• Sonuç bulunamadı

ARKİTEKT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK VE B E L E D İ Y E C İ L İK D E R G İ Sİ

N/A
N/A
Protected

Academic year: 2021

Share "ARKİTEKT M İ M A R L I K, Ş E H İ R C İ L İK VE B E L E D İ Y E C İ L İK D E R G İ Sİ"

Copied!
2
0
0

Yükleniyor.... (view fulltext now)

Tam metin

(1)

ARKİTEKT

M İ M A R L I K , Ş E H İ R C İ L İ K V E B E L E D İ Y E C İ L İ K D E R G İ S İ R e v u e t r i m e s t r i e l e D . a r e h ı t e c t u r e -D ' u r b a m s m e et d e s a r t s d e e o r a t i f s Q ı ı a r t e r l y p u b l i c a t i o n on A r c h i t e c -t u r e c i -t y p l a n ı ı i n g a n d d e c o r a -t i o n D r e i m o n a I s i e i l s c l\ r i f t f l l r b a u k u n s t , s t a e d t e b a u und d e k o r a t i o ı ı

İMTİYAZ SAHİBİ VE BAŞ YAZARI : ZEKİ SAYAR. U. NEŞRİYAT MÜDÜRÜ ABİDİN MORTAŞ ADRES r A R K İ T E K T ANADOLU HAN No. 33 EMİNÖNÜ , İSTANBUL T E L E F O N : 2 2 1 3 0 7

K U R U L U Ş U : 1931

Cüd: 27 No. 296

A b o n e ş a r t l a r ı : Yıllığı 2 5 — T . L . Altı aylığı 15.— T . L . B u sayı 8 . — T . L . Y a b a n c ı m e m l e k e t l e r için : 3 0 . — T . L . A R K I T E K T ' i n K O L L E K S İ Y O N L A R I : 1931 — 1935 b e h e r cildi 2 5 . — T . L . 1936 — 1 9 4 0 » » 2 5 . — T . L . 1941 — 1945 » » 2 5 . — T . L . 1 9 4 6 — 1958 » » 2 5 . — T . L . İlân t a r i f e m i z talep üzerine gönderilir. Y a z ı ; f o t o ; r e s i m v e a b o n e b e d e l l e r i A R K İ T E K T i n adresine posta ile gönderil-melidir. Basılmıyan yazılar iade edilir. Adreslerini değiştiren abonelerin en geç iki ay içinde i d a r e h a n e m i z i h a b e r d a r e t m e -leri lâzımdır. A k s i t a k d i r d e k a y b o l a n der-gilerden M ü d ü r l ü ğ ü m ü z mes'uliyet kabul

etmez.

P o u r tout p a y e m e n t et d e m a n d e des ren-seignements; ainsi q u e p o u r tout envoi des d o c u m e n t s , tels q u e p h o t o s , articles, a n n o n -ces bibliographie â inserer, s'adresser â la

Direction.

A d r e s s e : A R K İ T E K T N o . 33 A n a d o l u H a n , E m i n ö n ü

İstanbul T u r q u i e

Ankara Mümessili Y. Mimar Muzaffer VANLI

MESLEK POLİTİKASI :

M İ L L E T L E R A R A S I

S A N A T L A R I

B İ R İ N C İ T U R K

K O N G R E S İ

M i m a r Zeki S A Y A R G.S.A. G e ç e n Ekim a y ı n d a A n k a r a ' d a toplanan Milletlerarası I inci T ü r k Sanatları K o n -gresi, d ü n y a çevrelerinde şimdiye k a d a r İs-lâm sanatının bir kolu gibi gösterilen T ü r k s a n a t ı n ı n özelliklerini bir kere d a h a o r t a y a k o y m a s ı b a k ı m ı n d a n önemlidir.

O r d . P r c f . Suud K e m a l Yetkin, açılış k o n u ş m a s ı n d a , K o n g r e n i n toplanış sebeple-rinden en m ü h i m i olarak, son z a m a n l a r a k a d a r A v r u p a l ı sanatçıların T ü r k sanatını lâyikiyle etüd e t m e m e l e r i n d e n ö t ü r ü k ü ç ü m -sediklerini, hattâ inkâr ettiklerini zikret-m e k t e . bu haksızlığa karşı K o n g r e n i n dik-katini ç e k m e k t e d i r . Suud K e m a l , T ü r k sa-natının başta m i m a r i o l m a k üzere İslâm sanatı ile bariz ayrılıklarını görmemezli-k-ten gelen yabancı sanat çevrelerinin ve mü-elliflerin b u s a h a d a yaptıkları h a t a l a r d a n birçok misaller vererek yanıldıklarını orta-ya k o y m a k t a , ve son z a m a n l a r d a T ü r k sa-natı üzerinde yapılan ç a l ı ş m a l a r ı n m ü s b e t etkilerini belirtmekte, birçok müelliflerdeki mevcut m e n f i kanaatlerin düzeltildiğini zik-r e d e zik-r k e n öteden bezik-ri T ü zik-r k sanatı h a k k ı n d a d ü r ü s t ve hakşinas e t ü d l e r y a p a n P r o f . Al-bert G a b r i e l gibi âlimlerin ç a l ı ş m a l a r ı n ı öv-m e k t e d i r .

Bu gibi kongrelerin T ü r k sanatı h a k k ı n d a k i m e n f i h ü k ü m l e r i tashihe y a r a y a -cağı aşikâr o l m a k l a b e r a b e r bu sahadaki

gayretlerimizin çok yetersiz o l d u ğ u n u d a belirtmek icabeder.

Yine S. K e m a l Yetkin'in dediği gibî b u g ü n « T ü r k Sanatları Enstitülerimiz. T ü r k sanatı ile u ğ r a ş a n l a r ı m ı z , mevcuttur.» Bun-l a r a T ü r k sanatı ü z e r i n d e çaBun-lışan dürüst ve hakşinas e t ü d l e r y a p a n garblı âlimleri de k a t a r s a k kâfi derecede incelenmemiş olan s a n a t ı m ı z ı n beynelmilel ilim sahasın-d a hakikî yerini a l m a k t a gecikmiyeceğine inanabiliriz.

Millî varlığımızın en bariz remzi olan sanatımızı, lâyık olduğu gibi tetkik etmek ve t a n ı t m a k için geniş ölçüde neşriyata ihti-yaç olduğu m u h a k k a k t ı r . H a l b u k i gerek s a n a t eserlerimizi tetkik edenlerimiz gerek-se sanat neşriyatımız yok d e n e c e k k a d a r azdır. G a r b l ı memleketlerin kendi sanatlarını en basitlerine k a d a r , b ü t ü n t e f e r r u a tiyle b ı k m a d a n u s a n m a d a n y a y m a l a r ı n a m u -kabil biz maalesef pek geri k a l m ı ş vaziyet-teyiz.

İşte. millî s a n a t ı m ı z a karşı gösterdiği-miz bu alâkasızlık T ü r k sanatının İslâm sanatı a r a s ı n a şahsiyet ve hüviyetini belli e t m e d e n k a r ı ş m a s ı n a sebep o l m u ş t u r . Sa-n a t ı m ı z a karşı yabaSa-ncı m ü e l l i f l e r d e Sa-n öSa-nce kendimizin ilgilenmesi icabeder. T ü r k sanatı h a k k ı n d a y a b a n c ı l a r ı n eskiden beri d e v a m ( D e v a m ı 116 ncı sahifede)

(2)

hattâ milyonlara kıyasla oturanlar on bin-leri de bulabilir fakat kütle yine izbededir.

Zira bugün hayat standardı yüksek olan milletler bile iktisadî kaidelere meydan oku-yamazlar. Bir de şu var, bugün ailelerinin mahremiyeti mukaddestir dediğimiz ahali nerelerde yaşamaktadır. Ben U r f a vilâyeti-nin Viranşehir kazası civarında Kırkmağa-ralar denen ve hakikaten de mağaKırkmağa-ralar için-de barınan köyü bilirim, yine aynı vilâyetin Harran kazası evleri arı kovanına benzer bir giriş kapısı bir de dumanın çıkması için damında bir delik vardır. Buna benzer ga-rabetleri tadat etmiyeyim miktarları bir hay-li kabarık olmakla beraber 60.000 ni müte-caviz köye nisbetle yine de mühimsenemez. Hattâ memleketin pitoresk köşelerini de

teşkil edebilir.

A m a m ü h i m olan heyeti umumiyenin de kerpiçten veya salaştan yapılmış evlerde ikamet etmeleridir. Bu evlerde ekseriya elektrik yoktur, helâ birkaç evin müştere-ken yaptığı bahçe içinde gayrisıhhî bir çu-kurun üzerine oturtulmuş kapısız bir hücre, m u t f a k ya oturulan odanın içinde veya bahçede bir tarafı açık bir mahal, banyo eğer varsa çarşı h a m a m ı .

Veya bir medrese revakları altında ku-rulmuş kontrplâk duvarlarla ayrılmış birer hücrelik mahaller bütün aile bunun içinde oturur, yemek pişirir, çamaşır yıkar, yer, içer, misafir kabul eder ve uyur. Teshin mangaldır, sıcak su, banyo, m u t f a k hayaldir buna mukabil aile mahremiyeti vardır! Irza

geçme, cinayet, gibi vakaların çoğu bu m a -hallerde olur. Çocuk biraz kendini idrak etti mi hayatın bütün mahremiyetine vâkıf olur veya kadın biraz fingirdek oldu m u bütün mahalle istifadeye kalkar ve netice hüsrandır.

Mevzu bu veya buna benzer mahaller-de oturanlara lüks hattâ vasat meskenler temin etmek değildir sadece ve sadece me-denî fakat çok mütevazı asgarî yaşama en-deksiyle muvazi gidebilecek meskenleri te-min edebilmektir.

Dâvanın halli ise hissiyata kapılmadan elimizdeki imkânları âzamî bir kütlenin isti-fadesine arzetmek için mevzuun bilhassa sos-yal ve iktisadî cephelerini sükûnetle tesbit ederek fiiliyata geçilmesine bağlıdır.

(Baş tarafı 87 nci sahifede) edegelen hatalı hükümlerinin önüne, ancak tetkik mahsulü ilmî çalışmalarla geçilmesi kabil olacaktır. G a r b sanatının yüzyıllardan beri didiklenircesine incelenmiş olmasına mu-kabil, Şark ve İslâm sanatları daha yetersiz olarak tetkik edilmiştir. Bu arada T ü r k sa-natının da lâyık olduğu derecede bir tet-kike tâbi tutulamıyacağı aşikârdır.

Kim ne iddia ederse etsin başta mima-rîmiz, diğer sanat kollarımızda, T ü r k karak-terini farkedemiyecek hiçbir ilim adamı tasavvur edilemez. Ancak, T ü r k sanatının ehemmiyetini lâyıkiyle idrak edememiş olan bazı müelliflerin eserlerinde, bunu sathî geçiştirmiş olmaları hakikati külleyemez. Bunlar içinde bazı maksatlı neşriyatta bu-lunabilir. Hakikati meydana k o y m a k sanat uzmanlarımıza düşen bir ödevdir.

T ü r k sanatı hakkında incelemeler ya-pan bütün T ü r k müellifler yabancıların düştükleri hatalardan daima şikâyetçidirler. Kongrenin açılış konuşmasında olduğu gibi yapılan tebliğlerde bile, bu şikâyetlere tesa-düf edilmektedir. T ü r k sanatı lâyıkiyle ve yeter derecede incelenmemiş olduğu için bazı

yabancı âlimlerin kifayetsiz incelemelerde bazı hataya düşmemelerine imkân yoktur. Fakat, T ü r k sanatı tetkikçilerini üzen bu nevi hatalar değildir. Bütün ilmî doküman-lara rağmen hakikatleri görmemezlikten ge-lenlere, hattâ inkâr edenlere de tesadüf edilmektedir. Kongreye yapılan tebliğlerden biri olan Hakkı İzet'in şu paragrafı buna güzel bir misal teşkil ediyor :

« Y a k ı n D o ğ u d a y a p ı ç i n i -c i l i ğ i n i n y e n i d e n -c a n l a n m a s ı İ s l â m d ü n y a s ı n d a h â k i m i y e t i n S e l ç u k T ü r k l e r i n e g e ç m e s i y l e b a ş l a r . F a k a t h e r n e d e n s e An a d o 1 u S e l ç u k v e O s m a An l ı s a n a t ı n ı n d i ğ e r k o l l a r ı n d a o l -d u ğ u g i b i , ç i n i c i l i ğ i n -d e -d e d a i m a b i r İ r a n e t k i s i a r a n ı r . B i r O r t a A s y a m i l l e t i o l a n T ü r k l e r i n y ü z y ı l l a r b o y u n c a s ü r e n İ r a n ü z e r i n d e k i h â k i m i y e t l e r i s ı r a s ı n d a b u r a l a r -d a h â l â a y a k t a -d u r a n e s e r l e r b ı r a k m ı ş o l d u k l a r ı , b u n l a r ı n İ r a n s a n a t ı n ı n g e l i ş m e -s i n d e h e r h a n g i b i r e t k i -s i o l u p o l m a d ı ğ ı a r a n m a z . » (*)

Müstakil bir Türk mimarîsi mevcut ol-duğu kadar, meselâ, bir İtalyan Rönesans'ı gibi, bir T ü r k rokokosunun mevcudiyetini

9

dünyaya tanıtabilmek için, sadece yabancı müelliflerden istiane etmek fazla iyimser-lik olur.

Türk sanatı enstitüleri ve diğer sanat ve ilim kolundaki uzmanlarımız, sanatımı-zın bütün özellik ve şahsiyetini meydana koyacak çalışmaları lâyıkiyle yaparlar ve yayarlarsa ergeç dünyanın haklı dâvamızı anlamakta gecikmiyeceği aşikârdır.

Bu itibarla, beynelmilel 1 inci T ü r k sa-natları Kongresi T ü r k sanatının gerçek du-r u m u n u odu-rtaya atması bakımından, ilk adımdır. 1 inci Kongreye elli bir müte-hassıs ve âlim tebliğ yapmıştır. Bunlardan on dokuzu yabancıdır.

Bu çeşit teşebbüslerin sanat yazarları-mızı, uzmanlarımızı gelecek kongreler için ateşli bir çalışmaya teşvik edeceğinde şüp-hemiz yoktur.

.(*) Milletlerarası Birinci T ü r k Sanatları Kongresi, tebliğler bülteni.

Referanslar

Benzer Belgeler

Basılmıyan yazılar

Belediyemiz, İstanbul'un dört yıllık imâr programını ilân etmemiş olduğu için, hemşehrilerin inşa ettirecekleri bü- tün binalar muvakkat inşaat kategorisi- ne

Nihayet imâr, is- kân ve mesken gibi, her biri birer dev mesele olan işlerle, müstakilen uğraşa- cak bir Vekâletin kurulmasını falihayır sayabiliriz.. Bu üç meselenin,

Velhasıl, gerek komitenin ziyaret programından anlaşılacağı, gerekse bu tetkiklere iştirâk etmiş Olan mimar- lar odası delegelerinin kısa raporlarında belirttikleri şu

Kabataş iske- lesi ile Beşiktaşdaki Hayrettin iskele- sinin, trafik meselesi bir kül olarak etüd edilmedikçe ve şehircilik mütehassısları bu problemi önce proje üstünde

Galata'da büyük bir İş hanı bir ban- ka tarafından bir sene önce, yarısı kadar fiyat bulunmadığı halde, 3,5 milyon lira- ya satın alınmıştır.. Akabinde, içindeki

Belediyemiz mesken için ayırdığı fonu, büyük caddelerde, orta sınıfın otu- rabileceği 3 ve 5 odalı dairelere hasre- decek yerde, bilhassa (gece kondu) ya-

Bir yapının, malzeme ihtiyaçlarının ancak % 10 veya 20 sini vererek, üst ta- rafı için, onu karaborsaya sevkedecek yerde, bir çok memleketlerin ikinci dün- ya harbinden