kifayetsiz bir tali-matnameyi uygulamak çabalarından do-ğan türlü zorluklar ve münasebetsizlik-ler sebep olmakta idi. Mimarların ise artık tahammülleri kalmamıştı.
Sohbet'de, bu konu üzerinde görüş-meler devam ettikçe, İmâr plânları, İmâr durumları, ruhsat muamelelerinin ne şe-kilde olması gerektiği hakkında fikirler sürülüyor, kristalize oluyordu. Ortaya çok güzel teklifler atıldı. Eğer O'da İdare heyeti bu fikirleri tesbit ve for-müle edip Belediyeye kabul ettirirse, ruhsat Müessesesinin iyi işleyen bir du-ruma girmesi için bir sebep kalmayacak-tır.
İmarda aksaklıkların bilhassa dört noktadan ileri geldiği anlaşıldı.
1 — İmâr plânlarının noksanlığı, 2 •— Talimatnamenin yetersizliği 3 — Ruhsat işlerinin
uygulanmasın-daki lüzumsuz bürokrasi 4 — İmârda çalışan elemanlar
me-selesi.
1 — Toplantıdaki mimarlar, şehrin hiç bir bölgesinin imâr plânının bitme-miş olduğunu, her müracaata, teker te-ker mevziî etüdlerle cevap verildiğini, bu yüzden işlerin çok uzayıp sürünceme-de kaldığını, alman neticelerin tatminkâr
olmadığını. Birbirlerine benzeyen mesele-lerde alman kararlar arasında mübaye-netler olduğundan şikâyetçi idiler.
2 — Talimatnamenin çok yetersiz olduğunu söyleyenlere karşılık talimat-nameye ihtiyaç olmadığını da iddia eden-ler oldu. Bir bakıma, bu fikri müdafaa-edenlere de hak vermek lâzımdı!.. Tali-matnamenin maddeleri arttıkça, proje mimarları ile İmâr arasında ihtilâflar da artıyordu. Fakat, fazla ileri olan bu fikri savunanların İmâr müessesesinin bir ni-zam ve mürakabe organı olduğunu unut-tukları da muhakkaktı. O halde, talimat-nameye ihtiyaç vardı. Fakat geniş an-lam ile bütün hususiyetleri en küçük de-taylarına kadar tayin ve tasrih edecek mufassal bir talimatname yapmak, ka-ranlıkta kalan noktaları tasrih etmek icap ederdi.
Diğer bir teklif ile, mimarın kendi kendini kontrol ve murakabesini isteye-cek kadar İ d e a l i s t fikirler de ortaya kondu. Oda idare heyetinden Nevzat Kurdoğlu'nun teklifi ise, entere-sandı. Ruhsat işinin Oda'ya bırakılması ve Odanın vizesinin alınmasiyle inşaatın yapılmasını teklif ediyordu. Bu teklif, inşaat maliyeti üzerinden alınacak muay-yen yüzde ile, Odaya sağlıyacağı maddî gelirin, teşkilâtı beslemek için lüzumlu parayı temin edeceğini belirtmesi bakı-mından, teşkilâtçılara cazip görünüyor-du. Aynı zamanda bir kanun meselesi olan bu teklifin Odaya temin edeceği menfaatten gayri, bir çok mahzurları olacağı da muhakkaktır.
3. — Ruhsat muameleleri tek ta-raflı bir anlayışla konulmuş takyidat yü-zünden mal sahibi ve proje mimarı için
tahammül edilmez bir işkence halini al-mıştı. Projeyi tasdik edecek alâkalı bü-ro ile pbü-roje mimarı temas edememekte idi. Projeler en küçük bir noksan için postalanmakta, sahibinin eline geçince-ye kadar günler geçmektedir. Yetersiz talimatnameye göre istenilen ve mimar-lık anlayışına, beynelmilel baremlere uymayan imârın kaprisi! olarak tavsif edilebilecek değişiklikler yüzünden, mü-nakaşalar uzun sürmekte proje sahibi hakkını İmarcılardan kurtarıncaya kadar aylar geçmektedir.
Bu manasız müdahaleler yüzünden, projeler çok defa talimatnamenin dar, mahdut fakir konsepsiyonu içinde, değer ve şahsiyetini kaybetmektedir.
4 — En mühimmi, on senedenberi imârı idare edenler, serbest mimarlarla olan iş münasebetlerini sert, haksız ve tahdid edici hareketlerle zedelemişler-di. Projelerin tasdikinde mevcut olması gereken imâr-mimar işbirliği bugün kal-mamıştır. Aynı işin oluşuna çalışan bu iki kuvvet sanki birbirine düşmandır. İmar, projelerin şehir, yol ve civa-riyle olan âhengini mürakabe ve kontrol edecek yerde, yapının (projenin) iç muh-teva ve konsepsiyonuna kadar haksız bir tasarruf yaratmıştır.
Bugün, yapının nev'i ve cinsine gö-re plânlama her memlekette artık no-rmlaşmış ve kat'ileşmiştir. Bu da mimar-ların malûmudur.
Buna rağmen, bahusus çok noksan ve yetersiz bir talimatname ile, proje mimarının en tabiî hakkı olan projesinin teferruatına kadar imar'ın müdahale et-mesi, yersiz hattâ kanunsuzdur.
Bütün mimarlar İmar müessesesinin,
perişan bir halde olduğunda birliktirler. İnkılâp ruhu, daha bu müesseseye gir-memiştir. İmarda bir eleman meselesi vardır. Belediyede görev kabul edenle-rin kendileedenle-rini bu müesseseye bağlama-ları lâzımdır. Halbuki şimdiye kadar İmarda çalışanlar orada bir (gelecek) görmedikleri için daima ümitleri dışarı-dadır.
Bu sebepledir ki, serbest mimarlar gibi çalışmak arzusundadırlar ve bunu tahakkuk ettirmek emelindedirler. Bu ruh haleti içinde bulunanlar memuriyet prensipleriyle bağdaşmamakta imârdaki görevlerini lâyikiyle yapmamaktadırlar: Ruhsat bürosundaki bazı mimarlar ile, tesisat ve statik bürolarındaki bazı mühendislerin serbest büroları olduğu veya serbest bürolar ile işbirliği yapa-rak, proje düzenledikleri bilinmektedir: Esasen Belediyede görevli mimarların Odaya imza selâhiyeti istemek üzere yap-tıkları müracaatta, proje tanzim ettik-leri anlaşılmıştır. Memurin Kanununa göre suç teşkil eden bu hareketin. Oda tarafından el'an işleme konmaması da serbest çalışan mimarları hayret içinde bırakmıştır.
İmâr Müdürlüğü teşkilâtının, baştan, A dan Z ye kadar yeniden teşkilâtlan-dırılması zarurîdir. İmarda görev kabul edeceklerin, dışarıda iş yapmaları gayrî kanunî olduğu kadar, İmârdaki çalışma-ları baltalıyacağından, gayrı ahlâkidir. Çok kalabalık kadro yerine, kendisini mesaisinin tümünü görevine verecek, kaliteli elemanların seçilmesi, şehir hiz-metlerinin daha rasyonel görülmesini sağlıyacaktır. İmarda bir reform lâzım-dır. Bunu beklemek hakkımızlâzım-dır.